Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Eyaletleri
Asya'daki Osmanlı eyaletleri
Adana Eyaleti
Anadolu Eyaleti
Aydın Eyaleti
Bağdat Eyaleti
Diyarbekir Eyaleti
Hüdavendigâr Eyaleti
Karaman Eyaleti
Lahsa Eyaleti
Rakka Eyaleti
Rum Eyaleti
Saruhan Eyaleti
Çıldır Eyaleti
Adana Eyaleti
Adana Eyaleti veya Adana Beylerbeyliği, Osmanlı Devleti eyaletidir 1608 yılında Adana civarında kurulmuştur
Adana Eyaleti Ramazanoğulları Beyliği'nin 1608 yılnda Osmanlı Devleti egemenliğine girmesiyle Adana civarında kurulmuştur 1859–1861 yılları arası eyalete 20 511 Nogay yerleşmiştir 1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile kaldırılmış ve Adana Eyaleti toprakları, Halep Vilayeti'e bağlanmıştır
Anadolu Eyaleti
Anadolu Eyaleti veya Anadolu Beylerbeyliği, 1393 yılında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti 16 yüzyılda nüfusu 5 455 000 olup bunun 5 410 000'i Müslim, 45 000'i Gayrimüslimdir ve yüzölçümü 223 114 km² kadardır
Anadolu Eyaleti, Yıldırım Bayezid, 1393 yılında Rumeli'ye geçerken Timurtaş Paşa'yı Andolu Beylerbeyi olarak Ankara'da bırakması ile Batı Anadolu'da kurulmuştur Anadolu Eyaleti'nin merkezi önceleri Ankara, 1451'de Kütahya olmuştur Karamanoğulları Beyliği'nden alınan Akşehir, Beyşehir ve çevresi önce 1451-1466 yılları arası Anadolu Eyaleti'ne bağlanmış, daha sonra bu topraklar yeni kurulan Karaman Eyaleti'ne bağlanmıştır Beylerbeyi hassı 1 000 000 akça olup eyalet protokolde 4 sıradadır
Anadolu Eyâleti, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması yani Vaka-i Hayriye'nin ardından Aydın (İzmir), Hüdevandigar (Bursa), Kastamonu ve Ankara olmak üzere 4 eyalete bölünmüştür
Aydın Eyaleti
Aydın Eyaleti veya Aydın Beylerbeyliği 1827-1841 yılları arası Anadolu Eyaleti'nin kaldırılmasıyla kurulmuş kısa süreli Osmanlı Devleti eyaleti
Osmanlı Devleti'nin Klasik Dönemi'ndeki yönetim düzenlemesinde, Rumeli ve Anadolu beylerbeylikleri vardı 1811'de yapılan yeni bir düzenlemede, Anadolu Eyaleti bölündü ve birkaç yeni eyalet kuruldu Bu arada, Aydın da Aydın Eyaleti'nin merkezi yapılarak İzmir buraya bağlandı
Yeniçeri Ocağı 1826'da kaldırılınca, devletin yönetsel bölünümünde yeni bir değişiklik yapıldı Anadolu Eyaleti 4'e bölündü Yine Aydın eyalet merkezi olmak üzere; Hamideli (Isparta), İzmir, Saruhan (Manisa) Tekeili (Antalya) ve Menteşe (Muğla), sancaklarının yönetimi Vezir Hüseyin Paşa'ya verildi
1841'de, Aydın Eyaleti'nin merkezi Aydın'dan İzmir'e taşındıysa da, 1843'te Aydın yeniden eyalet merkezi oldu 3 yıl süren bu durum, 1846'da İzmir'in, Aydın Eyaleti'nin merkezi olmasıyla, bir kez daha değişti
1846-1847'deki yönetsel düzenlemede, Aydın Vilayeti, Merkez Sancağı'nın yanı sıra, Denizli ve Menteşe sancaklarını içermekteydi 1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile eyalet kaldırılmış yerine Aydın Vilayeti kurulmuştur
Bağdat Eyaleti
Bağdat Eyaleti veya Bağdat Beylerbeyliği, 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti
1534'te Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Türk ordusunun Irakeyn Seferi'nde İran ordusunu yenilgiye uğratmasıyla Safevi Devleti'ne bağlı Irak toprakları Osmanlı Devleti'ne katılmıştı 1535'de kurulan eyalet Irak'ın merkezi bölgesini ve İran'ın batısındaki bazı bölgeleri kapsıyordu
XVII Yüzyılda 21 sancak olarak teşkilatlandırılmış olup, en önemli sancaklar şunlardır:
Bağdat
Hille
Zengabad
Remahiye
Karadağ
Cengüle
Cezaver
1864'te Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile yeni vilayet sistemine geçildiğinde Bağdat eyaleti de aynı topraklarla Bağdat Vilayeti'ne dönüştürülmüştür
Diyarbekir Eyaleti
Diyâr-ı Bekr Eyaleti Tam adı Diyâr-ı Bekr Beylerbeyliği, 1515 yılında kurulan Osmanlı Devleti'nin en büyük eyaleti Eyaletin merkezi Amid yani Diyarbakır'dır Doğrudan Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olarak yönetilmiştir
Akkoyunlu Türk imparatorluğu'nun başkenti Diyarbakır'a Safevi Hanedanı egemen olmuştur 23 Ağustos 1514 yılında Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı Devleti, Safevi Hanedanı'nı yenmiştir Diyarbakır'ı yönetmekte olan Ustacılı Muhammed Han, Osmanlı Devleti kuvvetleri ile savaşırken ölmüştür Bunun üzerine halk ayaklanarak Osmanlı Devleti'ne bağlanmak istemiştir Bu isteklerini Osmanlı Devleti'ne bildirmek için halk Mevlana İdris-i Bitlisi'den yardım istemiştir Dönemin Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim durumu kendisine bildiren Mevlana İdris-i Bitlisi'yi bu işle görevlendirmiştir Bunun üzerine Safevi şahı Şah İsmail gerekli önlemleri aldırmıştır Ustacılı Muhammed Han'ın kardeşi Karahan'ı Urfa hakimi Durmuş Bey ile birlikte Diyarbakır'ı kuşatıp geri almakla görevlendirmişdir Karahan ve Durmuş Bey'in kuvvetlerine Mardin, Hasankeyf ve Ergani'de bulunan Safevi kuvvetlerine de katılmıştır Böylece Karahan'ın kuvveti 5 bin kişiye ulaşmıştır Karahan'ın ordusu bir yıl kadar Diyarbakır'ı kuşatma altında tutmuştur Diyarbakır halkı Karahan'ın ordusuna karşı savaşmıştır Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Diyarbakır'a gelmiş ve kuşatmayı kaldırmıştır Karahan'ın ordusu Mardin'e çekilmiştir 10 Eylül 1515 tarihinde Osmanlı Devleti ordusu Diyarbakır'a girmiştir 4 Kasım 1515 tarihinde Diyâr-ı Bekr Eyaleti kurulmuştur Eyaletin ilk beylerbeyi Bıyıklı Mehmet Paşa'dır
1847 yılında eyalette Bedirhan Bey isyanı çıkmıştır Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi 'nin kabul edilmesinin ardından 1867 yılında Diyâr-ı Bekr Eyaleti kaldırılmış yerine Diyâr-ı Bekr Vilayeti kurulmuştur
Hüdavendigâr Eyaleti
Hüdavendigâr Eyaleti, 1816 yılında Anadolu Eyaleti'nden ayrılarak kurulan Hüdavendigâr ve Kocaeli Eyaleti'nin yenilenmesiyle[1] 1841 (H 1257) yılında kurulan[2] ve 1867 yılına kadar varlığını sürdürmüş Osmanlı Devleti eyaleti
Osmanlı Devleti'nin Klasik Dönemi'ndeki yönetim düzenlemesinde, Rumeli ve Anadolu beylerbeylikleri vardı 1827-1841 yılları arası yapılan yeni bir düzenlemede, Anadolu Eyaleti bölünmüş ve birkaç yeni eyalet kurulmuşdur Hüdavendigâr Eyaleti de Anadolu Eyaleti'nin bölünmesiyle ortaya çıkan eyaletlerden biridir Hüdavendigâr Eyaleti kurulduğu tarihlerde sekiz sancağı (liva) vardır
Karaman Eyaleti
Karaman Eyaleti veya Karaman Beylerbeyliği, 1397-1402 ve 1470'de Konya merkez olmak üzere kurulan Osmanlı Devleti eyaleti Eyaletin merkezi 1522-1562 arası Kayseri olmuştur
Karaman Beylerbeyliği'nin, 17 yüzyıldaki kapladığı alan 78 518 km2 idi Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti idari yapısına göre 6 ili kapsamaktaydı Bunlar; Konya, Aksaray, Niğde, Kayseri, Nevşehir ve Kırşehir'dir 1468’de Konya paşa sancağı olmak üzere, Beyşehri, Aksaray, İç İl (Ermenek'in merkez olduğu 1845-1887 arası hariç merkezi Silifke), Niğde ve Kayseri olmak üzere altı sancağı bulunmaktaydı (Akgündüz, 1990: 306) 1518'de Akşehir sancağı kurulmuştur 1527’de Karaman vilayeti; Konya, Kayseri, İçil, Niğde, Beyşehri, Aksaray ve Maraş sancaklarından oluşmaktaydı 1554'te Rum eyaleti'ne bağlı Bozok Sancağı'na bağlı kaza olan Kırşehri sancak yapılarak buraya bağlanmıştır 1571'de eyalet eyalet 7 sancağa bölünmüştür Bunlar, Konya, Niğde, Kayseri, Aksaray, Akşehir, Beyşehri ve Kırşehri'dir Aynı yıl İçil sancağı Kıbrıs Eyaleti'ne bağlanmıştır 1839'da Kayseri sancağı merkezi Yozgat olan Bozok eyaleti'ne bağlanmıştır 1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile adı Konya Vilayeti olmuştur
Lahsa Eyaleti
1551-1663 ve 1871-1913 tarihleri arasında Osmanlı Devleti'ne bağlı eyalet Bugünkü Kuveyt'ten yine bugünkü Katar topraklarına kadarki bölgeyi kapsar Osmanlı döneminde merkezi Katif kenti olmuştur Lahsa adı, Bölgenin Arapça adı al-Hasa'dan bozmadır
XVI Yüzyılın başlarından itibaren Hint Okyanusu'na egemen olan Portekiz'e karşı 1517-38 yılları arasında Kızıldeniz hakimiyetini ele geçiren Osmanlı Devleti, 1546'dan itibaren Basra Körfezi'ne de hakim olarak ve bşlgedeki Portekiz kalelerini temizleyerek bu ülkenin Hint Okyanusu ğzerinde kurduğu ticaret tekelini kırmak istiyordu
Basra'nın 1538'de şeklen, 1546'da ise fiilen Osmanlı Devleti'nin egemenliğine girmesinin ardından, Türk ordusu bölgedeki ileri harekatını sürdürdü ve 1551 yılında Katif ve çevresini de fethederek Katar yarımadasına kadarki toprakları Osmanlı Devleti'ne kattı
Ancak, 1552'de Hürmüz Kuşatması'nın, 1559'da da Bahreyn Kuşatması'nın başarısızlığa uğramasıyla bölgedeki Osmanlı ilerleyişi de limitlerine ulaştı Merkezi uzaklığı nedeniyle salyaneli eyaletler arasında addedilen Lahsa, Osmanlı-Portekiz mücadelesinin Portekiz'in 1580'de İspanya tarafından işgal edilmesi sonucunda hızını yitirmesi, Osmanlı Devleti'nin de Avusturya ve İran savaşlarına yoğunlaşması sonucunda XVI Yüzyılın sonlarına doğru önemini yitirdi ve Basra'nın da merkezi yönetimle bağlarının gevşemesiyle İstanbul ile irtibatı kalmadı 1663 yılında ise eyaletin Benî Halid kabilesi tarafından ele geçirilmesi de İstanbul'da herhangi bir tesir yaratmadı
Osmanlı Devleti, bölgeyle 1869 yılında Süveyş Kanalı'nın açılması ve bölge ticaretinin yeniden canlanması sonucunda yeniden ilgilenmeye başladı Mithat Paşa'nın Bağdat Valiliği sırasında bölgeye yapılan sefer sonucunda Lahsa tekrar Türk egemenliğine girdi 1913 yılında imzalanan ancak yürürlüğe girmeyen Arap Yarımadasındaki İngiliz-Osmanlı sınırını belirleyen anlaşma uyarınca Lahsa'nın Osmanlı toprağı olduğu teyid edildi Ancak, aynı yıl Osmanlı'nın Balkan Savaşları ile uğraşmasından yararlanan Suud Devleti'nin Katif'i ve bölgedeki diğer şehirleri ele geçirmesiyle bölgedeki Osmanlı hükümranlığı tamamen sona erdi
Rakka Eyaleti
Rakka Eyaleti veya Rakka Beylerbeyliği, 1594 yılında III Murad zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti
1516 yılında Suriye'nin Yavuz Sultan Selim tarafından fethinden sonra yapılan vilayet taksiminde Suriye'nin kuzey bölgeleri Halep Eyaleti'ne bağlanmıştı Rakka Eyaleti ise 1594 yılında merkezi Urfa olmak üzere Halep Eyaleti'nden ayrılarak kuruldu Eyalete Urfa, Ruha ya da El-Cezire adları da verildi
Eyalet Türkiye'nin Urfa, Suriye'nin Rakka, Haseke ve Irak'ın Ramadi bölgelerini kapsıyordu
9 sancak olarak teşkilatlandırılan eyalet 1864'te Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile yeni vilayet sistemine geçildiğinde Rakka Eyaleti de aynı topraklarla Halep Vilayeti'ne dönüştürülmüştür
Rum Eyaleti
Rum Eyaleti veya Rum Beylerbeyliği (Rumiyye-i Sugra) 1398'de kurulan Osmanlı Devleti eyaleti
Rum Eyaleti'nin merkezi ilk önce Tokat sonra Amasya 1526'dan itibaren ise Sivas olmuşdur 1461'de Trabzon, 15 yüzyılın 2 yarısında Akkoyunlular'dan alınan Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar), 1515'te Safevilerden alınan Kemah ve Bayburt, 1516'da Memlüklere bağlı Dulkadiroğlu Beyliğinden alınan Malatya sancak olarak buraya bağlandı En geniş döneminde Sivas, Amasya, Tokat, Canik, Çorum, Bozok, Trabzon, Karahisar-ı Şarki, Kemah, Bayburt ve Malatya sancaklarını kapsıyordu Yönetim zorlukları baş gösterince Karahisar-ı Şarki, Kemah, Bayburt ve Trabzon sancakları Erzurum Eyaleti'ne, Malatya sancağı Dulkadir (Kahramanmaraş) Eyaleti'ne bağlandı 16 yüzyılın sonlarından Trabzon Sancağı Erzurum Eyaleti'nden ayrılarak ayrı bir eyalet oldu 17 yüzyılda kapladığı alan 82 500 km²'dir Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti idari haritasına göre dokuz ili (Sivas, Amasya, Çorum, Samsun, Sinop, Yozgat, Tokat, Kayseri'nin doğusunu ve Ordu'nun batısını) kapsar ve 10 sancaktan oluşurdu Bunlar; Sivas, Amasya, Bozok (Yozgat), Divriği, Canik (Samsun'un doğusu ve Ordu'nun batısı), Arabgir (Arapkir), Çorum, Tokad, Zile ve Keskin'dir 1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile Rum Eyaleti kaldırılmış yerine Sivas Vilayeti kurulmuştur
Saruhan Eyaleti
Karesi Eyaleti, Saruhan Eyaleti, veya Karesi-Saruhan Eyaleti, Osmanlı Devleti eyaletidir 1845 yılında kurulmuş 1847 yılında dağıtılmıştır
Tarihi [değiştir]
1841 yılında Anadolu Eyaleti birçok eyalete ayrılmıştır Bu eyaletlerden biri de Hüdavendigâr Eyaleti'dir 1845 yılında Hüdavendigâr Eyaleti'nden ayrılan Karesi Sancağı ile Aydın Eyaleti'nden ayrılan Saruhan Sancağı birleşerek bu eyaleti kurmuştur Eyaletin merkezi Manisa'dır İlk ve tek beylerbeyi ise Hacı İbrahim Saib Paşa'dır 1847 yılında Saruhan bu eyaletten ayrılarak yeniden Aydın eyaletine bağlanmıştır Karesi'de yeniden Hüdavendigâr Eyaleti'ne bağlanmıştır
Çıldır Eyaleti
Çıldır Eyaleti veya Çıldır Beylerbeyliği, 16 yüzyılda Samtshe-Saatabago’da kurdulan Osmanlı Devleti eyaleti
Türk ordusu, 1548-49 Osmanlı-İran Savaşı sırasında Samtshe-Saatabago'nun batısını ele geçirmiş, 1578'de de bölgenin doğusunu Osmanlı topraklarına katmışlardır 1579'da, Samtshe-Saatabago'nun değişik zamanlarda ele geçirilen yerleri birleştirilerek Çıldır Eyaleti (Ahıska Paşalığı) kurulmıştur
Atabeg IV Kvarkvare (1574-81) ve kardeşi Manuçar, Osmanlı politikalarına karşı çıktılarsa da bir sonuç alamadılar Manuçar Müslümanlığı kabul etmek zorunda kaldı ve "Mustafa" adını aldı Ardından Osmanlı padişahı tarafından Ahıska (Ahaltsihe) paşası olarak atandı
Bölgenin değişmeye başlaması üzerine II Manuçar, Kartli kralı I Simon'la bağlantı kurarak; kendisinden Osmanlılara karşı savaşmak için yardım talep etti 158'de Manuçar'ın liderliğinde Samtshe'de büyük bir ayaklanma düzenlendi Gürcüler Ahıska ve çevresinin denetimini ele geçirdiler Manuçar yeniden Hıristiyanlığa döndü ve Samtshe atabeği oldu
Osmanlılar 1587'de Samtshe'deki isyanı bastırdılar ve Ahaltsihe'yi ikinci kez ele geçirdiler 1607 yılında Gürcülerin de yardımıyla İran, Osmanlıları Ahaltsihe'den çıkardı I Şah Abbas, Ahaltsihe yöneticisi olarak II Manuçar'ın 15 yaşındaki oğlu Manuçar'ı atadı, ama Osmanlılar 1608'de Ahaltsihe'yi geri aldılar 1612'de Osmanlı sultanı Ahıska beylerbeyi olarak III Manuçar'ın amcası Beka'yı (Sefer Paşa) atadı Bu tarihten sonra Samtshe-Saatabago Gürcü feodal yöneticileri siyasal faaliyetlere son verdiler
Ahaltsihe Paşalığı, Samtshe-Saatabago topraklarını bütünüyle kapsamıyordu Bir bölümünü (İspir, Tortum, Ardahan-ı Küçük, Mameravan) Osmanlılar başka bir eyalete katmışlardı
Çıldır Eyaleti'nde Osmanlılar İslâm'ı yaymaya başladılar Gürcü feodallerin bir kısmı bölgeden ayrıldı Halk ise uzun süre Hıristiyanlığı, anadilini, geleneklerini ve ulusal özelliklerini korudu
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında, Ahıska ve çevresi Osmanlı egemenliğinden çıktı XIX yüzyılın ortalarında Ahıska Paşalığı kaldırıldı, Osmanlıların elinde kalan bölgeler ise başka eyaletlere bağlandı
|