Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Nedir? Osmanli Tarihi

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Nedir? Osmanli Tarihi



OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ

OSMANLI HAKİMİYET ANLAYIŞI

Osmanlı Devletinde yönetim İslam Hukukuna dayanırdıİslamla çelişmemek şartıyla Padişah Örfi Kanunlar koyabilirdiBu kanunlar fermanla ilgililere duyurulurdu

Osmanlılarda diğer Türk devletlerinde olduğu gibi,”Devlet hanedanın ortak malı sayılırdı” ancak 1Murat bu anlayışı değiştirmiş,Tahta geçebileceklerin sayısını azaltmak böylece taht kavgalarını önlemek veya kısıtlamak maksadıyla “Devlet ,Padişahın ve oğullarınındır” hükmünü getirmiştirAyrıca Fatih

Kanunname-i Ali Osman ile tam merkeziyetçi bir yönetim oluşturmuştur16yüzyılda 1Ahmed “Ekber ve Erşed” sistemini yani ailenin yaşça en büyüğü ve akıllısının padişah olması usulü uygulanmaya başlamıştır 19yyda Batıdaki gelişmelere uygun olarak Tanzimat fermanıyla padişahın yetkileri sınırlandırıldıMeşrutiyetle birlikte yönetimde meclisin de yer alması usulü getirildi,ama padişahın Tanrı tarafından verilen yönetim hakkı hiç tartışılmadıOsmanlılarda Padişah olma hakkı erkek çocuklarındır,Padişah’ın erkek çocuklarına “ŞEHZADE” denirdi,Şehzadelerin yetiştirilmesine önem verilir,küçük yaşta devlet tecrübesi kazanması için sancaklara yönetici olarak tayin edilirdi,yanlarına da “Lala” denilen devlet adamları verilirdiBu usul 1Ahmed döneminde değiştirilmiş “Kafes Usulü” getirilmiştir

OSMANLI DEVLET YÖNETİMİ

A)MERKEZ TEŞKİLATI-Devletin yönetim merkezi başkenttirÖzellikle İstanbul’un fethiyle gelişen merkez yönetimi şu şekildeydi;

1-SARAY : Padişah sarayda hem devleti yönetir hem de özel hayatını burada geçirirdiYönetim merkezi İstanbul’dur,Asitane ,Dersaadet Payitaht gibi isimlerle anılırdıOsmanlı Sarayı iki bölümden oluşurdu a)Birun: Sarayın dış teşkilatıdır

b)Enderun: Sarayın iç teşkilatıdırDevlet adamları enderunda yetiştirilirdi,ayrıca burada saray kadınları için de harem bulunur,burada kadınların eğitimi de sağlanırdı

2-İSTANBUL’UN YÖNETİMİ : İstanbul’un kendisine özel bir yönetimi vardırTaht kadısı da denilen İstanbul Kadısı adalet işlerine bakardıŞehrin güvenliğini Yeniçeri Ağası sağlardı,Sivil halkın güvenliği Subaşı’nın görevidirBelediye işlerini Şehiremini yapar,Mimarbaşı’dan izinsiz bina yapılamazdı

3-DİVAN-I HÜMAYUN: Devletin siyasi,askeri,idari,mali meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı kuruldurAyrıca büyük davalara da divanda bakılır ,halkın şikayetleri dinlenirdi İlk defa Orhan Bey zamanında kurulan divan teşkilatına Padişah başkanlık ederdi,Fatih döneminde devlet işlerinin yoğunlaşması sonunda Veziriazam’ a divana başkanlık etme görevi verildi Divan Üyeleri Şunlardır:

Padişah: Fatih devrine kadar başkanlık etmişler bu devirle birlikte divana katılmamışlar “kafes” arkasından divan toplantılarını takip etmişlerdir

Vezir-i Azam: Vezirlerin başıdır,padişah’ın mutlak vekilidirDevletin en büyük memurudur

Vezirler : Askeri ve siyasi işlerden sorumlu devlet adamlarıdır,dönemlere göre sayıları değişmiştir(2-9 arası)

Kazasker : İlmiye sınıfına mensupturAdalet,eğitim ve din işlerine bakarlardıAyrıca divanda büyük davalara bakar,kadı ve müderris tayinini yapardıKazasker sayısı Fatih döneminde ikiye çıkmıştır

Defterdar : Maliye işlerinden sorumludurDevletin büyümesine paralel olarak sayıları önce ikiye sonra üçe çıkmıştır

Nişancı (Tevki’i veya Tuğrai) : Padişah’a ait evraklara tuğra çeker,dış devletlerle yazışmaları yapar,toprak sistemini tanzim ederdi

Reisülküttap : Divan katiplerinin şefidir,Nişancıya bağlıydı ancak 17yydan sonra dışişleri bakanlığı görevi yapmıştır

Kaptan-ı Derya : Deniz işlerinin sorumlusu ve donanmanın başkomutanıdırDenizlerle ilgili konularda divana katılırdı

Yeniçeri Ağası : Vezir olan Ağalar devamlı üyedirler,vezir olmayanlar ise ihtiyaç duyulduğunda divana katılır bilgi arz ederdi

Şeyhülislam (Müftü): Divan kararlarının İslama uygun olup olmadığını denetlerdiDivanın doğal üyesi değildir,Halifeliğin Osmanlılara geçmesiyle önemi artmış,Kanuni devrinde Veziriazamla denk sayılmıştır

TAŞRA TEŞKİLATI

Osmanlı Devletinde ülke eyaletlere,eyaletler sancaklara,sancaklar kazalara,kazalar da köylere ayrılmıştır

AEYALETLER: Beylerbeyi denilen askeri yöneticiler tarafından idare olunan eyaletler temel idari birimdir ve üç değişik statüsü bulunur

1Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz): Dirlik sisteminin uygulandığı eyaletlerdirGelirleri dirliklere ayrılır”Yıllıksız Eyalet” de denirRumeli,Anadolu,Bosna,Halep,Şam gibi

2Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli): Bunların gelirleri dirliklere bölünmez,vali ve askerlerine maaş verilirdi Bu eyaletlere “yıllıklı eyalet” denilirGeliri İltizama verilirdi, Eyaletin belli miktardaki vergisinin hazineye peşin olarak yatırılmasına “İltizam” Buraların vergi toplama işini alan kişilere de “Mültezim” denilir Mültezim devlete peşin verdiği vergiyi karıyla eyaletten toplardıTrablusgarp,Tunus,Cezayir,Mısır,Bağda t gibi

3 Bağlı Hükümet ve Beylikler: Bunlar iç işlerinde serbest,dış işlerinde Osmanlı’ya bağlıydılarBeyleri Padişah tarafından atanırdıKırımEflak,Boğdan,Erdel ve Hicaz’dır

BSANCAKLAR : Bugünkü illerin karşılığı olan sancaklar,Sancak Bey i tarafından yönetilirdi

CKAZALAR : Kadılar tarafından yönetilen sancaktan küçük idari birimdirKadılar ayrıca “Emirleri halka iletmek,Davalara bakmak,Halkın isteklerini merkeze bildirmek ve vergi toplanmasına yardımcı olmakla” görevlidirler

DKÖYLER : Köy kethüdası tarafından yönetilen en küçük idari birimdir

ORDU VE DONANMA

Osmanlılarda askeri sınıfa “Seyfiyye” (kılıç ehli) denilmiştir,Kara ve Deniz Ordusu olarak ikiye ayrılmıştır

Kuruluş döneminde eli silah tutan herkes askerdi,düzenli bir ordu yoktuDevletin genişlemesi üzerine Orhan Bey döneminde ilk defa “yaya ve müsellem” adıyla ilk düzenli ve sürekli ordu kuruldu1Murad döneminde ise “Yeniçeri” ocağı kurulduÖnceleri “Pençik sistemi” ile elde edilen gençler Acemi Ocağına alınır burada yetiştirilip Yeniçeri olurdu,2Murad döneminde “Devşirme Kanunu” çıkarılarak hıristiyan ailelerin çocukları da alınıp yetiştirildiAyrıca 1 Murad döneminde “Tımar Sistemi” uygulanarak Tımarlı Sipahiler adıyla yeni bir güç oluşturuldu

KAPIKULU ASKERLERİ (HASSA ORDUSU: Devşirme kökenlidirler,devletten Ulufe adı verilen üç ayda bir maaş alırlar,direkt Padişah’ a bağlıdırlar

A-KAPIKULU PİYADELERİ:

1-Acemi Oğlanlar Ocağı: Devşirilen çocuklar Türk –İslam terbiyesini Türk aileleri yanında aldıktan sonra bu ocağa alınır, temel bilgiler verildikten sonra en zekileri Enderun’a ayrılır diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırdı

2-Yeniçeri Ocağı: Yeniçeri ocağı en gözde askeri sınıftır,başlangıçta sayıları az iken daha sonra hızla çoğaltılmış,3Murad devrinde usulsüz alımlarla ocak bozulmuş zararlı bir hale gelmiş,2Mahmud 1826’ da Yeniçeri Ocağını kaldırmıştır

3-Cebeci Ocağı: Silahların bakım ve onarımını yaparlardı,cephaneyi hazırlarlardı

4-Topçu Ocağı: Top ve top malzemelerini üreten ve kullanan sınıftır(Top Osmanlılarda ilk defa 1Murad tarafından 1Kosova savaşında kullanılmıştır)

5-Top Arabacıları Ocağı: Topları cepheye taşırlardı

6-Humbaracılar: Havan topu ve el bombası yapıp kullanan sınıftır

7-Lağımcılar : Kuşatmalarda surların altına kanallar kazan sınıftır

B-KAPIKULU SÜVARİLERİ:

Seçme askerlerden oluşan kapıkulu sipahileri,padişahın özel koruma birlikleridir,altı bölük halkı da denilir, bu bölükler şunlardırSipah,silahtar,sağ ulufeciler,sol ulufeciler,sağ garipler,sol gariplerdir

EYALET ASKERLERİ

Eyalet askerleri,ordunun en önemli bölümüdürTamamen Türklerden oluşan Cebelü adı verilen bu atlı askerlerin tüm ihtiyacı Dirlik sahipleri (sipahi) tarafından karşılanırdıSavaş zamanı orduya katılan Eyalet askerleri barış zamanında ise bulundukları bölgede huzur ve güveni sağlamak için çalışırlardı

Eyalet askerlerinin en önemlisi akıncılardıAkıncılar:sınır boylarında otururlar,düşman memleketlerine akınlar düzenlerdi

-Bunların yanında Yayalar, Müsellemler,Garipler,Yörükler,Sakalar ve Derbent Muhafızları gibi bölüklerde yardımcı kuvvetlerden sayılıyordu

3DONANMA

Orhan Gazi devrinde ilk defa denize açılan ve donanma sahibi olan Osmanlı Devleti ilk büyük deniz savaşını Çelebi Mehmet zamanında (1416)Venedik’e karşı yapmış ve kaybetmiştirFatih devrinde Bizans’a gelebilecek yardımı engellemek amacıyla oluşturulan Osmanlı donanması denizlerde büyük bir güç olarak kendisini kabul ettirmiş ve Karadeniz ile Ege’nin Osmanlı hakimiyetine girmesinde önemli rol oynamıştırTürk denizciliği en parlak devrini Kanuni döneminde yaşamış ve bu dönemde Akdeniz hakimiyeti de Osmanlı Devleti’ne geçmiştirHaçlı donanmasının 1571’de İnebahtı Savaşı’nda Osmanlı donanmasını imha etmesinden sonra tekrar toplanma imkanı olmuşsa da sonraki Çeşme,Navarın ve Sinop baskınlarında Rus donanmasını imha etmiş ve yeniden toparlanmakta mümkün olmamıştır1886’da Bahriye Nezareti kurularak donanma bu bakanlığın denetimine bırakıldıAbdülaziz döneminde (1861-1876) donanma güçlendirilmeye çalışıldıFakat tüm bu çabalar donanmayı istenilen seviyeye getiremedi

TOPRAK SİSTEMİ

Osmanlı Devleti’nde ülke toprakları mülkiyet hakkı bakımından Mülk,Mira ve Vakıf olmak üzere üçe ayrılmıştır

1)MÜLK ARAZİ:Osmanlı Devleti’nde halkın elinde bulunan,tamamıyla halka ait topraklardıBu tür topraklar kendi aralarında iki kısma ayrılmıştır

Öşriyye:Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce de Müslümanların elinde bulunan arazilerBu topraklar Müslüman köylerin tasarrufunda olup ürünlerin bir kısmını devlete vergi vermekle mükelleftiler

Haraciyye:Gayr-i Müslimlerden alınan topraklar olup fetihten sonra da eski sahiplerinde bırakılmışlardıBu tür arazilerde yaşayan Gayr-i Müslim halk ürettikleri ürünün bir kısmını devlete haraç olarak ödemek zorunda idiler

2)VAKIF ARAZİ:Gelirleri cami,medrese,hastane gibi topluma hizmet veren kuruluşların masrafları için ayrılmış olan arazilerdirVakıf arazilerin alınıp satılması kesinlikle yasak olup devlet tarafından da vergiden muaf tutulmuştur

3)MİRİ ARAZİ:

Osmanlı’da toprağın:

Mülkiyeti – Devlete,

Vergisi - Sipahiye,

İşletme hakkı – Köylüye aittir

Devlet mülkiyetini geçirilen topraklardırMülkiyeti devlete ait olan topraklar ekilip biçilmesi ve işlenmesi amacıyla çeşitli kişilere bırakılmıştıMiri arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir

a)Dirlik:Miri arazinin en önemli bölümüdürGeliri maaş karşılığı olarak devlet memurları ve askerlere verilen topraklardırGelirlerine göre üçe ayrılır:

-Has:Yıllık geliri 100000 akçe ve üzeri olan topraklardırPadişah,şehzadeler,divan üyeleri ve yüksek dereceli devlet memurlarına verilirdi

-Zeamet:Yıllık geliri 2000 akçeden başlayıp 100000 akçeye kadar olan dirliklerdirOrta dereceli devlet memurlarına (Kadı,Sancak Beyi,Müderris vs)verilirdi

-Tımar:Yıllık geliri 3000 akçe ile 20000 akçe arasında olan dirliklere tımar denirdiTımar sahipleri gelirlerinin 3000 akçesini kendi geçimlerine ayırırlardıBuna kılıç tımarı deniliyorduGeri kalan her üç bin akçe için bir Cebelü yetiştiriyorduTımar üçe ayrılıyordu:

1Eşkinci Tımarı:Savaşta yararlılık gösteren askerlerle verilirdi

2Müstahfız Tımarı:Cami imam ve hatiplerine verilirdi

3Hizmet Tımarı:Saray görevlilerine verilirdi

Dirlik sisteminin uygulanması:

1Devlet,üretimi denetimi altına almış ve sürekliliğini sağlamıştır

2Eyalet askerleri (cebelü) bu sistem sayesinde yetiştirilmiş,devamlı savaşa hazır bir ordu bulundurulmuştur

3Ülkenin bayındır hale gelmesi,araziden daha iyi faydalanılması,askeri masrafların azaltılması,böylece gelirlerin arttırılması sağlanmıştır

4Tımar sistemiyle devlet vergi toplama külfetinden kurtulmuştur

Osmanlı toplumu genelde bir köylü toplumu olduğundan ekonomisinin en önemli kolu tarımdıHayvancılık ve tarım ekonomisinin ve genel ekonominin önemli unsurlarından biriydiTarım politikasını belirleyen en önemli uygulama Tımar sistemiydiBu sistemde daha önce bahsettiğimiz gibi toprağın mülkiyeti devlete işleme hakkı köylüye,vergisi sipahiye aittiKöylü ,toprağı sürekli işleme ve miras bırakma hakkını devam ettirebilmek için bazı yükümlükleri yerine getirmek zorundaydı

1Sebepsiz olarak toprağını terk edemezdi

2Toprağı sebepsiz olarak üç yıl üst üste boş bırakamazdıEğer bırakırsa toprak kendisinden alınırdı

3Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı

Bu yükümlülükleri karşı devlet de halkın güvenliğini korumak ve düzeni sağlamakla görevliydiVergi toplamakla görevli olan Tımarlı sipahinin de reayaya (halka) yükümlülükleri vardı

1Köylünün güvenliğini sağlamak

2Üretim araçlarını temin etmek

3Tohum ve gübre ihtiyaçlarının karşılanmasında köylüye yardımcı olmak

4Köylünün vergisini en kolay şekilde ödenmesini sağlamak

b)Ocaklık:Geliri kale muhafızlarına verilirdi

c)Yurtluk:Geliri sınır boylarındaki askerlere verilirdi

d)Mukataa:Geliri doğru devlet hazinesine giderdi

e)Metruk:Otlak mera vs

f)Paşmaklık:Geliri Padişah hanım ve kızlarına verilirdi

g)Malikane:Geliri üstün hizmet karşılığı olarak devlet görevlilerine verilirdi

OSMANLI EKONOMİSİ

Osmanlı Devleti’nde mali işlerden Defterdar sorumlu olup para birimi olarak akçe kullanılmıştırFatih devrinden itibaren yaygın olmamakla beraber altın para kullanılmıştırDevletin ekonomik seviyesi yükselme döneminde İpek ve Baharat Yolları’nın ele geçirilmesi ve büyük fetihlerin etkisiyle mükemmel bir seviyeye ulaşmışsa da fazla uzun sürmemiştir

Devletin Başlıca Vergileri Şunlardır:

A)ŞER’İ VERGİLERİ-Dini vergilerdir

1Öşür:Müslüman üreticilerden 1/10 oranında alınan arazi ve üren vergisidir

2Cizye:Baş vergisi de denilen bu vergi sadece askerlik yapabilecek durumda olan Gayr-i Müslim erkeklerden alınan sosyal güvenlik ve himaye vergisidirKadın,çocuk,ihtiyar ve düşkünlerden alınmazdı

3Haraç:Gayr-i Müslimlerden alınan 1/5 oranında arazi ve ürün vergisidir

B)ORFİ VERGİLER-Padişahın iradesiyle toplanan vergilerdirRaiyyet Rüsumu da denilen bu vergiler üreticinin durumuna göre toplanırdı

1Resm-i Çift:Çiftçinin elinde bulunan toprakların karşılığında alınan bir vergidirVergi miktarı arazinin büyüklüğü ve çiftçinin evli-bekar oluşuna göre belirlenirdi

2Çiftbozan:Toprağın mazeretsiz olarak terk eden ya da üç yıl üst üste boş bırakılan köylüden alınan vergilerdir

3Adet-i Ağnam:Hayvan vergisidirSipahiler tarafından toplanan bu verginin miktarı,hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi

4Avarız Vergisi:Olağanüstü durumlarda halktan alınan bir vergidir

Ayrıca savaşlarda elde edilen ganimetler tuzla,orman,maden ve gümrük vergileri de devletin gelir kaynaklarını oluşturur

Not:İlk resmi Osmanlı bütçesini hazırlayan Tarhuncu Ahmet Paşa olmuştur

Esnaf Teşkilatı:Osmanlı Devleti’nde esnaflar Lonca adı verilen teşkilata sahiptiHer esnaf bir loncaya üye olur,loncanın denetimi ve koruması altında bulunuyorduXIIIve XIVyüzyıllarında Ahi Teşkilatı olarak kurulan bu teşkilat,Osmanlılarda Lonca adını almıştır

XIVyüzyıla kadar Müslüman ve Hıristiyan esnaflar aynı loncaya üye olabilirken,daha sonra loncalar ayrılmıştır

Locaların başlıca görevleri şunlardır:

-Ürünlerin kaliteli yapılabilmesini sağlamak ve fiyatları belirlemek

-Esnafla hükümet arsında ilişkileri düzenlemek

-Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi sağlamak

-Halka mesleki eğitim vermek

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Osmanlı Devleti’nde yaygın ve temel eğitim kurumu olan medreseler ilk olarak Orhan Bey devrinde kurulmuşturSahn-ı Seman ve Süleymaniye Medreseleri’nin kurulması ile en parlak devrini yaşamıştırMedreselerde hem aklı,hem de nakli ilimler okutuluyorduNakli ilimler İslam dinine ilişkin ilgilerdirBunlar:Kur’an-ı Kerim,Tesfir,Hadis,Fıkıh ve Kelam’dıAkli ilimler ise:Felsefe,Matematik,Astronomi,Fizik,Kimya,Biyolo ji,Coğrafya gibi ilimlerdir

Medreselerin dışında tekke,dergah,cami,lonca,sıbyan mektepleri,saray okulları (Enderun) ve konaklarda eğitim yapılırdı

Osmanlı Devleti’nde özellikle XVIIIyüzyıl sonlarından itibaren bir çok askeri okul açılmıştır

Eğitim kurumlarının amacı askeri ve ilmiye sınıfına yönetici yetiştirmekti

Eğitim kurumlarında Kuruluş devrinde Türkçe kullanılmışYükselme döneminden itibaren Farsça ve Arapça’nın da katılımı ile Osmanlıca doğmuştur

IIMahmut döneminde ilköğretim zorunlu oldu

XIXyüzyılda kızların sonra devam edebilecekleri öğretmen ve sanayi okulları açıldı

KÜLTÜR VE SANAT

Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdürKlasik Osmanlı Türk toplumu ve kültürünün temelini,

a)1071 Malazgirt Zaferi’nden bu yana Türkleşen Anadolu

b)Ahiler,gaziler,esnaf ve sanatkarlar,

c)İslam dini

d)Padişahların izledikleri temel kültür politikası

e)Türk ordu ve geleneği meydana getirmiştir

Osmanlı Devleti askeri,adil,sivil ve idari teşkilatının en önemli unsurlarını Selçuklulardan almıştırOsman’ın müesseselerinde kısmen İlhanlılar ve Memlükler’in etkisi olmuştur

XIIIyüzyılın sonlarından itibaren Bizans sınırında kurulan uç bölgelerinde,klasik büyük bir devlete yükselişin tarihini yaşayan Osmanlılar,kültürlerini uçlardaki diğer kültürlerin gelişmelerini de alarak süsledi

Osmanlı Devleti’nin son döneminde Batı kültürüyle buluşma başlamıştırXIXyüzyılda yeni tarz ve değerler gündeme gelmiş,bu dönemde çağdaşlaşma kültüre yansımıştır

Osmanlı Devleti Kuruluş döneminde ilim öğrenmek isteyenler Suriye,Irak ve Mısır gibi ilim merkezlerine giderken IIMurat ve Fatih döneminde Osmanlı ülkesi büyük bir ilim merkezi haline geldi Özellikle Fatih döneminde bilim hayatında önemli gelişmeler olduBunun temel nedeni,Fatih’in bilim adamlarına saygı göstermesi ve değer vermesidirFatih külliyesi devrin en büyük bilim adamlarını bir araya topladıFatih Külliyesi’nin Sahn-ı Seman Medreseleri diye anılan kısmı kültür hayatının en önemli kuruluşlarından biriydi

Osmanlı Devleti Arap alfabesini kullanmıştırDevletin resmi dili ise TürkçedirDin ve ilim dil olarak Arapça,ebedi dil olarak da Farsça yaygın olarak kullanılıyorduArapça,Farsça ve Türkçe’nin bir arada kullanılması sonucu Türkçe’nin Osmanlıca denilen yeni bir şekil ortaya çıkmıştır

Güzel sanatlarda:minyatür,seramik sanatı,çinicilik hat sanatı ve özellikle mimari gelişmiştirKlasik dönemin en önemli eserlerini Mimar Sinan vermiştirMimar Sinan çıraklık dönemimde Süleymaniye,ustalık dönemimde ise Selimiye camilerini yaptı

Osmanlı,klasik mimari tarzı Lale devriyle önemini kaybetmeye başladıLale devriyle mimaride Avrupa’nın etkisi başladı ve Lale devrinden sonra da Türk Barok ve Rokoko devrine (1740-1808) girildiXIXyüzyılda Batı kaynaklı Ampir üslup Türkiye’ye girdi(1808-1860)

1860-1900 yılları arasında seçmeci (eklektik) akım hakim olduBatı tarzına tepki olarak milliyetçilik ön plana çıktıAvrupa seçmeciliğinin yerine Osmanlı ve Türk mimarisinin unsurlarını aldıBöylece Neo-klasik dönem başladı(1900-1925)

Alıntı Yaparak Cevapla