Yalnız Mesajı Göster

Diyanet Tarafından Bazı Sorulara Verilmiş Cevaplar..

Eski 10-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyanet Tarafından Bazı Sorulara Verilmiş Cevaplar..



86- Ramazanda ay halini önlemek için hap kullanmak caiz midir?
Ay hali oruç tutmaya manidir, bu halde iken tutulan oruç sahih olmaz Ay hali, hayız kanının görülmesiyle başlar İlaç ve hap sebebiyle de olsa, akıntı olmadıkça ayhali vuku bulmadığından tutulan oruç sahihtir Ancak hayız kanı ile vücutta biriken zararlı maddeler dışarı atıldığından, vücudun sıhhati bakımından ay halini önlemek için ilaç ve hap kullanılması tavsiye edilmez
87- Adet gören bayanlar keffaret orucu nasıl tutarlar?
Keffaret olarak, arka arkaya altmış gün (veya iki kameri ay) oruç tutmaya başlayan bir kadının, bu arada görebileceği ayhali günleri keffaret orucunun sürekliliğini engellemez ve bozmaz Ancak bu durumda ay halinin bitiminden sonra, ara vermeden keffaret orucuna devam edilmesi
şarttır Söz gelimi on gün oruç tuttuktan sonra, onbirinci gün ayhali gören bir hanım, belli günleri bitince hiç ara vermeden tekrar oruca başlar, önceki tuttuğu on güne ekleyerek keffaret orucunu tamamlar
88- Düşük yapan kadının orucu bozulur mu?
Düşük yapan bir kadının yaptığı düşüğün saç, tırnak gibi bazı uzuvları belirgin hale gelmişse bu kadın, yaptığı bu düşükle lohusa sayılır ve orucu da bozulur
89- Hamile olan kadın oruç tutarken kusarsa orucu bozulur mu?
İstek ve iradesi dışında kusan kişi, ister az, ister çok (ağız dolusu) kussun, kustuğunu geri yutmaz ise, orucu bozulmaz Ancak böyle bir kusuntu ağız dolusu olup geri dönerse İmam Ebu Yusuf’a göre orucu bozar
Kendi isteği ile ağız dolusu kusan kişinin orucu bozulur Yani o gün orucunu devam ettirir, Ramazandan sonra bir gün kaza gerekir, keffaret gerekmez Şayet ağız dolusundan daha az kusarsa orucu da bozulmaz, kaza da gerekmez
90-Oruçlu iken buruna, göze damlatılan ilaç orucu bozar mı?
Buruna akıtılan ilaçla oruç bozulur Bu durum da oruçlu o günkü orucuna devam eder Ramazandan sonra bir gün kaza eder Göze damlatılan ilaç -eseri boğazda hissedilse bile- orucu bozmaz
91- Oruçtu iken arkadan veya önden fitil koymak orucu bozar mı?
Oruçlu iken arkadan fitil kullanmak orucu bozar Bundan dolayı sadece kaza gerekir, keffaret gerekmez Kadının tenasül organına ilaç ve benzeri herhangi bir şeyin akıtılması orucu bozar Erkeğin tenasül organının içine akıtılan ilaç Hanefilere göre orucu bozmaz; Şafiîlere göre ise bozar
92- Doktor muayene ederken, ağızdan mideye sarkıtılan cihazlarla oruç bozulur mu?
İlaçlı mide filminde durum nasıldır?
Bir çöp veya iplik ve sicim gibi herhangi bir şey yutulursa oruç bozulur Ucu dışarıda olan bir sicim mideye indikten sonra ondan bir parça kopup midede kalmadan dışarı çekilirse oruç bozulmaz Mideye sarkıtılan cihazın hükmü de aynıdır Fakat midenin filmini çekmek için ağızdan alınan ilaç orucu bozar
93- Susuz olarak, hap yutmak orucu bozar mı?
Oruçlu bir kimse gıda veya deva (ilaç) cinsinden bir şeyi ister su ile, ister susuz olarak yer veya içerse orucu bozulur Şafiî mezhebine göre; kendisine yalnız kaza gerekir Hanefi mezhebine göre ise; hem kaza hem de keffaret lazım gelir Ancak oruç bozmayı mübah kılacak ölçüde bir rahatsızlık sebebiyle ilaç almış ise, orucu bozulur ve kendisine yalnız kaza gerekir, keffaret gerekmez
94- Nefes darlığından muzdarip bir kimsenin bronşlarını genişletip bir müddet rahat nefes alıp
vermesini sağlamak amacıyla ağıza sıkılan sprey orucu bozar mı?
Yoğunlaştırılmış sun'î oksijen, yiyecek, içecek cinsinden olmayıp sırf hastanın teneffüs imkanını kolaylaştırmak için kullanılan bir maddedir Teneffüs, bütün canlıların yaşayabilmesi için en tabî hakkıdır Astımlı hastanın fiziki yapısı oruç tutmasına müsait olup başka bir hastalığı da olmadığına göre, ilaç ağız ve nefes boruları cidarlarında emilerek yok olduğu gerçeğinden hareketle ve orucun teşri hikmeti de dikkate alındığında, astımlı hastaların rahat nefes almalarını sağlama amacıyla ağıza püskürtülen oksijenli ilacın orucu bozmayacağı mutalaa olunmuştur
95- Elde olmadan çalışma yerinde toz duman vb şeylerin yutulması orucu bozar mı?
Umumî belva kabilinden olup kaçınılması mümkün olmayan, rüzgarın kaldırdığı tozun, yanan ocaktan çıkan dumanın, elenen veya öğütülen un'un yutulması ve benzeri şeyler orucu bozmaz Zira bunlar devamlı olarak insanlar tarafından karşılaşılan ve sakınılması mümkün olmayan şeylerdir Ancak sigara, nargile, enfiye gibi kasden içilen şeyler; emilen şekerin veya ilacın boğaza giden tadı orucu bozar Bunlardan dolayı hem kaza; hem de keffaret gerekir
96- Oruçlu iken banyo yapan birinin orucu bozulur mu?
Vücuda dışardan her hangi bir şey girmedikçe oruç bozulmaz Bu itibarla ister temizlik, ister serinlemek maksadıyle olsun, ağız ve burundan su kaçırmamak şartıyle banyo yapmakla oruç bozulmaz
97- Oruçlu iken boy abdesti almak caiz midir?
Ağız veya burundan su girip yutulmadıkça yıkanmakla oruç bozulmaz Bu itibarla ağız ve burundan su kaçırmamak şartıyle oruçlunun (ihtiyarî veya zarurî olarak) boy abdesti alması caizdir Nitekim Hz Aişe ile Ümmî Seleme validelerimiz Peygamberimiz (SAV)'in Ramazanda imsaktan sonra boy abdesti almış olduğunu haber vermişlerdir Buna göre geceden cünüp olarak imsak vaktine girmek oruca zarar vermediği gibi, oruçlu iken boy abdesti almak da orucu bozmaz
98- Cünüp olan sahur yemeği yiyebilir mi? Oruca niyet edebilir mi?
Cünüp olan kimsenin elini, ağzını yıkamadan yiyip içmesi uygun görülmemiştir Bu kimsenin gusül abdesti ile meşgul olduğu takdirde sahur yemeği yiyemeyeceği korkusu varsa elini, ağzını yıkadıktan sonra, boy abdesti almadan sahur yemeği yemesinde bir sakınca yoktur
99- Cuma günü oruç tutmak caiz midir?
Tek olarak cuma ve cumartesi gününü oruca tahsis etmek tenzihen mekruh görülmüştür Peygamber Efendimiz (SAV) "Sizden biriniz bir gün evvel veya bir gün sonra oruç tutmadıkça, sadece cuma günü oruç tutmasın" buyurmuştur Buna göre yalnız cuma günü (kaza veya nezir dışında) oruç tutmak tenzihen mekruh olup, cuma ile beraber bir gün önce veya sonra oruç tutulduğu takdirde kerahat yoktur
100- Ramazan sonrası Şevval ayında tutulan oruç nasıl tutulmalıdır?
Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır Peygamberimiz (SAV) "Ramazanda orucunu tutup da Şevval'den de altı gün oruç tutan kimse bütün sene oruç tutmuş gibi sevap alır" buyurmuştur Altı gün Şevval orucunu ayrı ayrı tutmak mümkün olduğu gibi, ara vermeden üst üste altı gün tutulması da mümkündür
Şafiî mezhebine göre; bu altı günü Şevval ayı içerisinde ayn ayrı tutmakla sünnet sevabı kaza-nılır ise de, Şevval ayının ikinci günü, yani bayramın birinci gününden başlayarak üst üste ara vermeden tutulması daha faziletlidir
101- Kandil günlerinde oruç tutmak isteyen hangi gün oruç tutmalıdır?
Kandil günlerinde oruç tutmak isteyenler, ihya ettikleri kandil gecesi oruca niyet edip ertesi gün oruç tutarlar Çünkü dinî hükümlere göre gün, güneşin gumbu ile başlar ve ertesi günkü guruba kadar devam eder Nitekim Peygamber Efendimiz (SAV): "Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman o geceyi ibadetle ihya ediniz ve gündüzünü de oruçla geçiriniz"(et-Terğıb ve't-Terğib Mısır Baskısı 2/242) buyurmuştur Ancak kandil gecesinden önceki gün oruç tutmayı yasaklayan bir hüküm yoktur Oruç tutulması mekruh olmayan günlerin hepsinde oruç tutmak sevaplıdır
102- Değişik zamanlarda kasden Ramazan orucunu bozana sonradan bir keffaret yeterli midir?
İster aynı Ramazan ayında, ister ayrı ayrı Ramazan ayında olsun, değişik zamanlarda Ramazan orucunu kasden bozmuş olan kişinin bir tek keffaret orucu tutması yeterlidir Şafiîlere göre yalnız cinsî münasebetten dolayı keffaret gerekir ve bu fiil tekrarlandığı sayıca keffaret de tekrarlanır
103- Ölen birinin oruç borçları için geride kalanlar oruç tutabilir mi?
Ölenin velisi veya başkaları ölen kişinin kazaya kalmış oruçlarını tutamazlar Nitekim bir hadis-i şerifte "bir kimsenin başkası yerine oruç tutması, namaz kılması caiz olmaz, lakin velisi ölenin tutamadığı orucunun fidyesini verir” buyurulmuştur
104- Borç verilen paranın zekatı ne zaman verilir?
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir Şayet her yıl zekatı verilmemiş ise, alacak tahsis edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatların da ödenmesi gerekir İnkar edilen veya geri alınma ihtimali görülmeyen alacaklar için, alacaklının her yıl zekat vermesi gerekmez Şayet bu tür ümit kesilmiş bir alacak daha sonra ödenirse, üzerin den yıl geçtikten sonra zekatı gerekir; geçmiş yıllar için zekat gerekmez
105- 3-5 yıl va'deli borcu olan kimse nisabını nasıl hesaplar?
3-5 yıl vadeli borcu olan kimse, temel ihtiyaçlarını ve o yıl içinde ödenmesi gereken borçlarını düştükten sonra, geride kalan zekata tabi malların toplamı, nisap sınırını aşıyorsa, bu geride kalan kısmın zekatını verir
106- Borç verdiğim birisi fakirleşti; bu kişinin bana olan borcunu zekatımdan sayabilir miyim?
Zekatın sahih olması için, yoksul kişiye verilen şeyin zekat niyyetiyle temliki gerekir Fakire borç olarak verilen bir meblağ, fakir o meblağ üzerinde tasarrufta bulunduktan sonra, zekata mahsub edilemez Şayet, dinen fakir sayılan bir kimsenin zimmetinde bulunan alacak meblağ, o fakire, zekat niyyetiyle bağışlanacak olursa, sadece o alacak meblağ için ayrıca zekat gerekmez
Borç alan birisi fakirleşip borcunu ödeyemez duruma düşerse alacaklı borçluya borcu kadar zekat verir, tekrar alacağını verdiği paradan tahsil edebilir
107- Arsaya ve kirada olan evime, binek arabasına ve ticari arabaya zekat vermek gerekir mi?
Ticaret için olmayan, ev, arsa, araba ve benze-ri şeylerin kıymetleri üzerinden zekat gerekmez Eğer bunların kazancı (getirisi) varsa ve bu getiriler, sahibinin diğer zekata tabî malları ile birlikte nisap ölçüsüne ulaşırsa, yıl sonunda getirilerinin zekatı verilir Şayet bunlar ticaret için kullanılıyorsa her yıl kıymetleri üzerinden zekat gerekir
108- Hisse senetleri için zekat vermek gerekir mi?
Bir ticarî veya sınaî kuruluşa ortaklığı ifade eden hisse senetleri elde mevcut para gibidir Bu bakımdan eğer nisap ve diğer şartları taşıyorsa rayiç değerine göre hisse senetlerinin de zekatı verilir
109- Kirada oturan evi olmayan kişi, ev yapmak için biriktirdiği paradan zekat vermek zorunda mıdır?
Ev edinmek için biriktirilen paralarda tabiî olarak çoğalma ve artma özelliği vardır Binaenaleyh bu maksatla biriktirilen paralar borçtan ve temel ihtiyaçlardan sonra nisap miktarına ulaşmış ise o paradan zekat vermek gerekir
110- Zekatı ve fıtır sadakasını uzaktaki akrabaya göndermek caiz midir?
İster yakında, ister uzakta bulunsun, zekat ve fıtır sadakasında, öncelikle yoksul akrabanın tercih edilmesi efdaldir Akraba içinde yoksul olan kişiler yoksa, yakın komşulardan başlamak üzere, kişi bulunduğu yerdeki fakirlere zekat ve fıtır sadakasını verir
Zekatta, zekata tabi malın bulunduğu yerdeki fakirlere; fıtır sadakalarında ise, mükellefin ikamet ettiği yerdeki fakirlere öncelik verilmesi asıldır Ancak bunlar bağlayıcı hükümler olmayıp faziletle ilgili hükümlerdir İster yakın ister uzak olsun, dinen fakir sayılan her Müslüman’a zekat ve fıtır sadakası verilebilir
111- Gelin ve damada zekat verilebilir mi?
Gelin veya damat şayet fakir iseler, her ikisine de zekat verilebilir Ancak, mükellef kişi, kendi usul ve füruundan olan kimselere zekat ve fıtır sadakası veremez
112- Zekat, kurban ve fıtır sadakası için belirlenen nisap miktarı aynı mıdır?
Zekat, dinen zengin sayılan Müslümanlara farz-dır, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 8018 gr altın veya bu miktar altın değerinde temel
ihtiyaçlardan fazla malı yahut parası olan kimseler dinen zengin sayılırlar Bu mikdara nisap denir Zekatın farz olması için ölçü kabul edilen bu miktar, fıtır sadakası ve kurban için de aynıdır
Ancak zekatın farz olması için, nisab ölçüsündeki malın üzerinden bir kamerî yıl geçmesi ve malın namî yani artıcı nitelikte olması gerektiği halde, kurban fitrenin ve vücübu için, nisabın üzerinden sene geçme ve malın artırıcı nitelikte olması şartı yoktur Bunun için, Ramazan bayramı günü şafak sökmeden önce miras ve benzeri herhangi bir yol ile zengin olan kimse, fitre vermekle mükellef olur Kurban bayramı günlerinde zengin olan kişi de kurban kesmekle yükümlü olur
113- Kadının kocasından habersiz hayır yapması veya sadaka vermesi caiz midir?
İslamî hükümlere göre, aile fertleri arasında mal birliği değil, mal ayrılığı prensibi vardır Bir aile içinde, karı-koca ve çocuklardan, herbirinin malı kendisine aittir Bu itibarla, kadın kendisine ait malını kocasının izin ve rızasını almadan da dilediği gibi sarfedebilir; dilediği bir şahsa veya hayır kurumlarına bağışlayabilir Ancak; kadın kocasının malını, evin zarurî ihtiyaçları dışında kocasının izin ve rızası olmadan harcayamaz Kocasının malından herhangi bir kimseye bağışta bulunamaz Ancak kadın, kocası gördüğü veya haberi olduğu takdirde, ondan izinsiz yaptığı harcama ve tasarruf için izin vereceği ölçüde bağış ve tasaddukta bulunabilir söz gelimi kapıya gelen dilenciyi boş çevirmez Bu takdirde hem kendisi, hem kocası sadaka sevabına nail olurlar
114- İslam'a göre devlete vergi vermek gerekli midir?
Devlet, milletin organize edilmiş ve teşkilatlanmış biçimidir Ortak hizmetlerin karşılanması için vatandaşlarından vergi alır islam dini devletin yapacağı hizmetler için, ihtiyaca göre vergi almayı tecviz etmiştir Peygamberimiz de vergi toplatmıştır Öşür, haraç ve zekat bunlardan bazılarıdır Hz Ebu Bekir zekatı vermeyenlere savaş açmıştır
Vergi ile elde edilen gelir, ülkeye ve üzerinde yaşayanlara hizmet veren devletin giderlerini karşılar Bu hizmetler amme menfaati içindir, vergi verilmezse bu hizmetler karşılanamaz, amme hizmeti vatan emniyeti haleldar olup, bunun bedelini de bütün bir toplum çeker Bu itibarla, her Müslüman devlete vergisini vermekle mükellefdir
115- İslam dininde zekat ve öşür dışında devlete vergi vermek gibi bir mükellefiyet var mıdır?
İslam dininin diğer ekonomik sistemlerden farklı olarak kendine has maliye yapısı vardır Bu sistem-de devletin gelir kaynakları zekat, harac, cizye, ganimet, savaştan elde edilen mallar, öşürler, maden ve define vergisi ve diğer vergilerdir

Alıntı Yaparak Cevapla