Yalnız Mesajı Göster

Diyanet Tarafından Bazı Sorulara Verilmiş Cevaplar..

Eski 10-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyanet Tarafından Bazı Sorulara Verilmiş Cevaplar..



116- Kocası fakir olan bir kadın, kendi parası ile hacca gidebilir mi?
Kocası fakir olan kadının, kendi servetiyle haccetme imkanı varsa ve haccın diğer şartlarını da taşıyorsa, kocası veya bir mahremi ile hacca gitmesi gerekir Şayet kocası veya mahremlerinden biri, imkansızlık sebebiyle hacca gide-miyorlarsa ve bu kadın onlardan birinin masrafını da karşılayabilecek imkana sahipse, haccetmesi gerekir Buna gücü yetmezse, yerine bedel gönderir
Şafiî alimleri, bir kadının güvenilir bir kaç kadınla birleşerek -mahremsiz- farz olan haccını yapmasını caiz görmüşlerdir
117-Zengin bir kadın eşi veya bir mahremi olmadığı için hacca gidemeden ölse
hac ibadetinden sorumlu mudur?
Sağlık ve servet yönünden haccetme imkanına sahip olan bir kadın, eşi veya mahremi olmadığı için hacca kendisi gidemez ise de, hac farizasını eda etmiş sayılması için, yerine bedel göndermesi gerekir Bunu da yerine getirmemişse vefatından önce yerine vekaleten haccetmek üzere bedel gönderilmesini vasiyet etmesi gerekir Aksi takdirde üzerinden sorumluluk kalkmaz
118- Haram para ile hacca gidenin haccı kabul olur mu?
Dinimizde yapılan ibadetler Cenab-ı Allah'ın emri gereği görevimizdir Ayrıca, pek tabiki sevabı da vardır Bunun aksine Cenab-ı Allah'ın yasak kıldığı haramlar vardır Bu yasaklara riayet etmek de görevimizdir Bu itibarla; çalıntı elbiseyle namaz kılınsa bu namaz şartlarına riayet edilerek eda edilirse sıhhatlidir Kabul olunup olunmaması Allah'a aittir Elbiseyi çalan bunun cezasını ayrıca çekecektir
Bu örnekte olduğu gibi haram parayla hacca giden kimsenin haccı da sahihtir Haram parayla gittiği için onun günahını ayrıca çekecektir Fakat bu haccın sevabı da ona göre az olur veya hiç olmaz
119- Kurban kesmek kimlere vaciptir?
Kurbanın sözlük anlamı yakınlık demektir Dinî kavram olarak kurban; Allah'a yaklaşmak için, belirli günlerde (Kurban bayramının ilk üç günü) ve belirli nitelikleri taşıyan kimseler tarafından kesilen belli hayvandır
Kurban bayramında ibadet niyeti ile kurban kesmek, büluğ çağına gelmiş, mukim (yolcu olma-yan) ve dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir Zenginlikten maksat kurban bayramında temel ihtiyaçlarından başka 8018 gr altını veya bu mikdar altın karşılığı parası yahut temel ihtiyaçları dışında mal varlığının bulunmasıdır Bu durumda olan kimse kurban kesme hususunda dinen zengin sayılır
120- Kurban kesmeden, parasını kurban niyetiyle vermek caiz midir?
Kurbanın rüknü, kurbanlık hayvanın kesilip kanının akıtılmasıdır Kurbanlık hayvan bizzat veya vekalet yolu ile kesilmedikçe, parasını tasadduk etmekle, kurban vecibesi eda edilmiş olmaz
121- Kadın kurban kesebilir mi ve kestiği yenilir mi?
Bir Müslümanın, erkek olsun kadın olsun usülüne uygun olarak kestiği hayvanların etleri yenir
Bu itibarla, Müslüman bir kadının kurban kesmesi caizdir
122- Karı koca bir yıl biri, diğer yıl öbürü şeklinde nöbetleşe kurban kesebilir mi?
Kurban bayramında, akıllı, büluğ çağına gelmiş,
dinen zengin, hür ve mukîm Müslümanlar üzerine kurban kesmek vaciptir Dinî hükümlere göre, bir aile içinde herkesin malı kendisine aittir, müşterek bir aile malı yoktur Bu itibarla, yukarıdaki niteliklere göre kurban kesmekle kim mükellef ise, kurbanı o keser Karı-koca her ikisi de kurbanla mükellef ise, her ikisi de keser Sadece birisi mükellef ise, mükellef olan keser Her ikisi de mükellef değiller ise, hiçbiri kesmeyebilir Mükellef olmadıkları halde imkanlarını zorlayarak kurban kesmek isteyenlere de engel olunmaz
123- Adak kurbanını kesmek için kadının kocasından izin alması şart mıdır?
Adak'ın kelime manası, herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir Dinî kavram olarak adak;
Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmak ve O'na tazimde bulunmak için, yapılması mecbur olmayan namaz, oruç ve kurban gibi farz ve vacip ibadet cinsinden bir şeyi yapmayı nezretmek suretiyle o ibadeti kişinin kendisine vacip kılmasıdır
Farz veya vacip ibadet cinsinden adanmış olan bir şeyi yerine getirmek vaciptir Çünkü adak yapan kimse bu hususta Allah'a söz vermiş demektir (Hac, 29) Bu gibi hükümlerin uygulanmasında ise, kadın ve erkek arasında fark yoktur
Adakta bulunan kadının, harcama yapmayı gerektiren bir adağını yerine getirmek için kocasından izin alıp almamasına gelince:
İslamî hükümlere göre her fert kendi malı üzerinde, bir başka kişinin iznini almadan dilediği şekilde tasarrufta bulunabilir Bu sebeple evli bir kadın kendi malından kocasının izni olmadan adağını yerine getirir fakat kendi malı adak kurbanını kesmeye yetmeyecek kadar az olduğu için kocasının malından adak kurbanı kesecek olursa, kocasının iznini alması gerekir
124- Bir Müslüman kestiği kurban etinden gayri müslimlere verebilir mi?
Kurban kesmek imam-ı Azam Ebu Hanife'ye göre vacip; diğer müctehidlere göre sünnettir Bunda esas olan kurbanlık hayvanın ibadet ve kulluk maksadı ile kesilmek suretiyie kanının akıtılmasıdır
Kurban etinin dağıtılması hususu ise kurban kesmenin rükünlerinden değildir Kurban etinin zenginlere, fakirlere ve ehl-i kitaptan birisine verilmesi caizdir
125- Akika nedir?
Yeni doğan çocuğun başındaki tüye akika adı verilir Bir çocuğun doğması üzerine, Cenab-ı
Hakk'a şükür niyeti ile ve Allah rızası için kesilen kurbana da, "Nesike" veya "Akika" kurbanı denir
Akika kurbanı kesmek mübah ve menduptur
Akika kurbanı hususunda şu konulara dikkat edilmelidir
a)Akika kurbanı, çocuğun doğumundan itiba-ren büluğ çağına erinceye kadar olan süre içinde kesilebilir Ancak, doğumun yedinci gününde kesilmesi daha güzeldir
b) Kurban olma niteliğine uygun her hayvan, akika kurbanı olarak kesilebilir
c)Akika kurbanı için çocuğun erkek veya kız olması arasında fark yoktur
d)Akika kurbanının kesileceği yedinci günde, çocuğun saçlarının kesilmesi ve ağırlığınca altın veya gümüş bedelinin fakirlere dağıtılması da müstehaptır
e)Akika kurbanının etinden ve derisinden, kurban sahibi dahil herkes yiyebilir
126- Avrupa'da veya başka bir yerde kurbanını dağıtacak bir fakir bulamayan
kimse vekalet yoluyla kurbanını memleketinde kestirebilir mi?
Dinimize göre kurban, zekat, fıtır sadakası, keffaret gibi malî ibadetlerin ifasında başkasına vekalet vermek caizdir
Buna göre kendisine kurban vacip olan bir kimse, kurbanını bizzat kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla memleketinde veya başka bir yerde de kestirebilir
127- Ev veya araba aldığımız zaman kurban kesmek gerekir mi?
Ev veya araba almak kurban kesmeyi gerektirmez Ancak, bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir veya elde edilen bu nimetlerden dolayı Allah'a şükür için, şükür kurbanı kesilebilir
Bir diğer husus daha vardır ki; "Sadaka belaların def'ine vesile olur" Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin (fakirlere dağıtmanın) muhtemel bir takım kaza ve belaların def'ine vesile olacağı da umulur
128- Hayvanın daha iyi ve sağlıklı gelişmesi için kuyruğu kesilen koyun kurban edilir mi?
Küçük yaşta daha sağlıklı gelişmesi için kuyruklarının fazla kısımları boğulmak suretiyle düşürülen koyunların kurban edilmesinde bir sakınca yoktur Çünkü bu durum, hayvanın, emsaline göre kıymetini azaltan bir ayıp değildir
129- Kimin kestiği yenir, kimin kestiği yenmez?
Müslümanların ve ehl-i kitap denilen Yahudi ve Hıristiyanların usulüne göre kestikleri koyun, sığır ve deve vb hayvanların etleri yenir
Ateşe, güneşe, yıldızlara, puta tapanların dinden çıkanların, din ve Allah tanımayanların kestikleri yenmez
130- Türbelere adak yapmak caiz midir?
Adak sözlükte herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir Dinî anlamda ise adak, Yüce Allah'ın rızasını kazanmak ve yalnız O'na ta'zimde bulunmak için yapılması zorunlu olmayan ve namaz, oruç, kurban gibi farz veya vacip olan ibadet cinsinden bir şeyi yapmaya Allah için söz vermek ve böylece o ibadeti kişinin kendi üzerine vacip kılarak, zorunlu hale getirmesidir
Allah rızasını kazanmak düşüncesi olmaksızın adakta bulunmak doğru olmadığı gibi bazı türbe ve ölüler için yapılan veya türbelere mum ve kandil yağı almak gibi adaklar da batıl ve haramdır Çünkü adak bir manada ibadettir ibadet ise, sade-ce Allah'a yapılır Bu itibarla kullardan, özellikle de ölülerden birine adakta bulunulması caiz değildir Zira ölüler için hiçbir şeye malik olmadıkları gibi, tasarruf yetkisinden de mahrumdur
Mamafih bir kimse falan işim olursa şu türbede Allah için bir kurban keseceğim der de o işi de olursa, o kurbanı herhangi bir yerde kesmesi yeterlidir, o türbeye gitmesine gerek yoktur
131-Yemin çeşitleri ve hükümleri nelerdir?
Allah'ın adını anarak yapılan yeminler üçe ayrılır:
a) Yemin-i Lağıv: Yanlışlıkla veya doğru zannıyla yalan yere yapılan yemindir Bu çeşit yeminden dolayı keffaret gerekmez Allah'ın affı ve bağışlaması umulur
b) Yemin-i Gamus: Bile bile yalan yere yapılan yemindir Yalan yeminler çok büyük günahtır Bunun bağışlanması için kefareti yoktur Ancak tövbe ve istiğfar etmek, hakkı zayi olan varsa ondan da helallik almak gerekir imam Şafi'ye göre ayrıca kefaret de gerekir
c)Yemin-i Mün'akide: Mümkün olan ve geleceğe ait bulunan bir şey hususunda yapılan yemin-dir Böyle bir yemine riayet vaciptir Ancak riayet edildiğinde umumun zararı sözkonusu ise, o takdirde yemine riayet edilmeyip bozulur ve kefareti ödenir Ayrıca, Cenab-ı Hak’an af dilenir
Yemin kefareti, on fakiri sabah akşam günde iki öğün doyurmak yahut bir fıtır sadakası miktarından az olmamak üzere, yiyecek bedelini kendilerine vermek veya on fakiri giydirmektir Bunlar dan birini yapmaya gücü yetmeyenler ise, yemin kefareti olarak, ardarda üç gün oruç tutarlar
132- Nişanlanmanın hükmü nedir? Nişanlıların beraberce gezmesi caiz midir?
Nişan; birbiriyle evlenmeye namzet olanların evlilik için karşılıklı söz vermesidir Nikah değildir Nikah akdi yapılmadan müstakbel eşler birbirine helal olmazlar
Erkek evlenmeyi düşündüğü kadına bakabilir Bir hadiste: "Ona bak, zira bakmak evliliğin uyumlu olmasını temin eder" buyrulmakla, daha sonra çıkabilecek tatsızlıklar başından önlenmektedir (İbn-i Mace, Tirmizi)
133- Kişi evleneceği hanımı ne ölçüde görebilir?
Dinimiz, toplumun temeli olan aile yapısının huzur içinde devamlılığına kadın ve erkeğin birbirlerini görüp beğenmelerini ve kendi irade ve istekleriyle evlenmeğe karar vermelerini istemiştir Nişanlanmak nikahın başlangıcıdır Bu safhada, evlenecek eşlerin birbirlerini görüp bazı özellik ve niteliklerini öğrenmeleri, kurulacak yuvanın huzur ve devamı için faydalıdır Bu sebeple Rasulüllah (SAV) Efendimiz "Evleneceğiniz kadına -maksadı temin edecek ölçüde- bakınız" buyurmuştur Bakıp görmeden evlenecek olan birisine de: "Git, onu gör de ondan sonra kararını ver" demiştir
Alimler, evlenecek erkeğin evleneceği kızın eline, yüzüne ve ayaklarına bakabileceğini, ayrıca bir kadın göndererek onu nitelikleriyle yakından tanımaya çalışabileceğini söylemişlerdir
134- Kız ebeveyninden izinsiz evlenebilir mi? Küfüv ne demektir?
Akli dengesi yerinde, erginlik çağına gelmiş bir kızı, izni olmadan ebeveyni evlendiremez Kızın izin ve rızası şarttır Evliliği tasvip etmesi gerekir Reddederse nikah kıyılamaz Kıyılmışsa geçersiz sayılır Ancak, böyle bir kız velisine "beni dilediğinle evlendir" şeklinde genel bir vekalet verirse, tekrar izni gerekmez
Erginlik çağına gelmiş bir kızın kendisine denk biriyle evlenmeye karar verme hakkı vardır Veli-sinin izni şart değildir Ancak bir hanım kızın veli-sinin iznini almadan böyle önemli bir konuda tek başına karar vermesi, uygun bir davranış sayılmaz Ana-babanın hayat tecrübelerinden istifade etmesi daha hayırlı olur
Küfüv; bir erkeğin evleneceği kadınla sosyal, ekonomik ve kültürel konularda denk olması demektir Erkeğin kadından ya daha üstün ya da en az onun seviyesinde olması, ileride çıkabilecek muhtemel huzursuzlukların önlenmesi bakımından, faydalı görülmüştür
135- Avrupa'da işçi olmak için, geçici olarak gayr-ı müslim bir kadınla evlenmenin hükmü nedir?
Evlenmek, Allah'ın takdir ettiği sürece, ölünceye kadar geçinmek ve aile yuvası kurup devam ettirmek için yapılan çok ciddî bir iştir Şehevi hisleri tatmin etmek veya dünyevî menfaatler sağlamak gibi maksatlarla, geçici evlilik, dinen caiz değildir Evlilik gibi, yuva kurmanın ve neslin devamını sağlayan kutsal bir akdin basit çıkarlara alet edilmesi, şüphesiz günahı çok ağır bir suçtur
Ayrıca, bu tür düşüncelerle yapılan evlilikler, çoğu zaman kurulu olan birçok ailenin dağılmasına ve meşru şekilde, evli olan eş ve çocukların mağduriyetine yol açmaktadır
Bu itibarla, maddî bir menfaat elde etmek için ve söz konusu menfaati elde etme süresine bağlı olarak yapılan nikah geçersiz ve bu yolla gerçekleşen evlilik gayr-ı meşru olup her Müslümanın bundan kesinlikle sakınması gerekmektedir
136- Müslüman olan bir kadının gayr-i müslim bir erkekle evlenmesi caiz midir?
Müslüman bir hanımın, ister ehl-i kitaptan olsun, ister olmasın, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmesi haramdır Müslümanlığı kabul etmedikçe, yapılacak nikah sahih değildir Bu husus, Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtilmektedir "İman etmelerine kadar, puta tapan erkeklerle mü'min kadınları evlendirmeyin" (Bakara, 221), "Müstüman kadınlar inkarcılara helal değildir; onlar da bunlara helal olmazlar" (Mümtehine, 10) Ehl-i kitabın bu hükümden istisna edildiğini bildiren hiçbir nas varid olmamıştır Ehl-i kitap da bu hükmün içine girmektedir Ayrıca, bu husus İslam alimlerinin icması ile de sabittir Buna karşılık, Müslüman bir erkeğin ehl-i kitaptan (yani Yahudi veya Hıristiyan) bir kadınla evlenmesi caizdir
137- Sinirli iken karısını boşayanın durumu nedir?
Sinirliliğin çeşitieri vardır Sinirli kişi eğer ne dediğinin farkında ve aklı başında ise, bunun sözleri geçerlidir Ancak, ne söylediğinin farkında olmayacak derecede aşırı sinir ve çılgınlık halinde yapılan boşama geçersiz olup, bu durumdaki kişilerin aklı başına gelinceye kadar söyledikleri sözlerine itibar edilmez
138- Bir çıkar için mahkeme kararı ile boşanan eşler, dinen de boş sayılır mı?
Sadece kocanın veya eşlerin her ikisinin, bizzat veya avukatları vasıtasıyla açtıkları dava sonucu mahkeme kararı ile boşanmış olan eşler, dinen de boşanmış olurlar
139- Mahkemece boşananlar kaç talakla boşanmış olurlar?
Bir kimsenin, bizzat veya avukatı vasıtasıyla boşanmak üzere mahkemede dava açması, hakime eşini boşamak için yetki vermesi (tefviz-i talak) demektir Bu itibarla, sadece erkeğin veya her iki tarafın açtığı dava sonucu, mahkemece boşanmış olan eşler, dinen de boşanmış olurlar Ancak, daha önce, eşler arasında başka boşanmalar olmamış ise, mahkemenin boşaması, bir boşama sayıldığından, mahkeme kararı ile boşanmış olan eşlerin, istedikleri takdirde, -geride kalan iki talak hakkı ile- tekrar evlenmeleri mümkündür
140- İlmen hamile olmadığı tespit edilen bir kadının iddet beklemesi gerekir mi?
İddet beklenmesinin sebebi, eşi ölen veya boşanan hanımın sadece hamile olup olmadığının anlaşılmasından ibaret değildir Eski eşin hatırasına saygı gibi, ahlakî ve sosyal sebepleri de vardır Bu itibarla, eşinden ayrılan veya eşi ölen hanımın, hamile olmadığı kesin olarak bilinse bile, iddet süresi dolmadan ikinci evliliği caiz değildir

Alıntı Yaparak Cevapla