Prof. Dr. Sinsi
|
Sevmek Vazife Sevilmek İmtiyazdır
Çevremize baktığımız zaman, her şeyin sevgi üzerine yaratıldığını, sevgi düşünüp sevgi konuştuğunu görürüz Sevgi, varoluşun sebebidir Her şey sevgiden doğmuş, sevgiyle varolmuş, sevgiyle varlığını sürdürmektedir
Sevgi, sevenle sevilen arasında meydana getirilen bir ittifaktır
Sevgi, kalpte bulunan, sevgilinin arzu ve isteklerinin dışında kalan her şeyi yakan bir ateştir
Sevgi, bütün benliğinle sevilene yönelme olayıdır
Sevgi, kökü son derece sağlam, dalları göklere yükselmiş, meyveleri gönülde, dilde ve uzuvlarda görülen hoş bir ağaçtır Dışa akseden bu belirtiler, dumanın ateşe, meyvenin ağaca işareti gibi kalp ve uzuvlarda etkisin! göstererek sevgiye işaret eder
Yüce Rabbimiz Bakara süresinin 208 ayet-i kerimesinde, “Ey iman edenler! Hepiniz birden barışa girin Şeytanın adımlarını takip etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır ” buyurmaktadır
Sevgili peygamberimiz (s a v ) ise; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız ” “Sizden biriniz kendisi için sevip istediğini, kardeşi için de sevip istemedikçe gerçek mü’min sayılmaz” buyurarak, sevgi ve kardeşliği öğütlemektedir
Yunusumuz; “Gelin tanış olalım, sevelim sevildim” diyor, insanlık bu bilince eriştiği gün; geceleri gündüzleri kadar aydınlık, gündüzleri de cennet bahçeleri kadar huzurlu olacaktır
Fizik aleminde yerçekimi kanunu ne ise, insanlık aleminde sevgi de öyledir Sevgi birleştirir, kin ayırır, insanları birbirinden ayıran her şey günahtır
Fazilet bahçesinde, insani değerlerle olgunlaşan sevgi güllerini, özenle toplayıp, susamış gönüllere dostluk pınarlarından kana kana sunduğumuz gün, topyekün insanların bayramı olacaktır Ahlak duygusunun çiçekler gibi açtığı, hoşgörünün bayraklaştığı, adaletin tuğ’laştığı ve yediden yetmişe bütün insanların dostluk içerisinde kucaklaştığı ortamı hazırladığımız gün, hepimizin bayramı olacaktır Böylece hem özlediğimiz sevgi dünyası kurulacak, hem de bütün insanlık huzur bulacaktır
Mevlana’nın ifade ettiği gibi sevgi; acıyı tatlıya, toprağı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve kahrı rahmete dönüştürür Demiri yumuşatan, taşı eriten, ölüyü dirilten sevgidir
Bu evrende her şey, ama her şey sevgi düşünür, sevgi konuşur, sevgi va’deder Bu itibarla, kainata bir sevgi yumağı gözüyle bakılabilir Ayrı ayrı ses ve soluklar, tek ve çift bütün nağmeler öyle bir ritim içinde akıp gider ki, bunu görmemek ve anlamamak mümkün değildir Bütün bunlar gösteriyor ki kainatta herşey sevmek içindir ve hayat sevgiden ibarettir
Kur’an’ın tarif ettiği Müslüman, aşk ve sevgi insanıdır Maide süresinin 54 ayetinde “Allah onları, onlar da Allah’ı sever ” buyurulmakla, sevginin ve aşkın Müslümanda bulunması gerektiği, bunlar Müslümanda bulunduğu takdirde Yüce Allah’ın mutlaka karşılık vereceği belirtilmektedir
Biz bu özelliği taşıyan insana mü’min-i kamil diyoruz Mü’min-i kamil, bir merhamet, şefkat ve sevgi sembolüdür Kur’an-ı Kerim mü’min-i kamili: “İman edip salih ameller işleyenlere gelince; halkın en hayırlısı da onlardır Onların Rableri katındaki mükafatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır…” diye tarif etmektedir
Kısaca özetlemek gerekirse, insanın kendini bilmesi, kendi benliğine kavuşması, aslî benliği olan Rabbine ulaşabilmesi için tek çıkar yol vardır, o da sevmek ve sevilmekten geçmektedir İnsan, sevgiyle gerçek aşka ve nihaî gaye olan Rabbine ulaşır
Sevmek vazife, sevilmek imtiyazdır
alıntı
|