Yalnız Mesajı Göster

Yusuf İle Züleyha'dan...

Eski 10-10-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yusuf İle Züleyha'dan...



Yusuf İçin

Eline alıp mana tasım iç kana kana Dudaklarında Yusuf bestesi, gözlerinde Yakub’un döktüğü hicran katreleri ve karşısında devrin kör kuyusuna itilmiş bir nesil

Bu bizim çileden yana talihimiz mi diyeceksin?

Yoksa bir gün Melik-i Mısır olmaya namzed bir neslin mukadder olduğu yükü taşırken katlandığı fedakârlıklar mı diyeceksin?

Nasıl dersen de, ama yine de Kenan ilindeki baba gibi inleyeceksin

İnlemeden, ağlamadan, gözyaşlarını ceyhun etmeden kurtuluş mu var zannedersin?

Gümüşten ırmaklar ne zaman çağlar?

Hatta şimşekler gökyüzünde gezdikçe semanın gözü su ile dolub dökülmez mi zemine yağmur şeklinde?

Sonra çağıl çağıl çağlamaz mı ırmaklar, dereler dağlardan bayırlardan, bağlara, bostanlara içirmek için hayat suyunu

Yakub’un gamı efganı dedik; davanın boyunduruğu altına girib o hicranlı sesin yankılandığı çileli yollarda mukaddes yükü çekmek ilelebet hedefe doğru

Şeyh Galibin:

Yakub-ı gamım ışk ile hak olsam da

Canımdan azizsin helak olsam da

Damanını manendi Züleyha tutarım

Ey! Yusuf-u sine çak olsam da

dediği gibi Yusuf’u beklemek, perdelerin kalkacağı günü beklemek gözlerinden

Mis gibi, Yusuf’un kokusunu alabilmek çok uzaklardan

Sonra Yusuf! Yusuf! Diyerek saba rüzgârına efganını salıb Mısır’daki esrarın siyah zülüflerine Kenan’dan dokunabilmek

İşte ey Yusuf’u bekleyen gönül! Çektiğin acılar bu acı Sinene bu kederden taş bastın, uykuların bunun için kaçtı senin

Zira Yusuf sana bahar hediyesiydi; sen Yusuf’a saksılık edecek kıraç toprak

İşte Yusuf gelmekde İliklerine kadar hissettiğin “hoş bu’ onun Sana müjdeler olsun ey Yusuf’u bekleyen gönül, ey sine-i Yakub, sana müjdeler olsun!

Mehmet ERDOĞAN


Alıntı Yaparak Cevapla