10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Merc-İ Dabık
* Merc-i dabık savaşı öncesi büyük Hünkâr Yavuz Sultan Selim’in ordusunun önünde askeriyle beraber göğüs göğüse çarpışmak için atını ileri doğru mahmuzlaması üzerine, Sadrazam Sinan Paşa’nın Padişahın ellerine sarılıp :
“Şevketlü Hünkarım, olmaya ki heyacana gelür kendünüzü ateşe atarsınız , yüreğimiz dilhun olur” diye gitmemesi için yalvardığını  
Alem-i İslam’ın birliğini sağlama adına hayatı at sırtında geçmiş olan bu büyük dava adamının bunu üzerine: “Biz cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunlarıyız, çadır içinde savaş ida-re etmeyüz” diye haykırdığını  
(Tarih Şuuruna Doğru syf 64)
**İşte hizmet insanına, aksiyon insanına yakışan davranış birinden fedakârlık beklerken fedakârlıkta zirveyi tutabilme O dönemler Alem-i İslam için gerekli olan cephelerde en önde savaş-maktı
Günümüzde mücadele şekli değişti Şimdi vatana hizmet insanları güzel şeyler yapmaya kötü alışkanlıklardan kaçınmaya ikna etmektir Türk milletine güller yetiştirmeye azmetmiş aziz bahçe-van, millete yararlı olmak için kâh kolları dirsek-lerine kadar sıvayıp tuvalet temizliyor, kâh kepçe elinde yemek dağıtıyordu, yemedi yedirdi, uyumadı uyuttu, (Yurt müdürü iken altı ay yatmadığı) rahat etmedi rahat ettirdi, Ağladı ağlayanların göz yaşını dindirmeye çalıştı
Yaşadı, yaşadığını anlattı Yaşadığını anlattı-ğından mübarek sözleri kalplerde kabul gördü Izdırap bilmezlere ızdırapı, çile bilmezlere çileyi, 3 asırdır milletimizin hazin halini düşünmeyenlere düşünmeyi öğretti
|
|
|