10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Boş Vermek...
Hayatta boşluk bırakmak, şeytana alan
açmaktır Bu bakımdan hayata ne anlam yüklediğimiz ve hangi değerleri
taşıdığımız oldukça önemlidir
Allah'a adanmayan, ebede odaklanmayan hayatlar elbette boş ve batıl
hayatlardır
Zaten insanın değeri, değer verdikleri ile ölçülür
Evet, "hayat boşluk kabul etmiyor" dedik
Aynı hayat, başıboşluğu hiç kabul etmiyor, boş vermişliğe de izin vermiyor
İnsanoğlunun başına gelen belalar, boş vermişliğinin bedeli değil midir?
"Boş ver" felsefesi kitleleri ve nesilleri aldırışsız, dertsiz, gamsız
kıldı, gününü gün etme, günü kurtarma, her şeyin üstünü çizme
ve avare bir gençliği tahrik ediyor
Yani hayattaki boşluğun ve boş vermişliğin
faturası ağır oluyor Başıboşlar için dünya bir çılgınlık arenası ya
da çelişkiler yumağı Veyahut çekilmez bir çileye dönüşüyor Batıl beşeri sistemlerin insana kurduğu en büyük tuzak: boş ver  
Evet, hayat İslam'la dolmadığı ve doymadığı zaman,İslam'la teyid ve tahkim edilmeyen hayatların hurafe ve bidatlerle
nasıl bulandığını, insanların nasıl bunaldığını açıkça görmekteyiz
Bugün duyarlılıklarını yitiren, doğrularında şüpheye düşen,
değerlerini taşıyamaz duruma gelen insanlarımız varsa bunun sebebi
dünün boşluğu ve boş vermişliğidir
Ruhlarımız, yüreklerimiz, nasıl bir kuşatmaya maruz kaldı?Nerede açık verdik? Neleri ihmal ettik? Eksiğimiz neydi?
Hayattaki boşlukların bedeli ağır oluyor Zaten insanlık tarihinde de
hep böyle olmamış mıydı?
Hz Musa (as) İsrailoğullarını Firavun'un esaretinden kurtarıp
özgürlüğe taşıdıktan sonra, Tur-i Sina'ya Allah ile görüşmeye
gideceğini söylüyor ve bunun otuz gün süreceğini hatırlatıyor Hz
Harun'a geri dönünceye kadar onlara riyasette bulunmasını istiyor
Ancak ilahi hikmet gereği 30 günlük süre 40 güne çıkıyor, dolayısıyla
Hz Musa'nın (as) Tur-i Sina'dan dönüşü 10 gün uzuyor
İsrailoğullarından Samiri adında bir sanatkâr, ziynet takımlarını
toplayarak bir buzağı heykeli yapıyor ve "Sizin de, Musa'nın da ilahı
budur Fakat Musa ilahını unuttu'' diyor
Buzağıyı öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, içine rüzgâr girdiğinde
canlıymış gibi böğürüyordu İşte İsrailoğullarını baştan çıkaran bu
buzağıydı  
10 günlük boşlukta yüzlerini buzağıya çevirdiler, ilahi beyanı hiçe saydılar
Musasız kalan kitleler buzağının büyüsüne kapıldı Şimdi Samiri
tarihin bir döneminde yaşayıp gitmiş bir şahıs mıdır, yoksa tüm
zamanlarda varlığını sürdüren bir zihniyet midir? Bugünde buzağılarını
pazarlamak için boşluk kollayan, fırsat arayan Samiriler piyasayı
tutmuş durumda  
Ümmetin açtığı boşluk, beşeriyete pahalıya mal oldu  
Çünkü düne kadar insanlığın, adaletin, hakikatin güvencesi, sigortası
bu ümmetti  
Bugün insanlığın selametine yönelik bir projemiz var mı?
Beşeriyete katkı sağlıyor muyuz? Değer taşıyor muyuz? Giden iyilerin
yerini doldurabiliyor muyuz?
Biz varken onlar yoktu  
Şimdi neden boş bırakıyoruz, boş veriyoruz?
Sorumluluklarımızın zamanımızdan çok fazla olduğunu fark etmeliyiz Az
zamana çok iş nasıl sığdırılır, bunu başarmalıyız İbnü-l-vakt
olmanın, anın vacibini idrak ve eda etmenin becerisini ortaya
koymalıyız
Bunu başarabilmek için de öncelikle, ertelemeci anlayışları terk
etmeliyiz
Sahih düşünce ve salih amellerle doldurulmayan bir hayat savruk ve
siliktir  
Sakın, boş verenlerden olmayalım, yoksa yarın Rabbimizin huzurunda eli
boş, yüzü kara çıkanlardan oluruz
"O halde boş kaldığında yine kalk yorul " (İnşirah-7)
|
|
|