Prof. Dr. Sinsi
|
Gemi Maliyeti
5- Finansman fonundan faydalanacak yatırımın teşvik belgesine bağlanmış ve yatırım
indiriminden yararlandırılmış olması gerekmektedir
6- Finansman fonu, yatırım indiriminden faydalanacak yatırımların finansmanında kullanılmak üzere ayrılmış olmalıdır Finansman fonundan yararlanabilmek için yatırımcı aşağıdaki bilgi ve belgelerle müsteşarlığa başvurmalıdır
a- Talebi bildiren dilekçe
b-Fona yatırılan miktarı gösteren makbuz
c- Yapılan fiili harcamaların dörder aylık dönemler veya aylar itibarı ile raporu
Daha öncede belirtildiği gibi, bu harcamalar yatırım indiriminden yararlanabilecek harcamalar olmalıdır Bir önceki yıl açılmış olan akreditiflerin bir sonraki yıl finansman fonundan yararlanabilmesi için malın fiili ithalinin o yıl yapılmış olması ve bir önceki yıl söz konusu akreditifler için finansman fonundan yararlanılmış olması gerekir Yatırımları ve döviz kazandırıcı hizmetleri teşvik fonuna ithalat sırasında yatırılan fon bedelleri, montaj masrafları ve işçi ücretlerinin malın maliyetine girmesi nedeniyle finansman fonundan yararlanılır Ayrıca, bir önceki yıl akreditifi açılmış olup, o yıl fiili ithali yapılmış malın bedeli bir sonraki yıl ödenmişse bedelin ödendiği yıl esas alınır Diğer yandan, katma değer vergisi ve işletme dönemi ile ilgili işçi ve personel giderleri finansman fonundan yararlanamaz
3 2 4 Yatırım Kredisinde Vergi Resim ve Harç İstisnası
Teşvik belgesine bağlı ve yatırımın tamamlanmasından itibaren beş yıl süre içinde müsteşarlık tarafından belirlenecek asgari miktarda ihracat taahhüdünde bulunan orta ve uzun vadeli yatırımlar için alınan yatırım kredileri ile ilgili olarak düzenlenen işlemler damga vergisi ve harçlardan muaf tutulur Teşvik belgesinde vergi resim ve harç istisnası öngörülmüş bulunan yatırımlarda, kredi sözleşmesinin Teşvik Belgesi içeriği çerçevesinde yapılmış olması gerekir Yatırım maliyetinin çeşitli nedenlerle artması halinde bankalar teşvik belgesinde yazılı kredi miktarını %40 a kadar artırabilirler Belgede gösterilen öz kaynak/kredi oranının bozulmaması şartı ile artırılan bu kredi için de vergi resim ve harç istisnası uygulanır
Vergi resim ve harç istisnası uygulanarak alınmış olan dış krediler ile döviz kredilerinde sonradan Türk parasının değerinde yapılan değişikliklerden doğan artışlarda vergi resim ve harç istisnasından yararlanır Bunun için ayrıca teşvik belgesinde değişiklik yapılmasına gerek yoktur Alınan kredilerin ödenememesi nedeniyle yeni bir ödeme planına bağlanması da istisnadan yararlanmayı gerektirir
Vergi resim ve harç istisnası, kredinin alınması ve ödenmesi, her türlü banka, noter tapu, vb işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken vergi resim ve harçlara tabi olup akreditif işlemleri gibi kredinin kullanılmasıyla ilişkili işlemlerden doğan vergi resim ve harçlar için uygulanmaz Söz konusu istisnalar ilgili banka tarafından istenilen ipotek veya teminatın tamamına uygulanır İhraç edilmek şartı ile yurt içinde inşa edilen gemilerle ilgili ihracat taahhüdü, gemi ihraç bedeli olan döviz ile kapatılır
3 2 5 Teşvik Primi ve Katma Değer Vergisi Ertelenmesi
Teşvik belgesine göre düzenlenen yerli global listelerde yer alıp müsteşarlıkça uygun görülen ve yurt içinde imal edilmiş olan makine ve teçhizatın Katma Değer Vergisi ne karşı gelen miktar Yatırımları ve Döviz Kazandırıcı Hizmetleri Teşvik Fonundan aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde teşvik primi olarak yatırımcılara ödenir
Teşvik primi başvurusu Teşvik Belgesi, Yerli Global Liste (Müsteşarlık tarafından onaylanmış), Fatura asılları ile yatırımın bulunduğu yerin valiliğine yapılır Müsteşarlık tarafından verilen teşvik belgelerinde gösterilen yatırım mallarının ithalinde ödenmesi gereken katma değer vergisi, bu verginin fiilen indirilmesinin mümkün olacağı tarihe kadar ertelenir Yatırımın teşvik belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi halinde, ertelenen vergi saptanan yıllar için faizi ile birlikte alınır Erteleme süresince zaman aşımı işlemez~
3 3 Uluslararası Finans Pazarlarından Borçlanma
1960’lı yıllarda Euro-pazarların gelişmesi özellikle büyük firmalar, çok uluslu şirketler için yeni finansman olanakları yaratmıştır Euro-Pazarlar serbestçe değiştirilebilir ulusal paraların ulusal sınırlar dışında ve ulusal para otoritelerinin düzenlemelerinden bağımsız olarak serbestçe dolanımda bulundukları, ödünç verme işlemlerine konu oldukları bütünleşmiş bir para ve sermaye pazarları olarak
tanımlanmaktadır Son derece dinamik ve hızlı bir gelişme gösteren Euro-pazarların büyüklüğü 1960 yılında 1 milyar dolar iken, günümüzde trilyonlarca dolan aşkın bir boyuta ulaştığı tahmin edilmektedir
Euro-pazarların kendilerine özgü ayırıcı özellikleri bulunmaktadır Söz konusu pazarlardan sağlanacak kredilerin bazı özellikleri şöyle ortaya konabilir [10]
1 Faiz haddi genellikle değişken olup her altı ayda bir, piyasadaki gelişmelere göre saptanmaktadır
2 Faiz haddi, bankalar arası faiz haddine (LIBOR - London Interbank Offred Rate) kredinin süresi ve taşıdığı risk derecesine göre bir pay (spread) eklenmesi sureti ile belirlenmektedir
3 Kredilerin vadesi normal olarak 10 yıldan daha kısadır Bu pazarlarda 5-7 yıl süreli krediler ağırlık taşımaktadır
4 Kredilerin tutarı yüksektir Uluslararası finans pazarlarında tek bir bankadan borçlanılabileceği gibi~ bankaların oluşturacağı bir bankalar konsorsiyumundan da borç alınabilmektedir
Tek bir uluslararası bankadan kredi almanın basitlik , sürat ve daha esnek olma gibi üstünlükleri bulunmaktadır Ancak kredi gereksinmesinin tutarı yüksekse veya gelecekte yeni krediler alınması öngörülüyorsa, bankaların konsorsiyum suretiyle verecekleri krediler tercih edilebilir Konsorsiyum kredilerinde, gelecekte yeni krediler sağlanabilme olanağı da yüksek olmaktadır
Uluslararası finans pazarlarından borçlanmanın bazı çekici yönleri bulunmaktadır
1 Bu krediler genellikle A B D doları cinsinden sağlanmaktadır
2 Borçluya çoğu kez, çoklu para seçimi olanağı tanınmaktadır Borçlu böylece sağlayacağı döviz cinsi geliri ile, ödeyeceği döviz cinsi arasında uyum sağlamak olanağını elde ettiği gibi, almış olduğu krediyi başka bir döviz cinsi üzerinden de ödeyebilmektedir
3 Kredinin süresi geri ödeme (taksit süreleri yatırım projesinin fon yaratma olanakları ile uyumlu hale getirilebilmektedir
4 Diğer finansman kaynaklarına kıyasla daha fazla esneklik sağlanabilmektedir
5 Genellikle, belirli malları satın alma ve belirli bir ülkeden satın alma koşullarına bağlı olmaksızın kullanılabilmektedir
6 Kredi kolaylıkla ve kısa sürede sağlanabilmektedir
Buna rağmen anılan kredilerin bazı sakıncalı yönleri bulunmaktadır
1 Faiz haddi değişken olduğu için, gelecekteki yükleri kesinlikle tahmin edilememektir
2 Bankalar konsorsiyumundan sağlanan kredilerin maliyeti genellikle, ödenen komisyonlar nedeniyle, yüksek olmaktadır
3 Kredinin süresi ,uzun süreli yatırım projelerine göre kısa olmakta ve 10 yılı pek aşmamaktadır
4 Söz konusu krediler kur (devalüasyon) riski taşımaktadır
Ülkemizde dışarıdan kredi alınası ve dış kredi kullanımı genelde Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına ilişkin mevzuat çerçevesinde düzenlenerek, ekonomik hayattaki gelişmelere ve izlenen politikalara göre dış kredi kullanımına ilişkin esaslar değiştirilmektedir
1980’li yılların sonlarından itibaren sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi doğrultusunda dış kredi kullanım koşulları kolaylaştırılmış, 1990 yılında 32 saydı kararda yapılan değişiklikle , Türkiye’ de yerleşik kişilerin yurt dışından nakdi ve gayri nakdi kredi alımlarını düzenleyen esaslar liberalleştirilmiş T C Merkez Bankası ve bankaların uluslararası piyasalarda dövizle işlem yapmaları tümüyle serbest bırakılmıştır
4 GEMİ YATIRIM PROJELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bu bölümde yatırım projesinin unsurları hakkında bilgi verilip, statik ve dinamik sayısal proje değerlendirme yöntemleri tanıtılacaktır
4 1 Yatırım Projesinin Unsurları
Yatırım kararı uzun bir araştırma süreci sonunda alınır Karar alma süreci yatırım fikrinin doğuşu ile başlayıp; proje düzenleme, değerlendirme, onaylama aşamalarını izler Proje kontrol aşamasının ardından başarı değerlendirme ve geliştirme önerileriyle karar alma süreci sona erer Bir yatırım kararı modelinde yer alması gereken unsurlar şunlardır:
1- Yatırım için gereken ilk harcama miktarı ve daha sonra yapılmasıgerekenharcamalar
2- Yatırım projesinin uygulanması sonucunda elde edilecek nakit girişi 
3- Projenin kabulü halinde işletmenin net nakit girişinde oluşacak artış
4- Nakit çıkış ve girişlerinin ne zaman oluşacağına ait bilgi
5- Projenin ömrü ve değerlendirmede uygulanacak kriter
Bu unsurlar kısaca aşağıdaki şekilde açıklanabilir:
1- ilk Yatırım
İlk yatırım kavram olarak bir denizcilik şirketinin gemi sahibi olmak için ayırdığı fondur Bu projeden bir nakit girişi elde edilmeye başlanıncaya kadar birikecek tüm nakit akışlarım kapsar
İster gider kabul edilerek bilançoya alınan olsun ister her türlü nakit çıkışı ilk yatırım miktarına dahil edilmelidir
2- Projenin Hurda Değeri
Gemi, kara ve hava ulaşım araçları gibi yatırımlarda malın satıldığında gelecek olan para yatırımın hurda değeridir Çalışma sermayesine bağlanan para hurda değerin tamamı olabilir Ayrıca, bazı yatırımlarda yatırım projesi için arsa ve bina satışından elde olunacak fonun hurda değer olarak dikkate alınması gerekir
3- Net Nakit Girişi
İlk yatırım projenin başlangıcındaki fon çıkışı, projenin hurda değeri de projenin ömrü sonundaki nakit girişidir Ayrıca, projenin ömrü boyunca denizcilik işletmesine getireceği nakit girişleri de vardır Projenin sağlayacağı net nakit girişi ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bazı hususlar şöyledir:
i - Nakit girişi projenin sağlayacağı gelir ile karıştırılmamalıdır Gelir kavramı nakit girişi kavramına oranla oldukça belirsiz bir kavramdır Gelirin belirlenmesi bakımından hasılatın hangi dönemde ortaya çıktığına ilişkin güçlükler, proje ile ilgili olup kar/zarara atılan veya varlık olarak değerleme yöntemleri ve hangi giderlerin stok maliyetine dahil edileceği ve hangilerinin edilmeyeceğine ilişkin uygulama gelire oranla nakit girişi kavramının tercih edilmesine gerekçe olarak öne sürülebilir
ii - Nakit girişi denizcilik işletmesinin projeyi kabulü halinde, kabul etmemiş olması haline oranla sağlanan ek nakit girişidir
4- Nakit Akışlarının Oluştuğu Dönemlerin Belirlenmesi
Bir yatırım projesi ile ilgili nakit çıkışı projenin başlangıcında oluşur Bu çıkış önceden de açıklandığı gibi ilk yatırım tutarıdır Genel olarak basit örneklerde ilk yatırıma cari dönem içinde yapıldığı varsayılır Bu olayı basitleştirici bir varsayımdır Uygulamada yatırım harcamasının gelir getirir hale gelmesi çoğu kez cari yılı aşar
Projeye konu geminin hurda değeri veya projenin ömrü sonunda işletmeye geri dönecek nakit girişi elbette analizde en son yıl içinde işletmeye dönmüş olarak hesaba alınacaktır
Denizcilik işletmesinin projeden sağladığı diğer nakit girişlerinin ait olduğu yılların dikkatle belirlenmesine gerek vardır Basit örneklerde projenin sağladığı nakit girişinin bütün yıllar üzerinden aynı olduğu varsayılır Aslında nakit girişleri genel olarak yıllar
itibarı ile aynı düzeyi her zaman koruyamaz ve yıldan yıla değişir Hangi yıllarda nakit girişinin ne kadar olduğu yatırım kararı üzerinde büyük etkiye sahiptir
Nakit akışının ait olduğu dönem belirlenirken genel olarak yıl içinde dağılışı üzerinde durulmayıp nakit giriş ve çıkışlarının yıla eşit olarak dağıldığı kabul edilir Bu hesaplama açısından yapılmış bir varsayımdır Aksi taktirde devamlı faiz hesabı gerekir ki hesaplama bakımından bu düşünüş tarzı hem oldukça karışık hem de sonuçlara etkisi bakımından pek maddi fark yapmayacak bir yaklaşımdır Gerektiğinde yıldan küçük dönemler ayrıca dikkate alınabilir [18]
5- Projenin Ömrü
Yatırım kararı modellerinde üzerinde durulması gereken diğer bir nokta ise projenin ömrüdür Bu süre asgari bir yıldır Yıldan daha kısa dönemde geri dönecek yatırımlar sermaye bütçeleşmesinin dışında tutulmaktadır Projelerin azami ömrü olabildiğince sağlıklı olarak belirlenmeye çalışılmalıdır
Bu süre on yıl veya daha fazla olabilir Ancak uygulamada süre on yılı aştığında belirsizlikler çok arttığı için bu süreyi aşan dönemlerde elde edileceği tahmin edilen nakit girişlerini de hesaba katmak karar üzerindeki etki bakımından ihmal edilecek kadar önemsiz hale gelmektedir Bu nedenle, hesaplamalarda on yıl sınır kabul edilir
6- Projeden Beklenen Verim Oram
Bu oran analizlerde belli bir oran olarak kabul edilir ve yatırımcının verisi olarak göz önünde tutulur
4 2 Proje Değerlendirme Yöntemleri
Yatırım alternatifleri arasında seçim yapabilmek için değerlendirme yöntemleri kullanılır Bu yöntemler iki ana grupta toplanır Birinci grupta paranın zaman değerini temel alan yöntemler (dinamik yöntemler), ikinci grupta ise bunu dikkate almayan ve yaklaşık bilgi veren yöntemler (statik yöntemler) yer alır
Her iki gruptan, verdikleri sonuçlar bakımından en çok tercih edilen yöntemler şöyledir:
1- Net Bugünkü Değer Yöntemi (Net Present Value)
2 İç Verim Oranı Yöntemi (Internal Rate of Return)
3 Karlılık İndeksi Yöntemi (Profitability Index)
4- Geri Ödeme Süresi (Payback Period)
Statik değerlendirme yöntemleri paranın zaman içindeki değer kaybını hesaba katmadıklarından tek dönemlik zaman boyutunda kullanılabilirler Dinamik yöntemler bu sakıncaları ortadan kaldırırlar ve gelecekteki nakit giriş ve çıkışlarının bugünkü değere indirgenmesini esas alılar
Bu nedenlerden ötürü, dinamik yöntemlerin verdikleri sonuçlar daha güvenilir olmakta ve tercih edilmektedir Dinamik yöntemlerin dayandığı temel varsayımlar şunlardır:
i Amaç fonksiyonu kar maksimizasyonu ile belirtilmiştir ve eksiksiz işleyen sermaye pazarlarına dayanmaktadır
ii - Sermaye, öz ve dış kaynak sermayesi sahiplerinin kredi şartlarına göre herhangi bir farklılaştırmaya tabi değildir
iii - Sermaye gereksinmesi olanlar ve sermaye sunucuları pazara herhangi bir kısıtlama olmaksızın girebilirler (free entry)
iv - Pazarın şeffaflığı nedeni ile tek bir faiz oranı söz konusudur (Gerçekte ise bu varsayımların geçerli olmadığı belirtilmelidir Zira faiz oranları farklılaşmakta, pazara sinirli giriş özgürlüğü bulunmaktadır )
4 2 1 Net Bugünkü Değer Yöntemi (Net Present Value)
Bir yatırım projesinin ekonomik ömrü boyunca sağlaması beklenen nakit girişlerinin belirli bir ıskonto oranı (sermaye maliyeti) kullanılarak hesaplanan bugünkü değeri ile nakit çıkışlarının bugünkü değeri arasındaki fark projenin net bugünkü değeridir Bu yöntem paranın zaman değerini dikkate aldığından bir dinamik değerlendirme yöntemidir
NBD ;Yatırımın bugünkü değeri
K ; net bugünkü değer faktörü
M ; faaliyete geçilen yıl
N – M +1; projenin ömrü
NÇ ; yatırım harcamaları
NG ;net girdi
Net bugünkü değer yöntemi ile gemi yatırım projelerinin seçiminde kullanılan temel ölçü: net bugünkü değeri sıfırdan büyük, yani pozitif çıkan yatırım önerilerini kabul etmek ve negatif çıkanları ise ret etmektir
Sermaye maliyeti kullanılan ıskonto oranına bağlı olarak değişir ve bir proje için her sermaye maliyeti ile farkI bir bugünkü değer bulunur
Alternatif gemi yatırım projeleri arasında seçim yapılırken sermaye maliyeti ve ekonomik ömrü eşit projeler arasında net bugünkü değeri pozitif ve büyük olan proje tercih edilir Farklı ekonomik ömürleri olan alternatif projelerde ise zaman etkisini gidererek bulunan net bugünkü değerle seçim yapılır
farklı ömürleri olan projeleri değerlendirirken önce her projenin net bugünkü değeri hesaplanır Ardından her projenin ömrü sonunda yenilendiği ve durumun sonsuza kadar aynı şekilde tekrarlandığı varsayılarak net bugünkü değeri bulunur
4 2 2 İç Verim Oranı Yöntemi
İç verim oranı yöntemi de (Internal Rate of Return) paranın zaman değerini dikkate alan bir dinamik değerlendirme yöntemidir Bir yatırım projesinin nakit çıkışlarının bugünkü değerini nakit girişlerinin bugünkü değerine eşitleyen ıskonto oranına iç verim oranı denir Bu değerlendirmede daha çok yatırımın karlılık yönü üzerinde durulmaktadır
r: İç Verim Oranı
NÇ ; yatırım harcamaları
NG ;net girdi
M ; faaliyete geçilen yıl
N – M +1; projenin ömrü
HD; hurda değeri
İç karlılık oranının hesaplanması şu şekilde yapılabilir:
1 - Sermaye maliyetine paralel olarak ıskontolu nakit akışları hesaplanır
2 - Nakit akımlarının değerinin pozitif veya negatif olduğu belirlenir
3 - Iskonto edilmiş nakit akımlarının değeri pozitif ise r1 ‘den daha yüksek başka bir r2 oranı hesaplanır Net bugünkü d eğer negatif ise r1 ‘den daha küçük bir r:alınır
Enterpolasyon ile tespit edilebilecek olan gerçek iç karlılık oranı nakit girişlerinin bugünkü değerini sıfıra eşitler ve bu iki oran arasındadır
4 2 3 NBD Yöntemi ile İç Verim Oranı Yönteminin Karşılaştırılması
Net Bugünkü Değer Yöntemi (NBD) ve İç Verim Oranı (IVO) Yöntemi bir yatırım projesinin değerlendirilmesinde aynı yönde sonuç verirler NBD yöntemi ile kabul edilen bir yatırım projesi IVO yöntemi ile de kabul edilir
Ancak, iki veya daha çok sayıdaki alternatif yatırım projelerinin değerlendirilmesi ve yalnız birinin seçilmesi söz konusu olunca bu yöntemler farklı projelerin seçilmesine neden olabilirler Özellikle projelerin nakit akımlarının zaman içinde dağılımı ve ekonomik ömürleri farklı olduğu zaman bu durum ortaya çıkmaktadır [181
Net bugünkü değer yöntemi kullanılan ıskonto oranı üzerinden fonların tekrar yatırılacağını varsayarken, iç yerini yöntemi işletmeye dönen fonların IVO üzerinden yatırılacağını varsaymaktadır Bu durumda akla gelen ilk soru bu iki yöntemden hangisinin kullanılmasının daha sağlıklı sonuç vereceğidir
Bu durumda tercih genel olarak net bugünkü değer (NBD) yöntemi yönündedir Çünkü iç verimi yöntemi kullanıldığında her projenin iç verimi farklı olduğundan değişik projeler için işletmeye dönen fonlar farklı oranlar üzerinden tekrar yatırılmış
gibi işlem görecektir Net bugünkü değer yönteminde ise işletmeye gelen nakit daima aynı oran üzerinden değerlendirilir
Projeler arasında bir seçim yapmanın gerekli olduğu durumlarda projelerin IVO hesaplanarak, işletmenin projeler için kullandığı fonların sermaye maliyeti ile karşılaştırılması gerekir Projelerin IVO ayrı ayrı sermaye maliyetinden yüksekse aşağıdaki sıralama izlenerek projeler yeniden değerlendirilmelidir [21]
1- Projelerin nakit akışları arasındaki fark, yıllar itibarı ile hesaplanır
2- Bulunan fark için IVO hesaplanır
3 - Hesaplanan IVO sermaye maliyetinden yüksek ise, ıskonto işlemi uygulanmadan önceki nakit akışı dikkate alınarak, ilk IVO değerine bakılmadan toplam nakit girişi fazla olan proje seçilir
4 2 4 Karlılık İndeksi Yöntemi (Profitability Index)
Bu yöntem yatırım projelerinin değerlendirilmesinde kullanılan dinamik yöntemlerden birisidir ve nakit girişlerinin bugünkü değerinin nakit çıkışlarının bugünkü değerine oranlanması ile bulunur
Karlılık İndeksi = Fayda / Maliyet
Karlılık indeksi “1” ‘den büyük olan yatırım projeleri kabul edilir Daha önce açıklanan net bugünkü değer yöntemine göre bir projenin kabulü için gerekli koşul, nakit girişlerinin bugünkü değerinin proje maliyetine eşit ya da ondan büyük olmasıdır
Bu yönteme göre iki projenin değerlendirilmesi şu şekilde yapılır:
A PROJESİ (TL) B PROJESİ (TL)
Nakit Çıkışlarının Bugünkü Değeri 12,000,000 $ 3 500,000 $
Nakit Girişlerinin Bugünkü Değeri 15,360,000 S 5 000 000 $
Net Bugünkü Değer 3,3 60 000 S 1 500,000 $
Karlılık İndeksi 1 28 1 42
B projesinin karlılık indeksi daha büyük çıkmıştır Bunun anlamı daha yüksek karlılık sağlayacak olmasıdır Net bugünkü değer yöntemi ile farklı büyüklükteki projelerin değerlendirilmesinde ortaya çıkan güçlükler karlılık indeksi yöntemi ile ortadan kaldırılır
Bu yönteme göre projeler değerlendirilirken işletmenin sermaye bütçesindeki
kısıtlamalar ve küçük projeye yapılan yatırımın katlanma özelliği önem kazanmaktadır
Denizcilik işletmesi için bir sermaye kısıtlaması söz konusu iken B projesine aynı şartlarda bir kaç kez yatırım yapılabiliyorsa B projesi avantajlıdır
Eğer bir sermaye kısıtlaması söz konusu değil ve B projesinin sadece bir defa gerçekleşmesi mümkün ise, işletme geri kalan sermayesini de değerlendirmek amacı ile net bugünkü değer yöntemine göre seçim yapar Diğer bir deyişle karlılık indeksinin sonuçları bazen net bugünkü değer yöntemi ile çelişebilir ve böyle durumlarda net bugünkü değer yöntemine göre karar verilir
4 2 5 Geri Ödeme Süresi Yöntemi (Payback Period)
Yatırım projesinin nakit çıkışlarını, nakit girişleri ile geri ödeyecek zaman sürecine geri ödeme süresi denir Maliyet ve gelirlerin yıllar itibarı ile sabit olduğu varsayılırsa gen ödeme süresi aşağıdaki gibi hesaplanır
Geri Ödeme Süresi = Toplam Nakit Çıkışı / Yıllık Nakit Girişleri
(Yatırılan Sermaye)
Bu yöntemin mantığı yatırımların kendi kendini finanse etmesidir Bu nedenle amortizasyon süresi en kısa olan proje daha avantajlı kabul edilir Eğer söz konusu olan tek bir projenin değerlendirilmesi ise, hesaplama sonucu bulunan amortizasyon süresi karar organının öngördüğü maksimum ödeme süresinden küçük olmalıdır
5 FİNANSSAL KİRALAMA
5 1 Tanım
Finanssal kiralamanın (leasing) dünyada bilinen ilk uygulamalar Sümerler zamanında M Ö 2000’li yıllarda tarım araçları kiralamasından görüldü Daha sonraki Roma dönemlerinde leasing uygulamaları artarken ortaçağda arazi ve binalar leasinge konu oldu
Modem anlamı ile leasing, 1930 yılında Amerika’da yaşanan ekonomik krizden sonra finansman güçlüklerini aşmak amacıyla ortaya çıktı Bugünkü anlamı ile ilk leasing şirketi 1952 yılında Amerika’da kuruldu, 1960’lı yıllarda Avrupa ve Japonya’da yayılmaya başladı
Büyük sermaye birikimleri olmadan yeni teknoloji kullanımını destekleyen ve ekonomik büyümeyi sağlayan leasing, gelişmiş (ilkelerde sabit sermaye yatırımlarının yüzde 30’luk bir bölümünü finanse eder hale geldi Kelime anlamı olarak kiralama anlamına gelen leasing, bir kiralama şirketinin kiracı durumundaki bir şirketin ihtiyaçlarına uygun malı satın alıp, bunu belli bir süre için kiracı şirketin kullanımına vermesi işlemidir European Leasing Association kiralamayı şu şekilde tarif etmektedir: ‘finanssal kiralama, belirli bir süre için kiralayan ve kiracı arasında imzalanan, kiracı tarafından seçilip kiralayan tarafından satın alınan bir malın mülkiyetini kiralayanda, kullanım hakkım kiracıda bırakan bir sözleşme olup; malın kullanımı belli bir kira ödemesi karşılığında kiracıya bırakılmıştır ~
5 2 Finanssal Kiralama Mevzuatının Genel Hatları
3226 sayılı Finanssal Kiralama Kanununun ana hatları aşağıda sunulmuştur:
1 Sözleşmeye taşınır veya taşınmazlar konu olabilir Patent gibi fikri haklar kiralama sözleşmenize konu olamazlar
2 Finanssal kiralama bedeli ve ödeme dönemleri taraflarca sabit veya değişken belirlenebilir Ödemeler Türk Lirası ya da Merkez Bankası’nca alım satımı yapılabilen yabancı para cinsinden yapılabilir
Yabancı para ile yapılan finanssal kiralama sözleşmelerinde meydana gelebilecek aşırı kur artışları, mahkemeler tarafından sözleşmenin revizyonu için yeterli sayılmamaktadır [19]
3 Sözleşme en az 4 yıl müddetçe fesh edilemez
4 Sözleşmenin düzenlemesi noterlikçe yapılır
5 Kiracı, sözleşme süresince finanssal kiralamaya konu malın kullanıcısı olup sözleşmenin amacına uygun olarak maldan her türlü faydayı temin etme hakkına sahiptir
Kiracı mali kullanırken gerekli itinayı göstermek zorundadır Sözleşmede aksine bir hüküm yok ise kiracı malın bakım, onarımından sorumludur ve meydana gelecek tüm giderlere katlanır
6 Malın sözleşme süresince hasar ve ziyan sorumluluğu kiracıya aittir Bu sorumluluk ödenen sigorta miktarının karşılanmayan kısmı ile sınırlıdır
7 Kiracı mal üzerindeki kullanım hakkını bir başkasına devredemez
8 Finanssal kiralama şirketi, mülkiyeti kendisine ait olan malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorundadır Sigorta primlerinin ödenmesi kiracıya aittir
9 Kiracının iflası halinde, iflas memuru, finanssal kiralama konusu malların tefrikine karar verir mas memurunun bu kararına karşı yedi gün içerisinde itiraz edilebilir
10 Sözleşme, kararlaştırılan sürenin dolmasıyla son bulur Ancak taraflar anlaşırsa üç ay önceden bildirilmesi kaydıyla mevcut ya da yeni şartlarla sözleşme uzatılabilir
11 Sözleşme, şirketin sona ermesi, kiracının iflası veya işletmesini tasfiye etmesi hallerinde, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sona erer
12 Kiralayan finanssal kiralama bedelini ödemede zorlanan kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de kira ödenmez ise sözleşmeyi feshedebilir
13 Sözleşme sona erdiğinde sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan ve bu hakkı bulunmayan kiracı, finanssal kiralamaya konu mali derhal geri vermekle mükelleftir
14 Sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile birlikte vadesi gelmemiş finanssal kiralama bedellerini ödemek yükümlülüğü altında olduğu gibi kiralayanın bunu aşan zararından da sorumludur
Sözleşme kiralayan tarafından feshedilirse kiracı mali geri vermekle beraber uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep edebilir
Sermaye kiralaması olarak da adlandırılan finanssal kiralama, makine ve teçhizatın mülkiyet hakkını yasal olarak kiralayana, ekonomik acıdan kiralanan varlık üzerindeki kontrolü kiracıya devreden ve kiracıyı varlığın fiili sahibi haline getiren uzun süreli bir Leasing türüdür
Kiralayan tarafından kiraya verilmek amacı ile satın alınan malın, fiyatını ve fiyatı etkileyen diğer maliyet unsurlarının tümü kiracı tarafından kiralayana ödenmek zorundadır Kiralama dönemi sonunda mal kiracıya sembolik bir bedel karşılığı devredilir
5 3 Makro Açıdan Finanssal Kiralama
Finanssal kiralamanın ülke ekonomisi açısından önemli yararları bulunmaktadır Finanssal kiralama yöntemiyle ülkeye getirilen makine, araç gereç ülkenin üretim imkanlarım arttırarak mal ve hizmet artışı sağlar
Finanssal kiralama işleminde finanssal kiralamayı yapan diğer bir deyişle kiralayan firma açısından bu işlemden elde edilecek yararlar şunlardır
1 Finanssal kiralama amaçlı makine alımı dolayısı ile ortaya çıkan amortisman yeniden değerleme, yatırım indirimi katma değer vergisi indirimi gibi vergi avantajlarından tümüyle kiralayan firma yararlanır Bu alanda yapılan çalışmalara göre %50 kar marjı ile çalışan satıcı firmaların KDV açısından nötr kalabilmeleri için aylık satışlarının azami %35,7 1 ‘ini finanssal kiralama işlemlerine yöneltmesi gerekmektedir
2 Kiralayan şirket düşük maliyetle edindiği bir fonu, yatırım mali bazında kristalize ederek daha uygun bir kar marjı bağlamında plase eder Finanssal kiralama şirketlerinin temelde bir finansman kuruluşu olmaları bu nedenledir
3 Tahsis edilen krediler amacına uygun olarak kullanıldığı için yatırım, mevcut kapasiteyi arttırır
Leasing işlemi ile yatırımın tamamına finansman sağlanabilirken, malın teslim alınmasına kadar yapılan her türlü harcama, varsa ithalat ve gümrük masrafları bile toplam finansmana dahil edilebilir
Leasing uygulamaları kiralama konusu ekipmanın temini açısından üç temel gruplandırma altında incelenebilir
1 Kiralayanın , kiralayacağı ekipmanları doğrudan satıcı veya üreticiden temin ederek kiracıya kiraladığı Doğrudan Leasing’
2 Kiracı tarafından sahip olunan bir ekipmanın kiralayana satılıp ve aynı ekipmanın kiracıya tekrar kiralandığı ‘Satış ve Geriye Kiralama’
Bu yöntem genellikle işletme sermayesi ihtiyacı olan firmalar tarafından kullanılır
3 Bir leasing işlemine konu olan malın leasing sözleşmesinin geçerliliğini korumak kaydıyla, kiracı tarafından üçüncü bir tarafa kiralandığı ‘Ait Leasing’
Bu yöntem genellikle ülkeler arasındaki vergi ve fön maliyetleri farklarından yararlanmak amacı ile yapıldığı için kiralayan ve kiracı farklı ülkelerde yerleşiktir
5 4 Kiracı Açısından Finanssal Kiralama
Finanssal kiralama işlemlerinde her ticari ilişkide olması gerektiği gibi bir kazan/kazan ilişkisi mevcuttur
Genel olarak finanssal kiralama şirketleri sermayelerini ve edindikleri fonları etkin bir şekilde plase ederek bir yandan ortaklarına gelir sağlarken öte yandan önemli bir makro hedef olan üretimin arttırılmasına da katkıda bulunmaktadırlar
İlişkiye yasal zemin hazırlayarak ilave özendirici tedbirlerle işlemleri teşvik eden kamunun çıkarı, orta ve uzun dönemde belirtildiği gibi, ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına yardımcı olmak, yatırımı dolayısı ile üretimi ve istihdamı arttırmak olarak tanımlanabilir
Kiracı firmalar için kiralamanın yararları aşağıda belirtilmiştir
5 4 1 İşletme Sermayesinin Korunması
İşletmelerin yeni bir yatırım türü içinde değerlendirilecek girişimlerinin olumlu sonuçlanması halinde, ilave girdi ihtiyaçlarının yanında emek ve enerji kullanımında da artışlar meydana gelecektir
Şu halde bu girdilerin finansmanı konusu gündeme gelmektedir Yatırıma konu malın öz sermaye ile temin edilmesi halinde işletmenin ürettiği katma değerin önemlice bir kısmı zaten işletme dışına transfer edilmiş olur Bu durumda yeni alman geminin hizmete girmesi ile meydana gelecek girdi artışlarının finansmanı sorunu gündeme gelecektir Ek fonlar sağlama ihtiyacı ortaya çıkacaktır
Ülkemizde, ölçeği ne olursa olsun yatırım yapan firmaların temel problemi, öz sermaye ve/veya banka kredisi kullanarak finansmanını sağlamaları, ancak girdi finansmanını sağlayamamalarıdır
Cari işletme sermayesini, gemi yatırımına bağladığı için finansman ihtiyacı içine düşen işletmelere piyasa ve mali kuruluşlar da tereddütlü yaklaşmakta ve fon sağlamaktan kaçınmaktadırlar
5 4 2 Vade ve KDV Avantajı
Finanssal kiralama yatırım mali finansmanında kullanıldığı için doğası gereği orta vadeli bir finanssal enstrümandır
1990’lı yılların temel makro karakteristiği olan kamu borçlanma gereğinin yüksek olması sermayenin kıt kaynak olduğu ülkemizde, bankaları toplanan fonları sanayii yerine kamuya kullandırmaya özendirmiş ve Amerikan Doları bazında yıllık %20 civarında büyüyen iç borç stoku geleceği de giderek belirsiz kıldığı için genel olarak banka kaynaklı tüm kredilerde vadenin kısalması sonucunu doğurmuştur
Finanssal kiralama, orta vadeli bir finansman tekniğidir Mevzuata göre sözleşmelerin istisnalar dışında tutulmak kaydı ile minimum 4 yıllık yapılması öngörülmekte ve kira ödemeler temini de 4 yıla çıkarılmaktadır
Kira ödemelerinin 4 yıldan önce bitirildiği projelerde kiracı firma, Yer ya da 6’şar aylık aralarla sembolik kira ödemeleri yapmakta böylece hukuken dört yıllık hazırlanan sözleşmeler,finanssal olarak da aynı süreye eşit bir zaman aralığını kapsadığı mesajı verilmektedir Burada finanssal kiralama şirketlerinin fon kaynaklan önem kazanmaktadır Banka kökenli finanssal kiralama şirketleri, sermayeleri dışında grup bankalarından, yurtdışı bankalarından ve ihracat sigorta kurumlarından fon teminine gitmektedirler
Konu geminin ithali sırasında KDV muafiyeti olup sadece ithalat harcı alınmaktadır
Diğer yatırım mallarının satın alımında ödenen amortismana tabi iktisadi kıymet
KDV’si oranı; %15’tir Oysa aynı mal, finanssal kiralama şirketi tarafından satın
alındığında KDV oranı %1 olarak saptanmıştır
KDV oranı, nihai finanssal kiralama finans maliyetini çok yakından ilgilendirir Şu halde yatırım malı finansmanında, finanssal kiralamayı bir alternatif olarak gören firmaların KDV indirimini finans maliyeti ile birlikte düşünmeleri gerekmektedir
Ancak finanssal kiralamanım vadeli satış gibi yorumlanması, kiralama süresinin sonunda ödenmesi gereken satış vergilerinin başlangıçta alınması KDV avantajını %30 azaltmıştır
5 4 3 Gider Gösterme Etkisi
Kiracı firmalar için finanssal kiralamanın en önemli yararı, gider etkisidir Kiracı firmanın ödediği tüm kira bedelleri, ilgili dönemin gideri olarak gelir tablosunda karı azaltıcı bir etkide bulunur [18]
Bu nedenle yüksek katına değer ile çalışan firmaların, finansman ihtiyacı olmaksızın bir yatırım malını satın almaktansa kiralamayı tercih etmeleri çoğu zaman verecekleri en rasyonel karar olmaktadır Özellikle yıl sonlarında dönem karının hesaplanması ile ortaya çıkan vergi matrahı işletmeleri gider yazımına elverişli işler yapmaya sevk etmektedir
5 4 4 Kira Ödemelerinin Değişkenliği ve Bilanço Etkisi
Finanssal kira sözleşmeleri aylık sabit bir kar marjı ya da finans literatüründeki adı ile iç verim oranı ile dondurulmaktadır Oysa bilindiği gibi banka kredilerinde faizin değişebilir olması firmaların nakit planlarında belirsizliğe neden olur
Diğer yandan seken ödemeli kiralamalar, işletmelerin gelişen rekabet koşullarına uyum sağlamalarına yardımcı olmakta ve etkin bir faaliyet yönetiminin en önemli aracı konumundadırlar
Finanssal kiralama mevzuatı, kira ödeme planında tarafların rızası ile meydana gelecek değişimler hususunda tanı bir serbestlik getirmektedir Tarafların noter aracılığı ile yapacakları değişiklik ,işletmelerin değişen ekonomik koşullara uyum sağlaması bakımından son derece önemli ve yararlı olacaktır
Kiracı firmalar, finanssal kiralama yöntemi ile temin ettikleri yatırım mallarını, mülkiyet olarak işletmenin aktifine kayıtlı olmadığı için mali tablolarında gösteremezler
Finanssal kiralama işlemlerinin bilanço dışı kalması nedeni ile işletmelerin mali tablolarının olduğundan farklı bir bünye analizi sunması, işletmenin hisse senetlerine talip olan yatırımcılar ile işletmenin fon talebinde bulunacağı finanssal kuruluşlar açısından yanıltıcı kararlar alınmasına yol açabilir
Bu nedenle işletme dışı çevreler için işletmenin finanssal kiralamadan doğan borcunun olup olmadığı hususunun özellikle tespit edilmesi gerekmektedir Gelişmiş ülkelerde finanssal kiralama işlemlerinin sermayeleştirilerek bilançolarda yer almaları, faaliyet kiralamalarının ise nazım hesaplarda gösterilmesi bir zorunluluk olarak uygulanmaktadır
Finanssal kiralama işlemi nedeni ile olan orta vadeli borç, bilançonun pasifinde yer almayacağı için kaldıraç oranı, likidite rasyoları ve net çalışma sermayesi olduğundan işletmenin lehine farklı görünecektir
Aşağıda verilen örnekte bir denizcilik firmasının 100 000 TL satış fiyatına sahip olan bir yatırım malını finanssal kiralama ve banka kredisi ile temin etmesi hallerinde bilançosunda görülen etkiler verilmektedir
31 12 2000 Tarihli Y Denizcilik Şirketi Bilançosu (Milyar TL)
Aktif Pasif
Dönen Varlıklar 450 000 TL Kısa Vadeli Borçlar 400 000 TL
Duran Varlıklar 100 000 TL Öz kaynaklar 150 000 TL
Aktif Toplamı 550 000 TL Pasif Toplamı 550 000 TL
Net çalışma sermayesi = 50 000 TL
Cari oran = %113
Öz kaynak yoğunluğu =%27
Firmanın, finanssal kiralama ile sabit sermaye yatımı kiralaması yapıldıktan sonraki durumu;
01 07 2000 Tarihli Y Denizcilik Şirketi Bilançosu (Milyar TL)
Aktif Pasif
Dönen Varlıklar 450 000 TL Kısa Vadeli Borçlar 400 000 TL
Duran Varlıklar 100 000 TL Öz kaynaklar 150 000 TL
Aktif Toplamı 550 000 TL Pasif Toplamı 550 000 TL
Net çalışma sermayesi 50 000 TL
Cari oran %113
Öz kaynak yoğunluğu %27
Görüldüğü gibi bilanço, yatırıma konu mal aktife kayıtlı olmadığı için değişmemekte dolayısı ile rasyolarda herhangi bir değişiklik meydana gelmemektedir
Denizcilik şirketinin yatırımını banka kredisi ile yapması halinde bilanço:
01 07 2000 Tarihli Y Denizcilik Şirketi Bilançosu (Milyar TL)
Aktif Pasif
Dönen Varlıklar 450 000 TL Kısa Vadeli Borçlar 500 000 TL
Duran Varlıklar 200 000 TL Öz kaynaklar 150 000 TL
Aktif Toplamı 650 000 TL Pasif Toplamı 650 000 TL
Net çalışma sermayesi = (50 000) TL
Cari oran =%90
Öz kaynak yoğunluğu = %23
5 4 5 Peşin Kira Ödeme İmkanı ve Teminat
Yatırımcı vergi etkisini gözeterek peşinat niteliğinde ön ödeme yapmak isteyebilir Bu durumda kiralamaya konu olan değer küçülür Öte yandan finanssal kiralama şirketleri malın yeniden satış riskini düşürmek ve/veya yatırımın niteliğinden dolayı peşinat talep edebilirler
Mevzuat olarak peşinat uygulaması, tarafların rızalarına terkedilmiş bulunmaktadır Ancak Maliye Bakanlığı yüksek peşinatlı finanssal kiralama işlemlerinin, kiralamadan çok vergi kaçırma amacına yönelik olduğunu öne sürmekte ve bu kapsamda kiracıları dava etmektedir Bu tür davalarda Danıştay kiracı firmalar lehine karar aldığı için yüksek peşinatlı işlemlerin yapılması yönünde kanuni bir engel kalmamış olmakla birlikte finanssal kiralama şirketleri çok gerekmedikçe bu tür işlemlere girişmemektedirler
Leasing şirketleri yatırıma özel finansman yöntemi ile yatırımcıların nakit akışına uygun period ve tutarlarda özel ödeme planları hazırlayarak,mevzuata bağlı olarak sağlanan çeşitli mali avantajlardan da yararlanan kiracının mali tablolarını düzenlemesine yardımcı olabilir
Kredi ilişkilerinde, fon sağlayan tarafın bunu maddi bir teminata bağlamak istediği görünmektedir Tarafına bir şekilde kredi çıkarılmış bulunan her kredi müşterisi, kredi sağlayan kurum gözünde prensip olarak güvenilirdir Buna rağmen öncelikle dışsal ekonomik gerekçeler orta vadede işletmenin faaliyet alanında durgunluğa sebep olabilir Bu durumda kredin geri dönüşü riske atılmış olur Geri dönmeyen her kredi bir yandan kredi sağlayan kurumun özkaynaklarını düşürürken aynı zamanda piyasada kuruma olan güvenin sarsılmasına sebep olur
Finanssal kiralama işleminde prensip olarak kiralanan mal ve yapılan kira ödemeleri teminat niteliğindedir Ancak buna rağmen finanssal kiralama şirketleri teminat talep etmekte ya da imza karşılığı tahsis ettikleri kiralama işlemlerindeki finanssal getirilerini teminatlı işlemlere göre daha yüksek tutmaktadırlar
Karacı firmaya herhangi bir nedenle haciz gelmesi halinde finanssal kiralama ile temin edilmiş bulunan mallara el konulamaz Bu durum firmanın hizmet üretimine devam etmesine yol açar
5 5 Gemilerin Finanssal Kiralanması
Denizcilik şirketi öncelikle finanssal kiralama yolu ile almak istediği gemiyi tipini yaşını, teknik özelliklerini ve klas kayıtlarını göz önüne alarak seçer Fiyat için gerekli ön temaslarda bulunup, bir finanssal kiralama şirketine başvurur Kiralayan ile kiracının Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına başvurarak teşvik belgesini almalıdır
Bu konuda yapılacak teşvik belgesi başvurularında şu bilgi ve belgeler gereklidir:
1 Finanssal kiralama şirketinin kuruluşu ile ilgili izin belgesi,
2— Kiralayan ve kiracı arasındaki sözleşme,
3- Sözleşmenin iptal edilememesi süresinin beş yıl olarak belirlenmesi (Bakanlar kurulunca kiralama süreleri kısaltılan haller hariç)
4~ Finanssal kiralamanın konusunu oluşturan malların listesi
Finanssal kiralama yolu ile yapılan yatırımda kira konusu mal kiracının aktifinde yer almadığı için kiracının yatırım indiriminden yararlanması söz konusu değildir Patent gibi fikri ve sınai haklar sözleşmeye konu olamayacakları için, bu konu ile ilgili harcamalar da yatırım indiriminden yararlanamazlar Kiracı doğrudan yurt dışındaki bir şirketten kiralama yapabilir Bu durumda gümrük muafiyetinin kiracıya tanınabilmesi için sözleşmede finanssal kiralamaya konu olan malın kiralanacağına dair hüküm yer almalıdır Ayrıca, kiraya veren şirketin bulunduğu ülkenin finanssal kiralama mevzuatının uygun olması gerekmektedir
Sözleşmede satın alma mecburiyeti bulunmadığı taktirde yatırımcı (kiracı) gümrük muafiyeti geçerli değildir Kullanılmış makine ve teçhizatın kiralama işlemlerinde teşvik tedbirleri uygulanmaz, ancak gemi ithali için bu geçerli değildir Teşvik Belgesi işlemleri tamamlandıktan sonra bütün masraflar kiracı Denizcilik Şirketine ait olmak üzere, alınacak geminin durumunun belirlenmesi amacı ile sürvey yaptırılır ve bir rapor hazırlanır
Geminin alınması ile ilgili konular görüşmeler sonunda mutabakatla karar altına alınır
Daha sonra finanssal kiralama şirketi ile satıcı firma arasında satış bedeli, ödeme koşulları ve geminin özelliklerini içeren bir anlaşma yapılır
Anlaşmadan sonra eğer peşin ödenmesi gereken tutar varsa ödenir ve satıcı firma tarafından gemi bulunduğu ülke bayrağından düşürtülür Finanssal kiralama şirketi bağlı bulunduğu limana en yakın T C Konsolosluğuna başvurarak geminin satın alındığını gösteren gerekli belgeleri alır ve gemi kiracı denizcilik şirketi tarafından kendi personeli ile donatılır
Yapılan bütün gemi alım ve satım işlemleri Denizcilik Müsteşarlığı’na kayıt ettirilmelidir Satıcı ve finanssal kiralama şirketinin dilekçesi, imza sirkülerleri gemi tasdiknamesi ve bedelini gösteren belge, sigorta poliçesi, Denize Elverişlilik Belgesi, geminin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları, Devir Harcı belgesi, Teşvik Belgesi veya 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi kanunu kapsamında bir indirim varsa bununla ilgi belgeler Denizcilik Müsteşarlığına teslim edildikten sonra kayıt işlemi tamamlanır
Finanssal kiralama sözleşmesi sona erdiğinde kiracı konumundaki şirketin gemiyi üzerine almak istememesi halinde kanuna göre leasing şirketinin gemiyi geri alması gerekmektedir Türkiye’de finanssal kiralama şirketleri bunu yapmamakta ve sözleşme bitiminde gemiyi kiracıya devretmeyi şart koşmaktadır
Kiracı gemiyi üzerine almak istemiyorsa tek yol önce alıp sonra elden çıkarmasıdır Aynı zamanda ülkemizde bir leasing yöntemi olmasına rağmen, gemi sahibi bir denizcilik şirketinin kiracı konumuna geçmesine izin verilmemektedir Örneğin mali durumu bozulan veya nakit paraya ihtiyacı olan armatörün gemisini bir leasing şirketine satıp kiracı konumuna geçerek gemiyi tekrar üzerine almasına izin verilmemektedir
Denizcilik şirketinin gemiyi kullanma serbestliği, satın aldığı bir gemiye kıyasla daha kısıtlıdır Makine ve donanımla ilgili değişiklik, bakım, tamir gibi konularda kiralayan şirketin onayı alınmalıdır Kabotaj kanununa göre ancak Türk Bayrağı taşıyan gemiler ve bütün sahipleri T C vatandaşı olan gemiler Kabotaj sularında çalışabilmekte olup, Türk Ticaret Kanunu’nun 823 Maddesinde ise sadece %50 den fazlası Türk vatandaşı niteliğine sahip kişilerin mali olan gemilere Türk Bayrağı çekme hakkı tanınmaktadır Bu durumda yurt dışındaki bir finanssal kiralama kuruluşundan
kiralanan bir gemiye sözleşmenin en az 4 sene için yapılabilmesinden dolayı, bu süre içerisinde Türk bayrağı çekmek mümkün değildir
Leasing kuruluşu bir denizcilik şirketine kiraladığı gemiyi yurt dışından Teşvik Belgeli olarak ithal etmişse ve kiracı parasını ödemiyorsa, gemiyi satmak için sözleşme tarihinin üzerinden 5 yıl, eğer Türkiye’den alınmış ise satabilmek için 2 yıl beklemek zorundadır
Bu durumda finanssal kiralama şirketi uygun bir kiracı bulamazsa, yatırım indirimi nedeniyle alınmayan vergileri de faizi ile birlikte ödemek veya gemiyi başka bir
denizcilik şirketin işletmesine vermek durumundadır
Finanssal kiralama ile kiracı konumuna geçecek olan şirket kiracıdan aranan şartlara haiz ise kiralamaya konu geminin %100 finansmanın’ öz kaynak kullanımı olmadan sağlama imkan’ vardır Fakat banka kredisinin kullanıldığı finansmanda öz kaynak kullanımı gereklidir
Leasing sektöründe faaliyet gösteren şirketler genellikle dış kredilerle çalışmakta ve geminin mülkiyetinin kiralayanda olmasının belirli ölç~e sağladığı güvenceden dolayı daha yüksek risk içeren projelere kiralama yapabilmektedirler
5 6 Türkiye’de Finanssal Kiralama
Ülkemizde 1985 yılında uygulanmaya başlanan leasing işlemlerinin son altı yıllık dağılımları incelendiği zaman kara ulaşım araçlarının ağırlığının dönemler itibarı ile azaldığı ve diğer imalat makineleri ile tekstil ve basım makinelerinin paylarının arttığı görülür Bu değişim, kara araçları için uygulanan KDV teşviklerinin kaldırılması ile de doğru orantılıdır
Kara ulaşım araçlarının payı azalırken gemi kiralamalarının artması denizcilik sektörüne olumlu katkılar yapmış ve yabancı bandıralı gemiler nezrinde dezavantajlı konumda olan yerli gemi sahiplerini rahatlatıcı bir faktör olarak ön plana çıkmıştır
Ülkemizde gemi kiralayan leasing şirketleri kira bedellerini döviz cinsinden tanzim etmekte ve sözleşmelerinde faiz oranları veya döviz kurlarında meydana gelebilecek değişikliklerle ilgili ek maddeler mevcuttur Çünkü finanssal kiralama şirketlerimiz
bankalar gibi finanssal kaynaklarını yurtdışı fonlardan sağlamaktadırlar Bu yüzden kurlarda ve diğer şartlarda meydana gelebilecek lehte ve aleyhte farklar aynı gün tediye ve tahsil yoluyla giderilir
Kira sözleşmelerinde ödeme planı hazırlanırken genellikle iki yöntem uygulanır Birincisi, belirlenmiş olan kira her altı ayda bir LIBOR’a (London Inter Banks Offered Rate) göre yeniden hesaplanır Diğer yöntemde kiralar sabit bir tutara belirlenirler ve fonların kaynağının yurt dışı olmasından dolayı finanssal kiralama şirketi LIBOR’dan etkilenecektir Bu yüzden leasing şirketi faiz oranını normalden daha yüksek tutarak kendisini güvence altına alır
Türkiye ‘de finanssal kiralama şirketleri için de bankalar ile ilgili kısıtlamalar geçerlidir fakat bankaların faydalandıkları bazı özel şartlardan leasing şirketleri yoksundurlar
Bu yüzden leasing şirketleri kiracılarından yüksek teminat istemekte bu ise finanssal kiralamanın küçük ve orta ölçekli işletmeler alanında yer alması açısından olumsuz bir etkendir
Aynı zamanda kiralanan malların ikinci el pazarlarınım olmayışı leasing şirketlerinin teminat oranlarının yükselmesine sebep olur Gemilerin kiralanmasında sözleşme sonunda satış bedeli sembolik bir miktar olduğundan kiracı gemiyi satın almazsa zarar gören konumuna düşecektir Sorunlu bir gemi alındığında makine tamir ve tersane masrafları sözleşmeye dahil edilememektedir Kiracı denizcilik şirketinin piyasadaki güvenilirliğine göre, finanssal kiralama şirketi mülkiyeti kendisinde olan gemi dışında bir teminat istemeyebilir Aksi halde Türk bankalarından teminat mektubu alınmasını ve şirketin diğer gemi ve gayri menkullerine ipotek tesis edilmesini şart koşabilir
Kiracı gemiye ait Tekne-Makine ve PSI sigortalarını yaptırmak ve primlerini düzenli olarak ödemek zorundadır Türkiye’de bazı finanssal kiralama şirketleri kiraya verdikleri geminin kendi sigorta şirketine sigorta ettirilmesini şart koşmaktadır Tamir masrafları gibi sigorta bedelleri de kira miktarlarına dahil edilmemektedir Ancak gümrükleme işlemlerinden doğan masraflar sözleşmeye dahil edilip kiralara ilave edilebilir
1999 yılı itibarı ile Türkiye deki finanssal kiralama sektörünün 14 yıllık geçmişinde şahsi ve genel şirketlerin kalite ve gelişiminde , önemli adımlar atılmıştır Bu sektörün ilerlemesindeki en büyük faktör ekonomik büyüme ve yatırımlara artan taleptir
|