Yalnız Mesajı Göster

İ. İnönü Muharebesi

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İ. İnönü Muharebesi




Yunan taarruzu

Yunan kuvvetlerinin 9 Ocak’taki taarruzları, yoklama taarruzları niteliğindeydi Türk kuvvetleri hakkında gerekli bilgiyi edinen Yunan Üst Komutanlığı, 10 Ocak sabahı saat 06:30’da, her günkünden daha erken bir saatte taarruza geçmiştir Takviyeli Adalar Tümeni’nin İnönü Mevzii’nin güney kanadında 11 Tümen cephesine taarruzuyla şiddetli bir çatışma başlamıştır Bölgedeki yoğun sabah sisi, taarruz eden taraf açısından olumlu bir koşul yaratmaktaydı Bu sis, öğleye kadar, zaman zaman kalkmış, zaman zaman yeniden arazi üzerine çökmüştür Sis yüzünden Türk topçu bataryaları piyadeyi yeterince destekleyememişlerdir

Sis, Yunan taarruzunu İntikamtepe’deki Türk müfrezesi için baskın haline getirmiştir Böylece ilk taarruzda Yunan kuvvetleri bu tepeyi işgal etmişlerdir İki taburluk Türk karşı taarruzu bir sonuç getirmemiştir Kovalıca’nın batı sırtlarındaki tabur mevzilerine yönelen Yunan taarruzu ise, karşı taarruzla geri atılmıştır Saat 10:00 dolaylarında sisin kalkması üzerine Yunan topçusu, İntikam Tepesi’nin her iki yanıda uzanan Türk mevzilerini top ateşi altına almış ve bir tabur kadar Yunan kuvveti Bardanyol Tepesi üzerine taarruza geçmiştir

Bardanyol Tepesi’ndeki 70 Alay, 1 Tabur’u ile 58 Alay 2 Taburu, buradaki mevziler Türk tarafınca tutulabilmiştir

Öğleye kadar İnönü Mevzii’nin güney kesiminde çatışmalar yoğun bir şekilde sürmüştür Batı Cephesi Komutanı Yarbay İnönü, cephenin güney kesiminin sabit hale geldiğine, Yunan taarruzun artık cephenin kuzey yarısına yöneleceğine karar vermiştir Ona göre asıl tehlike cephenin kuzey yarısındadır 24 Tümen, bu uzun cepheyi tümüyle örtememiş ve demiryolunun hemen kuzeyinde 2 kilometre genişlikte bir bölge açık kalmıştı Batı Cephesi Komutanı, Yunan kuvvetlerinin sağ kanadı kuşatmak yönünde hareket halinde olduğunu saptayarak saat 11:45’de tümenlere gereken emirleri vermiştir Ancak elde yeterince ihtiyat birliği bulunmamaktadır 174 Alay’ın 1 Taburu, 24 Tümen’in 100 kadar mevcudu kalan Hücum Taburu ve Karargah Muhafız Süvari Bölüğü, ağızdan verilen emirlerle bölgeye gönderilmiştir Ayrıca 11 Tümen’e bir emir gönderilerek Yunan kuvvetlerinin Poyra yönünde ilerlediği, Tümen ihtiyatlarının derhal İnönü İstasyonu kuzeyine gönderilmesini emretmiştir

11 Tümen Komutanı, Tümen Hücum Taburunu, yolda rastladığı Depo Taburunu ve sahra bataryasından bir takım alarak İnönü istasyonu’nun kuzey batı kesimine hareket etmiştir Ayrıca Kandilli’de bulunan iki tabura, burada bir bölük bırakarak İnönü yönünde ilerleme emri gönderilmiştir Komutayı, 4 Tümen komutanı yarbay Nazım Bey üstlenmiştir

Öğleden hemen sonra Yunan kuvvetleri İnönü Mevzii’nin kuzey kesiminde iki koldan ilerlemeye devam etmişlerdir Bir kol, daha kuzeyde Teke Tepe sırtlarını işgal ederken diğer kol, Poyra üzerinden İnönü İstasyonu yönünde ilerlemektedir Saat 13:00 dolaylarında bu kuvvetlerin bir kısmı, Oluklu’nun 1,5 – 2 kilometre batısında 143 Alay’ın 3 Taburu hatlarına taarruz etmiştir Tabur, Poyra ve Rızapaşa tepelerindeki bataryalardan topçu desteği görmektedir İsabetli topçu ateşi, Yunan taarruzunu durdurmuştur İnönü İstasyonu yönünde ilerleyen Yunan kuvvetleri karşısında bölgeye gönderilen kuvvetler zayıf kalmıştır 11 Tümen Komutanı'nın bizzat komuta ettiği birlikler de henüz mevzilere ulaşamamışlardır

Bu durumda saat 13:10’da Cephe Komutanlığı’ndan 11 Tümen Komutanlığı’na gelen emirde, Yunan kuvvetlerinin İnönü İstasyonu’nu işgal etmek üzere olduğu, 24 Tümen’le temas kurularak Eskişehir yönünün örtülmesini emretmiştir 11 Tümen ayrıca 4 Tümen’le de temas kurarak İnönü – Oklubalı hattını tutacaktır Üç tümene de gönderilen bu genel çekilme emri, 24 Tümen’in diğer unsurlarının mevzilerinde tutunmamaları ve 10 kilometre kadar doğuya ve güneye çekilmişleri üzerine zorunlu olarak alınmıştır Bunun üzerine Batı Cephesi Komutanı, saat 13:10’da 4 ve 11 tümenlerin de geri çekilmesi emrini vermiştir Ayrıca Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey, 24 Tümen tarafından boşaltılan bölgeye konuşlanan Yunan topçusunun, 4 ve 11 Tümen mevzilerini ateş altına almak üzere olduğunu görmüştür

Her iki tümen cephesinde Yunan taarruzu devam ettiği için, çekilme emri uygulanamamıştır Geri çekilme emrinin uygulanmasına saat 16:00’da başlanmıştır Yunan kuvvetleri çekilen Türk birliklerini izlememişlerdir Saat 18:00’de tümenler, İnönü doğusundaki sırtlar gerisinde toplanmıştır 174 Alay’ın 1 Taburu ise İnönü kuzeyindeki sırtta saat 22:00’ye kadar savunmaya devam etmiştir Saat 13:10’da gönderilen çekilme emri, 24 Tümen’e ancak saat 17:35’de ulaşmıştır Bu saate kadar tümen birlikleri Rızapaşa sırtları – Oluklu’nun 1 kilometre doğusu – Poyra doğu sırtları hattında savunmada bulunmaktaydı

Trikupis: "Savaşın beşinci günü III Tümen'in sağında savaşa giren X Tümen, kuvvetli bir baskı karşısında Düzağaç'a çekildi Türkler daha evvel X Tümen'in işgal ettiği tepeyi alarak bizi yandan top ateşine tuttu ve o andan itibaren X Tümen ile irtibat kesildi"

Onbir Ocak

Batı Cephesi Komutanlığı 10 Ocak akşamı saat 22:30'da verdiği emirde, ordunun Beşkardeş dağı - Zemzemiye - Oklubalı sırtları batısında savunma düzeni alacağını bildirmiştir Buna göre 24 Tümen cephenin kuzey kesimin, 11 Tümen ise güney kesimini savunacaktır 4 Tümen, ihtiyatta tutulacaktır Gece, birliklerin bu yeni emirlere göre mevzi alması ve düzenlenmesiyle geçmiş, herhangi bir çatışma olmamıştır

Onbir Ocak sabahı tüm bölgede hava açık ve güneşli olmuştur Ancak ilerleyen saatlere karşın Yunan kuvvetlerinin bir ileri harekatı olmamıştı 174 Alay Komutanı, Yunan birliklerinin Oluklu sırtlarına doğru çekildiği yönünde köylülerden bilgi almış, bunu saat 04:30'da 24 Tümen Komutanlığı'na rapor etmişti Ancak rapor saat 08:35'de komutanlığa ulaşmıştır Zaten bu alay, emirleri yanlış anlamış ve geri mevzilere çekilmemişti Dolayısıyla Yunan keşif unsurları en azından bu bölgede Türk kuvvetlerini eski mevzilerinde görmüşlerdi

Farklı birliklerden gönderilen raporlar da Yunan kuvvetlerinin çekilmekte olduğu yönündedir Öğle saatlerinde 174 Alay mevzilerinden batarya dürbünüyle 24 Tümen Komutanı'nın gözlemleri de bu durumu açıkça göstermektedir Alay'ın süvari keşif kolu Akpınar'a kadar ilerlemiş ve Yunan kuvvetine rastlamamıştır

Öğleden sonraki saatlerde, Batı Cephesi Komutanlığı, Yunan birliklerinin çekilmekte olduğundan artık emindir

Trikupis: "Altıncı günü, Tümen'in vaziyeti kritik olduğu için, mutlaka lüzumlu olduğuna kanaat getirerek alayların birbirlerini destekleyerek geri çekilmelerini emrettim Evvela topçu kumandanına, piyadenin çekilişini desteklemesi için birbirini takip edecek topçu mevzilerini tesbit etmesini bildirdim Saat 17'de Türkler, yalnız cepheden değil, fakat sağ kanadımızdan ve bilhassa kuzeyden - daha evvel X Tümenin çekildiğini söylediğimiz yerden- hücum ederek III Tümenin arkasını çevirmek istedi Türklerin geniş bir sahada yaptığı taarruzu durduracak ihtiyat kuvvetimiz olmadığı ve bizim topçu, cephane yokluğundan piyadenin çekilişini destekleyemediği için, daha evvel verdiğim emri tamamlamak üzere bütün tümenin çekilmesi emrini verdim Geceleyin saat 23 sıralarında Tümen, bizim ile Tükler arasındaki mesafeyi açacak şekilde gerilemeye başladı"

Kayıplar

Türk tarafı

Ölü: 95

Yaralı: 183

Tutsak: 211 (Yunan kaynaklarına göre)

Toplam: 489

Yunan tarafı (Yunan ordusu tarih araştırma bölümüne göre)

Ölü: 51

Yaralı: 130

Toplam: 181

Trikupis'e göre Yunan kayıpları

105'i Subay olmak üzere 2000 (Kayıpların yaralıları içerip içermediği belirtilmemiş)

Yunan Askeri Ansiklopedisine göre Yunan kayıpları:

Ölü: 8 subay, 48 er

Yaralı: 9 subay, 145 er

Sonuçları

Türk tarafı, her ne kadar sürekli geri çekilmiş olsa da, Yunan kuvvetlerinin Eskişehir yönünde ilerlemesini durdurmuş olduklarını ileri sürerek savaşı, kesin bir zafer olarak tanımlamaktadırlar Yunan tarafı ise, harekatın zaten sınırlı hedefli olduğu ve planlanan hedeflere ulaşıldığı gerekçesiyle bunu red etmektedirler Bu tartışmalar günümüzde de sürmektedir

Savaşı, Türk tarafının zaferi olarak değerlendiren çevrelerde ileri sürülenlerin görüşler temelde, Türk tarafının belirli bir miktar malzeme kaybetmesine, bölgedeki demiryollarının imha edilmiş olmasına karşın, toprak kaybetmediği olgusuna dayanmaktadır Yunan kuvvetlerinin geri çekilmesinin ise, plan ne olursa olsun, gerek Türk, gerek dünya ve gerekse de Yunan kamuoyunda, Yunan kuvvetlerinin zaferi olarak algılanmadığı ileri sürülmektedir Çünkü, savaş sonrasında, kazanan tarafın, karşı tarafa iradesini kabul ettirdiği bir antlaşma yoktu

Savaştan hemen sonra Türk tarafında durum bu şekilde değerlendirilmiş, Ankara'da geniş çaplı kutlamalar yapılmıştır Gerek Türk kamuoyu, gerekse de Türk Silahlı Kuvvetleri, muharebeleri kesin bir zafer olarak değerlendirmiştir

TBMM'nin kurmuş olduğu düzenli ordunun Batı Cephesi'ndeki ilk başarısıdır

TBMM Hükümeti'nin moralinin ve otoritesinin artmasını sağlamıştır Böylece devlet mekanizması işlemeye başlamış, vergilerin düzenli olarak alınması ve askere alma işlemleri düzen içine girmiştir

İsmet Paşa, albaylıktan tuğgeneralliğe yükselmiştir

Bu zafer, yeni Türk devletinin iç durumunu kuvvetlendirmiş ve dıştaki itibarını arttırmıştır Bunun sonucunda; Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır

İtilaf Devletleri yeni durumu görüşmek üzere Londra Konferansı'nı düzenlemişler ve TBMM'yi konferansa davet etmişlerdir

İstiklal Marşı kabul edilmiştir(12 Mart 1921)

İtilaf devletlerin Yunanistan'a güveni azalmıştır

Birinci İnönü muharebesinin önemini Mustafa Kemal Atatürk bu sözlerle ifade etmiştir:

Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, fakat millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat üstün düşmanı İnönü Meydan Muharebesi’nde mağlup etti Strateji sanatının en nazik icabatını isabetle uyguladı İç hatların kullanılmasında harp tarihine parlak bir misal yazdı
—Mustafa Kemal Atatürk

1 İnönü Muharebesiyle İlgili Tartışmalar

Yalçın Küçük, "Türkiye Üzerine Tezler 2" adlı kitabının önsözünde Birinci İnönü Muharebesi ile ilgili olarak aşağıdaki satırları yazmıştır:

"Genelkurmay yayınlarına ve diğer kaynaklara dayanarak, İnönü'de zafer değil, bir çarpışma (bile) olmadığını gösterdim Çerkez Ethem ve Mustafa Suphi'yi temizlemeye kararlı Anadolu ihtilalcileri, temizlik hareketini maskeleyecek bir zafer arıyorlardı"

Ancak yukarıda aktarıldığı gibi savaşta karşı tarafta yer almış olan Trikupis bile bu savı yalanlıyor Ayrıca yukarıda verilen Turgut Özakman'ın kitabında Y Küçük'ün Ethem'le ilgili iddaaları Türk ve Yunan Belgeleriyle çürütülüyor (Sayfa 488)

1İnönü Savaşına ilişkin bilgi veren bazı Yunan kaynakları: (Yunan Askeri Tarihi, s175-189; General Papulas'ın Hatıratı, s40-41;Tümg YLSpydironos, Harp ve Hürriyetler, s110-116; Yarbay T İ Hrisohoos, Küçük Asya Savaşında Yunan Süvarisi, s55-56;Yarbay KD Kanellopulos, Küçük Asya Mağlubiyeti, 1C s3-4) T Özakman'ın kitabından S495

2 Süvari Grubu saflarına katılan milletvekiller

Mehmet Sami Bey (İçel)

Mehmet Neşet Bey (İstanbul)

Hamdi Namık Bey (İzmit)

Sabit Bey (Kayseri)

Memduh Necdet Bey (Karahisar-ı Şarki)

Abidin Bey (Lazistan)

Ziya Hurşit Bey (Lazistan)

Yusuf Ziya Bey (Mersin)

Rıza Bey (Muş)

Alıntı Yaparak Cevapla