Yalnız Mesajı Göster

Kurtuluş Savaşı'na Katılan Üst Kademelerdeki Komutanlar

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurtuluş Savaşı'na Katılan Üst Kademelerdeki Komutanlar




Kurtuluş Savaşı'na katılan üst kademelerdeki komutanlar




Mustafa Kemal Atatürk

(Nüfus kağıdında Kamâl Atatürk)

(d 1881, Selânik – ö 10 Kasım 1938, İstanbul)

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olan Türk mareşal ve devlet adamı
1919 yılında başlattığı Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'nin önderliğini yapmış; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurmuş ve ilk genel başkanı olmuştur[3] Osmanlı ve Türk Ordusu'nda subay olarak görev yapmış; 1921 tarihli Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı olmuştur



Muhittin Akyüz, Muhittin Paşa

d1870, İstanbul - ö 3 Ekim 1940),

Türk asker, diplomat, siyasetçi
Kurtuluş Savaşı'na katılan üst dereceli komutanlardan birisidir Savaştan sonra diplomat ve milletvekili olarak görev yapmıştır

1870 yılında İstanbul'da dünyaya geldi Babası, Edirne Evkaf Muhasebecisi Şevki Bey, annesi Fatmatüzzehra Hanım'dır 1885-1888’de Harp Okulu'nu bitirdi Teğmen rütbesiyle askerliğe başladı 1888 yılında Harp Okulu'nda öğretmen yardımcılığına başladı 1897'deki Türk-Yunan Harbi'ne de katıldıktan sonra tekrar Harp Okulu'nda öğretmenliğe döndü ve 1905'te sürgüne gönderilene kadar bu işi sürdürdü Öğrencilere padişah I Abdülhamid aleyhinde görüşler aşıladığı gerekçesiyle 1905'te rütesi geri alındı ve önce Fizan'a, ardından Diyarbakır'a ve Erzurum'a sürüldü

1908'de II Meşrutiyet'in ilanı ile gelen af dolayısıyla rütbelerini geri aldı ve önce Deniz Mektebi'ne müdür oldu, sonra Harbiye Bakanlığı Piyade Dairesi 1 Şube Müdürlüğü'ne atandı 1909'da Mahmut Şevket Paşa’nın yaveri oldu, aynı yıl Beyoğlu mutasarrıflığına atandı Beyoğlu mutasarrıflığı yaptığı dönemde İttihat ve Terakki üyesi Fuat Bey'i (Fuat Balkan) bir spor külübü kurmaya teşvik etmiş, kuruluşunu hızla onayladığı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'nün kurucuları arasında yer almıştı

Muhittin Bey, Balkan Savaşları ve I Dünya Savaşı'na katıldı 1912'de albay, 1916'da mirliva (tümgeneral) oldu I Dünya Savaşı sırasında Aralık 1916-Şubat 1919’da Hicaz Kolordu Komutanı olarak görev yaptı Savaşın sonunda İngilizler tarafından tutsak edilip Mısır'daki esir karargahına götürüldü 9 Eylül 1920'de esaretten döndü ve milli mücadeleye katılmak üzere Ankara'ya geçti

Kurtuluş Savaşı'nda Kasım 1921'e kadar Kastamonu ve Bolu havalisi komutanı, 1 Kasım 1921 - 7 Ekim 1922 arasında Adana ve havalisi komutanı olarak savaşta rol aldı Adana ve civarını Fransızlar'dan teslim aldıktan sonra şehrin kumandanı ve valisi oldu 7 Ekim 1922'de Tahran büyükelçisi, 1925'te Kahire büyükelçisi olarak görevlendirildi 7 Ekim 1928'de askerlikten emekliye ayrıldı ve Dışişleri Bakanlığı kadrosuna geçti 1931'de Kars milletvekili olarak seçildi

İstiklal Madalyası sahibi olan Muhittin Akyüz, 3 Ekim 1940 günü hayatını kaybetti Ölümünde milletvekili olarak bulunuyordu Ankara Hava Şehitliği'nde gömülüdür



Org İsmail Cevat Çobanlı

(d 1870, İstanbul Türkiye) - (ö 13 Mart 1938 Kadıköy, İstanbul Türkiye),

Türk asker
Babası Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselmiş bir asker olan Müşir Şakir Paşa’dır Öğrenimini 1888-1891 Harp Okulu'na devam etti Harp okulu bitiminde teğmen, üsteğmen rütbelerine sahip oldu 1892-1894’te Harp Akademisi’ni birincilikle kurmay yüzbaşı olarak bitirdi 1894-1900 yılları arası Padişah Yaveri sıfatıyla Maiyeti Şeriye Erkanı Harbiyesi (Saray Kurmay Kurulu)’unda görev aldı Bu sırada depremden zarar gören askeri binaları onarımında hizmet etti 26 Ağustos 1895’te Orleans’ta yapılan Fransız Ordusu Manevraları’nda bulunmak üzere Paris’e gitti Burada dört yıl kaldıktan sonra 7 Şubat 1899’da Babası Şakir Paşa’nın refakatinde görevle Bulgaristan’a ve sonra aynı yıl Lahey’de toplanan Silahların Yasaklanması-Silahsızlanma Konferansı’na gönderildi 1905’te Edirne’nin tahkimi için Tophane-i Amire’de teşkil eden kurumda görev aldı 1907’de ise yeni örgütlenmenin süratle uygulanması için dört ay 2 Ordu’da çalıştı 1909-1910’da Harp Akademisi Komutanı oldu Görevi gereği Temmuz 1910’da Alman Ordularının geçit resminde bulunmak üzere Almanya’ya gitti Askeri yeteneği sayesinde devlet idaresi ve ordu yönetiminde hızla yükselen Cevat Bey Ocak 1911 ve 1912’de 1 Ordu Kurmay Başkanı oldu Bu sıfatla Mayıs 1911’de İngiltere Kralının taç giyme töreninde padişah adına bulunan Yusuf İzzettin Efendi’nin eşliğinde Londra’ya gitti Dönüşünde (Eylül 1912-1913) Şark Ordusu Kurmay Başkanı, Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanı oldu Şubat 1913-1914’te 9 Tümen Komutanı ve burada iki defa Osmanlı-Bulgar Sınır Komisyonu Başkanlığında bulundu 1 Ferik (Orgeneral) rütbesine kadar yükseldi Ancak 1908 devrimiyle yönetime gelenler, daha önce çok çabuk ilerleyenlerin rütbelerini 1909’da Tasfiye-i Rütep kanunuyla geri alınınca, O'nun da rütbesi kaymakamlığa (yarbay) indirildi

Çanakkale Muharebelerindeki Faaliyetleri

Cevat Bey 10 Ağustos 1914’te Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevkii Komutanı oldu ve hayatının geri kalan kısmında kendisine şanlı şerefli bir askeri hayat sunacak olan görevine başlamış oldu Bu görevi Mirliva Emin Paşadan aldı Kurmay Albay olan Cevat Bey daha sonra tekrar 1Ferik (Orgeneral) oldu Zaten daha önceden de bu rütbeye yükselmişti Ama 1909’da Tasfiye-i Rütep kanunuyla rütbesi yarbaylığa indirilmişti Çanakkale muharebelerinde Müstahkem Mevki Komutanı olan Cevat Bey boğazın kıyı savunmasında sorumluydu Deniz savaşlarındaki yeri tartışmasız olan Cevat Bey 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşındaki başarılarından dolayı 18 Mart Kahramanı ünvanını aldı Zaferin ertesi günü ise Albay olan Cevat Bey artık Cevat Paşa olmuştur

Anekdot 1

18 Mart gününü bizzat Albay Cevat Paşa şöyle anlatmaktadır: İlk gün Mustafa Kemal ile beraberdik O kara yönüne bende deniz yönüne bağlıydım Seddülbahir’e gittik Oradaki kıtaları teftiş edecektik Yolda kıtaların teftiş için hazırlanmış olmalarını anladık Uzakta düşman donanmasının ciddi bir savaş kararıyla ilerlemekte olduğunu görünce geriye dönüp Alçıtepe yolunu tuttuk O sırada ilk düşman mermisi başımızın üstünden geçerek Alçıtepe’ye düştü İşte 18 Mart böyle başlamıştı Bu saldırı sırasında bizim çok işimize yarayan bir mayın hattı vardır ki anlatmaya değer: 18’e kadar elimizde bulunan mayınları denize atarak mayın hatlarını düzenli olarak korumuştuk Her iki tarafı bu hatların korunması için bataryalara erleştirmiştik 17 Mart’ta kala kala elimizde 8 mayın kalmıştı Bu mayınları da karanlık limana paralel yerleştirme emrini verdim Düşman donanması karanlık limanda böyle bir mayın hattının kıyıya paralel olarak bulunmasına ihtimal vermeyerek manevralarını çoğunlukla ateşten bir derece korunmuş olan o alanda yapardı Yine öyle yaptı Ve son sekiz mayınımızın 18 Mart günü pek büyük yardımını gördük

Anekdot 2

Teftişe çıktığı zamanlarda komutayı devrettiği Çanakkale Müstahkem Mevkii Kurmay Başkanı Selahattin Adil Bey, Cevat Paşa hakkında 18 Marta kadar yaşadıklarından şöyle bahseder: Cevat Paşa artık geceleri erken yatıyor sabahları çok erken kalkıyordu Karargahta kendi kendimize eğlendiğimiz gecelerde ve birazda gürültü çıkardığımız bir gecede öfkelenmişti ve azar işitmiştik Oldukça gergin günler geçiriyorduk

Anekdot 3

İngiliz ve Fransız kuvvetleri, İstanbul'a ulaşmak için son bir girişimde bulunmaya karar verdi Bu nihai hesaplaşmada tüm filoyu sürdüler (Queen Elisabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible, Prince George, Triumph, Suffren, Bouvet, Gaulois, Charlemagne, Iresistible, Albion, Vengeance, Swiftsure, Majestic, Cornwallis isimli savaş gemileri bunlardan bazılarıdır) 17 Mart gecesi, Çanakkale Müstahkem Mevki Mayın Grubu Komutanlığı'nın telefonu çaldı Komutan Binbaşı Nazmi açtı Karşısındaki ses kendini tanıttı:

- Burası Müstahkem Mevki Karargâhı, ben Cevat Buraya gelebilir misiniz Nazmi Bey?

- Emredersiniz! dedi ve karargâha koştu Cevat Komutan onu bekliyordu:

- Karanlık Liman'da bu akşam da aynı oyun tekrarlandı Gemilerini sürdüler, ama hatları yaramadılar Galiba yarın vargüçleriyle zorlayacaklar Sonra sordu:

- Kaç mayınımız var binbaşım?

- 26 adet komutanım

- Onların hepsini bu gece Karanlık Liman'a bir hat boyunca dökebilir misiniz Nazmi Bey?

- Derhal komutanım

- Güzel Ben zaten mayın döşeme gemimiz Nusret'ı hazırlattım bile Ne zaman hareket edebilirsiniz?

- Geceyarısı demir alırız efendim Ve saat geceyarısına birkaç dakika kala 280 tonluk Nusret mayın gemisi altı subay ve 54 erle denize açıldı Saat 0320'de 26 mayın da döşenmişti Nusret, sahile doğru süzülürken sancaktan belirli aralarla yanıp sönen üç yeşil ve bir kırmızı ışıkla "Operasyon tamam!" mesajını verdi Cevat Albay da müjdeyi ulaştıran gözcüye, bir mecidiye bahşiş verdi Müttefik savaş gemilerinin o mayınlara çarpıp havaya uçmaları, mayınlardan ve bataryaların top ateşinden kurtulabilenlerin Ege'nin ufkunda kaybolmaları, karadakilerin Mustafa Kemal komutasındaki kuvvetler tarafından denize sürülmeleri

Anekdot 4

18 Mart 1915 Müstahkem Mevkii Komutanlığının o günkü emri bu günkü dille:

Bu gün 4’ü Fransız olmak üzere 16 zırhlı 3 kruvazör çeşitli torpidolardan oluşan düşman filosu öğlenden evvel saat 1130’dan akşama kadar bataryalarımızı bombardıman etmiş ve karşılık verilmiştir Düşmanın bir torpidoyla Bouvet zırhlısı batmış ve Irraistible zırhlısı bir tarafa yatarak savaş yeteneğini kaybetmiştir Ayrıca Afrika sisteminde bir zırhlı dahi yan yatmış olup uzaklaşmaya çalışmıştır Aralıksız düşmanla mücadele eden bataryalarımızdan henüz rapor alınamamış ise de kayıp ve hasarımızın önemli olmadığı anlaşılmıştır

Bu günkü bombardımandan bataryalarımızın atış bakımından gösterdiği ustalık ve değerlilik her türlü beğeniye layık olup bütün subay ve er kardeşlerimize memnuniyetlerini bildirir ve her zaman böyle başarılar vermesini dilerim 5 Mart 1331 (18 Mart 1915) Mirliva Cevat

Çanakkale Muharebeleri sonrası

Çanakkale'deki bu üstün başarılarından sonra 18 Mart Kahramanı unvanı alan Cevat Paşa 9 Ekim 1915'te 14 Kolordu Komutanı 1916'da 15 Kolordu Komutanı olarak Galiçya cephesinde bulundu Dönemin Avusturya basınında çıkan bir anekdota göre Viyana sarayında, imparatorun basın dairesi genel müdürü Oskar Montiong, devletin özellikle Slav tebaası tarafından çok sevilen 18 yüzyılda yaşamış Ukraynalı kâhin Mosij Wernyhora'nın kehanetini sık sık hatırlatıyordu O tuhaf kehanette, Türk atını Dinyester'den suladığında Polonya ayağa kalkacaktır deniyordu Cevat Paşa atını Dinyester'de suladı Savaşın sonunda Polonya devleti doğdu Bu anlamda onun ile bu kehanet ilişkilendirilmiştir

Yıldırım Orduları Grubuna bağlı 8 Ordu komutanlığına atanarak Filistin cephesine gönderildi Burada Yıldırım Grubu komutanı Mareşal Liman von Sanders, 7 Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa ve 4 Ordu komutanı Mersinli Cemal Paşa ile birlikte çalıştı Ordusuyla Şeria nehrinin batısında, sahil kesiminde konuşlandırıldı 29 Eylül 1918'de başlayan genel düşman taarruzunda ilk darbeyi yiyen ordusu kendisinden on misli güçlü olan İngiliz Orduları karşısında kendi cephe hattını tutamadı ve cepheyi yaran düşman süvarisi ikmal hatlarına kadar ilerleyerek ordunun geriyle bağlantısını kesti (Blitzkrieg) Yıldırım fırkaları ardı ardına çekilmeye başlarken Cevat Paşa ve kurmay heyetinin amacı Şeria nehri istikametindeki Bisan'a doğru doğu yönünde çekilmek oldu Ordusuna bağlı unsurların tamamı imha yahut tutsak edilen Cevat Paşa yanındakilerle birlikte kendini Şeria nehrinin doğusuna atabildi Kısa süre sonra cephede yapılacak işi kalmadığı gerekçesiyle Liman Paşa tarafından İstanbul'a yollandı Burada önce Genelkurmay karargâhına çağrıldı Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı sırada Genelkurmay Başkanlığı görevini Fevzi Paşa'nın vekili olarak yürütüyordu Fevzi Paşa, İngiliz Ordusu'nun İstanbul'u işgal edeceği belli olunca, onları karşılamamak için 20 gün hastalık izni almıştı Daha sonra Yunanlıların İzmir'e çıkmalarından hemen önce (14 Mayıs 1919) Fevzi Paşa, görevden alınmıştı

I Dünya Savaşı Kronolojisi

Cevat Paşa ve Mustafa Kemal Bey Tasvir-i Efkâr gazetesinin 29 Ekim 1915 tarihli sayısında

29 Kasım 1914'te Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı oldu

19 Mart 1915'te Mirliva (Tuğgeneral) oldu

19 Ağustos 1917’de 14 Kolordu Komutanı

8 Kasım 1917’de 8 Kolordu Komutanı

24 Kasım 1917’de 2 Ordu Komutan Vekili

2 Aralık 1917’de 8 Ordu Komutanı

3 Kasım 1918’de Genel Karargah Başkanı

19 Aralık 1918 - 13 Ocak 1919’da Harbiye Nazırı

14 Mayıs 1919 - 2 Aralık 1919 Erkân-ı Harbiye-i Umumî Reisi (Genel Kurmay Başkanı)

Malta Sürgünü

İsmail Cevat Paşa 145 Malta Sürgünü'nden biridir 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u işgal eden İngiliz kuvvetleri tarafından tutuklandı, Bekirağa Bölüğü'nde bir hafta alıkonulduktan sonra 22 Mart'ta bir savaş gemisiyle Malta'ya nakledildi Kayıtlara '2773 no'lu sürgün' diye geçildi 23 Ekim 1921'de imzalanan takas anlaşması ile 15 Ocak 1922’de yurda ger döndü ve hemen Ankara'ya geldi

Cumhuriyet Dönemi

9 Şubat 1922’de Karargâhı Diyarbakır'da olan El-Cezire bölgesinin komutanlığına atandı 21 Ekim 1922’te 3 Ordu Müfettişi oldu 31 Ekim 1922’de bu görevinden istifa ederek Elaziz (Elazığ) Milletvekili oldu Cevat Paşa, o sırada hem milletvekili olarak görev yapıyordu hem de Orgeneral rütbesinde bulunuyordu 17 Kasım 1924'te hem ordudaki görevlerini sürdüren hem de Meclis'te bulunan yüksek rütbeli subaylara birini tercih etmeleri istendi 25 Aralık 1924’te milletvekilliğinden istifa ederek Askeri Şura Üyeliği’ne atandı Mısır Sorunu ve Irak Sınırı Sorunu sırasında Milletler Cemiyetine Mümessil olarak gönderildi 1932’de Cenova Silahları Sınırlandırma Konferansı’na delege olarak gönderildi 14 Eylül 1935’te Askeri Şûra Üyeliği’nden yaş haddinden emekli oldu

İstanbul, Kadıköy'deki evine çekildi 13 Mart 1938'de 68 yaşında vefat etti Erenköy Mezarlığı'nda toprağa verildi Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ve Atatürk'ün silah arkadaşları için Atatürk Orman Çiftliği arazisinde oluşturulan Devlet Mezarlığı'na kemikleri nakledildi

Katıldığı Savaşlar

1911-1912 Osmanlı-İtalyan Savaşı

1912-1913 Balkan Harbi

1 Dünya Savaşı

İstiklal Harbi

Nişan, Madalya ve Takdirnameleri

1Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı (1917) ve Gümüş Liyakat (1894)

Altın Muharebe (1915) ve Altın Muharebe İmtiyaz (1915) Madalyaları

Bulgar Liyakat (1898) ve 2 Rütbeden Sent Aleksandr Nişanı(1911)

Alman Prusya Taç Nişanı (2 Rütbeden ve Kılıçlı, 1903, 1917)

Alman Demir Salip Nişanı (1 ve 2 Rütbeden, 1915)

Alman Kırmızı Kartal Nişanı (2 Rütbeden, 1916)

Avusturya-Macaristan Demit Taç Nişanı (1 ve 2 Rütbeden, 1917)

İstiklal Madalyası ve Takdirname (1923)

Notlar

Mustafa Kemal Atatürk, diğer tüm muvazzaf general milletvekillerinden istediği gibi İsmail Cevat Çobanlı ve Tayyar paşaya iki görevden birisini tercih etmesini bildirmiştir Tereddüt göstermeleri üzerine ikisininde ordudaki görevlerine son verilmiştir(Nutuk)



Cemil Conk

(1873; Üsküdar, Istanbul, – 1963; İstanbul)

Türk asker, Kurtuluş Savaşı komutanı

Kitapları

Cemil Conk, Hatıraları: Balkan Harbi 1912–1913 [Çanakkale Seferi 1915], Türkiye Yayınevi, 1947

Cemil Conk, Çanakkale Conkbayırı Savaşları, Erkânıharbiyei Umumiye Basımevi, 1959

Madalya ve nişanlar

3 sınıf Kılıçlı Mecidi Nişanı

Gümüş Liyakat Madalyası

Harp Madalyası

Gümüş İmtiyaz Madalyası

Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası


Alıntı Yaparak Cevapla