Yalnız Mesajı Göster

Kurtulus Savasi(Önemli Antlasmalar)

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurtulus Savasi(Önemli Antlasmalar)



Moskova Antaşması (16 MART 1921)

TBMM açıldığında M Kemal Sovyetlere dostluk önerisinde bulunmuştu Fakat Sovyetler Birliği bu sıralarda, içte karşı devrimci güçlerle ve dışta da Polonya ile savaşıyordu Diğer yandan İngiltere, 1917 Ekim Devrimi sonrası, Çarlık dönemi borçlarını ret eden Bolşeviklere ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı Türkiye'nin tam bağımsızlık ilkesinden ödün vermeden dış ilişkilere hazır olması tezi de Sovyetlerin hoşuna gitmemişti Emperyalizme karşı savaşan Türkiye'nin Sovyetleşebileceği umudunu duymuştu Ermeni konusundaki yaklaşımları da Türkiye ile Sovyetler arasındaki ilişkilerin olumlu gelişmesini engellemişti Birinci İnönü Savaşı'nın kazanılması Sovyetlerin Türkiye'ye daha çok yakınlaşmasını hazırladı Ermeni konusunda ise sorun çözülmüştü Londra'da İngilizler ile ticari bir antlaşma imzalamak üzere olan Sovyetler, İngilizleri kuşkulandırmamak için Türkiye ile görüşmelerini geciktirdi İngiliz Başbakanı Lloyd George'u anlaşmaya Sovyetlerin Kemalistlere yardım etmemeleri hükmünü koydurmak istediyse de Sovyetler bunu ret ettiler Ticari antlaşmayı saklayan Sovyetler daha rahat duruma geldiler Fakat Londra Konferansı'na TBMM delegelerinin katılmasını, Türkiye'nin Emperyalistlerle anlaşmak istediği biçiminde yorumlayan Sovyetler bu sebeple olumlu bir sonuca ulaşmakta geciktiler 8 Kasım 1920'de Moskova Elçiliği'ne atanan Ali Fuat Paşa'nın çalışmaları sonunda Türkiye ile Sovyetler Birliği 16 Mart 1921'de Moskova Antlaşması'nı imzaladılar

Antlaşmanın hükümlerine göre:

1- İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir senedi diğeri de tanımayacaktır(Madde 1)

2- Sovyetler Birliği Misak-ı Milli'yi tanıyorlar(Madde 1)

3- Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya'sı arasında imzalanmış olan antlaşmalar hükümsüzdür(Madde 6)

4- Sovyetler kapitülasyonların kaldırılmış olmasını kabul ediyorlar (Madde7)

5- İki devlet aralarındaki ilişkileri sıklaştıracak iktisadi, mali ve sair antlaşmalar yapmayı kabul ediyorlardı

6- Sovyetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanmış antlaşmalara göre tespit edilmiş olan sınırı, Batum Gürcistan'a geri verilmek şartıyla, tanıdılar Ancak Türkiye Batum Limanı'nı serbestçe kullanabilecek ve bölge halkına geniş bu özerklik verecekti(Madde 2)

7- Boğazların bütün devletlerin ticaret gemilerine açık kalmasını sağlamak amacıyla Karadeniz'e kıyısı olan Devletlerin temsilcilerinin katıldığı bir konferansta konunun ele alınması prensip olarak kabul edildi Fakat bu konferansta Türkiye'nin İstanbul üzerindeki egemenliğini tehdit eden kararlar alınmayacaktı (Madde 5)

8- Rusya elinde bulunan bütün esrirleri üç ay içinde iade edecektir (Madde l3)

Moskova Antlaşması Türkiye için büyük başarı idi Büyük bir devlet TBMM Hükümeti'ni resmen tanıdı Misak-ı Milli'yi ve Türkiye'nin kabul etmediği anlaşmaları (Sevr'i) kabul etmemeyi kabul etti Her iki devlet de kendilerinden önceki (Çarlık Rusya ve Osmanlı Devleti ) döneme ait antlaşmaların geçersiz olduğunu ilan ettiler Yalnız, Batum Gürcistan'a, işin gerçeği Sovyetlere bırakılıyordu Buna karşılık, Sovyetler Kars ve Ardahan'ın Türkiye'ye ait olduğunu kabul ettiler Türkiye Doğu Cephesi'ndeki kuvvetlerini Batıya kaydırmak olanağına kavuştu Türkiye, Sovyetler gibi büyük bir devletin, İtilaf Devletleri'ne karşı politik desteğini ve ayrıca Türkiye'ye silah, cephane, araç, ilaç vs göndermesini sağladı

Moskova Antlaşması'nın imzalanmasından yedi ay sonra, Sovyetler Birliği'nin aracılığı ile Türkiye ve Kafkas Cumhuriyetleri arasında 13 Ekim 1921'de Kars Antlaşması imzalandı Moskova Antlaşması'nın hükümlerinin bir tekrarı olan bu antlaşma ile Türkiye'nin doğu sınırı kesinlik kazandı

Bu arada Meclis Ulusal Mücadele'nin anlam ve önemini belirten iki olayı yaşadı 12 Mart 1921'de İstiklal Marşı kabul edildi 23 Nisan 1921'de de 23 Nisan günü "Ulusal Bayram" olarak ilan edildi

Ankara Antlaşması(20 Ekim 1921)

Manda rejimi ile Suriye'ye yerleşen Fransa, Adana, Antep, Maraş, Urfa'yı İngilizlerden devralınca, burada çok güçlü bir Türk direnişiyle karşılaştı Bu direniş Fransızlara çok ağır kayıp verdirdi Suriye mandasını tehlikeye soktu Türk Orduları'nın 1 ve II İnönü Savaşları ve Sakarya Savaşı'ndaki başarıları Fransa'yı çok etkiledi ve tutumunu değiştirdi Bu arada İtalyanlar Haziran ayından itibaren sessizce Anadolu'yu terk etmeye başladılar 5 Temmuz 1921'de ise tamamen terk ettiler Gerçi Ekim ayında, Anadolu'ya bir temsilci göndererek ekonomik ayrıcalıklar istedilerse de Ankara ret etti

Fransızlar 1921 Mart ayından itibaren Türkiye ile görüşmelere başladılar Bekir Sami Bey'in Fransızlarla Londra'da yaptığı antlaşma, bağımsızlık ilkesiyle bağdaşmadığı için ret edildi Haziran ayında Franklin Bouillon'u Ankara'ya özel temsilci olarak gönderdiler Görüşmeler olumlu hava içinde gelişirken Yunan saldırısı başlayınca, görüşmeleri askıya aldılar Türk-Sovyet yakınlaşması Fransa'yı endişeye itti Yunan saldırısı karşısında Türkiye'nin Sovyetlerden yardım alması üzerine Fransız basını "Denize düşen yılana sarılır" Türk sözünü hatırlatarak, Fransız çıkarlarının tehlikeye düşeceğini belirtiyordu

Kral, Konstantin'in, başlattığı saldırıyı "Haçlı Seferi" olarak ilanı Avrupa'da etkili olmuş, Sovyetlerin Kemalistlere 150000 kişilik bir ordu gönderdiği ve Anadolu'ya girdiği haberleri duyulmuştu Yunan Ordusu'nun başlangıçtaki üstünlüğü Avrupa'da büyük etki yaptı Fakat Türk Ordusu'nun savaşı kazandığının duyulması bütün umutlan yıktı Fransız kamuoyunun görüşü ve Hükümetin tutumu değişti Türkiye gerçegini kabul ettiler 20 Ekim 1921'de Ankara Antlaşması'nı imzaladılar

Ankara Antlaşması'nın Hükümleri

1- Her iki taraf bu antlaşmanın imzalanmasından sonra savaşa son vermeyi kabul ediyorlar

2- Türk ve Fransız tutuklu ve savaş esirleri serbest bırakılacak

3- Antlaşmanın imzalanmasını izleyen iki ay içinde sözü geçen hattın güneyine Fransız kuvvetleri ve kuzeyine Türk kuvvetleri çekilecek

4- Boşaltma ve işgal her iki tarafça atanacak bir komisyonca saptanacak yöntemlerle gerçekleşecek

5- Her iki taraf da boşaltılan bölgelerde tam bir genel af uygulayacaklar

6- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Misak-ı Milli'de açıkça tanınan azınlıklar hukukunun çeşitli devletler ve bağlaşıkları arasındaki antlaşmalara göre aynı temelde kendisine uygulanacağını bildirir

7- İskenderun ve Antakya bölgesi için Fransa özel bir yönetim rejimi kuracak, buradaki Türk halkına kültürlerini geliştirmek için her tür kolaylık gösterilecek Türkçe resmi dil olarak kalacaktır

8- 3 maddede sözü geçen hat şöyle çözümlenmiştir: Sınır, İskenderun Körfezi üzerinden Payas'ın güneyinden Meydan-ı Ekbez'e doğru gidecek Oradan Suriye'ye, Karnaba ve Kilis Türkiye'ye bırakılarak Çobanbey İstasyonu'nda demiryolunu izleyecek, demiryolu Nusaybin'e kadar Türk topraklarında kalacaktır Nusaybin ile Cezinei İbn Ömer arasındaki eski yol Türklerde kalarak Dicle'ye varacaktır Yolda, her iki ülke de aynı hakka sahip olacaktır Bu antlaşmanın imzalanmasını izleyen bir ay içinde her iki taraf temsilcilerinin oluşturduğu bir komisyon bu hattı saptayacaktır

9- Osmanlı Hanedanı kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın Türk mezarı adı ile anılan mezarın bulunduğu Caber Kalesi Türk Bayrağı altında, Türk koruyucuları gözetiminde, Türk mülkü olarak kalacaktır

1O-Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Pozantı-Nusaybin arasındaki Bağdat Demiryolu ayrıcalığının ve Adana'daki şubelerinin haklarıyla işletme ve nakliyat-ı ticaretinin yasal hak ve yararlarıyla Fransız Hükümeti'nin seçeceği bir Fransız grubuna verilecektir Türkiye, Meydan-ı Ekbez'den Çobanbey'e kadar Suriye topraklarından trenle askeri ulaşım yapabilecektir Suriye'de Türk topraklarında aynı hakka sahiptir

11- Bu anlaşmanın imzalanmasından sonra Türkiye-Suriye arasında bir gümrük anlaşması saptanması için karma komisyon kurulacaktır

12- Kuveik Suyu, Halep Şehri ile kuzeyindeki Türk bölgesi arasında acil bir şekilde bölünecek, Halep, gereksinmesine göre, kendi masraflarıyla Türk toprağından, Fırat'dan su alabilecektir

13- Yerleşik veya göçebe haktan 8 maddede saptanan hattın bu veyahut ta öteki tarafındaki otlaklardan yararlanma hakkı veya emlakı veya arazisi olanlar eski haklarından yararlanabileceklerdir Hayvanlarını veya yavrularını, araç ve

gereçlerini gümrük veya vergi vermeksizin hattın öte tarafına nakledebileceklerdir Bunlarla ilgili vergileri, oturdukları ülkede vermek ile yükümlüdür

Anlaşmanın imzalanması sırasında Türk delegesi Yusuf Kemal Bey, Franklin Bouillon'a, İskenderun ve Antakya bölgesi halkına Türk Bayrağı'nı ihtiva eden özel bir bayrak kullanma hakkının verilmesini istedi ve bu istekleri kabul edildi

Bu antlaşma ile Birinci Dünya Savaşı öncesi kurulmuş bulunan İtilaf bloğu parçalandı Versay'da kendisini desteklemeyen ve Almanya'ya yumuşak davranan İngiltere'ye kızan Fransa Türkiye konusunda İngiltere'ye oyun oynuyor ve tek başına hareket ediyordu İngiltere bu antlaşmayı hayret ve dehşet ile karşıladığını gizlemedi Fransa Türk cephesinde 60-70000 asker beslemek ve Türklerle savaşmaktan kurtuluyordu Bu antlaşma yalnızca Güney Doğu Anadolu için imzalanmakla beraber, Fransa gibi büyük bir Avrupa devletinin Türkiye'yi ve Misak-ı Milli'yi resmen tanıması bakımından çok önemliydi Fransız desteğini yitirdikleri için Kilikya üzerindeki Ermeni hayalleri yıkıldı 130000'den çok Ermeni Suriye'ye, 30000 kadar Ermeni de Kıbrıs'a göç etti Doğu Anadolu'da da 300000 kadar Ermeni, Ermenistan'a göç etti

Bu antlaşmanın Türkiye'ye siyasi yararlarının yanı sıra, askeri bakımdan da büyük yararı oldu Bu cephenin tasfiyesi ile Türkiye güneyini de güvenceye aldı ve buradaki askerlerini Batı cephesine taşımak olanağı buldu Fransızlar bölgeyi boşaltırken Türkiye'ye satış ve hibe yoluyla silah, cephane bıraktılar

Sömürge halklarının üzerinde de bu zaferin etkisi görüldü Avrupa devletlerinin yenilmezliği konusu yıkıldı Türk zaferi ve Avrupa Devletleri'nin Türkiye karşısındaki yenilgileri sömürgeler halklarına umut verdi

Bu antlaşma ile Hatay Fransa'ya bırakılmakla Misak-ı Milli'den ikinci ödün verildi Batum'dan sonra Hatay yitiriliyordu Fakat o günün koşulları altında elde edilen büyük kazançtı Çünkü Türkiye iki büyük cepheyi tasfiye etti İki büyük ülke tarafından resmen tanındı Kaldı ki Hatay üzerinde Türkiye haklarından vazgeçmeyecekti 1923 yılında Adana'ya gelen Atatürk, burada kendisini siyah bayrakla karşılayan Hatay temsilcilerine "40 asırlık Türk yurdu yabancı eline bırakılamaz" diyerek, kurtuluş için söz vermiş ve sözünü 15 yıl sonra yerine getirmiştir :Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922)< Anadolu'ya Yunan istilasından kurtaran Türk ordusu, bu sefer işgal altında bulunan diğer vatan topraklarını da kurtarmak üzere harekete geçti Bir kısım kuvvetlerimiz İzmit'den İstanbul istikametinde ilerlerken, bir kısım kuvvetlerimiz de Çanakkale'ye yaklaştı İstanbul ve Boğazları işgalleri altında bulunduran İtilaf devletleri, telaşa düşerek anlaşmak istediklerini bildirdiler İngiltere, İtalya, Fransa temsilcileri Paris'te toplanarak, Türklere teklif olunacak barış esaslarını görüşmeğe başladılar Görüşmeler sonucunda Türk Hükümeti'ne bir nota verdiler

Mustafa Kemal tarafından bu notaya verilen cevapta, Meriç nehrine kadar Trakya'nın Türklere teslimi şartıyla, Mudanya'da askeri bir konferansın toplanmasını kabul ettiğimizi ve bu konferansta Türkiye'yi temsil etmek üzere İsmet Paşa'nın delege tayin edildiğini bildirdi

Mudanya'da büyükçe bir yalı bu konferans için düzenlendi 3 Ekimden itibaren delegeler ayrı ayrı savaş gemileriyle Mudanya'ya gelmeğe başladılar Yunan delegesi General Mazarakis Mudanya'ya geldi Fakat karaya çıkmayarak müzakerelerin sonucunu gemiden bekledi Konferansta Türkiye'yi İsmet Paşa, İngiltere'yi General Harrington, Fransa'yı General Sharpy (Şarpi), İtalya'yı General Monbelli temsil ediyordu

Görüşmeler dokuz gün sürdü, bir hayli heyecanlı ve zorlu oldu Sonunda mütareke Türk görüş ve isteklerine uygun bir şekilde imzalandı (11 Ekim 1922) Yunan delegesi mukaveleyi imza etmek istemedi Fakat üç gün sonra Yunanlılar bu mukaveleyi resmen kabul ettiklerini bildirdiler

Mudanya Mütarekesi'nin Esasları

1Bu mukavelenin yürürlüğe girme tarihinden itibaren Türk ve Yunan askeri kuvvetleri arasında savaş bitmiştir

2On beş gün içinde Yunan ordusu (Edirne dahil) Meriç ırmağının batısına çekilmiş bulunacaktır

3Boşaltılmanın bitmesinden sonra otuz gün içinde, Doğu Trakya Yunan Hükümeti memurları tarafından İtilaf kuvvetlerine, İtilaf kuvvetleri de Türklere teslim edeceklerdir

4Barış konferansının sonucuna kadar, Doğu Trakya'da Türkler 8000 jandarma bulunduracaklardır

5Mütarekenin imzalanmasından sonra İstanbul ve Boğazlar da Büyük Millet Meclisi Hükümeti idaresine bırakılacak, İtilaf kuvvetleri barışın imzasına kadar İstanbul'da kalacaklardır

Mudanya Mütarekesi'yle Misak-ı Milli'nin topraklarımıza ait kısmı kabul edilmiş oldu

Mütareke şartlarına göre, Trakya'da askeri ve sivil idareyi ele almak için tayin edilen Refet Paşa 19 Ekim'de İstanbul'a geldi Halkın samimi tezahüratı arasında İstanbul'a giren gaziler; "Seni de, geldik, kurtaracağız, İstanbul…" şarkısını söylüyor, halk ise sevinç gözyaşları döküyordu

Alıntı Yaparak Cevapla