10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bizi Atatürk Mü Kurtardı?
14 Haziran 1919′da Mustafa Kemal tarafından bizzat Sultan Vahdeddin’e Havza’dan çekilen telgraf ortaya çıktı
(           )
Benim asıl üzerinde durmak istediği nokta, şeklinden şemailinden ziyade “İrade-i Milliye” gazetesinde yazılanlar Kuva-yı Milliye dönemine ait çok önemli ve dikkatlerden kaçmış beyanlar ve telgraflar, haberler, sıcağı sıcağına tepkiler, en azından Ankara’ya gitmeden önce Mustafa Kemal tarafından yazılan başyazılar Her biri önemli bizim için
Mesela 14 Eylül 1919 tarihli nüshada daha önce de dile getirdiğim bir telgraf yer alıyor Çeken “Üçüncü Ordu Müfettişi, Yaver-i Hazret-i Şehriyarileri Mustafa Kemal”, çekilen kişi “Zat-ı Şahane” yani Sultan Vahdettin, çekildiği yer Havza Tarih 14 Haziran 1919
Burada Mustafa Kemal Paşa, son görüşmelerini hatırlatıyor padişaha ve şöyle diyor: Huzurdayken İzmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, yani ülkenin sizin öncülüğünüzde millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları şu an gibi hatırlıyorum Sizin “ilkâ”nızdan, yani Şemseddin Sami’nin “Kamus-i Türkî”sine bakılırsa, benim fikrimi çelmenizden aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum
Müthiş bir metin tabii Ancak telgrafın bu şeklini başka kaynaklarda bulabileceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz “Nutuk” dahil diğer kaynaklarda “ilkâ” kelimesinin “dilhah”a dönüştürüldüğünü görüp hayrete düşüyorsunuz (mesela “Atatürk’ün Bütün Eserleri”, c 2, s 375) ''Meğer'', diyorsunuz, ''Atatürk’ün kendi sözleri de zamanla kitabına uydurulmuş ''
Peki sonradan tamamen unutulacak olan bu “fikir çelme” hadisesi neyin nesiydi? Ona dair de bazı ipuçları bulabiliyoruz aynı telgrafta Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan bir ay kadar sonra şu gerçeği itiraf ediyor:
“İstanbul’da iken milletin bu kadar kuvvetli ve az vakitte felaketlerden bu derece müteyakkız [uyanmış] olduğunu tahayyül edemezdim ”
İlginç değil mi? Devam ediyor Paşa:
“Millet baştan aşağı uyanık olup istiklal-i millet ve devleti ve hukuk-i âliye-i saltanat ve hilafeti teyid için kavi bir azim ve iman ile mücehhez bulunuyor ” Yani uyanmış olan millet, milletin ve devletin bağımsızlığı ile saltanat ve hilafetin yüce haklarını desteklemek için sağlam bir kararlılık ve imanla donanmış durumda
Mustafa Kemal Paşa’nın bir ay içerisinde çektiği bu net resim çok mu çok önemli Neden? Piyasadaki inkılap tarihlerinde o yıllarda milletin yere serilmiş olduğu ve sonra Atatürk’ün gelip onu dirilttiği anlatılır da ondan Oysa gerçek hiç de öyle değilmiş Üstelik bunu bizzat kendisi söylüyormuş
Daha neler söylüyormuş? Devam edelim okumaya
Mustafa Kemal’e göre Vahdettin son hatt-ı hümayunuyla bütün milletin azim ve mücadele gücünü uyandırmış imiş Peki kime karşıymış bu mücadele? Cevabını telgraf sahibi veriyor zaten:
Milletin beka ve varlığına düşman olanlara karşı Yani İngilizlere ve İngilizlere yaltaklanmayı meslek edinen zayıf karakterlilere karşı
Şimdi düşünelim:
Beni Anadolu’ya ikna ettiniz diyen kim? Atatürk
Anadolu’ya geçmeden önce milletin bu kadar uyanık ve mücadeleye hazır olacağını hayal bile edemezdim diyen kim? Yine Atatürk
Uyanmış olan milletin bağımsızlık ateşiyle tutuşmuş olduğunu ve saltanat ve hilafetin haklarını desteklemek için kararlılık içinde olduğunu söyleyen kim? Yine Atatürk
''Vahdettin’e, hatt-ı hümayununuz milletin mücadele gücünü uyandırdı'' diyen de o, ''İngilizlere ve onların destekçilerine karşı mücadele etmek üzere anlaştıklarını'' söyleyen de
Peki Turgut Özakman neyi savunuyor: ''Canım Vahdettin gönderdi ama Atatürk’ün ne için gittiğini bilmiyordu ki Bilse asla göndermezdi ''
Şimdi Havza telgrafıyla görüyoruz ki, ikna eden de, gönderen de, hatt-ı hümayunuyla halka direniş mesajı veren de, İngilizleri barışa ikna etmek için Mustafa Kemal’le gizlice mutabakat sağlayan da Vahdettin’den başkası değil Aralarında bütün bunlar önceden konuşulmamış olsa Mustafa Kemal ne diye anlatsın ki derdini sultana?
Üstelik Vahdettin’in Anadolu halkına, 'yanınızdayım' mesajını veren bir beyannamesi var ki, gazete sütunlarında alkışla karşılanmış Mustafa Kemal, 28 Eylül 1919 tarihli nüshada bu beyannamenin Osmanlı tarihinde her bakımdan benzersiz olduğunu yazıyor “Padişahımız” diyor, “Anadolu harekâtının tamamiyle meşru olduğunu ilan ederek mevcut cereyanı, yani Kuva-yı Milliyeyi lütfen teşvik etmekte ve hatta katılarak kuvvetlendirmektedir ”
Daha ne desin?
Zaman-Pazar
KAYNAK
zaman gazetesine göre vahdettin paşa kahraman mustafa kemal neredeyse hain statüsünde
|
|
|