Yalnız Mesajı Göster

Atatürk'ün Birinci İktisat Kongresi'ni Açılıs Konusmasi

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Birinci İktisat Kongresi'ni Açılıs Konusmasi



Atatürk'ün Birinci Iktisat Kongresi'ni Açilis Konusmasi

''Bir milletin dogrudan, dogruya

hayatiyla alakadar olan,

o milletin iktisadiyatidir''

Efendiler;

Aziz Türkiye'mizin iktisâdi tealisi eshabini aramak ve bulmak gibi vatani, hayatî ve millî bir gaye-i mukaddese için bugün burada toplanmis olan sizlerin, muhterem halk mümessillerinin huzurunda bulunmakla çok mesut ve bahtiyarim

Eferidiler;

Uzun gafletlerle ve derin lakaydî ile geçen asirlarin bünye-i iktisadimizda açtigi yaralari tedavi etmek ve çarelerini aramak, memleketi mamuriyette, milleti refahiyet ve saadete isal yollarini bulmak için vukubulacak mesainizin muvaffakiyetle neticelenmesini temenni eylerim

Arkadaslar;

Sizler dogrudan dogruya milletimizi temsil eden halk siniflarinin içinden ve onlar tarafindan müntehip olarak geliyorsunuz Bu itibarla memleketimizin halini, ihtiyacini, milletimizin elemlerini ve emellerini yakindan ve herkesten daha iyi biliyorsunuz Sizin söyleyeceginiz sözler, alinmasi lüzumunu beyan edeceginiz tedbirler, halkin lisanindan söylenmis telâkki olunur Ve bunun içiren büyük isabetlere malik olur Çünkü halkin, sesi, Hakkin sesidir

Efediler;

Tarih, milletimizin itilâ ve inhitati esbabini ararken birçok siyasî, askerî, içtimaî sebepler bulmakta ve saymaktadir Süphe yok bütün bu sebepler hadisat-i içtimaiyede müeesildirler

Bir milletin dogrudan dogruya hayatiyla alakadar olan, o milletin iktisadiyatidir Tarihin ve tecrübenin teksif ettigi bu hakikat bizim millî hayatimizda ve millî tarihimizde tamamen mütecellidir Hakikaten Türk tarihî tetkik olunursa itila, inhitat esbabinin iktisadi mesailden baska bir sey olmadigi derhal anlasilir

Efendiler;

Tarihimizi dolduran zaferler, yahut izmihlâllerin kâffesi ahval-i iktisadiyemizle münasebettar ve alakadardir

Yeni Türkiye'mizi lâyik oldugu mertebe-i resanete isâl edebilmek için behemahal Iktisadiyatimiza birinci derecede ve en çok ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz Zamanimiz tamamen bir iktisat devrinden baska bir sey degildir

Bir milletin eshab-i hayatiyesini, refahiyet ve saadetini teskil eden iktisadiyatla istigal etmemesi, edememesi nazar-i dikkati calip bir keyfiyettir Itirafa mecburuz ki, iktisâdiyatimiza lüzumu kadar ehemmiyet verememis bulunuyoruz Bir milletin esbab-i hayatiyesiyle istigal etmemesi veya ödememesi, o milletin yasadigi edvar ile ve edvari tesbit eden tarih ile çok alâkadardir Bunun esbabini geçirdigimiz edvarde, bilhassa tarihimizde arayabiliriz Simdiye kadar hakikî manasiyle millî bir devir yasamadik Binaenaleyh miIlî bir tarihe malik olamadik

Bu noktayi biraz izah edebilmis olmak için hep beraber Osmanli tarihini hatirlayalim: Osmanli tarihinde, bütün gayretler, bütün mesai milletin arzusu amili ve ihtiyacat-i hakikiyesi nokta-i nazarindan degil, sunun bunun âmâlini, ihtirasini tatmin nokta-i nazarindan vukubulmustur

Meselâ Fatih Istabul'u zaptettikten sonra, yani Selçuki Saltanati ile Sarki Roma Imparatorlugu'na tevarüs eyledikten sonra Gârbi Roma Imparatorlugu'na da konmak istedi Bunun için de bütün milleti bu hedefe dogru sevketti

Meselâ, Yavuz Selim, Fatih'in açtigi garp cephesini tesbit ile berabet Asya Imparatorlugu'nu birlestirerek bütün bir Islâm Ittihadi meydana getirmek istedi

Kanun Süleyman, her iki cepheyi tevsi etmek, bütün Bahr-i Sefid'i bir Osmanli havzasi haline getirmek, Hindistan üzerinde nüfuz tesisi gibi sahane bir siyaset takip etmek istedi ve tabii bunun için de unsur-u asliyi, milleti kullandi

Alıntı Yaparak Cevapla