10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Elbiselerimi Yakın
Anlatan: Cemal Granda
Yalova'daydık Atatürk'ün sofrası akşamları yine konuklarla dolup taşıyor, bir çok yurt sorunları da sofrada konuşuluyordu
Bir akşam, yerli malı kullanılması üstüne bir konuşma oldu Herkes düşüncesini söylüyor, yurtta yerli endüstrinin gelişmesi için büyük bir kampanya açılması, herkesin yerli malı yemesi, yerli malı giymesi isteniyordu
Yerli Malı Haftası’nın açıklanışı da bu günlere rastlar
Atatürk, herkesin öne sürdüğü düşünceleri, her zamanki dikkatiyle dinledikten sonra :
"Bundan sonra, önder olarak benim de yerli malı kullanmam gerek Gardıroptaki elbiselerimi getirin Köşkün önünde yakın", buyruğunu verdi
Herkeste bir sessizlik  
O gürültülü sofra, sanki bir anda mezar sessizliğine bürünmüştü
Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu
Sessizliği ilk önce, konuklar arasında bulunan Ulus Gazetesi Başyazarı Falih Rıfkı Atay bozmaya cesaret edebildi
-Paşam, elbiselerinizi yakmayın, birer tanesini bizlere verin Biz de hatıra olarak saklayalım
Atatürk, hafifçe gülümsedi :
- Peki, dedi
Orada bulunan herkese birer kat elbise verildi
Bunların artık o elbiseleri hatıra olarak mı sakladıklarını, yoksa giyerek mi eskittiklerini bilemem
Bir gün sonra, Beyoğlu’nun tanınmış terzilerinden Arman, Yalova’ya getirildi
Atatürk, köşktekilerin gözleri önünde yerli kumaştan elbiselerini kestirdi ve diktirdi
O olaydan sonra Atatürk, elbiselerini hep yerli kumaştan seçip Arman’a diktirmiştir
Bir daha da İsviçre’den kumaş gelmedi
KAYNAK:
(Ahmet Akyol, Atatürk’ün Kenti Yalova, Yalova, 2003, Sayfa 261)
|
|
|