Yalnız Mesajı Göster

M. Kemal Atatürk’Ün Portresi(Görenler Anlatiyor)

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

M. Kemal Atatürk’Ün Portresi(Görenler Anlatiyor)



Çocuklar ve Doğa

Atatürk’ün çocukları sevdiği bilinir Birçok manevi çocuğu bulunuyor En ünlüleri, Abdürrahim, Sabiha Gökçen ve Sığırtmaç Mustafa

Doğayı ve hayvanları da çok seviyor Hastalığının son aylarında hep ormanlık bir yere gitmek özlemini çekmiştir

Ruam hastalığına yakalanan bir tayı vuracaklarını öğrenince ellerine lastik eldiven giymiş, tayı gözleri yaşararak okşayıp vedalaşmıştır

F Rıfkı Atay diyor ki:

“İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi Köpeği Foks’a o kadar yüz verdi ki köpek bir müddet sonra hemen hemen terbiyesini kaybetti Bilardo oynarken masanın üzerine çıkar, bilyeleri yere yuvarlayıp oynar, Atatürk de bu şımarıklığa gülerdi

Kızkardeşi Makbule Atadan da şöyle diyor:

“Ağabeyim çocukken fareden korkardı

Sofrası

Hilmi Uran:

“Atatürk’ün sofrası umumi karakteriyle bir bilginler sofrasıydı

Kılıç Ali:

“Sofrasının çok muntazam olmasını isterdi Sofrasına otururken her şeyin yerli yerinde, düzgün halde bulunmasına bilhassa ve bizzat dikkat ederdi Sofranın tanziminde, sofra örtüsünde, tabaklarda, çatal bıçaklarda bir çarpıklık, bir yanlışlık görürse bunları bizzat düzeltir, ondan sonra sofraya otururdu

F Rıfkı Atay:

“Bu bir içki ve cümbüş sofrası değildi Dostları ile hatta düşmanları ile sohbet ve tartışma meclisi idi () Pek azı zevk ve eğlence meclisi olmuştur Saatlerce pek ciddi şeyler okur veya yazardık () “Türk dili ve Türk tarihi meselelerinin, onun sofrasında tam bir fakültelik zaman tutmuş olduğunu tahmin ediyorum

İçkisi

Hasan Rıza Soyak:

“Gündüz içmenin aleyhindeydi Yanında bulunduğum uzun yıllar zarfında yalnız iki defa, gündüz bir kaç kadeh içtiğini gördüm Sofrada saatlerce kalırdı ama miktar itibariyle çok içen bir adam sayılmazdı

Ali Fuat Cebesoy:

“Gazi, ciddi kararlar arifesinde daima içkiden ve fazla yemekten kaçınırdı

Dr Neşet Ömer İrdelp:

“Mühim iş zamanlarında içkiyi bırakırdı Büyük Nutkunu yazdığı zaman altı ay rakıyı terk etmişti

Atatürk bu konuda Ruşen Eşref Ünaydın’a şunları söylemiştir:

“Benim adım içki içer diye çıkmıştır Bunu siz de duymuş olacaksınız Filhakika ben öteden beri içerim İçkiyi severim Fakat istediğim zaman bunu keserim Vazifem esnasında bir damlasını ağzına koymam Vatan işlerine içki karıştırmam O sadece benim keyfim içindir

Eğlenmesi

Burhanettin Ökte:

“Atatürk, Harbiye Okulunda öğrenci iken okul fasıl takımında amatör olarak çalışmış, devrin ünlü mu¤¤¤¤¤¤lerinden Giriftzen Asım Beyden musiki dersleri almıştır

Sovyet Büyükelçisi Aralov:

“M Kemal Paşa uzun, ciddi konuşmalardan sonra müzik dinlemeyi, dans etmeyi severdi Türk şarkıları söylerdi

Kazım Özalp:

“Türk müziğinden hoşlanırdı Eğlenceli toplantılarda Rumeli şarkılarını dinlemeyi severdi Değerli ses sanatkarlarını zaman zaman sofrasına çağırır, onları dinler, bazen şarkılara kendisi de katılırdı() Öğrenciliği süresinde dans etmeyi öğrenmiş, sonradan Sofya’da ataşemiliter iken değişik davetlerde dans etmişti() Türk folklorundan zeybeği sever, çok keyiflendiği bazı toplantılarda zeybek oynardı

Orgeneral Fahrettin Altay:

“Zeybek havası çaldırdı Kimse beceremiyor, el ayak oynatarak dönüyorduk Herkesi durdurdu, kendisi tek başına güzel bir zeybek oyunu yaptı, hayran oldum ‘Bu oyun, milletimizin erkek oyunu, kahraman oyunudur, bilmek lazım’ diyerek hepimizi mahcup etti

Hasan Rıza Soyak:

“Çok güzel dans ederdi

Hikmet Bayur:

“Neşeli olmak ve yanındakileri neşeli kılmak ve görmek, onun için adeta bir ihtiyaçtı

Afet İnan:

“Atatürk şen adamdı Muhitine neşe, cesaret ve nefse itimat telkin ederdi

Avni Doğan:

“Büyüklüğünden bir şey kaybetmeden gülen, şakalaşan, yaşayan bir üstün insan

Duygu Dünyası

Kılıç Ali:

“Kin, garez, hele intikam bilmediği, nefret ettiği şeylerdi Çok sabırlı bir insandı

Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilev:

“[Büyük taarruza kadar] M Kemal Paşanın gösterdiği tahammül ve sabır, korkunç bir şeydir

Şevket Süreyya Aydemir:

“Af ve hoşgörüyü ahlak edinmişti

F R Atay:

“Kurtuluş Savaşı hainlerini bile affetmesi insan zaaflarına karşı feylezofça davranışının eseridir Bir gün barışmayacağı bir düşmanı, bir gün bağışlamayacağı bir suç yoktu diyebilirim Not defterime aldığım en güzel sözlerden biri şudur: ‘Ben onları affederim, çünkü kalbim vardır Onlar beni affetmezler, çünkü kalpsizdirler’”

Hikmet Bayur:

“Sevmek, sevilmek, gönül almak konularında çok duyguluydu

R Eşref Ünaydın:

“Arkadaşlarından birinin ölmesine, canından bir parça alınmış gibi sızlanırdı

Dr Mim Kemal Öke:

“Arkadaşlarının sıhhati üzerine titrerdi Bilhassa Maarif Vekili Necati’nin ölümünden sonra yanındakilerin sıhhatine karşı fevkalade bir titizlik göstermeye başlamıştı () Biraz da kendi sıhhatine ehemmiyet verse ne olurdu

İ Habip Sevük:

“Dikkat ediyorum, kurbanlar kesilirken Paşa bakamıyor, kafasını sağa sola çeviriyor yahut ayaklarının ucuna bakıyor Bilmem kaçıncı kurbanda, yanındaki zata doğru eğildi, ‘ben kurbana bakamam’ dedi

Y K Karaosmanoğlu:

“Atatürk mesut bir adam değildi İnsanlığın ters kaderini değiştirmek, imkan dünyasının sınırlarını kendi sınırsız hülyalarına göre genişletmek isteyen bütün ideal fedaileri, bütün gerçek kahramanlar ve gerçek evliyalar gibi bedbaht ve mustaripti Zira hakikat ile hayalin, irade ile imkanın dinmek bilmeyen ezeli muharebesi onun ruhunda da cereyan ediyor, ruhunu kasıp kavuruyordu

Düşünce Dünyası

Şüphe yok ki çok cepheli bir dahi idi Tanıklar özellikle hesaplı, gerçekci ve pratik olduğunu belirtiyorlar Karar vermeden önce bütün olasılıkları gözden geçirdiğini, danışıp görüştüğünü, zamanlamaya çok önem verdiğini açıklıyorlar

R Eşref Ünaydın:

“Ani, fevri hareketleri yoktu Uzun uzun düşünülmüş, ilerisi gerisi ölçülüp biçilmiş kararlı hareketleri vardı Kayıtsız, hesapsız, notsuz hareket eder biri değildi

Sir Percy Loraine diyor ki:

“İçgüdü gibi bir şeyin yardımıyla, buna bir ad bulamıyorum, çünkü başka hiç kimsede benzerini görmedim, bir meselede neyin önemli, nelerin önemsiz olduğunu çok çabuk ve kolaylıkla kestirirdi Doğa ona büyük bir irade gücü vermişti Ama öyle sanıyorum ki o bu gücü hep bilinçli bir disiplinle kullanıyordu

F Rıfkı Atay:

“Karar vermek zamanı gelinceye kadar büyük sabır gösterir Yenilmeyecek şartları zorlamaz Daima tam vaktini seçer

Hikmet Bayur:

“Çok esaslı psikolojik ve sosyal yoklama ve incelemelere girişmeden, önemli hiç bir adım atmazdı En kötü ihtimallere kadar her şeyi göz önünde bulundurarak gereken tedbirleri kararlaştırırdı Hiç bir olay onu boş (hazırlıksız) bulmazdı

Hasan Rıza Soyak:

“Her manasıyla gerçekçiydi Onun hayatında hiç mevcut olmayan şey, körü körüne hareket, hayal ve maceraperestliktir Yapmayı tasarladığı işlere girişmeden evvel, bütün ihtimalleri göz önüne almak suretiyle, gayet titiz ve etraflı incelemelerde bulunurdu

Y K Karaosmanoğlu:

“Son derece geniş düşünceli ve geniş görüşlüydü

M Esat Bozkurt:

“Atatürk maziden hoşlanmaz bir adam değildi Mesela Cengiz’i, Timur’u, Yıldırım’ı ve Fatih’i çok methederdi

F R Atay:

“Peygamber Muhammet ve Padişah Fatih’in kumanda vasıflarına hayrandı

Ş Süreyya Aydemir:

“Atatürk elbette ki bir inkılapçıdır Ama inkılap meczubu değildir Mutaassıp bir inkılap softası değildir Onun inkılapçılığına, kontrol edilemeyen içgüdülerden, sınırları belirsiz, başdöndürücü hedeflerden, duygu ve heyecan unsurlarından ziyade mantık hakimdir() İnkılapçılığı, bir taraftan ülkesinin ve milletinin imkanları, diğer taraftan mantığın ve üstün kurmaylık hesabının çerçeveleri ve ufukları ile sınırlıdır

Alıntı Yaparak Cevapla