Yalnız Mesajı Göster

Atatürk´Ün Türkce Hakkinda Düsünceleri

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk´Ün Türkce Hakkinda Düsünceleri



MUSTAFA KEMAL’İN TÜRKÇE HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

Bizim âhenkli, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak ve bu lüzumu anlamak mecburiyetindesiniz Anladığınızın izlerine, yakın zamanda bütün dünya şahit olacaktır Buna kat’i şekilde eminim
1928 (Atatürk’ün MAD, s 26

Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilâtımızın dikkatli, alâkalı olmasını isteriz
1932 (Atatürk’ün SD I, s 358

Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin

Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır
1930 (Sadri Maksudi Arsal, Türk Dili İçin)

Millî bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz
(Enver Behnan Şapolyo, 1951

Olağanüstü Türk Dil Kurultayı, s 53)

Türk dili kaynakları üzerinde edindiğimiz bilgiler, umduğumuzdan daha verimli çıktı Şimdi, yalnız ana dilimizin öz varlıklarını bilmekle kalmıyoruz; bunların çok eski bir medeniyetin ilk ana dili olduğunu da öğrendik
(İbrahim Necmi Dilmen, Çığır Mecmuası, sayı: 74-75,

1939, s 11; Mahmut Atillâ Aykut, TDK Yıllık 1944, s 63

Türk milletinin dili Türkçedir Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır Bir de Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkını, an’anelerini, hâtıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir
1931 (Afetinan, Türk Dili Der-

gisi, Sayı : 182, 1966 s 90)

Türk dili zengin, geniş bir dildir Her kavramı ifadeye kabiliyeti vardır Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lâzımdır

Türk milletini ve Türk dilini, medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz
(Mahmut Atillâ Aykut, TDK Yıllık 1944, s 63)

Öyle istiyorum ki, Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar, bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar
(Afetinan, Türk dili Dergisi, Sayı: 182, 1966, s 91)

Klâsik etimoloji*’nin karışık görüşleri karşısında bizim teorimiz ve analiz metodumuz çok basit görünüyor Fakat hakikat, ezelî ve ebedî hakikat, basittedir Teorimizi bir dil kanunu olarak ilim âlemine tanıttığımız gün, Türklük için şanlı bir zafer günü olacaktır
(İbrahim Necmi Dilmen, Çığır Mecmuası, sayı: 74-75,

1939, s 11; Mahmut Atillâ Aykut, TDK Yıllık 1944, s 63)

3 Türk Dil Kurultayı’na gelen yabancı dil bilginlerini kabulü esnasında söylemiştir :

Dünya dil âlimlerinin Türk âlimleriyle beraber çalışmaları, dil ilminin şimdiye kadar halledemediği birçok güçlüklerin hallini kolaylaştıracaktır Bundan, büyük hakikatler de meydana çıkacaktır
1936 (Ulus gazetesi, 258 1936)

Türk söz dizimi (sentaks) hakkında söylemiştir:

Türk, konuşurken önce somut şeyi, sonra soyut anlam bildiren kelimeyi söyler “Ahmet geldi” der, çünkü Ahmet somut varlığı, geldi soyut anlamı ifade eder Türkün tabiî söz dizimi budur Bunu ancak heyecan, korku, şaşkınlık gibi haller bozabilir
1935 (Abdülkadir İnan, Atatürk ve Devrik

Cümle, Türk Yurdu Dergisi, Sayı: 286, 1960)

Daha çocukken, dersler, kitaplar arasında yuvarlanırken hissederdim ki bu dilin bir şeye ihtiyacı var O ihtiyacın ne olduğunu, nasıl elde edileceğini bilmezdim Fakat mutlaka bir şey lâzım olduğunu duyardım
1928 (İbrahim Necmi Dilmen,

Cumhuriyet gazetesi, 10 11 1941)

En iyi müdafaa usulü, taarruzdur Şu halde dil alanında türemiş yabancılıklara saldıralım; ağacı bir defa silkeleyelim : Görelim, hangi çürükler düşecek; kalan sağlamlar bakalım ne kadardır? dökülmeyenler, özleri ve arınmışları bulununcaya kadar biraz daha işe yarayabilir; geçici olarak!
(Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk T ve DKH, s 64)

Yeni Türkçe kelimeler teklif edebiliriz Bu yönde ısrarla çalışmalıyız Fakat, Türk dilinin yapısını zorlamak olmaz Bu bünye meselesini Türk dilinin olgunlaşma seyrine bırakmalıyız Birkaç gün önce Ahmet Cevat Bey’e söyledim : Ketebe, yektübü Arabındır; kâtip, kitap, mektup Türkündür
(Abdülkadir İnan, Atatürk Devrine Ait Bir Hatıra,

Türk Kültürü Dergisi, Sayı: 85, 1969, s 21)

Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız Her aydın, hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli; konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz
1938 (Afetinan, Atatürk ve Dil Bay-

ramı, Atatürk’e Saygı, TDK s 54)

Dil işimizde henüz bir oturmuşluğa varamadık; daha çok ve pek çok çalışmak lâzımdır
1938 (Afetinan, Atatürk Hakkında HB, s 222)

Onları ortaya atmak lâzımdır Millî zevkimiz hangisinden hoşlanır ve onu kullanırsa, o zaman sözlüğümüze koyalım
(Afetinan, Atatürk Hakkında HB, s 213)

Kaynak; Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri_Utkan Kocatürk


Alıntı Yaparak Cevapla