10-10-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hakimiyet-İ Milliye Gazetesi
Sevgi 2´isimli üyeden Alıntı
sevgili Wien, bu yazı hakkında yorumunuzu alabilir miyim?
Yani serteller 'in ülkemizdeki ünü belledir Bu yazı acaba Atamızın gerçek bir demokrat olmadığını,aslında bir çeşit diktacı olduğunu ve etrafında Yakup Kadriden diğerlerine kadar bir sürü dalkavuk olduğunu mu anlatmak istiyor?Yoksa benim anlayamadığım ince başka bir mesaj mı vardır?gerçek fikrinizi alabilirsem sevinirim (Ayrıca sorumda bir ard niyet yoktur bilesiniz )
Hocam yine konunun can alici noktasini yakalamisiniz tesekkürler
Sizinde dediginiz gibi Sertellerin Hayatini ve yazilarini okuyanlar sertellerin Atatürk hakkindaki düsüncelerini bilirler gerci Atamizin ölümünden sonra Atamiz hakkindaki düsüncelerinde büyük bir degisiklik olmustur Ben bu bölüme konu acarken üyelerimizin gercegi ve dogruyu tam olarak anlamalari ve onlari arastirma yapmaya yöneltmek icin yukaridaki konu gibi yazilarda ekliyorum (Malesef sizden baska yukaridaki yazida Atatürke yakistirilmak istenen diktatörlük sifatinin farkina varan olmadi)
Yukaridaki yazida Serteller her zaman yaptigi gibi önce bazi ufak detaylarla Atatürkü övüyor fakat daha sonra en can alici noktada ise onu diktatörlükle itham etmeye calisiyor
Ama ATATÜRK hayati boyunca hic birzaman diktatörlügü benimsememistir Gerçek tenkitten hoşlanmıştır Sofrası bazen büyük tartışmalara sahne olmuştur Gerçi, telkin etmek istedigi fikirlerde daima muvaffak olmuştur Atatürkün kendisininde dedigi gibi:
"Ben diktatör değilim Gerçi benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur Çünkü, ben zoraki ve insafsız davranmayı bilmem Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim " (Atatürk Bir Çağ'ın Açılışı, Ord Prof Dr Sadi Irmak, s 33)
Bu yazida anlatilan Atatürkün kendi sectigi kisilerin(Bunlarin arasinda Sertellerde var) hazirladigi projeyi yirtmasinin sebebi hazirlanan projenin ilk bakista çok olumlu ve dogru görünmekle birlikte, Anodulu'nun o zamanki imkanları ve sartlari dikkate alindiginda uygulanamayacak bir proje olmasindan dolayidir(Serteller yazida bundan bahsetmiyor) Benim kanimca bu projeye sinirlenmesinin sebebi ise sectigi aydinlarin o günkü sartlari göz ardi etmis olmalarindan ve o kisilerden daha olumlu kabul edilebilir bir proje umut etmesi ama onlarin Atatürkün bu beklentisini bosa cikarmalarindan kaynaklaniyor
Örnegin Sevgi hocam siz bir ögretmen olarak sinifta basaracagindan emin oldugunuz bir ögrencinin bir konuda sizin bu beklentinizi bosa cikarmasi ve basarisiz olmasi sizi dogal olarak kizdirip sinirlendirmezmi Atatürkün sinirlenmesi ve projeyi yirtmasida bu sebebten ayrica yine Serteller ayni yazida Atatürkün kararini önceden verip sadece formalite icabi toplanti yaptigini ve toplantinin sonundada Atatürkün kararlarinin uygulandigini söylüyor bu yüzden onu diktatöre benzetiyor Eger bu sekilde olsa Atatürk bu toplantilari yapma geregi duymaz kararlarini direkt uygulardi ama durum öyle degil yukaridada bahsettigim gibi Atatürkün bilgi amacli düzenledigi toplantilar bazen cok sert tartismalara sahne olmus
Ama her toplantinin sonunda Atatürkün üstün zekasindan dolayi onun bir konuda vermis oldugu karara muhalif bir düsünce olmamistir Cünkü Atamiz üstün zekasiyla ileriyi gören ve muhalifleri ikna edebilen bir kisilige sahipti her zamanda almis oldugu kararlarda hakli cikmistir
Daha öncede dedigim gibi Serteller( Atatürk döneminde yaşayan bir solcu Bazıları tarafından "tehlikeli komünist" olarak tanımlanan ailenin başına epeyce de işler açılmıştı)Atatürke muhalifligiyle hep ön plana cikmistir Taki Atatürkün ölümünden sonra gercegi görmüs ve sunlari yazmistir
"Atatürk’ün ölümü geniş halk yığınları arasında derin bir keder yaratmıştı Memleketin yüreği durmuştu Halkın Atatürk’ü ne kadar çok sevdiği şimdi daha iyi belli oluyordu
Cenazesinin kaldırılacağı gün bütün şehir (İstanbul) halkı erkenden sokaklara dökülmüştü Dolmabahçe’den Sultanahmet’e giden yol daha sabahtan Atatürk’e son saygı ödevini yapmak isteyen insanlarla dolmuştu
Eşimle ben cenaze alayını daha iyi görebilmek için Yeni Cami minarelerinden birinin birinci şerefesine çıkmıştık Karaköy’e kadar her yer insanla doluydu  
Top arabasında Atatürk’ün tabutu, arkasından tekbir sesleri, matem havası çalan askeri muzika, gençler, öğrenciler ve bir karabulut halinde halk yığınları Aşağıdan ilahi sesleri ve hıçkırıklar yükseliyordu Bütün millet ağlıyordu
Bu güzel fakat hazin manzarayı seyrederken Atatürk’ün son 15 yıllık hayatı bir sinema filmi gibi gözlerimin önünden geçti O vakit vicdanımla bir hesaplaşma yapma gereğini duydum
Sağlığında biz bu adama karşı hürriyet ve demokrasi savaşı yapmıştık Onu, demokrasi ve hürriyet getirmediği için adeta suçlu sayıyorduk! Onun hareketlerini diktatörce buluyorduk! Çünkü o vakit ormanın içindeydik Ağaçları görüyorduk ama ormanı bütün büyüklüğü ile göremiyorduk
Şimdi, geçenleri daha aydın görebiliyordum
Atatürk memleketin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında büyük devrimler yapmıştı Halifeliği ve padişahlığı yıkmış, yerine bir cumhuriyet rejimi getirmişti Halkın sosyal hayatında ve geleneklerinde birçok esaslı değişiklik yapmıştı Birbiri ardından gerçekleştirdiği devrimler o zaman birçok hoşnutsuzluklar yaratmıştı
Halife ve padişahtan yana olanlar ona cephe almıştı İttihatçılar ona karşı suikast düzenlemişti (1926 yılında İzmir suikastı E Ç ) Şapka ve yazı devrimleri, tekkelerin kaldırılması, birçok kötü geleneklerin yıkılması bazı kimseleri tedirgin etmişti Emperyalistler de (Bugünkü bazı AB ülkeleri E Ç ) memleket içinde isyanlar çıkarmıştı İstanbul’da bütün halifeci, padişahçı, gerici basın Atatürk’e karşı yaylım ateşi açmıştı
Bütün bu koşullar içinde hürriyet ve demokrasi gelişebilir miydi?
Tersine, devrim düşmanlarına karşı az çok sert davranmak gerekir Atatürk de iç ve dış düşmanlara karşı ihtiyatlı ve tedbirli bulunmak ihtiyacındaydı Böyle olmakla beraber Hitler ve Mussolini biçiminde bir diktatörlüğe gitmedi Kişi yönetiminden çok Meclis egemenliğine, yani halk egemenliğine önem verdi Bütün koşullar onun Doğulu bir diktatör olmasına elverişliydi Fakat asker olmasına rağmen yumuşak, sevimli ve akıllı bir otorite kurdu Bu otorite korkuya değil, sevgiye dayanıyordu Ona bu kuvveti veren, halkın kendisine sevgiyle bağlı olmasıydı
Onun için bizim istediğimiz kadar değilse de, yine de günün koşullarının elverdiği ölçüde hür bir rejim kurdu Biz eleştirilerimizi özgürce yapabildik Názım Hikmet en devrimci şiirlerini onun döneminde yazdı
Zaten büyük adamlar ancak ölümlerinden sonra anlaşılır Atatürk de bütün ölçüleriyle şimdi anlaşılmaya başlanmıştır
Onun için Atatürk dün de büyüktü, bugün de büyüktür, yarın da büyük kalacaktır  "
Darisi bugün bile halen ATATÜRKÜN büyüklügünü göremiyenlerin basina
|
|
|