10-10-2012
|
#2
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ertuğrul Özkök Ten Makaleler
TÜSİAD’ın Öcalan'ın avukatlarına cevabı
Ertuğrul ÖZKÖK
21 07 2009
Haberler Anında Cebinizde Hürriyet Mobil
Haberler Anında Bilgisayarınızda Haber Alarmı
Haber Kaçırmaya Son Hürriyet Mind
Sitene Haber Ekle Kazan Bumerang
EĞER bu ülkenin vatandaşıysak,Eğer kendimizi, ülkemizin geleceği konusunda gerçekten söz sahibi hissediyorsak,
Eğer ülkemizin son üç neslinin çektiği acıları, kötü bir miras olarak çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmak istemiyorsak,
Eğer son 25 yıldır yaptığımız fedakárlıkların, çektiğimiz acıların, hiç olmazsa şu fani dünyada bir karşılığını görmek istiyorsak,
Kendi kendimize şu soruyu sorup cevabını vermeliyiz
Türkiye, "Kürt sorununu" kesin olarak çözmek için tarihi bir fırsatı yakalamış durumda mıdır?
TÜSİAD: AVUKATLARI BİZE HİÇ BAŞVURMADI
Eğer çok iyimserseniz ve "Evet yakaladı" diyorsanız,
Eğer, daha az iyimser, hatta karamsarlık sınırındaysanız ve sadece "İnşallah" diyebiliyorsanız,
Bu güzel yaz gününde, kafamızı biraz yormaya devam edelim
Ben bugün samimi görüşlerimi aktarmaya devam ediyorum
Geçen cumartesi günü Abdullah Öcalan’ın avukatlarının yaptığı temaslardan söz etmiştim
Avukatlar, "Bizim için TÜSİAD’la görüşmek çok önemli" demişlerdi
Ama temas kurmakta zorluk çektiklerini söylemişlerdi
Dün TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’la konuştum
Önce şunu söyledi:
"Avukatlar ne şimdi ne daha önce bizimle görüşmek için bir başvuruda bulunmadı "
Bu ne anlama geliyor?
Başvurdukları takdirde TÜSİAD, Öcalan’ın avukatları ile görüşür mü?
Arzuhan Doğan Yalçındağ şu cevabı veriyor:
"TÜSİAD bu konudaki görüşünü Bodrum’da yapılan Yüksek İstişare Kurulu toplantısında açıklamıştı Biz özellikle Cumhurbaşkanı’nın açıklayacağını deklare ettiği çözümü umut verici bir açılım olarak görüyoruz "
Bu sözlerin anlamı çok açık
TÜSİAD çözüme tam destek veriyor
Ama çözümün şartını da söylüyor:
"Silahların tamamen bırakılması "
TÜSİAD’IN BU SÜRECE NE KATKISI OLABİLİR
Peki TÜSİAD’ın çözüm sürecine katkısı ne olabilir
Yalçındağ o konudaki görüşünü de şöyle açıklıyor:
"Bizim katkımız, Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı ve Meclis’te grubu bulunan partilerle görüşmek olabilir "
Açıkça söylemiyor ama ben bu sözleri şöyle yorumluyorum
Onlar avukatlar yerine, daha meşru zeminlerde görüşmeyi tercih ediyor
O zaman da akla şu soru geliyor
TÜSİAD bugüne kadar AKP, CHP ve MHP’ye gitti
Demokratik Toplum Partisi’nin de Meclis’te grubu var
Acaba onlarla görüşebilirler mi?
SİLAHLARI BIRAKMAZSA ÇÖZÜM KONUŞULUR MU
DTP’yle görüşme talebi TÜSİAD’tan geldi Görüşme gelecek hafta salı günü DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün Meclis’teki odasında yapılacak
TÜSİAD yukarda sorduğum soruya cevap vermiş oldu
Yani avukatlar yerine DTP ile kurumsal bir görüşme yapacaklar
Bence bu da çok önemli bir adım
Geçen cumartesi günü yazdığım yazıya aldığım tepkilerin çok büyük bölümü olumluydu
Ancak herkesin beklediği en önemli mesaj şu:
Çözümün başlaması için PKK mutlaka silahı bırakmalı
Böylece İmralı’dan beklenen şaşırtıcı ve ezber bozucu mesajın ne olduğu da ortaya çıkıyor
Yani silahların bırakılması konusunda ciddi bir taahhüt gelmediği takdirde, çözüm sürecine halkın desteğini almak kolay olmayacak
Öcalan böyle bir mesaj verir mi?
Öcalan’ın avukatları ile konuşan Mehmet Ali Birand’a göre "silahları bırakma mesajı" vermeyecek
Bu mesajı vermeyecekse, vereceği öteki mesajların bir anlamı olabilir mi?
Silahların gölgesinde kesin çözüm konuşulabilir mi?
Oysa, bu sorunun çözümü için, bugüne kadar hiç olmadığı kadar büyük bir fırsatın yakalandığına samimi olarak inanıyorum
Sorunu çözmek isteyenlerin sadece iki şeye ihtiyacı var
Cesaret ve gerçekçilik
Ama bu sadece Devlet ve Türkler için geçerli değil
Kürtlerin de cesur ve gerçekçi olması gerekir
KABUL EDİLMESİ GEREKEN 2 GERÇEK
Şu gerçekçi tespitten başlayalım
Kızsak da içimize sindiremesek de, Kürt sorununun çözümünde PKK dikkate alınması gereken bir aktör haline geldi
Ama PKK’nın da en az Türkler kadar gerçekçi olması gerekir
Silahlı mücadele son limitine geldi
Dağdaki militan bile, silahla bir yere gidilemeyeceğini biliyor
Dolayısıyla, silah artık lehe değil, aleyhe çalışan bir araç
Yani, silahı bırakmak artık PKK’nın da lehinedir
Eğer herkes kendi payına düşen gerçekleri kabul ederse, çözüm mümkündür
|
|
|
|