Prof. Dr. Sinsi
|
Yılmaz Özdil Kaleminden Makalaler
Benim manşetim Cansu 
Yılmaz ÖZDİL
12 07 2009
Haberler Anında Cebinizde Hürriyet Mobil
Haberler Anında Bilgisayarınızda Haber Alarmı
Haber Kaçırmaya Son Hürriyet Mind
Sitene Haber Ekle Kazan Bumerang
80’li yıllar  
Gazeteciliğe yeni başlamışım
Yeni Asır’da
O zamanlar şimdiki gibi tecrübeli muhabirleri kırpıp kırpıp yazar yapmıyorlar; muhabirler oturaklı, en genci 35-40, baba haberlere onlar gidiyor, benim gibi çömezlerin manşet olabilmesi için ağzıyla kuş tutması lazım  Haber müdürleri de şimdiki gibi değil, "Bende haber yok" de, iyi gününe denk geldiysen yüzüne tükürür, ters gününe denk geldiysen, tükürüğe bile şükür 
Öyle bağırırlardı ki, sanırsın Tarzan’dır 
Huzurlu bi çalışma ortamı yani!
*
Gene öyle bir gün  
Haber icat etmezsem,
oyacaklar
Açtım gazeteleri  
Ki, belki bir fikir uçuşur
"Şampiyon İzmir’den"
yazıyor
Anadolu Lisesi şampiyonu
İzmir’den çıkmış
*
Can havliyle hafızamı yokladım, hatırlıyorum bu başlığı  Gittim arşive, geçen seneye baktım, işte orada, şampiyon İzmir’den  Bir önceki seneye baktım, bu sefer iki şampiyon var, biri İzmir’den, biri Aydın’dan  Bir önceki sene? Denizli’den, ikinci Muğla’dan  ÖSS’leri kurcalamaya başladım Hep tanıdık; Ege’den
*
E merak ettim  
Niye?
Nedir Ege’yi öne çıkaran?
*
O öğretmenle konuş, bu öğretmene danış, Milli Eğitim’e sor filan, karşıma hep aynı öyküler çıktı  Cevabı bulmuştum, manşeti de  Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde görev yapan çileli öğretmenlerimiz, hiç olmazsa emeklilik dönemlerinde biraz rahat yüzü görebilmek için, ömürleri boyunca biriktirdikleri üç-beş kuruşla, geçinmesi makul, iklimi güzel, İzmir’den Aydın’dan Denizli’den ev alıyor, meslek hayatlarının son dönemine yakın bir yolunu bulup, tayinlerini bu şehirlere çıkartıyorlardı Yani, "çıraklık-kalfalık" dönemlerini Anadolu’da geçirip, pişip, "usta"lık dönemlerini Ege’de taçlandırıyorlardı Dolayısıyla, Ege çocukları, o zorlu yıllar içinde sinirlerini aldırmış, tecrübeli, babacan, sabırlı, şefkatli, "Bir-iki yıl sonra bırakacağım, bu minikleri özleyeceğim, bırakmadan yapabileceğimin en iyisini yapayım" diye düşünen öğretmen kadrosu tarafından yetiştiriliyordu
*
Netice? Şampiyon
*
Yukarıda anlattığım avantaj nedeniyle şampiyonlar Ege’den çıkıyordu  Ama, öğretmenlerin illa ki hepsi emekliliğine yakın tası tarağı toplayıp Ege’ye gelmediği için, Artvin’in kafası çalışan çocuğu da Anadolu lisesine girebiliyordu, Mersin’deki Diyarbakır’daki de  Senin okumaya niyetin varsa, tecrübeli öğretmen de vardı
*
Ve, hepsi devlet okullarının öğretmenleriydi tabii  Özel öğretmen filan aramazdık, servis mervis yok, yürüye yürüye mahallendeki okula git, öğretmenin kralı orda  Zaten "özel okul" diye bir kavram yoktu, hatta alay konusuydu  Özel okul denilen, Hababam Sınıfı’nda olduğu gibi, baba parasıyla diploma satın almaya çalışan haytaların gittiği okulumsu yerlerdi Bende acayip para var, bastırıyorum, özel okula gidiyorum diye gurur duymazlar, aksine söylemeye utanırlardı
*
80
90
2009
Bakıyorum manşetlere  
"Özel okul"lular şampiyon!
Üstelik, hepsi dershaneden
*
Devlet olmuş Hababam Sınıfı
*
"Fakir fukara garip gureba" diye oy toplayanların yaptığı reform işte bu  
*
Dişinden tırnağından arttırıp, boğazından kesip, evladını mecburen özel okulda okutmaya gayret eden ana-babalar  Ve, boğazından kesse bile yetmediği için özel okula gönderemediği evladının yüzüne bakmaya utanan ana-babalar
*
Özel okula kapağı attığı için, daha iyi maaş, fiziki şartlar, nispeten mutlu öğretmenler  Devlette kaldığı için, gazete bile satın alamaz hale getirilen, hayata küsen öğretmenler  Bir tarafta İngilizce, Fransızca, Almanca öğrenen çocuklar, bir tarafta dersler boş geçtiği için Türkçeyi bile öğrenemeyen çocuklar
*
Bana göre, manşet olmalıydı, satır aralarında kalmış  Diyor ki, alnından öpmek istediğim şampiyon kızımız Cansu, "Birinci olmak güzel ama, bu eğitim sisteminde ne kadar gurur verici bilemiyorum  Bence haber olması gereken, biz değiliz, fırsat eşitsizliği nedeniyle başarısız olan arkadaşlarımız  Onların ön plana çıkarılması lazım "
|