Konu
:
Gelenek Göreneklerimiz-Bebek Kırklaması
Yalnız Mesajı Göster
Gelenek Göreneklerimiz-Bebek Kırklaması
10-10-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Gelenek Göreneklerimiz-Bebek Kırklaması
Kırklama Nedir
- Kırklama Nasıl Yapılır
- Bebek Nasıl Kırklanır
Loğusa için yapılan son tören “Kırklama-Kırklanma” törenidir
Kadının doğum yaptığının kırkıncı günü ocağa bir kazan vurulur
Kazan su ile doldurulur
Altına ateş yakılır Loğusa bu su ile yıkanacaktır
Loğusa topladığı kırk küçük taşı bu suyun içine atar
Her taş bir gün içindir
Ayni anda üç tane de irice taş alınır
Yanan ateşin içine konur
Su ısınana kadar bu taşlar akkor hale gelir
Madeni bir kap içine belli miktarda su konur
Kırklanan kadın bacaklarını açıp su kabının üstünde durur
Su kabının çevresini bir kilim / battaniye ile sarar
Ebe ocaktaki taşları maşa ile alıp suya atar
Büyük bir buhar bulutu oluşur
Buharın yayılmasını kilim / battaniye önler
Buhar loğusanın vücudunu kaplar
İnanışa göre bu uygulama loğusanın kemiklerini damarlarını açar
Mikropları öldürür hastalıkları defeder
Buhar son bulduktan sonra loğusa kazanda ısıtılan su ile iyice yıkanır
Yıkandıktan sonra sudaki küçük taşları alıp eğilir ve arkadan öne doğru bacakları arasından atar
Bu hareketi yapınca “taş gibi sağlam” olacağına inanılır
Ayni ayda doğum yapanlar çocuklarının kırkı karışmasın diye karşılaşmaktan kaçınırlardı
Çocuklarının beşiklerine veya salıncaklarına ayna asarlardı
Loğusa kadınların tehlikeye açık oldukları ve bu tehlikenin kırklanana kadar devam ettiğine inanılırdı
“Lohusanın mezarı kırk gün açıktır” sözü bu inanışın açık bir ifadesidir
Tıbbın bunca ilerlediği günümüzde de doğum yapanlara devletin doğumdan kırk gün önce ve kırk gün sonra doğum izni vermesi bu inanış ve uygulama ile hem çok uyumlu hem de çok anlamlıdır
* Bebeklerin (kız – erkek) memelerinde ağız sütünü andıran bir pelte vardır
Yaşlı kadınların inanışına göre bu pelte uğursuz bir maddedir
Kişiye iç sıkıntısı ve ağırlık verir
Bu sebeple vücuttan atılması gerekir
Bu sebeple doğumunun doksanıncı günü (üç aylık ) ya annesi ya da ebe tarafından soyulur ve sırt üstü yatırılır
Memeleri sıkılıp bu pelte çıkarılır
Çocuk önce ağlar ama ardından rahatlama ve huzur belirtisi gösterir
Bu işleme tabi tutun çocuklar akıllı ve ağırbaşlı oldukları ölçülü davrandıkları kabul edilir
* Çocuğun mumlu iplikle bağlanan göbeği kuruyup düşünce atılmaz
Önceden hazırlanmış mersin yaprağından yapılmış pudranın içine konur
Bir müddet saklandıktan sonra “okumuş adam olsun” dileğiyle okul avlusuna basılmayacak bir yere gömülür
* Kırklandığı halde bir bebek boynunu hala kaldıramıyorsa (başını dik tutamıyorsa) bir horoz kesilir ve boynu kaynatılıp anneye yedirilirdi
Bunun gücünün süt yolu ile çocuğa geçeceği ve boynunu kaldırabileceğine inanılırdı
* Altı ayı doldurmuşsa ve başını kaldıramıyorsa o çocuğa mutlaka eşek sütü içirtilirdi
Mutlak bir iyileşme sağlandığına inanılırdı
Ancak eşek sütü içirilen çocuklara çok kıllı olacağı korkusu ile bu yola en son başvurulurdu
(Baf köylerinde)
* Çocuğun başında alnının biraz yukarısında yumuşak bir kısım vardır
“Buna bıngıldak” adı verilir
Çocuk konuşup “taş” demedikçe o bölgenin sertleşmediğine inanılır
* Çocuğun damarı yedi sinsileden çeker diye kabul edilir
Bu geriye dönük yedinci besle kadar olanlardan herhangi birinin özelliklerini taşıyabilir demektir
* Erkek dayıya kız halaya çeker diye kabul edilir
Oğuz M
Yorgancıoğlu ”Kıbrıs Türk Folkloru” (2000) Kitabı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul