10-10-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Kültürü
•Doğum
•Çocukluk Çağı
•Sünnet
•Askerlik
•Evlenme
•Ölüm
Doğum
Geleneksel Kültürümüzde Doğumun ve Çocuğun En Önemli Sembollerinden; “Tahta Beşik”
Hayatın temel geçiş dönemlerinden ilki olan doğum, dünyanın her yerinde olduğu gibi Anadolu’da da mutlu bir olay olarak kabul edilmiştir Dünyaya gelen her çocuk sadece anne babayı değil, aynı zamanda akrabaları, komşuları ve tüm topluluğu sevindirmektedir
Doğum; ailedeki birey sayısının, gücün ve dayanışmanın artması bakımından önem taşımaktadır Özellikle küçük topluluklarda ve grup dayanışmasının baskın olduğu geleneksel çevrelerde aileler nüfuslarının çokluğu oranında kendilerini güçlü ve dayanıklı hissetmektedirler “Çocuk ailede ocağı tüttürür” sözü geleneksel kültürde toplumun bu konudaki değer yargısını ve aileye bakış açısını ortaya koymaktadır
Diğer bir boyutuyla incelendiğinde ise doğum, kadının saygınlığını artırdığı gibi, onun aile, akraba ve grup içerisindeki yerini de sağlamlaştırmaktadır Baba ise evlat sahibi olarak geleceğe güvenle bakmakta, aynı zamanda da akrabaları ve yakınları arasında saygınlık kazanmaktadır
Doğum ve hazırlık aşamalarına birtakım geçiş törenleri eşlik etmektedir Üç önemli geçiş aşamasından biri olan doğum olayı, birçok adet, töre, tören, ayin, dinsel ve büyüsel uygulamalarla kutlanmaktadır Bu uygulamalar bağlı bulundukları kültürlerin beklentilerine ve kalıplarına göre şekillenirler Doğum çevresinde yapılan uygulamalar, kişinin bu “geçiş” dönemindeki yeni durumunu belirlemek, kutsamak, kutlamak, aynı zamanda da kişiyi bu sırada yoğunlaştığına inanılan tehlikelerden ve olası zararlı etkilerden korumak amacına yöneliktir
Anadolu’da doğumla ilgili uygulamalar; doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası aşamaları olmak üzere üç bölümden oluşur
Çocukluk Çağı
Doğumdan sonra çocuğun gelişimini izleyen onun anneyle babayla ve ailenin öteki üyeleriyle ve toplumsal çevresiyle ilişkilerini düzenleyen bir dizi inanç, kural, adet, tören ve uygulamalar vardır
Çocuğun korunması, büyütülmesi, giderek bağlı bulunduğu grubun ya da kültürel ortamın benimsediği belli kalıplara, değer yargılarına kısaca modele uyması için birçok aşamadan geçmesi gerekmektedir Bu işlem ve pratikler, töre ve törenler önem ve sıralarına göre kimi zaman katı kimi zaman da esnek biçimde uygulanmaktadır
Ad Verme:
Bunların ilki çocuğa ad konulmasıdır Ad: bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, bildirmeye yarayan sözdür Bir insanın mutlaka bir adı olmalıdır Adsız herhangi bir şey, bir olay, bir durum çevrede tedirginlik yaratmaktadır
Geleneksel kesimde çocuğa ad konması genellikle dinsel nitelikli bir törenle olmaktadır Giderek etki gücünü yitirmekle beraber dinsel niteliğin yine de çoğu yerde etkinliğini sürdürdüğü görülmektedir
Çocuğa ad koyma, sıradan bir iş olmadığı için bu iş küçük çapta da olsa kutlanarak ve kutsanarak yerine getirilmektedir Daha önce belirlenmiş olan “ad”, ad koyma amacıyla düzenlenen toplantı sırasında çocuğa verilmektedir Bu amaçla çağrılan din görevlisi veya dinselliğiyle tanınan saygın bir kişi ezan okumakta ve çocuğun kulağına üç kere adını söylemektedir Ad, hoca yoksa çocuğun babası ve dedesi tarafından da aynı uygulamalar yapılarak konulmaktadır
Halk arasındaçocuğa göbek adı koyma uygulamasına rastlanmaktadır Çocuğun göbeği kesilirken konan ada “göbek adı” denmektedir Göbek adı konulması; kişinin kabirde ve öte dünyada göbek adıyla çağrılacağı, tövbe - talkın verilirken göbek adıyla çağrılacağı yönündeki inançlara dayandırılmaktadır
Kişinin asıl adının dışında özellikle yakınları ve bağlı bulunduğu grubun üyeleri tarafından çocuğa “Takma ad” ya da “lakap” konulabilmektedir Bu uygulama daha çok geleneksel kesimlerde ve köylerde görülmektedir
Süt Verme
Modern tıp ve geleneksel kültür çocuğun en sağlıklı beslenme biçiminin anne sütüyle beslenme olduğu konusunda birleşmektedir Geleneksel kültürde çocuğa ilk süt, üç ezan beklendikten sonra verilmektedir
Bu uygulamayla çocuğun ileriki yaşamında sabırlı olacağına inanılmaktadır Kadının ilk sütüne “ağız” denmektedir Ağız sütünü çocuk emmektedir Ağız emmeyen çocuğun ileriki yaşamında zayıf ve güçsüz olacağına inanılmaktadır
Diş Hediği
Çocuğun biyolojik gelişiminin en önemli belirtilerinden birisi olan diş çıkarma genellikle bir törenle kutlanmaktadır Eğlence biçiminde gerçekleştirilen bu tören yiyeceği kutsama, çocuğun rızkını artırma, bereketi çoğaltma gibi motiflere dayanır
Bu törende çocuğun dişlerinin sağlam ve düzgün olmasına yönelik de bir dizi geleneksel uygulama ve pratiklere de başvurulmaktadır Değişik bölgelerde değişik adlarla anılan bu tören ve eğlencenin halk arasındaki en yaygın adı “diş hediği”dir Bazı bölgelerde “diş aşı”,“diş bulguru”,“diş buğdayı” olarak da tanımlanmaktadır
Çocuğun Yürümesi
Çocukluk çağının biyolojik aşamalarından çocuğun yürümesi ile ilgili olan dönemdir Geçmişte, normal zamanında yürümeyen, yürümesi geciken ya da yürürken sürekli olarak düşen çocuklar için birtakım uygulamalara başvurulmaktaydı Çocuğun topuklarına yumurta sürmek, çocuğu ceviz yaprağı ve tuz atılmış suda yıkamak ve çocuğu çeşitli ziyaretlere götürmek gibi uygulamalar gelenekte var olduğu saptanan uygulamalardır
Çocuğun Tırnağının Kesilmesi
Anadolu’da çocuğun tırnaklarının ilk olarak kesilmesiyle ilgili olarak yapılan uygulama ve pratikler de bulunmaktadır Örneğin, çocuğun ilk tırnakları kesildikten sonra elinin içinde paralar bulunan bir torbaya sokturulduğu tespit edilmiştir Çocuğun torbadan aldığı para, erkekse büyüdüğü zaman kuracağı işin sermayesine, kız ise çeyizine kullanılacak ilk para olarak saklanmaktadır
|
|
|