Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Kültürü
Evlenme
Yaşamın temel dönüm noktalarından biri olan evlenme, hem kadın ve erkeğin yaşamını birleştirmesi açısından bireysel; hem de aile ve akrabalık bağlarının kurulması açısından toplumsal bir olgudur
Özellikle küçük köy topluluklarında düğün, köyün tamamını içine alan bir faaliyet olması nedeniyle bir topluluk kutlaması niteliği kazanır Evlilik aşamalarında yapılan törenlerin bazıları yeme-içme, eğlence havası içinde geçerken, bazıları “ağıt” görünümündedir Evliliğin tümünü içine alan töre ve törenlerin sergilendiği aşamalar şöyle sıralanabilir:
Düğün Öncesi
Görücülük, dünürcülük, kız isteme
Söz kesme
Şerbet
Nişan
Düğün okuntusu
Çeyizin gitmesi ve sergilenmesi
Gelin hamamı
Düğün
Kına gecesi
Kız kınası
Oğlan kınası
Gelin alma
Nikah
Gerdek
Gerdek ertesi
Düğün Sonrası
Evlilik kararının verilmesinden sonra yapılacak ilk iş damat adayı için eş seçimidir Özellikle geleneksel kesimde eş seçimi öncelikle erkeğin anne-babasının öncülüğünde yapılırdı Son zamanlarda bu durumun değişmiş olduğu görülmektedir Gençler ya doğrudan kendileri tanımak suretiyle evleneceği kişileri seçmekte ya da hep birlikte karar verilerek uygun eş seçilmektedir Görücü usulü olarak literatüre geçmiş olan evlilik türünde önce erkeğin annesi ve aileye yakın kadınlar kız tarafına giderek kızı görürler Kız beğenildikten sonra damada gösterilir, o da beğenirse kızın istenmesine karar verilir
Kız evine gidilerek kızın babasından istenmesine dünürlük, dünürlüğe gitme, elçiliğe gitme gibi isimler verilir Ailenin ileri gelen kadınları ve erkekleri daha önce belirlenmiş olan hayırlı bir günde (genellikle Perşembe ve Pazar günleri uğurlu gün sayılır) kızı “Allah’ın emri peygamberin kavliyle” ailesinden istemek üzere giderler
Geleneksel kültürde kız evinin “naz evi” olması nedeniyle ilk istemede olumlu cevap verilmez Birkaç defa daha kız istendikten sonra, kız evi yeterince düşündükten sonra olumlu cevabı oğlan tarafına bildirir
Bu karar verildiğinde söz kesilmiş olur Tarafların isteğine göre bazen aynı gün gelin ve damada nişan yüzükleri de takılır; bazen de ayrıca düzenlenecek nişan töreninde bu işlem gerçekleştirilir Söz kesildikten yaygın bir gelenek olarak arada tatlılığı sağlamak amacıyla şerbet içilir Şerbetin içilmesi artık kızın kesin verildiği ve evlilik kararının kesinleştiği anlamına gelir Ayrıca söz kesme sırasında aileler nişan ve düğün tarihleri, alınacak eşyalara ilişkin konuşmalar da yaparlar
Her iki taraf da hazırlıklarını tamamladıktan sonra kız evinde daha çok kadınların katılımıyla nişan töreni yapılır Erkek tarafı gelin için alınan takıları takar ve diğer hediyeleri verir; karşılığında kız tarafı da hediyeler verir
Nişan töreni isteğe bağlı olarak yemekli de olabilir Eğlencelerle bu mutlu olay aynı zamanda kutlanmış olur Nişan, hem evliliğe atılan bir adım, hem de her iki taraf için bir tanışma ve uyum, düğün için kararlaştırılan sürenin başlangıcı anlamlarına gelmektedir Eğer taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık ortaya çıkarsa nişan bozulabilir Ancak bu, hiçbir zaman tercih edilen bir durum değildir
Bundan sonra düğün aşaması gelmektedir Öncelikle çevredeki insanların düğüne çağrılması gerekir Düğüne çağrı aşamasında son zamanlarda daha az uygulanan bir gelenek de köyde bulunan kişilere “okuntu” dağıtmaktır
Okuntuya, bir anlamda düğün davetiyesidir demek mümkündür Bunun için uygun bir kişi görevlendirilir ve bu kişi çevreyi dolaşarak okuntuyu dağıtır Okuntu, daha önceden hazırlanmış bir parça kumaş, bir mendil, bir yazma gibi hediyeler olabileceği gibi, şeker, börek gibi yiyecek türünden şeyler de olabilir Bunlar düğün okuntusu olarak dağıtılırken misafirler düğüne davet edilmiş olur
Geçmişte, Anadolu’da düğünler genellikle üç gün sürmekteydi Günümüzde ise hafta sonları olan iki günlük düğünler hem ekonomik hem de sosyal açıdan tercih edilmektedir Evlenme olayının temelini teşkil eden düğün iki ana bölümden oluşmaktadır: Kına gecesi ve gelin alma
Düğünden bir gün önce kız evinde ve oğlan evinde yapılan törene kına gecesi denir Kına gecesi her iki tarafta da yapılabilir, ama yoğun olarak ve daha detaylı bir biçimde kız evinde kadınlar arasında yapılır
Kına gecesinin yapılacağı gün erken bir saatte erkek evinin çatısına bayrak asılır Bayrak, özel olarak seçilen bayraktar tarafından, kalabalık grubun da eşliğiyle eğlencelerle toplu olarak asılır Bazı yerlerde bu eğlence sırasında “bayrak ekmeği” denilen yemek orada bulunanlara ikram edilir Bayrağın asılması düğünün başladığının resmen ilan edilmesi demektir
Kına gecesinin olduğu gün ya da birkaç gün öncesinde gelinin çeyizleri kız evinden alınır, oğlan evine getirilerek gelinin odası hazırlanır Gelinin çeyizleri bazen düğünden birkaç gün önce kız evinde, bazen de düğün ve sonrasında oğlan evinde sergilenerek misafirlere gösterilir
Çeyiz kız evinden alınırken bir kişinin sandığın üstüne oturarak bahşiş istemesi oldukça yaygın olarak rastlanan geleneklerdendir Kına gecesinin olduğu gün aynı zamanda günün erken bir saatinde erkek tarafından bir grup kadın, o gece yakılacak kınayı, gelinin giysilerini ve misafirlere ikram edilecek yiyecekleri eğlencelerle kız evine götürürler
Kına gecesinde kız evinde toplanan kadınlar bir süre eğlendikten sonra, acıklı türküler söyleyerek gelini ağlatmaya çalışırlar Daha önceden suyla yoğrulan kına bir tepsi içerisinde etrafına mumlar dizili şekilde ortaya getirilir Bazı yerlerde önce geline kına yakıldıktan sonra misafirlere de kına dağıtılır; bazı yerlerde de o sırada orada bulunanlara kına dağıtıldıktan, herkes gittikten sonra geline kına yakılır İsteğe bağlı olarak gelinin ellerine, ayaklarına ve saçına da kına yakıldığı olur
Genellikle kınanın yoğrulması, dağıtımı ve geline kına yakılması işlerinde “başı bütün” olarak adlandırılan, mutlu evlilik sürdüren bir kadının görevlendirilmesine dikkat edilir Gelinin kınası genellikle yengeler tarafından yakılır Kına yakılmadan önce gelinin avuç içine bozuk para ya da altın konur
Kına gecesinin ertesi günü hem gelin alma günü hem de esas düğün günüdür Her iki tarafta da konuklara yemek ikram edilir, genellikle davul-zurna eşliğinde eğlenceler yapılır Gelin alma günü erken saatlerde oğlan evinde damat tıraşı, güvey giydirme gibi adlar alan törenler yapılır Kız evinde de gelinin hazırlanması söz konusudur
Bunun için köylerde her zaman bütün düğünlerde görev alan, genellikle düğün yemeğini de hazırlayan aşçı kadınlar görevlendirilir O gün oğlan tarafından konuklar toplanarak kız evine gelin almaya gelirler Gelin evden çıkarken erkek kardeşi ya da amcası tarafından beline gayret kemeri de denen kırmızı kuşak bağlanır
Gelin ailesiyle vedalaştıktan sonra hayır dualarla, bazen ilahilerle bazen de davul-zurna eşliğinde eğlencelerle evden çıkarılır Gelin baba evinden çıkarken olsun oğlan evinin kapısından girerken olsun evliliğin yolunda gitmesi, çiftin mutlu olmasını sağlamak için birtakım dinsel-büyüsel işlemler yapılmaktadır Örneğin, gelin evden çıkarken arkasından ayna tutularak aydınlık bir hayatının olması isteği ifade edilir Aynı şekilde oğlan evinin kapısından girerken kapının eşiğine ve tavanına yağ, bal gibi şeyler sürdürülerek gelinin yeni evindeki kişilerle iyi geçinmesi sağlanmaya çalışılır Gelinin başından şeker, bozuk para, kuruyemiş gibi şeyler atılarak bolluk-bereket getirmesi dileği ifade edilir
Düğün olduğu akşam, erkek tarafında kalmış az sayıda misafire yemek verilir ve gelinle damadın imam nikâhı kıyılır Önceleri resmi nikâh düğünden sonra herhangi bir tarihte yapılabilirken, son zamanlarda düğün öncesinde resmi nikâhın mutlaka yapılmış olmasına özen gösterilmektedir Genellikle düğün alışverişi için taraflar bir araya geldiklerinde resmi nikâh da yapılmaktadır İmam nikahı kıyılıp dualar okunduktan sonra gelinle damat kendi odalarında bir araya gelirler
Bu sırada gelinle damadın uyumlu bir biçimde birlikte olabilmelerini sağlamak amacıyla da birtakım dinsel-büyüsel işlemlere başvurulur Örneğin, odanın kapısına bir bıçak saplamak, kapı önünde bir kilidi açmak vb Bunun dışında orada bulunan kişilerin ellerini ve kollarını bağlamamaları istenir
Daha önceden kız tarafından o gece yenmek üzere özel olarak hazırlanmış ve gelinin sandığına konmuş olan yiyecekler ve başka şeylerin de bulunduğu yemek tepsisi odaya bırakılır Bazı yerlerde tepsiye tek kaşık, tek çatal, tek bardak konarak gelinle damadın bunları ortaklaşa kullanmaları sağlanır Böylece birbirlerine daha çabuk ısınacaklarına inanılır
Düğünün ertesi günü duvak günü, yüz açımı, baş bağlama gibi adlar altında birtakım eğlenceler düzenlenir Bu eğlence daha sade bir biçimde yalnız kadınlar arasında yapılır Önceleri duvak günü eğlenceleri sırasında gelin çeşmeye götürülerek su getirmesi sağlanırmış Gelin hamur yoğurup börekler yaparmış Böylece eve bolluk bereket gelir inancı varmış Ancak bunlar artık unutulmuş geleneklerdir Duvak günü eğlenceleri de pek çok yerde yapılmamaktadır
|