Konu: Ahmet Altan
Yalnız Mesajı Göster

Ahmet Altan

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmet Altan



Duracaksın

Acı,

ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında,

öfke,

kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda,

keder,

yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında,

duracaksın,

durup, gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine

bakacaksın,

sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan

alaycı kargaların sesini

dinleyeceksin,

çiçeklerini koklayıp derin bir soluk

alacaksın

Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı

düşüneceksin

Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın

bir zaman, ?dinlenin biraz? diyeceksin

Bir inci avcısı gibi, ta derinlere dalıp tek tek bütün

istiridyeleri açarak,

bir sevinç arayacaksın

Hayaller kuracaksın

Hatıralarını bir daha gözden geçireceksin

Sevdiklerini düşüneceksin ve seni sevenleri

Özlediklerini düşüneceksin ve seni özleyenleri

Teninde iz bırakanları ve senin izini taşıyan

tenleri

Seni şakalarıyla güldürenleri ve senin şakalarına

gülenleri

Sevinçlerini, hayallerini, hatıralarını,

sevdalarını, sevişmelerini,

özlemlerini, şakalarını bir bir yerleştireceksin içine,

hayat denilen mucizenin sana verdiği armağanları

sıkıca kucaklayacaksın

Ölüm her yandan üstüne saldırıp seni kuşattığında,

tam da o zaman, hayatı düşüneceksin

Güzel bir haber gelecek belki yarın sabah

Belki bir mektup alacaksın

Sana gülümsemesini çok istediğin gülümseyecek belki sana

Serüvenci gemiciler gibi meçhul denizlerde

kaybolduğunda,

tam da o zaman, karanın bir gün görüneceğini düşüneceksin

Gözcünün ?kara göründü? diye bağırdığını hayal

edeceksin

Kara, hiç görünmese bile,

hiç olmazsa neyi aradığını ve neyi kaybettiğini

bileceksin,

çektiğin onca fırtınanın, varmayı umduğun o umutlu

hedefle mana kazandığını anlayacaksın

Her şeyini kaybetsen de hayallerini

kaybetmeyeceksin

Neyi aradığını hiç unutmayacaksın

Sevinçleri ne kadar hatırlarsan, acının derinliğini

o kadar kavrayacaksın

Yaşadığın ve yaşayabileceğin güzel şeyleri ne kadar

çok düşünürsen

öfken o kadar keskinleşecek

Karanlık inerken ışığa daha dikkatli bakacaksın

Geleceğinle arana, dibinde canavarların dolaştığı

bir uçurum koyduklarında,

nasıl biteceğini bilmediğin atlayışını yapmadan önce,

geçmişine, sevinçlerine, hayallerine yaslanıp güç alacaksın

Sevdiğin bir türküyü mırıldanmaktan hiç vazgeçmeyeceksin

Bir çiçek iliştireceksin yakana

Ölüm seni kuşattığında, tam da o zaman, hayatı düşüneceksin

En azgın, en ihtiraslı sevişmelerini

En çılgın hayallerini

En çağıltılı kahkahalarını

Acı,

ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında,

öfke,

kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda,

keder,

yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında,

duracaksın,

durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine

bakacaksın,

sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan alaycı

kargaların sesini dinleyeceksin,

çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın

Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı

düşüneceksin

Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı

düşüneceksin

Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın

bir zaman,

"dinlenin biraz" diyeceksin

Onları, şefkatle dinlendireceksin

Çünkü onlara yine ihtiyacın olacak

Alıntı Yaparak Cevapla