Yalnız Mesajı Göster

Bedirhan Gökçe

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bedirhan Gökçe





Temel mezar taşına şöyle yazdırmış; "öleceğum dedum dedum inanmadıniz, aha ne oldi"

Temel kadar olmasa da

ben de bütün mezarlıkların girişine şu yazıyı asmak İsterdim: "Burada

yatan herkesin ertesi gün işi vardı" yada "Hepsinin acelesi

vardı"

Dünya üzerinde hiç kimse "e artık çocukları evlendirdim,

dünyalıklarını

Yaptım, ben de bunca

yıl gezdim gördüm yaşadım kimseye bir borcumda yok

Artık ölebilirim" demedi

Çünkü herkesin yarına

dair planı vardı Ödenecek fatura, tamir edilecek Musluk, gidilecek

sinema, alınacak koltuk, bitmeyen toplantılar, yetişmesi Gereken dosyalar

Vs… vs…

Ama ölüm bizi bu yoğunluğumuz arasında yaşımıza, yaşamımıza

konumumuza Bakmadan çekip alacak

Benim bu yazıyı

yazmamla sizin okumanız arasında gecen şu kısa zaman içinde Dünya üzerinde

binlerce insan ölecek Belki bu yazımı ben de

Okuyamayacağım…

Şair dostum Ali

Ulurasba ile sohbet ederken

dedi ki "Dünya da yaşarken öleceğini bilen tek varlık insan" buz kestiğimi

hatırlıyor ve ekliyorum Üstelik 'hem öleceğini hem de hesap

vereceğini' biliyor Öyle ya 'ölüm kuşun kanadında',

desek de hangi kuş bilir öleceğini

yada hangi

çiçek

balık

'Sordum sarı

çiçeğe annen baban var mıdır,

Çiçek eydür Derviş Baba, annem babam topraktır'

Bilseydi kurbanlık

hayvanlar sizce arife günü öyle serile

serile yatabilirler miydi?

"Ölü ebedi canlı,

ölüm hayatın başı

Sonu meçhul

alemin,

Kapısı mezar taşı

NFK

Oysa ölümden sonra

hayat için var diyende

biliyor öleceğini yok diyen de

'Türkiye deprem

ülkesi!' diyoruz, deprem on-binlerce ölü, 'Trafik

kuralları' diyoruz, kaza binlerce ölü… Soba gazı, şofben gazı,

maganda kurşunu, bombalı eylem, istedim vermediler… İntiharları

vs… vs… Bunu

istediğiniz kadar uzatabilirsiniz Ama dikkat edin sürekli ölüyoruz,

seviniyoruz öldürüyoruz, üzülüyoruz ölüyoruz; sonra bütün bunlara rağmen

yaşıyorsak, bu sefer bütün bunları kanıksamış olmamıza kızıyor, alınmış

sinirlerimize sinirleniyor kahrımızdan ölüyoruz

Biz ne kadar kolay

ölüyoruz!

Ne ettik ne gördük bu dünyada kötülükten

gayrı,

Ölünce kirlerimizden temizlenir,

Ölünce biz de iyi

adam oluruz

Şöhretmiş,kadınmış,para hırsıymış, hepsini unuturuz Orhan Veli

Kanık

Mevlana 'şeb-i aruz' diyor ona yani 'düğün

gecesi' bir başkası 'toprak olmak',

'Kaybolmak' diyor yağmur öncesi… Doğduktan sonra

beşikten mezara her adım ölüme doğru atılır ama bilemeyiz Son adımın bizi

nerede enseleyeceğini, içimiz ürperir okunan sala da yada Önümüzde

seyreden cenaze arabasına, rahmet okuruz adını bile bilmediğimiz, son

beşik sandukaya

İki kırmızı ışık sonrası unutur, devam ederiz kaldığımız yerden

acele koşuşturmalarımıza Sonra Nazım Hikmet'in 'en fazla bir yıl

sürer yirminci asırlılarda ölüm ağrısı', sözü takılır kalır, paslı

dudaklarımıza

Ölenlerimizi zamanla unutuyor unutmanın ne büyük nimet olduğunu

anlıyoruz Ölenleri görüyor yaşama dair hala elimizde fırsat olduğunu

anlıyor, yaşamdan, bir derin nefes alıyoruz

Herkesin öldüğü

araçtan sağ kurtuluyor, yaşamanın dayanılmaz ağırlığını, taşıyamaz

oluyoruz

'Ölünce nasıl masumiyet çökerse ölünün çehresine

Ve nasıl anlamsız bir

merhamet çökerse anlamsız yüreklere,

Öyle mahzun bakmalı

ölen de öldüğüne,

Hatta yaşarken gözleri çürümüş ölülere,

Bitmişse,

Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar

Öğleler, ikindiler

çoktan geçmişse

Bir akşamüstü garipliği

Sarmışsa her

yeri

Güneş devrilmiş

Renkler

solmuş

Sesler kesilmişse

Son kuşlar da geçip

gitmişlerse ufuktan

Ve çiçekler

Bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın

Bil ki ölüm saati

gelmiştir Ümit Yaşar

Bazen

kurtuluştur ölüm, dermansız bir hastalıkta arzulanan Bazen yıkılıştır

ölüm en verimli çağda gelip ansızın kurşunlanan Bazen diriliştir ölüm,

peşi sıra binlerce çiçek

açtıran Bazen şehitliktir ölüm vatan toprağında bayrak gibi sallanan

Bazen yok oluştur ölüm, yaşarken ölümde ki sırrı

anlamayan

Her şair-edip-yazar

mutlaka yazmış ölüm üzerine, her canlı konuşmuş üstüne Başlı başına

kitaplar yazılmış yüz-binlerce, internette beş milyona yakın sonuç takılmış klavyenin kalemineŞimdi

bütün bunlara ne eklesin garip Bedirhan Gökçe?

Bu yüzden kimseye

akıl verecek değilim; 'bak ölüm var şöyle yapın böyle yapın, yetim

hakkı devlet malı hesap kitap, mezar toprak' Ben sadece

'öleceğiz' diyorum, 'Öleceğiz işte' Bu yazıyı

okuyup burun kıvıran, sen de, ben de…

Sevgimle

Alıntı Yaparak Cevapla