10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hilal Uğruna Yarabb , Ne Günesler Batıyor !
şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar 
o, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,
yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor!
ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid'i 
bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi 
sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
`"gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın`
herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab 
seni ancak ebediyyetler eder istiab
"bu, taşındır" diyerek kabe'yi diksem başına;
ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle,
kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
yedi kandilli süreyya?yı uzatsam oradan;
sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana 
yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
sen ki, son ehl i salibin kırarak savletini,
şarkın en sevgili sultanı salahaddin'i,
kılıç arslan gibi iclaline ettin hayran 
sen ki islam?ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
o demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
sen ki; asara gömülsen taşacaksın  heyhat,
sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat 
ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
sana ağuşunu açmış duruyor peygamber
MEHMET AKİF ERSOY
|
|
|