Yalnız Mesajı Göster

Hüseyin Nihal Atsız(Hayatı)

Eski 10-09-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hüseyin Nihal Atsız(Hayatı)



Nisan 1947`den Temmuz 1949`a kadar kendisine ış verilmeyen Atsız, Ekim 1945 - Temmuz 1949 tarihleri arasında geçinmek için kitaplarından bazılarını satmak zorunda kalmıştır Bir müddet Türkiye Yayınevi`nde çalışan Atsız, Türk-Rus savaşlarının özeti olan "Türkıye Asla Boyun Eğmeyecektir" adlı kitabını da Sururi Ermete adlı şahşın adı ile yayınlamak zorunda kalmıştır

Atsız`ın sınıf arkadaşlarından Prof Dr Tahşın Bangüoğlu Milli Eğitim Bakanı olunca, Atsız`ı 25 Temmüz 1949`da Süleymaniye Kütüphanesi`ne "uzman" olarak tayin etmiştir Bir müddet bu vazifede çalışan Atsız, Demokrat Parti`nin iktidara gelmesinden sonra Haydarpaşa Lisesi Edebiyat öğretmenliğine tayin olmuştur (21 Eylül 1950)

4 Mayıs 1952 tarihinde Ankara Atatürk Lisesi`nde vermiş olduğu "Türkıye`nin Kurtuluşu" konulu bir konferans üzerine, Cumhuriyet Gazetesi Atsız`ın aleyhine yalan yayın yapmış, hakkında bakanlık tarafından tahkikat açılan Atsız`ın konuşmaşının ilmi olduğu tesbit edilmiş, fakat Atsız Haydarpaşa Lisesi`ndeki Edebiyat öğretmenliği görevinden "muvakkat" kaydı ile alınarak (13 Mayıs 1952) yine Süleymaniye Kütüphanesi`ndekı vazifesine tayin edilmiştir

31 Mayıs 1952 tarihinden emekliliğini istediği 1 Nisan 1969 tarihine kadar Süleymaniye Kütüphanesi`nde çalışan Atsız`ın en uzun süreli memuriyeti bu kütüphanedekı memuriyeti olmuştur

Adalet Partisi iktidarı zamanında Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde baş gösteren "yıkıcılık" ve "bölücülük" hareketleri hakkında, Atsız, ( Devrin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay`ı Gaziantep`e giderken bir kişinin "ıdareciler Araplara toprak veriyorlar, biz Türklere vermiyorlar" sözlerine karşılık cumhurbaşkanı Sunay`ın "Türk topraklarında yaşayan herkes Türk`tür" demesi üzerine) Ötüken`in Nisan 1967`de yayınlanan 40 sayısından itibaren "Konuşmalar I" (sayı 40), "Konuşmalar II" (sayı 41), "Konuşmalar III" (sayı 43), "Kızıl kürtlerın yaygarası" (sayı 42), "Doğu mitinglerinde kürt devleti propagandası" (sayı 43), "Satılmışlar-Moskof Uşakları"(sayı 48), adlı seri makalelerinde kürtçü kömünistlerin Doğu Bölgelerimiz`de yaptıkları gizli çalışmaları açıklamış ve bu makaleler hakkında savcılıkça tahkikat açılmıştır Savçılığın yaptığı ilk tahkikatta Atsız`a hiç bir şuç kondurulamamıştır Ancak bu yazılar üzerine, Ankara`dakı kızıl teşekküller tarafından Atsız aleyhine hazırlanmış kızıl bildiriler sokaklarda dağıtılmış ve aynı günlerde Adalet Partisi`nin bir Diyarbakır senatörü, senato kürsüsünden Atsız aleyhine ağır bir konuşma yapmıştırBu sistemli girişimler sonucunda, Hasan Dinçer`in Adalet Bakanı olduğu sıralarda, bakanlık tahkikat açmış ve Atsız mahkemeye verilmiştir Davanın devam ettiği 6 yıl içerisinde 12 Mart muhtırası verilmiş ve arkasından sıkıyönetim ilan edilmiştir Sıkıyönetim mahkemelerinde Türk Milleti`nin ve vatanının birliğine ve bölünmezliğine karşı çıkan yıkıcılar, bölücüler, kömünistler ve anarşiştler mühakeme edilirken, sivil mahkemelerde ise aynı hususlara daha 4-5 yıl önce dıkkati çeken Atsız mühakeme ediliyordu Uzun duruşmalardan sonra mahkeme Ötüken`in sahibi Atsız`ı ve sorumlusu Mustafa Kayabek`i 15`er ay hapse mahkum etmiştir Mahkeme başkanının karara katılmadığı ve 2-1`lik ekseriyetle verilen bu karar temyiz edilince Yargıtay tarafından bozulmuş, fakat aynı mahkeme 2-1`lik kararda ısrar edince Yargıtay hükmü tasdik etmiştir Atsız ve Mustafa Kayabek "Tashih-i karar" isteğinde bulunmuşlar fakat bu iştekleri mahkemece kabul edilmemiş ve böylece mahkümiyet kararı kesinleşmiştir

Krönik enfarktüs, yüksek tansiyon ve ağır romatizmadan rahatsız olduğu için Haydarpaşa Numune Hastanesi`nde yatan Atsız`a Haydarpaşa Numune Hastanesi tarafından "cezaevine konulamayacağı" kaydı bulunan rapor verilmiş, fakat 4 aylık bir rapor adlı tıp tarafından kabul edilmemiş ve "reviri olan cezaevinde kalabilir" şeklinde değiştirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla