Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Kadın Bir Erkek - Nice Aşk Yitirdim Ben
Nice aşk yitirdim ben Kışkırtıcı bir bakışıyla çılgına döndüğüm, bir dudak büküşüyle ağulu acılar çektiğim, kahkahalarıyla şenlenip gözyaşlarıyla kederlendiğim, bir tanrıça katına çıkartıp tapındığım, kutsal mabetlerinin sunaklarına hayatımı bir adak gibi bırakmayı arzuladığım, memelerinde, kasıklarında, kalçalarında, bacaklannda, boyunlarında adanmış topraklarda dolaşan bir sofu gibi vecd içinde kendimden geçerek dolaştığım, ayaklarına kapandığım, göğüslerinde ağladığım, saçının bir teline halel gelmesin diye fütursuzca ölüme yürüyeceğimi hissettiğim, bazen öldürmeyi şiddetle istediğim, onda yok olup onla var olduğum, bana her defasında aşkı, acıyı, sevinci, hayatı ve ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim ben Kızıl bir kor gibi örslerine bıraktığım ruhumu bazen sert darbelerle, bazen yumuşak dokunuşlarla şekillendiren, benden bir başka ben yaratan, onun her şeyi, babası, oğlu, kardeşi, kocası, sevgilisi olduğum, onu her şeyim yaptığım, varlığıyla her şeyin tadını, kokusunu, görüntüsünü değiştiren, sıradan birçok davranışı olağanüstü maceralara dönüştürüp olağanüstü maceraları olağan-laştıran kadınlar Yitirmenin ne olduğunu biliyorum Kendi hayatını hayatından çıkartmayı, kendi tanrıçanın mabedinden uzaklaşmayı, bir kadını öldürüp kendi cinayetinle ölmeyi biliyorum
Niye öldürdüm onları?
Onlar beni niye öldürdüler?
Neden hayatlarımıza, içlerinde yaralı bir ölü taşıyan yabancılar olarak devam etmek zorunda kaldık? Onları benden, beni onlardan alan neydi? İki yabancıdan, hangisinin nerede bitip hangisinin nerede başladığı anlaşılamayan tek bir varlık yaratıp, tek bir varlığı parçalayıp ondan iki kederli yabancı çıkartan korkunç büyünün büyücüsü kimdi?
Tanrı bir anlığına yeryüzüne eğilip usulca üfleyerek hafızamızı silseydi ve biz yaşanmış her şeyi unutarak, iki yabancı gibi yeniden karşılaşsaydık ne olurdu?
Birbirimize aldırmadan geçer miydik?
Yaşadıklarımızı bir daha yaşamak için birbirimize doğru bir daha yürür müydük?
Tuhaf maceralar var hayatta
Asla cevabını bulamayacağımızı sandığımız sorulara cevaplar bulmamıza yardım eden tuhaf maceralar
Yüzüne karton bir maske takmış bir kadın gördüm geçenlerde
Karşısında, aynı maskeden takmış bir adam oturuyordu
Birbirlerinin yüzlerini görmüyorlardı ama birbirlerinin yüzlerini biliyorlardı
Onların kim olduklarını bilmeyen bizdik
Birbirlerini sevmişler, birbirlerine âşık olmuşlar, evlenmişlerdi
Mutlu zamanlar geçirmişlerdi
Sonra erkek uzun yolculuklara çıkmaya başlamış, kadın yalnızlığın, ateşsiz taş odalar gibi insanın
içini üşüten soğukluğunu hissetmişti
Aynı yalnızlık erkeği de esir almıştı
Gerçek hayatın soğukluğundan ve yalnızlığından kur-
tulabilmek için "sanal" bir dünyanın meçhul kalabalığına bırakmışlardı kendilerini
Harfleri yan yana dizerek, madeni pırıltılı bir ekranda kendilerine arkadaşlar aramaya başlamışlardı
Kadın bir adam bulmuştu
Erkek de bir kadın
Erkek karısından, kadın kocasından uzaklaşırken ikisi de yeni buldukları "arkadaşlarına" yaklaşmaya koyulmuştu Yeni bulduklarına, çoktandır hayatlarından çıkmış hoşluklarını, zekâlarını, çekiciliklerini, azgın arzularını gösteriyorlar, gördükleri kadar gösterdiklerinden de etkileniyorlardı
İkisinin hayatında da yeni bir aşk tomurcuklanmıştı Sonunda, erkek tanımadığı yeni aşkının yüzünü merak etmiş, kadından bir resmini göndermesini istemişti
Ekranda, dekolte giysili şuh bir kadın yüzü belirmişti
Beliren yüz, karısının yüzüydü
Adam ayrılmaya karar vermişti
Birbirlerini sevmişler, birbirlerinden uzaklaşmışlar, milyonlarca insanın içinde dolaştığı bir meçhule dalmışlar ve o milyonlarca insanın içinde yeniden birbirlerini bulup yeniden birbirlerine âşık olmuşlardı
Erkek kendini ihanete uğramış hissediyordu
Karısının onu "aldatmak" için seçtiği erkek yine kendisiydi
Nasıl bir isim vermeliyiz sizce bu maceraya?
Bu bir ihanet öyküsü mü yoksa, korkunç bir aşk öyküsü mü?
İki insanın ortak hafızası olan "ilişkiyi" unutup o ilişkiden bağımsız bir macera aradıklarında gene birbirlerini buluyor, gene birbirlerine âşık oluyorlardı Her defasında birbirlerine âşık olabileceklerini görüyorlardı Niye yan yanayken birbirlerine âşık olmuyorlardı da ancak hafızaları silindiğinde, birbirlerini bir yabancı sandıklarında yeniden ortak sevgilerini yaratıyorlardı? Bir kadınla bir erkek yaklaştıklarında, birbirlerini sevdiklerinde aralarında yeni bir canlı, "ilişki" dediğimiz yeni bir varlık doğuyordu; birbirini seven her kadınla her erkek kaçınılmaz olarak iki insandan üç "canlı" çıkartıyorlardı, kendileri ve ilişkileri Önce, onları birbirine yaklaştıran "ilişki" büyüdükçe sanki onları iki yana doğru itiyor, mutlu anlardan çok mutsuz anlardan beslenerek irileşiyor, ikisinin arasında bir bağ olmaktan çıkıp onların arasında bir duvara dönüşüyordu Aşılması çok güç bir duvara İlişki dediğimiz, iki insanın ortak hafızası Hafıza, sahibini tehlikelerden korumak için iyiliklerden çok kötülükleri biriktiriyor, acıların, tehlikelerin, öfkelerin altını koyu koyu çiziyor, kuşkulan arttırıyor, kızgınlıkları körüklüyordu
Biz üç kişiyiz
Ben, sevdiğim ve ilişkimiz
Beni sevdiğime bağlayan ilişki, bir zaman sonra beni sevdiğimden ayırıyor
İlişki olmadığında ben sevdiğimin ruhuna ulaşamıyorum, onunla kaynaşıp tek bir varlık haline dönüşemiyorum, ilişki olduğunda ortak hafızanın lekelerinden sevgimi, kendimi, sevdiğimi koruyamıyorum
Sevgimiz ilişkimizle lekeleniyor
Biz ilişkimizle birbirimizden kopuyoruz
Bizi bağlayan bizi ayırıyor
Nice aşk yitirdim ben
Onda yok olup onla var olduğum, bana her defasında aşkı, acıyı, sevinci, hayatı ve ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim
Sevdim
Çok sevdim
Ama sevdiğimi, sevgimi, aramızdaki üçüncü canlıdan, ilişkimizden koruyacak kadar güçlü olamadım
Birçok insan da olamadı
İlişkimiz düşmanımıza dönüştü
Hafızamız olmasa birbirimize yeniden sevgiyle sarılırdık biliyorum, yeniden tanrıçam olurdu, yeniden onun mabedindeki adak yerine hayatımı yatırırdım O kadınla o erkek bunu yapmayı becermişlerdi ama ikinci şanslarını bir armağan gibi değil, bir ihanet gibi gördüler
Bir daha kaybettiler
Eski ilişki yenisini de öldürmeyi başardı
Tanrıya, bize, acılar kadar sevinçleri, kötülükler kadar iyilikleri de aynı güçte hatırlatacak bir hafıza bahşetmesi, bizi kendi hafızamızdan ve ilişkimizden koruması için yakarmaktan başka elimizden ne gelir?
O güne dek ayrılışlar ve acılar çekmekten başka 
Ahmet altan
İçimizdeki Bir yer Kitabından
|