10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türküler Kül Oldu
Türküler Kül Oldu
Paramparça ruhum ellerinde
Tomur güllerim kana kesmiş
Aklım, bedenimi aldatıyor ve
Birgün, mutlaka! diyorum
Huzur! adını vereceğim bahar dallarına koşuyor ellerim
Yüreğimin içinden sızan gözyaşımdır
Aptal! damgalı çocuk gözlerimdeki heyecan, düneydi
Terbiyesiz! şerhi düşülmüş künyeme silinmeyen kalemle
Katı kurallı bir yasa taslağının,
içine sıkıştırılmış kadın yüreğim
Sevdaya sıkışmış,
Aşka sığınmış oysa
Sadece sevmiş, çırılçıplak
Yarın yok, biliyorum
Güzden kalma
birkaç yaprak,
çiçek bozuğu ve tohum düşüyor avuçlarıma
'solgun bir gül oluyor dokununca'
Güneş ısıtmıyor lodosta
Bu lodos, başka lodos zannımca
Kışın kasveti çöktü ruhuma
Yaslı gecem, yaşlı yastığa sığındı
Karsız boran, boransız kış olmuyor
Yağmursuz çimen, bitmez/bilesin
Kırlangıçsız gelmez bahar,
leylekler dönmezse yuvalarına
ve de turnalar,
dereler coşmazsa yatağında
o bahar, bahar olmaz,
çiçek dalda durmayınca
Oysa, her gece göğsüme sığınıyordu ellerim
Omuzunda ağlanacak yeri özenle seçiyordum
Sözlerim,
gözlerinden çoktu, sen bilmiyordun
Duymuyordun bakışlarımın sesini
Kendime sığınan beni çekip çıkarmıyordun
İttirdiğin her an,
vicadanın olup da gelecek uykuna gölgem
Uykuma geldiğin her gece,
uykunda soyunduğum her saat,
şiirin olacak dilinde/bilesin
Türkü olmaz bu şiirden,
tutmaz nağmesi, notası
Beyazı olmaz,
karaya çalmaz,
ala, yeşile bezenmez
girerse bağlamaya bu şiir
Tezene tutuşur
Onurum Pul!
Türküler kül,
dut ağacı, köz olur bilesin
Sezer Nişancı
|
|
|