10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Orhan Veli Buğday
BUĞDAY
Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
Çıngıraklar çalar kapılarda,
Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
Bak, son hasad başladı rüzgârda
Okundan atılmak üzere yay,
Kuyuların ağzı genişledi
Okundan ayrılmak üzere yay,
Korku tâ kemiğime işledi
Savruluyor gökyüzünde buğday,
Gölgeler uzaklaşıyor yerde,
Savruluyor gökyüzünde buğday,
Tanrım! Tanrım! Bir deva bu derde 
Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
Çıngıraklar çalar kapılarda
Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
Bak, son hasad başladı rüzgârda
Undan bize de pay, bize de pay
Koşun, buğday dağıtıyor Yusuf
Undan bize de pay, bize de pay
Çökmeden sonu gelmiyen küsuf
Eriyecek tencerede kalay,
Çocuklar ağlaşmasınlar dağda,
Eriyecek tencerede kalay,
Yetişmeyecek Ömer imdada
Altında aynı eyer aynı tay
Arayıcısı herkes bir sesin,
Altında aynı eğer aynı tay
Seferi aynı köye herkesin
Artık kuruldu bu kervansaray,
Boşuna düşünür ihtiyarlık
Artık kuruldu bu kervansaray,
Şimdi seslerle dolu mezarlık
|
|
|