10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Adını Bilmeden Sevdim ..
Adını Bilmeden Sevdim
Ben, seni; adını bilmeden sevdim
Ve, ?var?lığınla gülüşünü?
Ben seni, yaşını bilmeden,
gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ve, ?yar?lığa süzülüşünü
Ben seni, sesini duymadan sevdim?
Ve duymadan nefesini
Ben seni adını bilmeden sevdim?
Ama; sevdim! 
Üşüyüşünü sevdim?
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
?Gel, ısıt? deyişini! 
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde,
bilerek gelmeyeceğimi?
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim?
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim
Bir de;
?Gel, ışıt? deyişini! 
Ben seni, adını bilmeden sevdim
İhtiyacım?
Cevabım?
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam?
Gökkuşağım, ışığım?
Kuşkanadım, pembe rüyam, çiğ tanem?
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim;
seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem?
?Sevdim işte!
Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim?
Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ben seni, sesini duymadan sevdim
Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni?
?seni sevdim
Seni sevdim
İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle?
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım
?Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına?
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk? 
Hangi yıldızlar mahpus içinde?
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim! 
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden?
Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden?
?seni bilmeden sevdim
Seni, ?bilmeden? sevdim!
Senin olmadığın
ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler?
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!
Ve ben; seni adını bilmeden sevdim
Muammer ERKUL
|
|
|