10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yılmaz Erdoğan-Anladım
Anladım,
sabahları açılır
Esnaf çarşıları yeminle
“Bedreddin'im bir ağaca asılır”
Anladım,
En büyük yalan yemindir
Edilir sabahları,
Gecesini hatırlamayan esnafların
Tüm merasimleri gömdüm
Ömrümün reklam amaçlı takvimlerine
Anladım,
Kimse üzgün değildi
Bayraklar yarıya indiğinde
Bir tek el isteyen,
Yordam ve özür dileyen,
Anladım
Herkese kötü şeyler hatırlatan yüzüm,
Evet yüzümdü
Her görüşmeye taşıdığım,
Kandırılmaya gönüllü bir gönülle,
Az sütlü neskafelere sigaralar iliştirdim
Göz gördüm başka açılara ayarlı
Uzun bir yüz gördüm
Meğer filmin sonu diye ayarsız
Fin yazardı end zamanında
Bir zamanlar,
Fransızlar hep Fransız kalacaklar,
Sabah sinemasında pazarları 
Aklımı alıp doğduğum evin,
Müze olma isteğine saklayacaklar
Ama kavaklar büyüyecek
Herkesten gizli boyatmak,
Bir kavağın becereceği iştir ancak
Anladım ki ağaçlar,
Toprağa acı verdikçe büyüyorlar
Her pazartesi and içip,
Cumaları marşa basan,
Camiler dolusu yemin edip,
Taburlarca yalan söyleyen,
Bu toprakta bu ağaç
Kuruyacaktır elbet
Anladım
Kimseye acı vermeden,
Büyünmüyor
Namusum ve şerefim ve
Çocukluğumun üzerine beton dökerim ki
Tüfek filan değil,
Çimento icat edildi de
Bozuldu mertliğin mimarisi,
Esrarlı bir ülkeye göçtü sabrın taş ustaları
Anladım
Altı dükkan olsun istiyor evinin
Ve ağlamaklı bulmuyor apartımanları
Benim taş ustamın karısı
Ve her yerde
Şube açmak istiyor
İskender kebabını icat eden,
Büyük İskender’in çocukları
Ki gölge filan etmez
Yoğurtlu bir ziyafet çekerdi
Diyojen’le karşılaşsaydı
Anladım
Bursalı İskender’in,
Romalı arkadaşından daha çoktur
Uygarlığa katkısı
Oysa;
Bu satırlarla üstünü örten ben,
Kelimelerle sargı bezi ve
Merhem yapan,
Ozanlığı en çok kendini üzen ben,
Anladım
Sadece öğlenleri açarım yaramı
Ve hiçbir yerde şubesi olmaz,
Bu kanamalı hastanın
Anladım
|
|
|