Yalnız Mesajı Göster

Bekliyorsun Bir Kahrın Yaldızlı Fermanını

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bekliyorsun Bir Kahrın Yaldızlı Fermanını



Kahrın sesi rüzgârı ağlatırsa içinde

Gecenin omzuna koy titreyen düşlerini

Ordadır âh çıbanı

Ân gelip patlayacak yanardağlar ve ölüm

Sen şimdi muallâkta bir vezir-i azam mı

Yedikule bekleyen hünkâr mısın ülkende

Kan revan yürüyüşler

Nehir kokan bir mendil bırakmışsın göklere

Bekliyorsun; bir tohum, bin bir umut ve sonsuz

Bekliyorsun; gelecek haber güvercinleri

Bekliyorsun; sokaklar dirilecek yeniden

Bekliyorsun vefakâr perileri, cinleri

Kendi parmaklarınla kafes yaptın kendine

Avuçlarında Bâbil; mahkûmusun bozkırın

Yılanlar arasından geçmelisin her akşam

Ardın sıra kırılan kandillerin mahşeri

Sonra bir dağ başında

Sonra bir uçurumda

Sonra zehir damıtan bir şehrin ortasında

En ıssız günlerini yaşıyorsun kederin

Bekliyorsun; baktığın her nokta kül ve ateş

Bekliyorsun; su yüzlü güzelin dermanını

Bekliyorsun; aykırı doğacak çölde güneş

Bekliyorsun bir kahrın yaldızlı fermanını

Hani o son durakta saray açıldı birden

İki bembeyaz gülün yaprağıydı her sütun

Başını yasladığın pervazlarda çiçekler

Baygın kokularıyla sarmıştı denizleri

Çığlıklar fırtınası

İpek duruşlu suna

Susturulan bir devin iniltilerinde kan

Şimdi darağacında kuşku, sihir ve isyan

Bir köşeye çekilmiş emanet bekliyorsun

Hatıralar yurduna ihanet bekliyorsun

Sanma ki pencereler sana meftun olacak

Öteden hummalı bir işaret bekliyorsun

Nurullah Genç

Alıntı Yaparak Cevapla