Yalnız Mesajı Göster

Türk Edebiyatı Dönemleri

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Edebiyatı Dönemleri



TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

*

Türk Edebiyatı, Türklerin dâhil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir

*

1***** İslâmiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı,

2***** İslâmî Devir Türk Edebiyatı,

3***** Batı Tesirinde Gelişen Türk Edebiyatı

*

Bu tasnif Fuat Köprülü tarafından ortaya atılmış ve edebiyat araştırmacıları tarafından bugüne dek kullanılagelmiştir

*
Türk Edebiyatının Devirlere Ayrılmasında Kullanılan Kıstaslar

*

Türk edebiyatı devirlere ayrılırken değişen dil anlayışı, kültürde görülen farklılaşma, yeni dinî hayat, dil coğrafyasındaki gelişme, kısaca medeniyet değişikliği kıstas olarak alınır

Çünkü Türk tarihinde görülen üç medeniyet (iki medeniyet değişikliği), edebiyatın da seyrini değiştirmiş, onun konu ve şekil özelliklerini de etkilemiştir

Bu arada tanışılan ve alış verişte bulunulan uluslar da edebiyatı etkilemişlerdir

Meselâ, Araplardan ilmî eserlerle birlikte Arapça kelime ve tamlamalar, İranlılardan da İslâmiyet’le birlikte nazım tür ve çeşitleri alınmıştır

*

Türk edebiyatının üç devire ayrılmasını sağlayan iki medeniyet değişikliği vardır

*

1***** İslâmiyet’in kabul edilmesi,

2***** Batı medeniyetinin tanınması ve benimsenmesi

*

Bu bilgiler ışığında Türk edebiyatının devirlerini şöyle belirleyebiliriz

*
I İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI (?-11 yy)

*

İslâmiyet’ten önceki Türk Edebiyatı, Türklerin Orta Asya’da yaşadıkları devirlerde bütün Türk boyları arasında müşterek ve büyük bölümü sözlü olan edebiyattır

İslâm öncesi Türk edebiyatı ulusal bir edebiyattır; nazım şekil ve türleriyle kullanılan ölçü tamamen millîdir

Bu dönem edebiyatı, İslâmiyet’in kabul edilmesinden sonra oluşmaya başlayan yeni edebiyat anlayışına kadar devam etmiş, hatta etkisi daha sonraki dönemde de görülmüştür

*

İslâm öncesi Türk edebiyatı sözlü dönem ve yazılı dönem olmak üzere ikiye ayrılır

*
A**** Sözlü Dönem ( ?-8 yy)

*

Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdir Yani başlangıçtan 8 yüzyıla kadar olan dönemdir

Bu dönem ürünleri tamamen sözlüdür ve genellikle şiir şeklindedir

Bazı ürünlerin bazıları günümüze kadar gelmiştir

*
Sözlü Dönemin Özellikleri

*

***** Bu döneme ait yazılı eser yok denecek kadar azdır

***** Bu dönemde Türkler, göçebeliğe dayanan günlük hayatlarında ve özellikle düzenledikleri törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) bir araya geldiklerinde “ozan”, “kam” veya “baksı” denilen şairler “kopuz” denilen saz eşliğinde “koşuk”lar ve “sagu”lar söylerlerdi

***** Bu şiirler (sagu, koşuk, destan) hece ölçüsüyle söylenen ve yarım kafiye kullanılan şiirlerdir

***** Anlatım söze dayanır

***** Düşünce ve hayaller şiirle anlatılmıştır

***** Nazım biçimi dörtlük, vezin hece veznidir

***** Yarım kafiye kullanılmıştır

***** Dil sadedir

***** Bu ürünler düzenlenen törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) ortaya çıkmıştır

***** Şiirler kopuz denilen saz eşliğinde söylenir

***** Daha çok somut konular işlenmiştir

***** Kahramanlık, savaşlar, tabiat ve aşk konuları işlenir

***** Şairlere ozan, kam, baksı, oyun, şaman gibi adlar verilir

*

Sözlü dönem ürünleri

*
1 Koşuk

*

***** Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir

***** Kopuz eşliğinde söylenir

***** Yiğitlik, aşk, tabiat konularını işler

***** Nazım birimi dörtlüktür

***** Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa, bbba, ccca… (aaab cccb dddb)

***** Bu şiirlerin İslâm sonrası halk edebiyatındaki adı koşma’dır

***** Sığır denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir

*
2 Sagu

*

***** Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir

***** Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır; ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir

***** Koşuk nazım şekliyle söylenir

***** Bu şiirlere İslâm sonrası halk edebiyatında “ağıt”, Divan edebiyatında “mersiye” denir

***** “Yuğ” denilen ölüm törenlerinde söylenir*

***** Divanu Lûgatit-türk’teki Alp Er Tunga sagusu bu türün önemli bir örneğidir

*
3 Sav

*

***** Türk toplumunun dünyaya bakışını, geleneklerini, varlık anlayışlarını ortaya koyan özlü sözlerdir

***** Bugünkü “ata sözü”nün karşılığıdır *

***** Divanu Lûgatit-türk’te pek çok sav vardır

*
4 Destan

*

Bütün dünya edebiyatlarının başlangıç eserleri olan destanlar, çeşitli konularda yaradılış hikâyeleri yanında, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış bir kahramanın veya tarih olayının millet muhayyilesinde ortak sembol ve ifadelerle zenginleştirilmiş uzun manzum hikâyeleridir

Türk destanları, kâinatın, insanın, kadının ve erkeğin yaradılışı; Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin kuruluş gelişme, çöküşleri, zafer ve yenilgileri gibi konularla beraber pek çok sebep açıklayıcı efsaneyi de içinde barındırır

Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır

Milletlerin toplumu derinden etkileyen, tarihî önem arz eden önemli olaylarını (doğal afetler, savaşlar, göç, yangın vb) konu edinirler

Manzum hikâyelerdir

Destanlarda olağan üstü olaylar ve olağan üstü özellikte kahramanlar vardır

Destanlar anonim ve sözlü edebiyat ürünleridir

Ağızdan ağıza dolaşmak suretiyle oluşmuşlardır

Destanlarda anlatılan olayların geçtiği yer ve zaman bilinmez

Kahramanlar lider ve kurtarıcı rolündedir

*
İlk Türk Destanları

*

Altay-Yakut: Yaradılış Destanı

Sakalar Dönemi: Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı

Hun Dönemi: Oğuz Kağan Destanı

Köktürk Dönemi: Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı

Uygur Dönemi: Türeyiş Destanı, Göç Destanı

*
B Yazılı Dönem ( 8-11 yy)

*

Bu dönemde Göktürkler ve Uygurlar tarafından kendi alfabeleriyle eserler verilmiştir

Türk dilinin tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII asrın sonlarına ve VIII asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlar (Yenisey ve Orhun anıtları) ve Uygur dönemine ait olan dinî metinlerdir

Anıtlar arasında yer alan, Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilen Orhun Anıtları, gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üslûplarıyla Türk dilinin, edebiyatının ve tarihinin şaheserleri arasında yer almaktadır Abidelerin yazarı Yolluğ Tigin’dir

*
Yenisey Kitabeleri

*

Yenisey ırmağı çevresinde daha çok mezar taşlarından oluşan bu kitabelerin edebi olarak fazla bir önemi yoktur

*
Göktürk Kitabeleri

*

Tonyukuk Anıtı

720 yılında Göktürk devleti veziri Tonyukuk adına dikilmiştir Kitabede Tonyukuk, anılarını ve dönemin tarihini anlatmıştır Anlatımda, atasözlerine bolca yer verilmiştir

*
Kültigin Anıtı

732 yılında dikilen anıt Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır Anıtta Kültigin’in ölümü ve yas töreni anlatılmıştır

*
Bilge Kağan Anıtı

735 tarihini taşır Bilge Kağan’ın yiğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anıtın içeriğini oluşturur Bu anıt da Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır

*
Göktürk (Orhun) Kitabelerinin Özellikleri

*

Türklerin ilk yazılı eseridir

Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar

Söylev türünde yazılmıştır

Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır

Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir

Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir

Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir

Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar

Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydınlatması, yaptıklarının hesabını halka vermesi söz konusudur

Kitabeleri Strahlenberg bulmuş, 1893’te Wilhelm Thomsen okumuştur

Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri Çince yazılmıştır

*
Dinî Eserler

*

İslâm öncesi Türk edebiyatı yazılı eserleri arasında, Uygur alfabesiyle yazılmış olan çeviri dinî eserler de sayılabilir Bunlar Mani ve Buda dinlerine ait eserlerdir

II İSLÂMÎ DEVİR TÜRK EDEBİYATI (11-19 yy)

*

8 yydan itibaren yerleşik hayata geçen, Müslümanlıkla tanışan Türkler, 10 yyın ilk yarısında (920) Karahanlı Devleti hükümdarı Satuk Buğra Han’ın Müslümanlığı kabul etmesiyle başlayan süreçte Müslümanlıkla Türklüğü birleştirip bir sentez ortaya çıkarmışlar, hayat tarzlarını buna göre belirlemişler, bu sayede birlik sağlamışlar ve İslâm dininin, Farsların ve Arapların etkisiyle yeni bir edebiyat oluşturmaya başlamışlardır

Bu edebiyatta sözlü eserlerin yanı sıra yazılı eserler de çoğalmıştır

İlmî eserler ve Kur’an-ı Kerim aracılığı ile Arapçadan; Edebî eserler aracılığıyla da Farsçadan etkilenilmiştir

Yine bu yolla o zamana kadar dış etkilerden uzak olan Türk dili Arapça ve Farsçanın etkisine girmeye başlamıştır

İslâm kültürü, ortak İslâm edebiyatının şekil ve tekniği, zevki, hayat görüşü, temaları, motifleri, Türklerden önce Müslüman olarak bir İslâmî edebiyat geliştiren İranlıların aracılığı ile Türk Edebiyatına girmiştir

İslâmî edebiyat şiirinde ortak teknik malzeme (şekiller, temalar, motifler) ile ortak bir dünya görüşü ve estetik kavramı benimsenmiştir

XIV asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından Türkçenin şaheserleri arasında yerini daima muhafaza eden çok değerli bir eserdir

*

İslâmiyet’ten sonra da destansı edebiyat devam etmiştir

*
İslâmiyet’in Kabulünden Sonraki Türk Destanları

*

Karahanlı Dönemi: Satuk Buğra Han Destanı

Kazak-Kırgız Kültür Dâiresi: Manas

Türk-Moğol Kültür Dâiresi: Cengiz-name

Tatar-Kırım: Timur ve Edige Destanları

Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri: Seyid Battal Gazi Destanı (Battal Gazi’nin İslamiyet’i yayış mücadelesini ve yiğitliklerini anlatır), Danişmend Gazi Destanı (Danişmendname), Köroğlu Destanı

*
A ilk Eserler

1 Kutadgu Bilig

*

Dönemin ilk edebî eseridir

İlk siyasetname

1070 yılında Balasagunlu Yusuf tarafından Karahanlılar devrinde yazılmış ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur (Eseri beğenen hükümdar bunun üzerine Yusuf’a Has Haciplik unvanı vermiştir)

Eserin adı “Mutluluk Veren Bilgi” anlamındadır

Mesnevi nazım şekliyle ve *²²/*²²/*²²/*² (Şehname vezni) vezin kalıbıyla yazılmıştır

6600 beyittir Ayrıca 173 tane de dörtlük vardır

Beyit nazım birimiyle yazılmıştır; ancak dörtlük nazım birimi de kullanılmıştır

Aruz ölçüsüyle yazılmış ilk eserimiz kabul edilir

Didaktik (öğretici) bir nitelik taşır Bir ahlâk ve öğüt kitabıdır

Hükümdara siyası öğütlerde bulunur

Eserde allegorik1 (sembolik) bir anlatım vardır Hükümdar Kün Toğdı: Adaleti, Vezir Ay Toldı: İyi yönetimi, Vezirin Oğlu Ögdilmiş: Aklı, Vezirin Kardeşi Odgurmış: Öbür dünyayı temsil eder

Eser Hakaniye (Çağatay) Türkçesiyle kaleme alınmıştır

Dili oldukça sadedir

*
2*Divanü Lûgati't-türk

*

“Türk Dilleri Sözlüğü” anlamına gelir

Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 tarihleri arasında yazılmıştır

Eser bir sözlük olarak hazırlanmasına rağmen, Türk sosyolojisi, psikolojisi, edebiyatı, gelenek ve görenekleriyle ilgili bilgi veren önemli bir eserdir

Türkçenin önemini anlatmak ve Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır

Mensur (düzyazı) bir eserdir

Türkçenin ilk sözlüğü kabul edilir Kelimeleri göçebe boylar arasında gezerek bizzat kendisi derlemiştir (Diğer önemli sözlükler: Ali Şir Nevai, Muhakemetü’l-Lugeteyn, Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki)

İslamiyet öncesi edebiyatın sagu, koşuk ve sav örneklerini içerir

Eserde 7500 kelime ve Arapça karşılıklarıyla bunların kullanıldığı örnek cümle veya şiirler, dilbilgisi kuralları ve bir harita (o devirdeki Türk boylarının yerleşim alanını gösteren) bulunmaktadır

Etnografik bir eser olarak kabul edilir

Zamanında konuşulan ve yazılan Türk lehçelerindeki 7500 Türkçe kelimeye Arapça karşılıklar veren ve harf sırasına göre düzenlenmiş bir sözlük durumundadır

Ayrıca manzum-mensur parçalar (sav, sagu, koşuk), örnekler ve bazı olaylarla donatılmış bir ansiklopedidir

Zamanın Türk tarih ve efsanelerine, coğrafya, halk edebiyatı ve folkloruna dair geniş bilgiler vererek Türkoloji'nin temellerini atmıştır

*
3*Atabetü'l-hakayık

*

“Hakikatlerin eşiği” anlamına gelir

12 yy’da Edip Ahmet Yügnekî tarafından yazılmıştır

Didaktik bir eserdir, ahlak ve öğüt kitabıdır

Cömertlik, ilim, doğruluk gibi konuları işler

Aruz ve hece ölçüsü birlikte kullanılmıştır

Nazım biçimi mesnevidir

Hakaniye (Çağatay) Türkçesiyle yazılmıştır

*

4*Divan-ı Hikmet

*

Mutasavvıf Hoca Ahmet Yesevi tarafından 12 yyda yazılmıştır

İlâhî aşkın, ibadetin, cennetin vb konu edildiği didaktik bir eserdir

7’li ve 12’li hece ölçüsüyle yazılmıştır

Dörtlükler halinde yazılmıştır Dörtlüklerin adı eserde “hikmet”tir

Tasavvufi bir eserdir

Dili oldukça sadedir

*
5*Kitab-ı Dede Korkut

*

Destandan halk hikâyesine geçiş dönemi ürünüdür

12 hikâyeden oluşur

Eserde bir yandan Türklerin İslâm öncesi hayatları anlatılırken diğer yandan İslâm’a ait unsurlara da yer verilir

Dede Korkut, hikâyelerin içinde adı geçen, yaşlı, bilge, meçhul bir halk ozanıdır

Eser 15 yyda yazıya geçirilmiştir

Nazımla nesir iç içedir

Kahramanlık, yiğitlik, boylar arası savaşlar, aşk, aile birliği eserde işlenen konular arasındadır

Özellikle Deli Dumrul hikâyesinde olduğu gibi Türk aile yapısı, aile bağları, ailenin kutsallığı önemli yer tutan bir konudur

*

Alıntı Yaparak Cevapla