Yalnız Mesajı Göster

Lise 2 Dil Ve Anlatım Konuları

Eski 10-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lise 2 Dil Ve Anlatım Konuları



7ANLATIMIN OLUŞUMU

Anlatımın iki yolu vardırBunlar nazım ya da nesir (düz yazı)’dir
Gerçekten nazım / nesir dışında anlatım yolu yok mudur? Aklımıza sanatsal, bilimsel, düşünsel ağırlığı olan konuşmalar yazılar gelir ki bunlar da bu iki anlatım yoluyla gerçekleşmektedir Ne var ki, bugün nazım eski kimi niteliklerini yitirmiş yalnız dizelerin sıralanmasıyla şiir adı altında tanınır olmuştur
Yazar ya da konuşmacı iletmek istediğini okuyan ya da dinleyenin de paylaştığı bir iletiye (metne) dönüştürerek gönderir İleti, edebi metinlerde metnin dokusu içinde eritilmiştir Yazar söylemek istediklerini okuyucuya aktarmada araç olarak konuyu kullanır
İleti, yazarı yazmaya yönlendiren temel nedendir Bu yüzden iletiyi içeren cümleye amaç cümlesi denir
İyi düzenlenmiş bir metinde her paragraf bir düşünce birimidir Metinde ne kadar paragraf varsa o kadar da düşünce vardır
Anlatılan olaylar ve düşünceler sıraya sokulmalı: Anlatımda plan konuya göre değişebilir Olayların anlatımında hareketli plan, düşüncelerin anlatımında düşünsel plan, şiirler için ise duygusal plan geçerlidir
Anlatımda birlik olmalı: Sözlü ve yazılı anlatımda konu dışındaki hiçbir olaya, düşünceye yer verilmemelidir Anlatımda yer alan her ayrıntı konuyla ilgili, açıklayıcı ve tamamlayıcı özellikler taşımalıdır Buna anlatımda birlik denir
Anlatımda duruluk ve akıcılık olmalı: Konuşma ve yazmada olayı düşünce ve duyguları olabildiğince az sözcükle anlatmaya çalışmalıyız Buna anlatımda duruluk denir Akıcılık ise okuyucunun anlamasını zorlaştıracak sözcükleri kullanmaktan kaçınılmasıdır
Bilgilerde doğruluk, duygularda içtenlik olmalı: Anlatımda övünmekten, abartmaktan ve kavram karışıklığına neden olabilecek ifadelerden uzak durmalıyız
Yazım (imla) kurallarına ve noktalama işaretlerine uyulmalı: Dildeki sözcüklerin nasıl yazılacağını belirleyen kuralların ve kullanımların tümüne yazım (imla) adı verilir Bir dilin yazılma biçimini belirleyen kurallara da yazım kuralları denir Türkçede her ses bir harfle gösterilir Bu tür yazıma fonetik (sesçil) yazım denir Noktalama işaretleri yazıda anlaşılmayı ve kolay okumayı sağladığı için çok önemli bir yer tutar
Anlatım özgün olmalıdır: Anlatımda özgünlük; hiç kimseye benzemeden, öykünmeden biçim ve içerikte benzersiz olmaktır Özgün bir anlatım (üslup) sahibi ola¬bilmek için çok okumak, yazmayı sevmek ve çalışmak gerekir

Anlam etkileyici olmalıdır: Anlatılan ya da kaleme alınan metnin okuyucu ve dinleyicide olumlu bir iz bırakması, beğenilmesi benimsenmesidir
Bir metnin oluşabilmesi için iki öğenin bulunması şarttır Bunlar tutarlılık ve bağdaşıklıktır
A Tutarlılık: Bir metni oluşturan söz ve söz öbekleri arasındaki anlam ve mantık bağıntısına tutarlılık adı verilir:
“Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç sakladı
1 2
Faruk Nafiz Çamlıbel
Anlam bakımından söz öbeklerini özelleştirme diye adlandırdığımız tutarlılık öğesi bir araya getirmiştir Özelleştirme; yeni bir bilgi vererek açıklama, bilinir, tanınır, algılanır hâle getirme anlamına taşır Yukarıdaki örnekte şair Faruk Nafiz Çamlıbel bize atların kişnemesi ve kırbacın şaklaması ile arabanın yola çıktığını duyurmaktadır
Söz öbekleri arasındaki neden sonuç ilişkisi tutarlılık öğesini oluşturur Böylece anlam bütünlüğü sağlanarak söz öbekleri metin hâline gelir:
“Zişan havuza gitti, yüzme yarışlarına katılacak
1 2
Yukarıda iki sözcük öbeği arasındaki tutarlılık öğesi hem özelleştirme hem de neden sonuç ilişkisidir Zişan’ın yüzme havuzuna gitmesi hakkında bilgi verilirken (özelleştirme); diğer yandan havuza gitme nedeni de vurgulanmaktadır
BBağdaşıklık: Metinde bulunması gereken ikinci öge ise bağdaşıklıktır Metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisel öğeler göze ve kulağa seslenir Buna göre; adıllar, belirteçler, ön adlar, bağlaçlar gösterme durumu eki, cümle vurgusu vb gibi bağdaşıklık öğeleridir:
“Bu işin bitmesinde senin de payın var Benim böyle bir düşüncem var
1 2
İki söz öbeği arasında “böyle” belirteci bağdaşıklık görevini üstlenmektedir
Okumaya ve konuşmaya konu olan basılı, yazılı anlam ve anlatım bütünlüğü taşıyan her şey geniş anlamda bir metindir Bir hikâyeden denemeye, bir cümleden paragrafa kadar yazılı ve basılı dil ürünlerinin hepsi metin terimiyle adlandırılır
Bir metinde amacın yoğunlaştırılarak yargıya dönüştürülüp, bir önerme biçiminde belirmesine ileti (ana düşünce) denir

ANLATIM BOZUKLUKLARI
Bileşik cümlelerde eylemsiler farklı tümleçler alması gerekirken bunlardan birini almaması anlatım bozukluğuna neden olur:
“Derslerine çalışmıyor, ihmal ediyor
Yukarıdaki cümlede nesne eksikliği vardır Cümleye “derslerini” nesnesi getiri¬lerek anlatım bozukluğu ortadan kaldırılabilir
Cümlede adılların eksikliği de anlam belirsizliğine yol açar:
“Yarışmada birinci olduğuna sevindim” (Kimin?, Onun mu? Senin mi? Bir başkasının mı?)
Sözcükleri cümle içinde bulunmaları gereken yerden başka bir yerde bulunması, anlamın bulanık olmasına ya da iki türlü algılanmasına yol açar Sözcükler cümlede kullanılırken her sözcüğün uygun yerde kullanılmasına özen gösterilmelidir:
“Bu karar 380’e karşı 140 oyla alınmıştır” Doğrusu “Bu karar 140’a karşı 380 oyla alınmıştır” olacaktı
Gereksiz kullanılmış sözcükler: Cümlede gereksiz sözcüklere yer vermek anlatımı bozar Örneğin aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler gereksizdir:
“Altı saat süre ile konuşmuşlar
Cümlede birden fazla eylem varsa ve bu eylemler çatıları bakımından birbiri ile uyuşmuyorlarsa anlatım bozukluğu oluşur:
“Tarladaki zararlı otlar yolarak bir yere yığılmalıdır
“Yolarak” geçişli “yığılmalıdır” geçişsiz edilgen çatıdır Doğrusu “Bahçedeki zararlı otlar yolunarak bir yere yığılmalıdır” olmalıydı
Deyimleri oluşturan sözcüklerin yerleri değiştirilemez ve yerlerine başka sözcükler kullanılamaz:
“Doğru oturup eğri konuşalım” (Yanlış)
“Eğri oturup doğru konuşalım” (Doğru)

Metinlerde görülen dil ve anlatım yanlışlıkları:
Duygu ve düşüncelerin söz ve yazı yoluyla başkalarına aktarılmasına anlatım adı verilir Ancak yazılı ve sözlü anlatımda mutlaka bulunması gerekli bazı nitelikler vardır Bu nitelikler, sözcüklerin doğru seçilmesi, cümlelerin gereği gibi kurulması ve birbirine mantıksal bir ilgi ile bağlanması, konuda birliğin sağlanıp sürdürülmesi, bilgilerin doğruluğu duyguların içtenliğidir

8ANLATIM TÜRLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

Her anlatım bir bütündür Dil bilgisi kuralları ve anlam ilişkisi ile birbirine bağlanan cümle ve paragraf adlı birimlerden oluşur
Cümle: Paragrafı bir düşünceyle ilgili cümleler topluluğu olarak da tanımlaya¬biliriz Bu yönüyle paragraftaki cümlelerin birbirleriyle anlamca bir ilişki kurması, bir bütünlük yaratması gerekir Bunu da cümle sağlar Her cümle kendinden önceki cümleye dil ve düşünce yönlerinden iyice bağlanmalıdır Cümleler arasında doğal geçişler kurulmalı, boşluklar bırakılmamalıdır Anlatımımızın etkisini artırmada da bağlantı büyük önem taşır Bu bağlantılardan yoksun paragraflarla kurulmuş bir yapı malzemesi eksik konulmuş bir inşaattan farksızdır
Paragraf: Kimi paragraflar yazıdaki yerlerine ve görevlerine göre değişik özellikler taşırlar
Giriş Paragrafı: Yazımızın ne ile ilgili olduğunu, yazımızda hangi sorunun ortaya atıldığını, bunu hangi görüş açısından ele alacağımızı giriş paragrafı gösterir

Hikâyeci Kenan Hulusi’nin Miras Keçe adlı hikâyesinin giriş paragrafı şöyledir:

“Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımızın bir tarafında yahut başucumuzda duran şu komodin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bütün bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır

Kenan Hulusi, bu hikâyesinde değeri bilinmeyen şeylerin aslında ne kadar değerli olabileceklerini anlatmaktadır Hikâyenin ana fikri daha birinci paragrafta ortaya konulmuştur
Hangi konuyu açıklayacağım, neyi açıklayacağım sorusunun karşılığı konu / giriş cümlesinde belirtilir
Gelişme Paragrafı: Girişten sonra gelen ve onu açıklayan, örneklendiren cümlelerin yer aldığı paragraftır Açıklama, benzerliklerden, örneklerden, karşıtlıklardan, çelişkilerden, atasözleri ve özdeyişlerden, fıkra, anı, fabl gibi kısa yazı türlerinden yararlanılarak yapılır Konu somutlaştırılır Uzun paragraflardan olabildiğince kaçınılmalıdır Cümlelerin ve paragrafın kısa olmasına özen gösterilmelidir:

Eski terimler olarak nazım ve nesir; şimdi bunların yerini tutan ve yaklaşık aynı anlamlarda kullanılan şiir ve düz yazı anlatımın iki yoludur
Düz yazıda yazarın cümleler, paragraflar, düzen, açıklık, akıcılık, duruluk, yalınlık gibi nitelikler önem vermesi gereken konulardır
Anlatım biçimi bir yazının içindeki bir ya da birçok değişik anlatıştan her birine verilen addır Bu bildiklerimizi bildirme / açıklama / yorumlama (yansıtma);iki kişinin karşılıklı konuşması; bir olayın öykülenmesi; bir yerin, tabiatın, kişinin betimlenmesi; herhangi bir konunun tartışılması ya da iyi / kötü, doğru / yanlış yanlarının değerlendirilmesi demek olan eleştirme yapılması biçiminde olabilir
Eserler, yazıldıkları türler belirlenirken bu yönlerden biriyle de nitelenebilirler: Lirik, epik şiir, töresel hikâye, romantik oyun gibi
Yazılı anlatımda yapılan en büyük yanlışlıklardan birisi konuyu sınırlamamaktır Konu yazılmadan önce mutlaka sınırlandırılmalıdır
Yazmaya başlamadan önce konuyu netleştirmemiz, söyleyeceklerimizi tespit etmemiz, güçlü bir omurga oluşturmamız, bir soruyla giriş yapmamız, betimlemelerden yararlanmamız, küçük bir hikâyeye değinmemiz, paragraf konusunda dikkatli olmamız, tanık göstermemiz konularında özenli olmalıyız
İletişimde anlatıcıyla anlatım arasındaki ilişki her zaman etkileyicidir
Anlatımın özellikleri içinde en başta gelenlerden biri de düşüncelerin, duyguların açık bir biçimde ifade edilmesidir
İyi düzenlenmiş bir metinde her paragraf bir düşünce birimidir Metinde ne kadar paragraf varsa o kadar da düşünce var demektir Her paragraf giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur
Kullandığımız anlatım biçimleri yazı içinde karışık bir hâlde bulunur Yazar bu süreçte yeri geldikçe bunlardan birini ya da birkaçına başvurur

Alıntı Yaparak Cevapla