Yalnız Mesajı Göster

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri

Eski 10-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dîvân Ü Lûgât-İt Türk'de Kullanılan Atasözleri



- I -

Iñan ıñrasa botu bozlar (I 120)

Dişi deve inlese yavrusu bağırır, bozlar

Iş yaragında, sart asığında (III 13)

İş sırasında, tüccar kârında

It çakırı atka tegir, at çakırı ıtka tegmes (I 363)

İt nazarı ata değer, at nazarı ite değmez

It ısırmas, at tepmes teme (I 178)

İt ısırmaz at tepmez deme

Itka ubut atsa oldañ yemes (I 116)

İtde utanma olsa çarığın altını yemez

- İ -

İgliğ tutrugı ay bolur (I 79)

Hastanın vasiyet etmesi iyilik getirir

İki koçñar başı bir aşaçta (aşıçta) pışmas (III 382)

İki koç başı bir tencerede pişmez

İkki bogra igeşür, otra kökegün yancılur (I 187) (II 287)

İki buğra, erkek deve itişir, ortada bükelek sineği incinir

İm bilse er ölmes (I 38)

Parolayı bilen kişi hayâtını kurtarır, ölmez

İzlik bolsa er öldimes, içlik bolsa at yagrımas (1104)

Çarığı olsa kişi ölmez, teyelti olsa atın sırtı açılmaz, yara olmaz

- K -

Kaçış bolsa kıya körmes (I 369)

Halk içinde uyuşmazlık olsa, kimse birbirine yan bakamaz

Kadaş temiş kaymaduk, kayın temiş kaymış (I 403) (III 246)

Kardeş demiş bakmamış, kayın demiş bakmış

Kagun karma bolsa iyisi ikki eliğin tegir (I 410)

Kavun yağma edilse, sahibi iki eliyle kapar

Kal sabı kalmas, kagıl bağı yazılmas (I 409)

Söz leke bırakmaz, yaş söğütten yapılan düğüm ırgalanmaz

Kalın bulutug tüpi sürer, karañku ışıg urunç açar (III 216)

Yoğun bulutu tipi sürer, karanlık işi rüşvet açar

Kalıñ berse kız alır, kerek bolsa kız alır (III 371)

Çeyiz veren kız alır, gerekliyse pahalı alır

Kalın kaz kulabuzsuz bolmas (I 487)

Kaz sürüsü kılavuzsuz olmaz

Kalın kolan çupgasız bolmas (I 424)

Eşek sürüsü başsız olmaz

Kañdaş kuma ürür, iğdiş örü tartar (III 382)

Baba bir kardeşler dövüşürler, ana birler yardımlaşırlar

Kanıg kan bile (birle) yumas (III 66) (III 157)

Kanı kan ile yıkamazlar

Kan ışı bolsa, katun ışı kalır (I 410)

Kağanın işi olursa, hâtununun işi kalır

Kara bulıtıg yel açar, urunç bile el açar (I 354)

Kara bulutu yel açar, rüşvet ise yurt açar

Kara muñ kelmeğinçe Kara Yalga keçme (III 33)

Kara belâ gelmedikçe Kara Yalga geçidini geçme

Karga karısın kim bilir, kişi alasın kim tapar (I 425)

Karganın kocamışını kim bilir, kişinin gönlündekini kim anlar

Karga kazga ötgünse butı sınur (I 254)

Karga kaza özense bacağı kırılır

Karı öküz balduka korkmas (III 421)

Yaşlı öküz baltadan korkmaz

Kayıñ kasıña (III 151)

Katılık kayın ağacına mahsûstur

Kayıñ kasıña, söküt süliñe (I 356) (III 369)

Kayın ağacına katılık, söğüt ağacına tazelik yaraşır

Kaynar öküz keçiksiz bolmas (I 390) (III 191)

Coşkun ırmak geçitsiz olmaz

Kaz kopsa ördek kol iğ igenür (I 104)

Kaz giderse ördek göle sâhib çıkar

Kek (Keten) kördi keregü yüydi (I 447) (I 404)

Sıkıntıyı görünce çadırını yüklenip gitti

Keñeşliğ bilig üyreşür, keñeşsiz bilig obraşur (I 232)

Danışılmış bilgi güzelleşir, danışılmamış bilgi yıpranır

Keriş yagrı ogulka kalır (I 370)

At sırtındaki yara oğula kalır

Keyüklüğ ölimes, küpeçliğ kürimes (III 256)

Giyimli kişi ıslanmaz, gemli at huysuzluk etmez

Kılıç tatıksa iş yunçır, er Tatıksa et tuncır (II 281)

Kılıç paslanırsa iş incinir, kişi Farslaşırsa eti, kanı bozulur

Kılnu bilse kızıl keyer, yaranu bilse yaşıl keyer (I 394) (III 20)

Cilve bilse kırmızı giyer, yaranmayı bilse yeşil giyer

Kırk yılka teğin bay çıgay tüzlinür (I 349)

Kırk yıla kadar zengin fakir bir olur

Kış konuki ot (I 332)

Kış konuğu ateşdir

Kız birle küreşme, kısrak birle yarışma (I 474)

Kız ile görüşme, kısrak ile yarışma

Kız kişi sabi yorıglı bolmas (I 326)

Cimri kişinin sözü, ünü yayılmaz

Kiçikde katıglansa ulgayu sebnür (II 268)

Küçük iken uğraşan, büyüyünce sevinir

Kiçik ulugka turuşmas, kırguy soñkurka karışmas(II 95)

Küçük büyüğe karşı durmaz, atmaca sungura karışmaz

Kimiñ bile kaş bolsa yaşın yakmas (III22)

Kimin yanında kaş denilen taş olsa, yıldırım onu yakmaz

Kim kür bolsa köbez bolur (I 325)

Kuvvetli olan kabadayı olur

Kiñ ton opramas, keñeşliğ bil iğ artamas (III 358)

Geniş, bol giyim yıpranmaz, danışılmış bilgi yanılmaz

Kişi alası içtin, yılkı alası taştın (I 91)

Kişinin alası içinde, atın alası dışındadır

Kişi eti tiriğle tatır (III 257)

Kişi eti diri iken tatlıdır, kıymetlidir

Kişi sözleşü, yılkı yıylaşu (III 104)

Kişi söyleşerek, at koklaşarak anlaşır

Kizdeki kiz yıpar (I 327)

Misk kutusu misk kokar

Kizlençü kelinde (III 242)

Gizli şey gelinde bulunur

Kobı er kuyugka kirşe yel alır (III 226)

Talihsiz kişi kuyuya girse yel alır

Kolan kuyugka tüşse kurbaka aygır bolur (III 122)

Eşek kuyuya düşse kurbağa aygır olur

Korkmış kişiğe koy başı koş korunur (III 126)

Korkmuş kişiye koyun başı çift, iki görünür

Koş kılıç kınka sığmaz (I 359)

Çift, iki kılıç bir kına sığmaz

Kökge sagursa (suysa) yüzge tüşür (II 81) (III 132) (III 439)

Kişi göğe tükürse, yüzüne düşer

Kök temür kerü turmas (I 361)

Çelik kılıç geri durmaz

Koni barır keyikniñ közinde ayın başı yok (III 151)

Düz giden geyiğin gözünden başka yarası yokdur

Kop sögütğe kuş konar, körklüğ kişiğe söz kelir (I 319)

Söğütlüğe kuş konar, doğru kişiye söz gelir

Közden yırasa köñülden yeme yırar (III 366)

Gözden ırak olan gönülden de ırak olur

Közüñüğe köğ tüşdi (III 132)

Aynaya pas düşdü

Kulak eşitse köñül bilir Köz korse üyik kelir (I 211)

Kulak işitse gönül bilir, göz görse sevinç gelir

Kul yağı, it böri (1336)

Kulunun düşman, itinin kurt olduğunu unutma

Kurmış kiriş tügülmes, ukrukun tag egilmes (III 215)

Kurulmuş kiriş düğümlenmez, kement ile dağ egilmes

Kurtga büyik bilmes yerim tar ter (III 259)

Yaşlı kadın oyun bilmez yerim dar der

Kurug yıgaç egilmes, kurmış kiriş tügülmes (I 198)

Kuru ağaç egilmes, kurulmuş kiriş düğümlenmez

Kurug kaşık agızka yaramas, kurug söz kulakka yakışmas (I 382)

Kuru kaşık ağıza faydasızdır, kuru söz kulağa lüzumsuzdur

Kuş balası kusınçıg, it balası okşançıg (III 232)

Kuş yavrusu süs için, it yavrusu okşamak için

Kuş kanatın, er atın (I 34)

Kuş kanadı ile, kişi atı ile varır, uçar

Kuş tuzakka meñ uçun ılınur (III 358)

Kuş tuzağa yem için yakalanır

Kuş yabuzı sagzıgan, yıgaç yabuzı azgan, Yer yabuzı kazgan, budun yabuzı Barsgan (I 439)

Kuşun kötüsü saksağan, ağacın kötüsü kuş burnu, Yerin kötüsü çöl, ahâlînin kötüsü Barsgan'lılardır

Kut belgüsi bilig (I 427)

Devlet alâmeti bilgidir

Kutlugka koşa yağar (III 60)

Kısmetliye çift yağar

Kutsuz kuyugka kirşe kum yağar (I 457)

Kısmetsiz kişi kuyuya girse kum yağar

Kuyugda sub bar, it burnı tegmes (I 375)

Kuyuda su var ama itin burnu erişmez

Kuzda kar eksümes, koyda yağ eksümes (I 326)

Dağın güneş görmeyen yamacında kar eksilmez, koyunda yağ eksilmez

Küç eldin kirşe toru tüñlüktin (tünlükten) çıkar (III 120) (II 17)

Zorbalık yurda girse, töre bacadan kaçar

Kül ürkünçe köz ürse yik (I 337)

Küle üflemektense, köze üflemek yeğdir

Kümüş küñe ursa altun ayakın kel ir (I 165)

Gümüş güneş altına bırakılsa, altın ayağıyla gelir

Künde irük yok, beğde kıyık yok (I 70)

Güneşde gedik yokdur, beyde caymak yokdur

Küñe baksa köz kamar (I 340)

Güneşe bakan göz kamaşır

Küniniñ küline tegü yağı (III 237)

Kuma kumanın külüne dahi düşmandır

Küzegü uzun bolsa el iğ köymes (I 448)

Küskü (ateş kuskusu) uzun olursa el yanmaz

Kuz keliği yazın (yayın) bilgürer (belgülüğ) (II 172) (III 160)

Güzün gelişi yazdan bellidir

- M -

Muş oglı muyabu togar (II 14)

Kedi yavrusu miyavlayarak doğar

Muş yakrıka tegişmes, ayur kişi neñi yaraşmas (II 105)

Kedi asılı yağa (kavurmaya) erişemez, gevezenin malı kişiye yaramaz

- N -

Neçeme obrak keyük erse, yagmurka yarar (III 38)

Nice eski giyim olsa yine de yağmurda işe yarar

Nece munduz erse eş eygü, nece eğri erse yol eygü (I 458)

Ne kadar aptal olsa da eş iyidir, ne kadar eğri, uzun olsa da yol iyidir

Nece yitik biçek erse Öz sapın yonumas (I 384)

Bıçak ne kadar keskin olursa olsun, kendi sapını yontamaz

- O -

Oglak yiliksiz, oglan biliksiz (I 119)

Oğlak iliksiz, çocuk bilgisiz olur

Oglan biligsiz (I 386)

Çocuk bilgisiz olur

Oglan ışı ış bolmas, oglak müñüzi sap bolmas (III 145)

Çocuk işi iş olmaz, oğlak boynuzu sap olmaz

Oglan sub töker ulug yanı sınur (II 19)

Oğlan su döker, büyüğün bir yanı kırılır

Oprak yasıkdın tozlug ya çıkar (III 16)

Eskimiş, kullanılmayan yay kabından tozlu yay çıkar

Ortak erden artuk almaş (I 99)

Ortak ortağından fazla almaz

Otagka öpkelep süğe sözlemedük (III 208)

Çadıra kızıp, askerle konuşmaz

Ot tese ağız köymes

Alıntı Yaparak Cevapla