Prof. Dr. Sinsi
|
Mani Ve Mani Çeşitleri
Manilerin Edebiyatımızdaki Yeri:
Maniler,Anonim Halk Edebiyatı’nın en tanınmış folklorik ürünlerinden birisidir Kafiye sırasına göre dağılımı (aaba) bakımından halk şiirleri içinde görülmeyen tek türdür
Maniler her türlü hayati olayları (Aşk,gurbet,hasret,kıskançlık,kırgınlık ve tabiat vb ) işleyen bir türdür Mani,halk şiirinin nazım şekli bakımından en küçük olanıdır Maniler,Halk edebiyatının bilinmeyen şairleri tarafından söylenmiş,halka mal olmuş kıymetli gönül yadigarlarıdır Türk insanının mani söyleme geleneği,terkedilmeyen bir gelenektir Evlerde,toplantılarda,köylerde karşılıklı mani söyleme yarışları yapılır ve böylece hayatlarını renklendirmeyi başarırlar Türk insanının bu geniş tabaksının,duygularını manilerle dile getirmesi,çeşitli gönül ürperişlerinin böyle kısa öz ve kesin ifadeyle dile getirilişi;onun sevgi,aşk gibi konulardaki hassasiyetini ve fıtri zekasının
işlekliğini gösterir
Manilerdeki aşk,sevgi,kıskançlık,hasret vb konularının en ince noktalarını bulmak mümkündür Mesela,sevgilisinin asaletini dile getiren şu
örnek:
İncili,fesli yarim
Bülbül kafesli yarim
Aceb benim olur mu
Padişah nesli yarim
Yine hasret duygusunun incelikleri:
Gergefte sırma mısın
Bağdat’ta hurma mısın
Ben burada ah ederim
Sen orada duyma(z)mısın
Yine,Türk kızının gelin olurken gösterdiği naz ve utangaçlık duygusunu dile getiren mısralar:
Ay doğar ayazlanır
Gün doğar beyazlanır
O yar beni gördükçe hem güler hem nazlanır
Örnekler çoğaldığında görülür ki,Türk şiirinin en eski sanatkar söyleyişi,onun ince,kıvrak zekasındaki san’at anlayışından ileri gelmektedir Yine bunu ispatlayan şu mizahi mani bunun örneği sayılabilir
Bahçede iğde midir
Dalları yerde midir
Her gördüğün seversin
Sendeki mide midir
Manilerin ilk iki mısrasının serbest olması ve manaya önem verilmemesi irticalen söylenmesine bağlı olabilir Asıl hazırlık safhası denilebilen ve esas konuya hazırlık için söylenen bu bölümden sonra,anlatılmak istenen son iki mısra söylenmiş olur Manilerdeki bu iki mısralık hazırlık bölümü,eski destanlarımızın başlarında geçen ‘’bre,’’hey’’,’’aman’’,’’oy’’ gibi ünlem ifade eden kelimeler,sözlü edebiyatımızın ilk nümuleridir Bundanda anlaşıyor ki,maniler destan türünün şekil bakımından daha gelişmiş vezinli, ölçülü, özlü
ve en kısa şeklidir,dememiz mümkün olur İşte bu iki mısralık hazırlık bölümünde her çeşit motifi kullanmak mümkündür Çünkü bu bölüm,hem tedai (çağrışım) vasıtasıdır;hem de maniciye manisini en güzel şekilde söyleme fırsatını verecek bir düşünce,dinleme safhasıdır Böylece manici ilk mısra da dış alemin bütün motiflerini kullanma fırsatını elde edip,iç alemin duygu,düşünce ve espirilerini ortaya çıkarmış olur Bu kaide,tuyug,rübai,ağıt,semai ve manzum halk hikayelerinde hemen hemen aynıdır denilebilir
Bazı örneklere göz attığımızda,daha yakından tanımış oluruz
Mesela Karagöz’de geçen şu türküde olduğu gibi
Erzincan’dan Kemah’dan
Yar gelir oynamahdan
Dizde derman kalmadı
Zil çalıp oynamahdan
Hoy dağlar hoy dağlar
Hoy dağlar karlı dağlar
Sılada yarim ağlar
Halk hikayelerinden Ferhat ile Şirin hikayesinde,Ferhat aşkını sazıyla şöyle dillendirir:
Gözlerim yolda imiş
Baktıkça Şirin dermiş
Ben Şirin’i gözlerken
Ferhat murada ermiş
Şirin gülümseyip,şöyle karşılık verir:
Ben bir yare kul olmuşum
Ona yanmış,kül olmuşum
Kuş dilini bilmez iken
Vallah(i) bülbül olmuşum
Yine Halk Hikayelerinden Kerem ile Aslı’nın birleşmeyen aşkını mizahi ve dini görüşle sembolize eden şu mani örneğinde en geniş şeklini alır
Bahçelerde mormeni
Verem ettin sen beni
Ya sen İslam ol ahçik
Ya ben olam Ermeni
Mani türü,o kadar Türk’ün benliğine işlemiş ki,halk tasavvuf şiirlerine kadar tesir etmiştir Mesela,İbrahim Gülşeni’nin (1426-1533) dörtlüklerinde
ahenkli ve rakseder üslubu görmek mümkündür:
Ben gönlüm alan dilber Ne sevdadur diyünüz bana
Gider derler gider derler İşidüp kalmanuz tana
Beni tek o Leyli mecnun Gönül benden kaçup ana
Eder derler,eder derler Gider derler,gider derler
Maniler,bazan da divan şairlerinin aşıkane beyitleri içine sıkıştırılmıştır
Buna örnek olarak Nahifi’nin (1643-1778) şu beyiti verebilir:
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mahım
Kurbanın olam var mı benim bunda günahım
Manide de: Saçımda siyahım var
Bülbül gibi ahım var
Göz gördü gönül sevdi
Benim ne günahım var
Bu hususta ilave edebileceğimiz söz,Ziya Gökalp’ın Türk dili sevgisini anlatan şu mısraları,mani tarzının şekil geleneğinin bir devamı sayılabilir
Uydurma söz yapmayız Turan’ın bir ili var
Yapma yola sapmayız Ve yalnız bir dili var
Türkçeleşmiş Türkçe’dir Başka dil var diyenin
Eski köke tapmayız Başka bir emeli var
Görüldüğü gibi,bütün bu mısralar en sade ve pürüzsüz söyleyişin en güzel ifadeleridir
Manilerin Şekil Hususiyetleri:
Maniler,genel olarak 7 hecelidir Kafiye düzeni aaba’dır Bazan da aaab olur Dört mısradan meydana gelir ve hece ölçüsüyle yazılır Genelde dört mısradan az olan mani olmamakla beraber Prof Şükrü Elçin,bu tür manilerin,mani atışmalarında ve ‘’karşıberi’’ adı verilen türkülerde ve
Kuzey Bulgaristan’la Romanya’da yaşayan Gagavuz Türkleri’nin eserlerinde görüldüğünü söyler
Anadolu halk ağızlarında çok az bir değişiklikle söylenen mani kelimesi,Kars’ta ‘’meni’’,Aydın’da ‘’mana’’,Denizli’de ‘’mana’’,Urfa’da ‘’meani’’,Kırım’da ‘’mane’’,Azerbaycan’da ‘’mahni’’,Doğu Anadolu’da ‘’baytı’’ adını alır
Manileri yapı bakımından incelerken,1 mısralarındaki hece sayısının eksik olması;mısra sayısının değişik olması ve kafiyelerin cinaslı olmasına göre değişik adlar aldığını görürüz Bu yüzden manileri:
a-Düz veya Tam Mani
b-Yedekli veya Artık Mani
c-Cinaslı veya Kesik Mani
d-Karşılıklı Mani(Deyiş)
e-Katar Mani’ler olmak üzere ayırabiliriz
a-Düz veya Tam Mani
Bu mani kafiyesine göre aaba,hece sayısını bütün mısralarda 7 ve 3 /4 veya 4/3 duraklı,dört mısradan meydana gelen kafiyeli,cinassız olan manilerdir Bu maninin (abab) söylenişleri kolay olduğu için değersiz sayılır Cinaslı olanları azdır Bu düz manide çoğu zaman ilk iki mısra konu ve nükteyle ilgisiz ve doldurma laflardır Bu kusur kabul edilen bir özürdür Manideki 3 mısra,nüktenin sürprizini,dördüncü mısraın kafiyesiyle birleşerek bir bütünlük sağlar Esasında,düz maninin güzelliği dört mısrada aynı düşünceyi oluşturması bakımından daha uygun düşer ve tercih edilir Böylece manicinin ustalığı veya acemiliği bu bütünlük ile ölçülür Bu türün örnekleri oldukça fazladır:
A benim bahtiyarim Bahçelerde baz olur
Gönülde tahtı yarim Gül açılır yaz olur
Yüzünde göz izi var Ben sana gülüm demem
Sana kim bahtı yarim Gülün ömrü az olur
(baz:doğan)
b-Yedekli veya Artık Mani:
Dört mısralık Düz mani sonuna,aynı kafiyede anlamı tamamlıyan başka mısralar eklenerek (eserde 6 mısralık) yapılan manilere Yedekli veya Artık mani denir Bunları dörtten fazla olan,Kesik veya Cinaslı manilerle karıştırmamalıdır Bu tür manilere bilhassa cinaslı kafiye olmadığı için I Mısraları da anlamlıdır
Örnekler:
Bülbülün yuvasına Derdim var beller gibi
Gül girer rü’yasına Söylemem eller gibi
Bülbül güle aşıktır Kalbimin hüsnü var
Mecnun da Leyla’sına Yıkılmış iller gibi
Mecnun Leyla der iken Gözlerimden yaş akar
Erişti Mevla’sına Coşmuş seller gibi
c-Cinaslı veya Kesik Mani:
1 mısraın hece sayısı yediden az olan (3,4,5,6 heceli) manilerdir Mısra sayısı en az dörtten başlayıp 6,7-14 arası olabilir Mısraları cinaslı kafiyelerle kurulur ve bu kafiyeler tam,yarım olabilir
Cinaslı manilerde,1 mısra cinaslı ayağı oluşturan kelimedir Bu kelime veya kelime gurubu anlamlı olsa veya olmasa,düşünceye bir giriş ve kafiyeye başlangıç teşkil ettiğinden maninin yapısında ve anlamında bir değişikliğe yol açmaz
Bu mani çeşidinde mana birimi beyittir Yani her beyitin anlamca,öteki beyitlerle bir ilgisi yoktur Aradan bir beyit çıkarılmasıyla maninin yapısında ve anlamında bir bozukluk meydana gelmez
Fuad Köprülü,bu tür cinaslı manilere ‘’Tuyug’’ adını verir
Ayrıca bu Kesik Maniler içinde,1 mısraı yedi heceli olanlarda vardır ki,bunlara ‘’Doldurmalı Kesik Mani veya Ayaklı Mani’’de denir ve 4 veya 5 mısra olabilir
Cinaslı Mani Örnekleri:
Budala Bağ bana
Bülbül konar bu dala Bahçe sana bağ bana
Ne kadar aklım olsa Değme zincir kar itmez
Yine derler budala Zülfün teli bağ bana
Kara tavuk bensiz Yüz güzel
Güzel ölemem sensiz Elli güzel yüz güzel
Koynuna yılan girsin Nice sevmem o yari
Nice yatarsın bensiz Gerdan beyaz yüz güzel
Sürüne Her gün ah
Koyun kuzu sürü ne Her gün aman her gün ah
Çünkü çoban değilsin Sana gönül vereli
Arkandaki sürü ne Etmedeyim her gün ah
Ben bir körpe kuzuyum Her günah bizde imiş
Al kat beni sürüne Ben sanırdım bir günah
Beni böyle yandıran Elbette seni tutar
Yüz üstüne sürüne Eyler isem bir gün ah
d-Karşılıklı Mani(Deyiş):
Bu tür maniler karşılıklı iki kişinin söyledikleri manilerdir Bu manilerde maniyi kimin söylediği ve cevaplıyanın kim olduğu belirtilir
Ağa-Adilem sen na-çarsın Adile-Ağam derim na-çarım
La’l ü gevher saçarsın İnci mercan saçarım
Ben Azrail olunca Sen Azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın Ben cennete kaçarım
Yine bazı saz ve tekke şairlerinin söylediği mahlaslı maniler vardır ki,bunlarda şair,maninin I mısraında mahlasını söyler Mesela Hatayi’nin (1486-1524) şu manisi örnektir:
Hatayim hal çağında
Hak gönül alçağında
Bin Kabe’den yegrektir
Bir gönül al çağında
e-Katar Mani:
Bir konu bütünlüğü içinde birbiri ardı sıra gelen manilere Katar Mani denir
Bu mani çeşitlerinden başka,Karşılıklı Katar Manileri,Düğün Manileri,Saya Manileri,Şehir Manileri,Ramazan Manileri,Çağatay Manileri,Gagavuz Manileri,Müstezat Gagavuz Manileri ve Kerkük Manileri olmak üzere çeşitleri vardır
|