Yalnız Mesajı Göster

Deyimler'in Açıklaması

Eski 10-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler'in Açıklaması



<< Ç >>

Çakılıp kalmak: Bulunduğu yerde uzun süre kımıldamadan kalmak, hareketsiz durmak
Çalımına getirmek: Tasarlanan bir İş için uygun zamanı ya da duru­mu bulmak
Çalımından geçilmemek : Kurumundan, büyülenmesinden yanına yaklaşılmaz olmak
Çalım satmak: Yapay davranışlarla büyüklük taslamak (Kars Hava atmak)
Çalıp çırpmak : Az çok demeden, eline ne geçerse çalmak
Çalmadan oynamak : Çok neşeli, keyifli bir dyrumda olmak
Çam devirmek : -1 Karşısındakini gücendirecek söz söylemek -2 Bil­gisizliğini ele verecek sözler söylemek (Kars Pot kırmak, gaf yap­mak)
Çamur atmak (sıçratmak) (birine) : Birini kötü bir işe bulaşmış göste­rip lekelemeye çalışmak, İftira etmek (Kars Kara çalmak, leke sür­mek)
Çamura yatmak: Borcunu ödememek, verdiği sözü yerine getirme­mek
Çam yarması gibi: İhyan, iri gövdeli kimse için kullanılır
Çanak tutmak (açmak) (bir şeye) : Davranışlarıyla ya da sözleriyle kendisine kötü bir söz söylenmesine, kötü davranışlarda bulunulması­na yol açmak
Çanak yalamak : Dalkavukluk etmek, yaltaklanmak
Çanak yalayıcı: Yaltaklanan kimse, dalkavuk
Çan çan etmek (Ötmek) : Durmadan yüksek sesle gevezelik etmek
Çanına ot tıkamak : Birini sesini çıkaramayacak, zarar veremeyecek bîr duruma getirmek
Çantada (torbada) keklik : Elde edilmiş sayılan, elde edileceğine ke­sin gözüyle bakılan (şey)
Çapraza getirmek (birini) : Onu tuzağa düşürmek
Çapraza sarmak : İçinden çıkılması güç duruma gelmek (Kars Çar­şafa dolanmak)
Çaptan düşmek : -1 Çalışma düzenini bozmuş olmak -2 Değerin­den bir şeyler yitirmek
Çarçur etmek (bir şeyi) : Elindeki parayı vb’yi gereksiz yerlere harca­yıp tüketmek
Çarçur olmak : Yararsız yere harcanıp ziyan olmak
Çaresine bakmak : Bir işin, sorunun çözüm yolunu bulmak
Çarığı ters giydirmek (birine) : bk Pabucu ters giydirmek
Çarıklı erkânıharp : Okuması yazması olmadığı halde kurnaz ya da uyanık davranan kimseler için şaka yollu kullandır
Çark etmek: Verdiği sözden ya da yapacağı İşten dönmek (Kars Yüz geri etmek)
Çarpık çurpuk : Çok çarpık; eğri büğrü (Kars Eciş bücüş)
Çarşafa dolanmak : İçinden çıkılmaz duruma gelmek (Kars Çapraza sarmak)
Çarşambadır çarşamba (demek): Bir konuda gereksiz yere inat (et­mek)
Çatal kazık : -1 Bir konuda değişik tutumları yüzünden işin yürümesi­ni engelleyen yetkili kimseler -2 Çok karışık durum
Çatık yüz (çehre, surat) : Öfkeli yüz
Çatır çatır çatlamak : Çok kıskanmak
Çat kapı: Beklenmedik bir anda
Çatlak ses : Uyumu bozan, istenmeyen söz ya da davranış
Çatlasa da patlasa da ; “Her türlü çareye başvursa da, ne kadar karşı çıkarsa çıksın” anlamında
Çat pat: -1 Her yerde hazır ve nazır bulunan -2 Biraz, yarım yama­lak
Çaydan (denizden) geçip darede boğulmak : Bir işin yapılması sıra­sında büyük engelleri aşıp tam sonuca ulaşılacağı anda önemsiz bir-neden yüzünden başarısız olmak
Çayı görmeden paçaları sıvamak : bk Dereyi görmeden paçaları sı­vamak
Çek arabanı: ‘Yıkıl, git, defol” anlamında hakaret sözü
Çekeceği olmak (birinden, bir şeyden) : Karşılaşacağı kötü durumlar olmak
Çekidüzen vermek (üstüne başına, bir yere) : Dağınık bir yeri, üstü­nü başını düzgün duruma getirmek, düzeltmek
Çekip çevirmek (bir yeri) (birini) : -1 Bir yeri, kuruluşu düzene koy­mak, iyi biçimde yönetmek -2 Birini tutumlu, düzgün yaşayabilir du­ruma getirmek
Çekip gitmek : Uzaklaşmak, sıvışmak, kaybolmak
Çekirdekten yetişme : Bir meslekte küçük yaştan itibaren görgü ve deneyimini arttırarak ustalaşan kimse için kullanılır
Çek (çekiver) kuyruğunu: “Artık ondan hiçbir şey bekleme!”
Çelişkiye düşmek : Sözleri ya da davranışları; sözleri ile davranışları birbirini tutmamak, birbiriyle çelişmek; tenakuza düşmek
Çelme atmak (takmak) (birine) (bir işe) : -1 Çelme ile onu düşür­meye çalışmak -2 İşin başarı ile sonuçlanmasını engellemek
Çene çalmak : Oradan buradan konuşmak, gevezelik etmek
Çenen tutulsun : “Konuşamaz ot” anlamına İlenme sözü
Çenesi açılmak : Durmaksızın konuşmak, gevezelik etmek
Çenesi durmamak (düşmek) : Durmadan konuşmak, gevezelik et­mek
Çenesi düşük : Sürekti ve dayanılmayacak kadar çok konuşan, geve­ze kimse için söylenir
Çenesi kuvvetli: Kolay ve etkili konuşan kimse için kullanılır
Çenesini açtırmak: Konuşması için uygun ortam hazırlamak, fırsat vermek
Çenesini (bıçak) açmamak : Herhangi bir nedenle, hiç konuşmamak
Çenesini kapamak (kesmek) : -1 Artık konuşturmamak -2 Susmak
Çenesini tutmak : Konuşmamak, sır saklamak; ağzını tutmak*
Çene yarıştırmak : Gevezelik etmek
Çeneye tutmak (birini) : Aralıksız konuşarak ve konuşturarak onu oyalamak
Çene yormak : Boşuna konuşmak
Çetin ceviz: -1 Yola getirilmesi, kendisine bir durum ya da düşünce­nin benimsetilmesi zor olan kimse için söylenir -’2 Başarılması ol­dukça güç olan iş için söylenir
Çevir kazı yanmasın : Kırdığı potun farkına varınca sözünü çevirmeye kalkışanlara alay ya da şaka yollu söylenir
Çevre yapmak : Girişkeniigiyle pekçpk dost edinmek; muhit yapmak
Çıban başı: -1 Kurcalanırsa sonucu kötüye varma olasılığı bulunan sorun -2 Varlığı, düşünceleri, eylemleri sûrun yaratan kimse
Çığır açmak : Bir alanda eski görüş, anlayış, biçim ya da yöntem yeri­ne yenisini getirmek, başlatmak
Çığırından çıkmak: -1 Doğru yoldan ayrılmak -2 Düzeltilmesi güç bir duruma girmek
Çığlık atmak (koparmak) (çığlığı basmak) : Kulakları tırmalayacak korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak
Çığlık çığlığa : Çığılık ata ata, bağırıp çağırarak
Çıkar yol: İnsanı güç durumlardan kurtaran davranış, başarıya ulaştı­ran seçenek, çare; çözüm yolu
Çıkış yapmak: Bir tartışmada, karşıt görüşte olanları susturmak ama­cıyla sert davranışta bulunmak
Çıkmaza girmek: Bir iş içinden çıkılamayacak bir duruma gelmek, (Kars Batağa saplanmak)
Çıkmaz ayın son çarşambası: “Bilinmeyen ve bilinmeyecek olan bir zamanda, hiçbir zaman’ anlamında şaka yollu söylenir
Çıldırmak işten (bile) değil: “Söz konusu ters, aykırı bir durum karşı­sında insan delirebilir” anlamında söylenir
Çıngar çıkarmak : Gürültü ve kavgaya yol açmak
Çırasını yakmak: Olumsuz ilişkisi ya da kötü davranışı yüzünden biri’ ni büyük bir zarar uğratmak
Çıt çıkarmamak: En küçük bir ses bile çıkarmamak
Çıt çıkmamak : En hafif bir ses bile çıkmamak
Çıtı çıkmamak : Sessiz durmak, uslu oturmak, yaramazlık etmemek
Çiçeği burnunda (çiçeği burnunda, çamuru karnında) : -1 Taze, he­nüz çıkmış şey için söylenir -2 Yeni oluşmuş, yeni yapılmış, şey için söylenir -3 Bir konuda yeni olan kimse için söylenir
Çiçek gibi olmak: Temizlenip paklanmak, göze hoş görünen duruma gelmek
Çift çubuk : Tarım yapabilmek için gerekli üretim araç ve gereçleri
Çift dikiş : Aynı sınıfta iki yıl okuyan öğrenci
Çifte kumrular: Birbirlerinden hiç ayrılmayan, birbirlerini çok seven kimseler (Kars Ahbap çavuşlar, iki ahbap çavuşlar)
Çiğ çiğ yemek(birinî): Öldürecek derecede Öfkelenmek
Çiğlik etmek : Uygunsuz, yersiz davranışta bulunmak
Çiğneyip geçmek : Gereken ilgi ve saygıyı göstermemek
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın : “Suç işlemedim, neden korkayım?” anlamında
Çile çekmek : Sıkıntı içinde bulunmak, sıkıntı çekmek
Çileden çıkarmak (birini): Birini densiz söz ve davranışlarıyla çok kız­dırmak (Kars İfrit etmek)
Çileden çıkmak: Sabır ve dayanma gücünü yitirip taşkınlık göster­mek; kendini kaybetmek (Kars İfrit olmak)
Çile doldurmak (çıkarmak): Sürekli sıkıntı ve eziyet içinde bulunma­nın sona ermesini beklemek
Çilingir sofrası: Hafif mezelerle donatılmış içki sofrası
Çil yavrusu gibi dağılmak: Kotu bir durum karşısında, perişanca her biri bir yana dağılmak; kaçışmak
Çimdik atmak (basmak) (birine): Onu çimdiMemek
Çirkefe bulaşmak: Kötü sonuçlar doğurabilecek bir işe ya da şirret bi­rine sataşmak
Çirkefe taş atmak (çirkefi üzerine sıçratmak); Kötülüğü dokunabile­cek birinin saldırısına yol açacak bir davranışta bulunmak, söz söyle­mek
Çivi gibi: -1 Sağlam yapılı, çevik (insan) -2 (Su için) Çok soğuk
Çivi kesmek : Çok üşümek
Çizmeden yukarı çıkmak : Olanaklarının elvermeyeceği bir işe karış­mak, aşın gitmek
Çocuk işi: Kolay ya da önemsiz iş
Çocuk oyuncağı :-1 Pek Önemli sayılmayan -2 Kolay yapılabilecek iş için kullanılır
Çoğu gitti azı kaldı (keli gitti, dazı kaldı): “Ele alınmış olan işin bü­yük bölümü, en zor, en önemli yanı tamamlandı, geriye önemsiz bir bölümü kaldı” anlamında
Çok bilmiş: -1 Zeki, akıllı (kimse) -2 Sinsi, kurnaz, çıkarını gözeten (kimse)
Çok gelmek: -1 Gereğinden fazla olmak -2 Katlanılmaz, çekilmez ol­mak
Çok görmek (bir şeyi birine): -1 Bir şeyi bir kimseden esirgemek, o şeyi ona değer bulmamak -2 Birinin bir davranışını yadırgamak
Çok olmak : Davranışları sınmnı aşarak dayanılmaz, çekilmez duruma gelmek, usandırmak
Çoluk çocuk: -1 Bir kimsenin çocukları -2 Bir kimsenin ailesi; eşi ve çocuklan -3 Yaşça küçük ve deneyimsiz kimseler için alay yolu söy­lenir
Çorap örmek: bk Başına çorap örmek
Çorap söküğü gibi gitmek (gelmek): Bir kez başlayınca arkası çok kolay, kendiliğinden gelmek
Çorbada tuzu bulunmak: Yapılan işte ya da bir hizmette küçük de ol­sa bir katkısı katkısı olmak, ona emeği geçmek
Çöp atlamamak: Çok titiz ve dikkatli olmak, gözünden hiçbir şey kaç­mamak
Çöpe dönmek : Çok zayıflamak; çok güçsüz olmak
Çöp gibi (çöpten çelebi}: Çok zayıf, güçsüz (kimse)
Çöpsüz üzüm : -1 Sorun çıkaracak pürüzleri olmayan, kârlı İş -2 Bak­mak zorunda olduğu çok yakın akrabası olmayan eş
Çubuğunu tüttürmek: Sorunsuz ve sıkıntısız bir hayat sürmek
Çukurunu kazmak: Birinin felaketine yol açacak girişimlerde bulun­mak (Kars Tuzak kurmak)
Çulu düzeltmek (düzmek): -1 Giyimini yenilemek -2 Paraca iyi du­ruma gelmek
Çürük tahtaya basmak: İncelemeden, önlem almadan tehlikeli bir işe girişmek; aldatılmak

Alıntı Yaparak Cevapla