Yalnız Mesajı Göster

Deyimler'in Açıklaması

Eski 10-10-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler'in Açıklaması



Emeği geçmek: Bir işin yapılmasında özenle, çok çalışmış olmak
Emek çekmek: Bir işin yapılmasında çok çalışmak
Emek vermek (bir şeye) (birine) : -1 Bir şeyin meydana gelmesi için özen göstererek Çok çalışmak -2 Bir kimsenin yetişmesi için büyük çaba harcamak
Emir büyük yerden : İtiraz edilemeyecek buyruklar İçin söylenir
Emniyet etmek (birine) : Ona güvenmek, emanet etmek
Emniyet vermek (birine) : Ona güven duygusu vermek
Endazeye vurmak (bir şeyi) : Onu hesaplamak, ölçmek
Endişe duymak (bir şeyden) : O şey için kaygılanmak, tasalanmak
Engel çıkarmak (birine) ; Bir işin yapılmasını zorlaştırmak
Eninde sonunda (önünde sonunda): Ne zaman olsa, en sonunda, kaçınılmaz olarak
Enine boyuna : -1 Her yönüyle, eksiksizce -2 İriyarı, gösterişli (kim­se)
Eni konu : Eksiksizce, her yönüyle (Kars İyiden iyiye)
Ensesi kalın : Maddi durumu yerinde olan (kimse)
Ensesinde boza pişirmek : Bir işi yapması, bitirmesi İçin sürekli uyar­mak, tedirgin etmek
Ensesine binmek : Baskı altında tutmak, bir işi yapmaya zorlamak
Ensesine yapışmak: Bir konuda sıkıştırmak (Kars Yakasına yapış­mak)
Ense yapmak: Hiçbir işle uğraşmadan, keyfinoe yaşamak
Entrika çevirmek : Hile düzenlemek
Er geç : Ne vakit olsa, erken ya da geç
Eriyip bitmek: -1 Çok zayıflamak, incelmek -2 Çok aa çekmiş ol­mak
Eriyip gitmek : Yok olmak
Erkek Fatma (Ayşe) : Erkekler gibi davranan kızlar için kullanılır
Esamisi okunmamak: Hiç önem ve değer verilmemek, adı geçme­mek
Es geçmek (bir şeyi, birini) : Üzerinde durmamak, aldırış etmemek, boş vermek, önemsememek
Eski çamlar bardak oldu : “Zaman değişti, eski durumların önemi ve değeri kalmadı” anlamında
Eski defterleri karıştırmak : Geçmişteki olayları bir yarar umarak ya da başka bir amaçla yeniden ele almak, anımsatmak
Eski göz ağrısı: Birinin çok eskiden sevgilisi durumunda olan kimse (özellikle kız, kadın); İlk göz ağrısı
Eski kafalı: Geçerliğini az ya da çok yitirmiş düşünceleri savunan, es­ki yaşam biçimine bağlı (kimse) (Kars Geri kafalı)
Eski köye yeni âdet: Geleneklerine, eski yaşam biçimine bağlı bir topluluğa yadırganan bir yenilik getirmek
Eski kurt : Mesleğin inceliklerini bilen, aldatılması olanaksız kimse
Eski tas eski hamam : “Değişen hiçbir şey yok, eski durum devam ediyor” anlamında
Eski toprak : Yaşlandığı halde dinç kalmış (kimse)
Eski tüfek: Herhangi bir alanda en kıdemli olan, bilgi, deneyim yö­nünden en zengin olan (kimse)
Esrar kumkuması (kutusu, küpü) : Neyin nesi olduğu, ne ile uğraştı­ğı bilinmeyen kimse için söylenir
Esrar perdesi: Bir olayın gerçek yüzünün anlaşılmasını güçleştiren özelliklerin tümü
Eş dost: Tanıdıklar, bildikler, ahbaplar
Eşek başı mısın? : “Yetkini kullanmayıp neden gevşek davranıyor­sun?” anlamında
Eşek cenneti: Öbür dünya
Eşek kadar olmak : Büyüdüğü halde akıllanmamak
Eşek sudan gelinceye kadar dövmek (birini): Onu uzun bir süre İyi­ce dövmek
Eşek şakası: Ağır el şakası
Eşref saati gelmek : Uygun, elverişli zamanı gelmek
Etekleri tutuşmak : Çok telaşlanmak, kaygıya düşmek
Etekleri zil çalmak : Çok sevinmek
Etek öpmek : Dalkavukluk etmek, yaltaklanmak; el etek öpmek
Eti budu yerinde, (etine buduna dolgun) : Semiz, tombul (özellikle kadın, kız)
Eti ne, budu ne? : Bir kimsenin küçük, cılız veya olanaklarının sınırlı, parasını az olduğunu anlatmak için söylenir
Etine dolgun : Tombul (kimse) (Kars Balık etinde)
Eti senin kemiği benim : Eskiden velilerin çocuklarını eğitimciye, usta­ya teslim ederken söyledikleri söz
Et kafalı: Anlayışsız, kalın kafalı (kimse)
Etle tırnak gibi: Birbirlerine candan bağlı dostlar için söylenir
Etliye sütlüye karışmamak: -1 Kendini ilgilendirmeyen işlere karış­mamak -2 Kendi halinde yaşamak
Etmediğini bırakmamak (komamak): Elinden gelen her türlü kötülü­ğü yapmak
Etrafında dört dönmek : İstediğini elde etmek ya da korumak için biri­nin yanından ayrılmamak
Ettiği (yaptığı) hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek : Bir İşte ver­diği zarar yaptığı iyilikten büyük olmak
Ettiğini bulmak : Yaptığı kötülüğün karşılığını bulmak
Ettiğini yanına bırakmamak: Yaptığı kötülüğe kötülükte karşılık ver­mek, ondan öcünü almak
Ettiği yanına (kâr) kalmak : Yaptığı kötülük karşılıksız kalmak, yaptığı kötülüğün cezasını görmemek,
Ettiğiyle kalmak: Düşündüğü kötülüğü yapamadığı için üzüntü ve utanç içinde kalmak
Ev açmak : Ayrı bir eve yerleşmek, evlenmek
Ev bark : -1 Ev -2 Çoluk çocuk, ev halkı
Evde kalmak ; Kız, yaşı ilerlemesine karşın evlenememiş olmak
Evdeki hesap çarşıya uymamak : Tasarlanan bir şey başka biçimde gerçekleşmek, sonuçlanmak
Evin direği: -1 Kadın için koca, eş -2Evİn geçimini sağlayan kimse
Evirmek çevirmek (bir şeyi),: O şeyin her >a>ını iyice gözden geçir­mek
Evlerden uzak (ırak) : ‘Kimsenin başına bu tür felaketlerin gelmeme­sini dilerim” anlamında
Evvel Allah : “Allah’ın yardımıyla” anlamında pekiştirme sözü
Evvel âr idi, şimdi kâr oldu : “Önce ayıp sayılırken şimdi beğenilen bir davranış oldu” anlamında
Ev yıkmak : -1 Karı ile koca arasına fitne sokup, ayrılmalarına yol aç­mak -2 Bir ailenin geçim yollarını ortadan kaldırıp perişan olmaları­na yol açmak
Eyvallah demek (bir şeye) (birine) : -LRazı olmak, kabul etmek -2 Aliaha ısmarladık demek
Eyvallah etmemek (birine) : Birinin minneti altına girmemek, birine boyun eğmemek
Eyvallahı olmamak (birine, hiç kimseye) : Ona, onlara minneti, gö- nül borcu olmamak
Ezbere iş görmek : İncelemeden, gelişigüzel iş görmek
Ezbere konuşmak : Aslını arayıp sormadan, bilmeden konuşmak
Ezilip büzülmek : -1 Konuşurken sıkılmak, çekinmek, güç duruma düşmek -2 Utangaç ya da kibarca davranışlarda bulunmak

Alıntı Yaparak Cevapla