Prof. Dr. Sinsi
|
Ülkeler Tarihi
Afganistan Devleti, Afganların bölgedeki diğer topluluklar üzerinde üstünlük kazanmaları ile 18 asırda kurulmuştur Dil ve ırk birliği bulunmayan bu ülkede, siyasi birlikte yoktur Bugün yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı Afganistan�ın toprak büyüklüğü, 657 500 km2�lik bir yüzölçüme sahiptir Afganistan; kuzeyinde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan ile; doğusunda Çin Türkistan�ı (Doğu Türkistan), Keşmir ve Pakistan ile; güneyinde Pakistan ve batısında ise, İran ile komşudur
Afganistan�ın coğrafi yapısı; genellikle üzerinde sıra dağların bulunduğu yaylalardan ve yer yer de ovalardan oluşmaktadır Bir ziraat ve tarım ülkesi olan Afganistan�da kuraklığın yaygın olması ve elverişsiz tabii şartlardan ötürü toprakların ancak onda biri kullanılabilmektedir Coğrafi şartları çerçevesinde idari olarak da Afganistan, bazı bölümlere ayrılmıştır Bunlar; Kabil, Kandehar, Herat, Hezaristan, Nuristan, Vehan, Bedahşan ve Türkistan�dan oluşmaktadır
Çok karışık bir etnik özellik gösteren Afganistan; esas itibari ile Afgan, Tacik ve Türklerden meydana gelmektedir Ülkedeki ikinci büyük etnik grubu oluşturan Türklerin nüfusu, 5-6 milyon dolayındadır Özbekler, Türk grupları içinde en çok nüfusa sahiplerdir Bunlar; genellikle esnaf ve çiftçi olarak çalışırlar ve Afgan Türkistan�ı denilen bölgede yaşarlar Bugün Özbek nüfusunun 3 milyonu geçtiği tahmin edilmektedir Kunduz, Andhoy, Meymene, Akça ve Balar, Mugap, Katagon ve Bedahşah, Özbekler�in yaşadığı bölgelerdir
İkinci büyük Türk grubunu oluşturan Afganistan Türkmenleri, Özbekler�den farklı olarak hayvancılık yaparlar Afganistan ihracaatında canlı hayvanın önemli bir kalem teşkil etmesinden ötürü Türkmenler, ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır Herat, Meymene, Andhoy, Taş-Kurgan, Mezar-ı Şerif, Belh, Akça, Katagan, Bedehşan ve Bala ile Murgap, Türkmenlerin yaşadığı bölgelerdir Türkmenler, hayvanlarına otlak bulabilmek için sık sık yer değiştirdiklerinden nüfusları kesin olarak tespit edilememekle beraber 600 000 civarında oldukları tahmin edilmektedir
Afganistan�da yaşayan Türkmenlerin çoğunluğunu Alieli boyu ile Teke, Salur, Sarık, Çavdar ve bilhassa Ersarı boylarından oymaklar teşkil etmektedir Afganistan�daki üçüncü büyük Türk grubunu teşkil eden Kızılbaş Türkleri�nin sayıları, 400 000 dolayında tahmin edilmektedir Bu Türkler, 1738�de Herat - Kabil arası güvenliği sağlamak için Nadir Şah tarafından yerleştirilen ataların torunlarıdır
Yukarıda belirilenlerin dışında en kalabalık Türk grubunu Kırgızlar oluşturmaktadır Büyük ve Küçük Pamir dağlık bölgesinde yaşayan Kırgızlar�ın sayıları, 1950�lerde Doğu Türkistan�daki Çin zulmünden kaçanlarla birlikte 100 000�ni geçmiştir Bunların dışında Afganistan�da, az sayıda Kıpçak, Karluk ve Çağatay Türkleri de yaşamaktadır Ayrıca Türk-Moğol karışımı olduğu kabul edilen Hezare ve Aymak (oymak) gruplarının da son yapılan çalışmalarla Türk oldukları anlaşılmıştır Böylece 25 milyon civarında olan Afgan nüfusunun yarısının Türk olduğu kabül edilebilir
Bu makale, tarihsel boyutu içinde Afganistan�da yaşanılan gelişmeler ve Türkiye - Afganistan arası ilişkileri ele almaktadır Makalenin diğer kısımları şu şekilde organize edilmiştir: İkinci Kısım, bağımsızlık öncesi Afganistan�ın durumu ve kısa bir tarihçesini özetlemektedir Kısım 3, bağımsızlık sonrası Afganistan�daki gelişmeler ve Türk - Afgan ilişkilerini incelemektedir Bu inceleme, alt başlıklarla ele alınan şu dört dönemi içermektedir:
(1) 1919 -1945 arası dönem (Afganistan bağımsız oluşu ile II Dünya savaşı sonuna kadarki devre),
(2) 1945-1979 arası dönem (Sovyet işgaline kadarki devre),
(3) 1979-1989 arası devre (Sovyet işgali altındaki devre) ve
(4) 1989 sonrası dönem (Sovyetler�in Afganistan�dan çekilmesi sonrası iç savaş ve Taliban olayı devresi) Son olarak 4 Kısım�da genel bir değerlendirme verilecektir
2 Bağımsızlık Öncesi Afganistan
Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih bounca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır M Ö 500�lü yıllarda ilk defa İranlılar�ca işgal edilen bölge, daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur Bu devlet, kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistan�da bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır
Baktriana Devleti, bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu, M S 50�de yıkılmıştır Böylece bölge, batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise, Kuşanlar�ın hakimiyet altına girmiştir
480 yılından sonra Afganistan�ın yeni hakimleri, başka Türk kavimleri olmuştur Önce Akhunlar, bu topraklara yerleşmiş; ancak Göktürkler�in baskısı sonucu 4 yy�da hakimiyetlerini kaybetmişlerdir Daha sonra Akhunlar, bölgede kalmış ve Halaçlar olarak yaşamayı sürdürmüşlerdir 7 yy sonlarına doğru bölge, İslamiyeti yayan Arap ordularının istilasına uğramıştır Bu istila kısa sürmesine rağmen İslamiyet Afganistan�da önemli ölçüde kabul görmüştür
İslamiyet�in yayılmasıyla burada Samani, Gazneli, Büyük Selçuklu Devleti ve Harzemşahlar gibi Müslüman-Türk devletlerinin hakimiyetleri görüldü 1220�den sonra Moğollar, Afganistan�ı istila edip uzun bir süre (bir buçuk asra yakın) ülkeye hakim oldular Moğol hakimiyeti, Afganistan�da yaşayan Türk boylarını Anadolu�ya göçe zorlamıştır Bölgedeki Moğol eğemenliği, 14 yy sonlarında Timur ordularınca sona erdirilmiştir Timur�un kurduğu devlet, ölümünden sonra dağılmışsa da torunlarından Muhammed Babür�un bölgede kurduğu Türk devleti uzun süre yaşamıştır Babür�un Afganistan�ı merkez yaparak kurduğu devlet, sadece buraya değil Hindistan�a da Türkler�in tekrar yerleşmesini sağlamıştır
Babür Devleti, Afganistan�ı hakimiyet altında tutmakla birlikte Hindistan ve Afganistan arası dengeyi sağlayamamış ve ağırlığı Hindistan�a kaydırmıştır Bu durum; kuzeyden Özbek ve kuzey-batıdan da Safeviler�in Afganistan�a inmesine sebep olmuştur Böylece 17 yy ortalarına doğru Abdali ve Galzay adını almış olan Halaçlar, dağlık bölgelerden Kandehar ve Zemindaver�in daha verimli bölgeri olan Tarnak Argandap vadilerine göçmüşlerdir
18 yy�da Babür Devletinin zayıflaması üzerine, Afgan kabileleri de bağımsız hareket etmeye başlamıştır Bu durumda Gılzay gibi bazı kabilelerin Babür, Abdaliler gibi bazılarının da İran tarafında yer almaları, ülkedeki karışıklığı artırmıştır Bu esnada Nadir Kulu komutasındaki Türkmen ordusu Afganistan ve İran�ı yönetim altına almış; Hindistan Babür Türk Devletini de vergiye bağlamıştır Nadir Şah�ın ölümünden sonra yönetime geçen Ahmet Şah, Hindistan�daki Babür Devleti�ni hakimiyeti altına almıştır (1756-1757)
Bu yıllarda İran�ın sergilediği yayılmacışii tehlikesini gören Ahmet Şah, bu konuda Osmanlı Devleti ile müşterek hareket etmeyi istedi ise de, girişimlerinden bir netice alamamıştır Ahmet Şah�tan sonra Afganistan yönetiminde bulunan Timur Şah ve Zaman Şah dönemlerinde ülke, önceki ihtişamlı ve güçlü durumunu koruyamamış, iç karışıklıklar başgöstermiştir
Bu karışılıklar 19 asrın ilk çeyreğine kadar sürdükten sonra, Dost Muhammed�in yönetime geçmesi ile ülkedeki birlik tekrar sağlanmıştır Ancak bu dönemde ise Kuzey Hindistan, Afgan birliğini zayıflatma çabası içine girmiştir Bu yıllarda İngilizler�in yavaş yavaş Hindistan�ı hakimiyetleri altına aldıkları gözlenmektedir İlk Afgan-İngiliz ilişkisi, Kuzey Hindistan�da Peşaver sorununun çözümünde İngiliz hakemliği ile olmuştur Arkasından 1839-1842 yılları arasında süren ilk İngiliz-Afgan harbi patlak vermiştir
Dost Muhammed, ülkesi İngilizler�ce işgal edilmesine rağmen 1863�te Kabil�e dönerek tekrar Afgan birliğini sağlamıştı Dost Muhammed�in 9 Haziran 1863 tarihinde vefat etmesi ile Afganistan, tekrar iktidar mücadele kaosuna sürüklenmiştir Şir Ali�nin 1868�de iktidarı ele geçirmesiyle bu mücadele durulmuştur Ruslar�ın Türkistan�ı işgali, Afganlar ile İngilizleri doğal müttefik yapmıştır Ruslar, Türkistan�ı işgal etmelerine rağmen Afganistan önderliğinde Orta Asya Devletleri�ni de içine alan bir birlik oluşmasından hep çekinmişlerdir
1879�da vefaat eden Şir Ali�nin yerine Yakup Han geçtiyse de, kısa bir süre sonra Afganistan�ın hakimiyetini Abdurrahman Han ele geçirmiştir 1901�de vefaat eden Abdurrahman Han zamanında ikinci İngiliz-Afgan savaşı yaşanmıştır (1878-1880) Bu savaş sonunda ülke, büyük çapta harap olmuş ve milli birlik zayıflamıştır Afganistan�ın içinde bulunduğu bu olumsuz şartları fırsat bilen Ruslar, 1881�de Türkmenistan�ı işgal etmiş ve böylece de Afganistan ile komşu olmuşlardır 1901�de başa geçen Habibullah Han, 1919�da ölünce yerine Emanullah Han geçti Emanullah Han, Hindistan�daki İngiliz valiye bir mektup göndererek Afganistan�ın bağımsız bir devlet olduğunu ve İngiltere ile iyi ilişkiler kurmak istediğini iletmiştir
İngiltere ise, Afganistan bağımsızlığını kabul edip-etmemekte tereddüt etmiştir Bu durum ilişkilerin gerginleşmesine ve üçüncü İngiliz-Afgan harbinin başlamasına sebep olmuştur (1919) Bu savaşta başarı elde edemeyen İngilizler, 8 Ağustos 1919�da yapılan anlaşma ile Afganistan�ın bağımsızlığını tanımıştır
3 Afganistan�daki Gelişmeler ve Türk - Afgan İlişkileri
3 1 1919 - 1945 Arası Dönem
Sovyetler Birliği ve Afganistan birbirini ilk tanıyan ülkeler olmuşlardır Sovyet-Afgan anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra, yani 1 Mart 1921�de, Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı Moskova�da imzalanmıştır Bu anlaşmaya göre Türkiye Afganistan�ın bağımsızlığını tanıyordu Ayrıca taraflardan birine yapılacak saldırıyı diğer taraf kendine yapılmış sayacaktı Yine bu anlaşmaya göre, Türkiye kültürel yardım çerçevesinde Afganistan�a öğretmen ve subaylar gönderecekti Böylece iki kardeş millet arasında mevcut olan manevi birlik, resmi bir anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu
Bu anlaşmanın Ankara ve Kabil hükümetlerince onaylanmasından sonra, eski Medine muhafızı Fahreddin Paşa, Kabil�e ilk Türk sefiri olarak atandı Diğer taraftan Sovyetler, anlaşma şartlarına göre Afganlara yardım etmemiş ve ayrıca Buhara ve Hive�nin istiklallerini tanımayarak buradaki Müslümanları ezmeye başlamıştır Bu durum Afganlar�ın Sovyetler�e karşı daha dikkatli davranmalarını sağlamıştır Böylece İngiliz aleyhtarı bir tutum yerine İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında bir denge politikası izlemişlerdir
Türkiye ile Afganistan arasındaki dostluğun geliştirilmesinde Enver Paşa ve Cemal Paşa çok önemli rol aynamışlardır I Dünya Savaşı sonrası bu paşalar, önce Almanya ve arkasından da Rusya�ya gitmişlerdir Cemal Paşa, Avrupa ülkelerinin (özellikle Almanya ve Fransa�nın) Afganistan�ı tanıması hususunda girişimlerde bulunmuş ve bunu sağlamıştır Bu sırada Enver Paşa, Türkistan�da bulunan Türkleri organize ederek Sovyetlere karşı bağımsızlık savaşı yürütmelerine çalışmaktadır
Sovyetler, Almanya�da bulunan Cemal Paşa�nın Afganistan�a döndükten sonra Afganistan Türklerini de Enver Paşa gibi organize edeceğini ve Türkistan�ın bağımsızlık mücadelesini destekleyeceğini hesap etmiş ve Cemal Paşa�nın Afganistan�a dönüşünü engellemek istemişlerdir Bunu başaramayan Sovyetler, Afganistan�a dönmekte olan Cemal Paşa�yı Tiflis�te 1922 yılında kiralık bir Ermeni katile öldürtmüşlerdir
Afganistan ve Türkiye, aynı yıllarda İngiliz emperyalizmine karşı bağımsızlık savaşı yürütmüşlerdir Benzer duyguların paylaşılmasına vesile olan bu durum, iki ülke halklarını biririne daha fazla yaklaştırmıştır Bu kapsamda Türk dostluğunun Afganistan�da gelişmesine Mahmud Beg Tarzi önemli katkı sağlamıştır Tarzi, eğitiminin bir bölümünü İstanbul�da tamamladıktan sonra Afganistan�a gittiğinde Habibullah Han�a, ülke kalkınmasında Türkiye ve Türk aydınlarından faydalanılması gerektiğini belirtmiştir Bu talebin olumlu bulunması üzerine de, Türkiye�den bir aydın grubu davet edilmiş ve bunlarla ortak çalışmalar yürütülmüştür
Cemal Paşa�nın katkıları ile başlayan Afgan ordusundaki yenilik çabaları, Paşa�nın şehit edilmesi üzerine bir süre kesintiye uğramıştır Ancak 1 Mart 1921�de Türkiye ile Afganistan arasında imzalanan anlaşma ile, Türkiye, Afganistan�a sadece askeri değil aynı zamanda eğitim ve ideri alanda da modernleşmesi hususunda destek sağlayacaktı Böylece Türkiye�den gelen uzmanlar ile Afganistan�da modernleşme çabaları hızlanırken, diğer taraftan da Avrupa ve özellikle Türkiye�ye tahsil için yüzlerce Afgan gencini gönderilmeye başlanmıştır
|