10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sibernetik (Güdümbilim)
Sibernetik
Bir insanın veya otomatik bir makinenin, modern tekniğin kaynakları çerçevesinde herhangi bir işi yönetmesini veya belli bir amaca ulaşmasını sağlayan bilim Makina ve canlılarda, kontrol ve haberleşmenin şartlarını ve kanunlarını tespit eden bir bilim dalı Yaşayan organizmalarla ve makinalarda kontrol ve haberleşme ile ilgili bilimlerin karmaşıklığını ifade etmek için kullanılmıştır Kökü, eski Yunanca “Kubernetes” Latince “Gobernare”den gelmektedir Her iki kelime de “sevk ve idare” anlamına gelir İlk defa Amerikalı ilim adamı Norbert Wiener (1948) tarafından kullanılmıştır
Makineler, sistemin durumu hakkında bilgi toplayabilecek ve bu bilgileri değerlendirerek, sistemin yönetilmesine yarayan emirleri hazırlayabilecek duruma geldiği andan itibaren, yönetim sanatı makinelerin işi olup çıkar Bu anlamda, sibernetik, kim yönetir ve nasıl yönetilir sorularını sormaksızın yönetmenin ne olduğunu akla dayanarak açıklayabildiği ölçüde mantıki bir bilimdir
Bu yoldan hareket ederek, sistemler ve makineler için, bugüne kadar hiç ele alınmamış geniş ve teorik bir sınıflandırmaya imkân verir Üstelik, bu sınıflandırmanın sonuçlarından yararlanmakla her çeşit yönetim makinesinin yapımı mümkün olduğuna göre, sibernetik önemli uygulamaların hareket noktasıdır da, yönetim makinelerinden bazıları (uçaklardaki otomatik pilotlar) daha şimdiden geniş bir uygulama alanı bulmuştur ve bu makinelerin her alanda kullanılmaya başlaması otomasyon sanayiinin sistemli olarak gelişmesini sağlayacaktır
Yunanlılar eskiden yönetme sanatını biliyorlardı, hattâ Eflatun'un birçok diyalogunda «sibernetik» terimine rastlanır Ünlü filozof, «yönetmek» fiilinin derin anlamına dikkati çekti ve bir geminin idare edilmesinden veya bir arabanın sürülmesinden insanların yönetilmesine kadar çok çeşitli örneklerle bu anlamı açıkladı Ksenofon da, kendi payına, yönetmek sanatını siyasi anlamda sistemli olarak inceledi
1834'te Ampere, bilimlerin sınıflandırmasını yaparken bu terimi kullandı Fakat sibernetiğin gerçek anlamda ilerlemesi ancak çok yakın bir geçmişe, modern tekniğin yardımıyla insanoğlu «yönetilen işin sentezi»ni makineler sayesinde yapabileceğini anladığı ana rastlar Dünkü makineler bir kastan başka birşey olmadığı halde, bugünün imkânları, özellikle elektrik tekniği sayesinde günümüzün makineleri, kendilerinden beklenen işi aldıkları emirlere uygun olarak hakkıyla yerine getirebilecek şekilde bilgi-işlem organlarıyla donatılmış birer beyin vazifesi görebiliyor
Sibernetiğin iyiden iyiye gelişmesi İkinci Dünya savaşı sırasında, özellikle hava taşıtlarına karşı savunma problemini halletmek için, ağır gözetleme kulelerini hızla ve hassasiyetle istenen yöne çevirmek veya yalnız insan kontrolüyle yönetilmesi imkânsız olan radar antenlerini hedefe çevirmek zorunluluğundan doğdu
Böylece servomekonizma'lar kullanılmaya başladı ve uzun araştırmalardan sonra teknisyenler, radarların düşman uçaklarını takip etmesini ve aldıkları bilgileri (açıklık, yükseklik, uzaklık, uçağın hızı) elektronik bir hesap makinesine iletmesini, böylece elektronik makinenin topu doğrudan doğruya hedefe yönelterek mermiyi otomatik olarak fırlatmasını sağlayan tertibatlar yapmayı başardılar
Bu âlet ve tertibatların gerçekleştirilebilmesi için, çok çeşitli alanlarda uzmanlaşmış teknisyenlerin, özellikle olayların incelenmesinde fizikçilerin, dengeyle ilgili hesapların (karmaşık fonksiyonlardan yararlanan ve matris hesabının büyük ölçüde gelişmesinde yardımcı olan, Laplace dönüşümünün başlangıcı olan hesaplar) yapılabilmesinde matematikçilerin ve kullanılan çeşitli malzemenin incelenmesinde mekanikçilerin birlikte çalışması gerekti
Hattâ sırasında biyoloji bilginlerine bile danışıldı; çünkü «yönetilen için sentezi» denilen o mahut eylem insandaki refleks eylemini andırdığına göre, bu yeni makinelerin davranışıyla canlı varlıkların davranışı arasında bir benzerlik akla yakın gelebilirdi: incelemeler daha derinleştirildiğinde, gerek makinelerde gerek canlı varlıklarda aynı şema ile karşılaşıldığından bu benzerliğin gerçekten var olduğu anlaşıldı
Bu gerçeğin anlaşılmasından sonra, Amerikalı Norbert Wiener 1947'de otomatik kumandalı sistemlerin tekniği üstüne Cybernetics adlı ilk eseri yayımladı; Wiener bu eserinde sibernetiği bir kavşak bilim olarak tanımladı ve yönetim yapabilecek mekanizmalarla ilgili genel kavramları verdi Bu görüşler, üstün yapılı canlıların hayati fonksiyonları ve bu fonksiyonların suni olarak yaratılmasına imkân veren süreçleri mantık analizine vurmakla, gerçek bir akıl devrimi sayılabilecek büyük bir akımın başlangıç noktası oldu
Bazı sibernetikçiler, sosyal olayların bilgi alışverişinden doğduğunu öne sürerek bu olayları sibernetik metotlarıyla incelemenin mümkün olduğunu savunurlar; bu tez, oldukça aşırı bir hayalgücü çerçevesinde, gelecek toplulukların düşünme ve yönetme makineleriyle idare edileceğini akla getirebilir
|
|
|