Prof. Dr. Sinsi
|
Adil Yargılama Hakkı
ADİL YARGILANMA HAKKI
İnsan, doğal ortamda karşılaşabileceği tehlikelere ve kötülüklere karşı hayvanlarda bulunan doğal araç ve silahlardan yoksun olarak dünyaya gelir Yürümeyi, konuşmayı, düşünmeyi ve uygun davranışlarda bulunmayı toplumsal bir yaşam içerisinde edinebilir, geliştirebilir Bu doğal güçsüzlüğü giderebilmek, varlığını korumak ve geliştirmek; tüm bu sonuçlar içerisinde kendisine bir yaşam kurabilmek için toplumsallaşması gerekmektedir İnsanoğlu, hayvanlarda da görülen fizyolojik ve biyolojik etkenlerin altında psikolojik etkenlerin de etkisiyle yavaş yavaş toplumsal bir yapı içerisinde varlığını sürdürme amacını ister istemez güder
İnsan, varoluşundan bu yana biriktirdiği deneyimleri; duyu, akıl ve duygu yeteneklerini kullanarak toplumsal bir düzen arayışı içinde “adalet” denilen değere yönelmenin yollarını bulma ve geliştirme çabasını sürekli güncel tutmuştur Zamanla gelişen toplumsal yaşam, ihtiyaçlar doğrultusunda demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü değerlerini de doğurmuştur Adalete yönelmiş toplumsal düzen, insanın doğuştan veya toplumsala yaşamla elde ettiği hak ve özgürlükleri “hak arama özgürlüğünün” güvencesi altına almıştır [url=http://www frmtr com/#_ftn1] Bu özgürlüğün gerek biçimsel gerekse öz açısından devletin birimlerinde ve yargıda elde edilecek olumlu sonuçlarla da güçlendirilmesi gerekir İnsan olmanın gereği olan “hak aramanın” en son ve en etkili yeri yargıdır Bu nedenle hak arama ve adalete ulaşma konusundaki son yetkili yer olan yargının ve onun özneleri yargıçlar önünde kişilerin “adil yargılanma hakkı” olduğu kabul edilmiştir Bu hak, en temel insan haklarından birisidir Hak arama özgürlüğü asıl kavram, adil yargılanma hakkı ve hele yargı makamı açısından adil yargılama yapma görevi hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısıdır Kısaca adil yargılanma hakkı, hak arama özgürlüğünün pratiğidir [url=http://www frmtr com/#_ftn2]
Adalet her bireyin haklarına saygı gösterilmesine dayanır Martin Luther King’in “herhangi bir yerdeki adaletsizlik, adaleti her yerde tehdit eder ” deyişinden de anlaşılacağı üzere söz konusu amaca sadece bireylerin haklarına saygı göstermekle sınırlı davranışlarla değil, her alanda adalete ulaşma saikiyle hareket etmekle ulaşılabilir
Öyle ki bir kimse, hakkındaki bir suç isnadıyla mahkeme önüne çıkarıldığında bütün bir devlet aygıtıyla karşı karşıya gelecektir Ünlü Fransız (savunma) avukatı Jacques Verges, her suçun topluma sorulmuş bir soru olduğunu iddia ederken, toplumsal yapı içerisinde işlenen suç nitelikli her eylem karşısında birey ve devletin karşı karşıya geleceğini söyler [url=http://www frmtr com/#_ftn3]
Devletin, hakkında suç isnadı bulunan bir sanığa muamele şekli, o devletin bireysel insan haklarına ne ölçüde saygı duyduğunun somut bir göstergesidir Verges’in her suçun topluma sorulmuş bir soru olduğu iddiası karşısında devlet de, her ceza yargılamasında insan hakları açısından bir sınavdan geçer Özellikle bu saygı ve adil olma taahhüdü altındaki sınavın öznesi bir siyasal mahpussa, bu sınav iktidarın kendini savunma içgüdüsünün baskısı altında daha da ağır olur
Bu hak, hukuki uyuşmazlıklarda da söz konusu olan bir kavram olmasına rağmen, pratikte ceza yargılamasıyla gündeme gelmektedir Zira toplum düzenini sağlamak için her suçun işlenmesinden sonra devlet, sorumluları yargı önüne çıkarmakla mükelleftir Böyle bir savunma içgüdüsüyle, yargıladığı bireylerin güvenliği ve temel haklarına saygı göstermek ve adil bir yargılama sonucu karar vermek zorundadır Aksi takdirde bu noktada oluşan adaletsizlik, her alanda adaleti tehdit edecektir
Söz konusu hakları ihlal tehlikesi, kamu görevlilerinin bireyin suç işlediğinden kuşkulandıkları anda başlar ve gözaltına alma, tutuklama, yargılama, temyiz ve ceza verilmesi süreçlerinde devam eder Uluslararası toplum, bu aşamalarda insanların sahip oldukları hakları tanımlayan ve koruyan adil yargılama standartları geliştirmiştir
Adil yargılanma hakkı, temel insan haklarından biri olması dolayısıyla bundan 54 yıl önce(1948) dünya devletlerince kabul edilen ve bir başlangıç teşkil eden İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde (İHEB) tanınmış ve uygulanabilir evrensel bir ilke olarak kendine yer bulmuştur 1948’den bu yana uluslararası bir gelenek haline gelmiş olan bu hak, takip eden yıllarda (1966) Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi (KİSHUS) ve diğer sözleşmelerle kökleşmiştir
Çeşitli sözleşmelerle zamanla ayrıntılı düzenlemelere gidilen ve bağlılığı artan bu hak, ulusal alanlarda da etkisini göstermiş ve devletlerin bu yapı içinde muhakemenin ulusal yasalara uygun olup olmadığı, ulusal yasaların uluslararası adil yargılanma güvenceleriyle uyumlu olup olmadığı ve yasaların uygulanma biçiminin uluslararası standartlara aykırılık taşıyıp taşımadığı noktalarında, ulusal yasaların uluslararası konsensusa uyumlaştırma çabalarını doğurmuştur
Uluslararası sözleşmelerle düzenlenen bu standartlar, idari tutma dahil bütün tutma biçimlerine ve cezai olmayan hukuk davaları dahil bütün davalara uygulanabildiği halde, daha önceden belirttiğimiz üzere ceza yargılamasında yoğunlaşmaktadır
Bu durumda kısaca uluslararası insan hakları belgeleri ve organlarınadeğinmekte fayda var
I)BELGELER
A) İNSAN HAKLARI BELGELERİ
Bazı belgeler, kendilerini bağlı saymayı kabul eden devletler için hukuki bağlayıcı nitelikte belgelerdir Sözleşme dışı nitelikteki diğer belgelerse, devletlerin dikkate almaları gereken standartlar üzerinde uluslararası toplumun üzerinde anlaştığı ve görüş birliğini yansıtan belgelerdir

a)Sözleşmeler
Antlaşma, şart ve protokol gibi adlarla anılan belgeler, kendilerini bağlı sayan devletleri hukuken bağlayıcı nitelikteki sözleşmelerdir Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi (KİSHUS), İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele ve cezaya karşı sözleşme  gibi bazı uluslararası belgeler dünya üzerindeki tüm devletlerin onayına açıkken, Afrika Halkları ve İnsan Hakları Şartı, Amerika İnsan Hakları Sözleşmesi  gibi bazı sözleşmelerse nitelikleri gereği yalnızca belirli bir bölgesel örgüte dahil devletlere açılan insan hakları sözleşmeleridir
Devletler, imza ve onaydan oluşan iki aşamalı bir süreç ya da sözleşmeye katılım yolunu seçerek bu sözleşmelerin kendileri için bağlayıcı olmasını sağlayabilirler Bir devlet, bir sözleşmeyi imzalaması halinde gelecekte o sözleşmeyi onaylama iradesini açıkça belli etmiş olur ve artık bu iradesine uyan davranışlarda bulunmak durumundadır Devlet, eğer sözleşmeyi onaylar veya sözleşmeye katılırsa artık taraf olur ve artık sözleşmedeki bütün hükümlere uymak ve yükümlülüklerini yerine getirme taahhüdü altına girer
Bir protokol, bir sözleşmeye ilave veya değişiklik getiren başka bir sözleşmedir Uygulamada genellikle protokollerin, mevcut bir sözleşmeyi ek hükümlerle genişlettiği veya bir şikayet mekanizması kurduğu görülür İlgili devletlerin bu protokollere katılması veya onaylamasıyla söz konusu protokoller, hukuksal bağlayıcılık kazanırlar
Tüm bu sözleşme hükümlerinin yorumlanması aşamasında da, sözleşme izleme kuruluşlarının veya insan hakları mahkemeleri içtihatları, karar ve tespitleri yol gösterici niteliktedir (BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörlüğü kararları  gibi)
b)Sözleşme dışı belgeler
Genellikle bildiri, ilke, kural  vb biçimde adlandırılan bu belgeler, sözleşmelerin hukuki gücüne sahip olmasalar da hükümetlerce uzun yıllar müzakere edildiği ve BM Genel Kurulu gibi siyasal bir organca konsensusla edilmesinin yarattığı ikna ve siyasal güç dolayısıyla devletler üzerinde bağlayıcı nitelikleri olduğu söylenebilir Bu belgeler bazen de uluslararası teamüllere göre daha önce bütün devletlerce bağlayıcı kabul edilen ilkeleri de teyit ederler
B) ULUSLARARASI SÖZLEŞME NİTELİĞİNDEKİ BELGELER
1966 yılında BM Genel Kurulunca kabul edilen, 1976 yılında da yürürlüğe konulan Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi (KİSHUS), kişisel ve siyasal hakları düzenlemekte ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde (İHEB) tanınmış olan bu konudaki hakları açımlayan; onaylayan veya katılan devletleri hukuken bağlayan bir sözleşmedir Yaşama hakkı, ifade, düşünce ve toplanma ve örgütlenme özgürlüğü hakkı, keyfi olarak gözaltına alınamama ve tutulamama hakkı, işkence ve kötü muamele görmeme hakkı ve adil yargılanma hakkı  gibi bir takım temel hakları koruma altına alan bir sözleşmedir
İnsan Hakları Komitesi, KİSHUS ve 1976 yılında yürürlüğe giren Kişisel ve Siyasal Hakları
Uluslararası Sözleşmesine (Birinci) Seçmeli Protokol ve 1991 yürürlük tarihli KİSHUS’ne ölüm cezasını kaldırmayı amaçlayan (İkinci) Seçmeli Protokol’ün uygulanmasını izler Söz konusu sözleşmelerin yorumlanmasında da İnsan Hakları Komitesinin genel yorumları resmi yol göstericidir
KİSHUS haricinde BM’nin İşkenceye Karşı Sözleşme olarak da bilinen 1984 kabul, 1987 yürürlük tarihli İşkenceye ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ve cezaya karşı sözleşme; 1989 yılında BM Genel Kurulu’nca kabul edilen 1990 yürürlük tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesi; ve 1981’de yürürlüğe giren Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesine dair sözleşme (Kadın Hakları Sözleşmesi); ve nihayet 1965 yılında kabul edilen, 1969’da da yürürlüğe giren Her türlü ırk ayrımcılığının tasfiye edilmesine dair sözleşme (Irkçılığa Karşı Sözleşme)  gibi geniş katılımlı sözleşmeleri de vardır
Bunlar haricinde 1949 Cenevre Sözleşmeleri de (4 adet); adil yargılanmayı güvence altına alan, esas olarak uluslararası silahlı çatışmalar ve iç savaşlar sırasında sivilleri ve savaşan tarafları koruyan BM sözleşmelerinden bir tanesidir Bu sözleşmeye ek 1 ve 2 Protokoller de uluslararası ve iç salahlı çatışmalardaki adil yargılanma güvencesini içeren Cenevre Sözleşmeleri’ni genişleten hükümler getiren ek sözleşmelerdir
C) SÖZLEŞME DIŞI NİTELİKTE OLAN ULUSLARARASI BELGELER
Yine BM Genel Kurulu’nca 1948 yılında kabul edilen İHEB, tüm devletlerin tutum ve davranışlarını düzenlemelerini gerektiren evrensel nitelikte tanınmış belgeler bütünüdür Evrensel Bildiri’nin 10 ncu ve 11 nci maddelerinin yanı sıra birçok maddesinde de tanınmış olan adil yargılanma hakkı, uluslararası teamül hukukunun veya birçok devletin hukuk sisteminde bulunan hukukun genel ilkelerinin bir parçasıdır Bu nedenle tüm devletler için bağlayıcı nitelik taşır
Evrensel Bildiri’nin yanı sıra, herhangi bir biçimde tutulan ya da hapsedilen kişilerin korunması için ilkeler bütünü, mahpusların ıslahı için asgari standart kurallar, avukatların rolüne ilişkin temel ilkeler, savcıların rolüne ilişkin yönerge, yargı bağımsızlığına ilişkin temel ilkeler, ölüm cezası ile karşılaşanların haklarının korunmasını güvence altına alan koruyucular BM’nin yetkili organlarınca görüşülmüş ve üye devletlerin onayına açılmış, adil yargılanmayı her alanda yaygınlaştırmak ve etkinleştirmek amacı güden sözleşme dışı nitelikteki diğer uluslararası belgelerden birkaçıdır
D) SÖZLEŞME NİTELİĞİNDEKİ BÖLGESEL BELGELER
Bölgesel düzeydeki hükümetler arası kuruluşlarca, kural olarak belirli bir bölgesel örgüte üye olan devletlere uygulanabilir nitelikte olan ve insan haklarını güvence altına almak amacıyla geliştirilen ve onaya sunulan bölgesel bildiri ve sözleşmeleridir
Bireylerin, devlete ve tabi oldukları yargıya ilişkin haklarını geliştirici nitelikteki bu sözleşmeler özellikle azgelişmiş ülkelerin çoğunlukta bulunduğu, bir zamanın sömürge devletleri niteliğindeki Afrika ülkelerinde kendisini insan Afrika Şartında göstermektedir Afrika Birliği örgütünce 1981’de kabul edilen ve 1986’da yürürlüğe giren Afrika Şartı, özellikle kişinin kendisi ile ilgili işlemlerin sebeplerini öğrenme hakkının bir parçası olarak temel adil yargılanma güvencelerini taşımaktadır
Amerika’da da İnsan Hakları ve Ödevleri Amerikan Bildirisi ve Amerikan Devletler Örgütü Şartı, 1948 yılında 9 Amerikalılararası Konferans tarafından kabul edilmiş, özellikle bildirinin XXVI Maddesinde değinilen adil yargılanma hakkı, temel bir insan hakkı olarak bildiride yerini almıştır
Yine 1969’da kabul edilen ve 1978’de yürürlüğe giren İnsan Hakları Amerikan Sözleşmesi de Amerika Devletler Örgütü’ne üye bütün devletlerin onayına ve katılımına açılmış 8 maddesinde adil yargılanma hakkının düzenleyen genel nitelikte bir insan hakları sözleşmesidir
Bu temel Amerikan sözleşmelerine ek protokoller ve tüm dünyaca önlenmesine çalışılan kadınlara ve çocuklara şiddet önleyici, işkenceyi ve zorla kaybı yok etmeyi amaçlayan birçok sözleşmede bulunmaktadır Tüm bu sözleşme ve protokollerle insan haklarına uyulmasını ve söz konusu hakların savunulmasını geliştirmek ve tüm Amerikan Devletler Örgütü üyesi devletlere açık bir danışma organı olarak kurulan İnsan Hakları Amerikan Komisyonu ve Amerikan Sözleşmesinin yorumlanması ve uygulanmasını gözeten Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi de yargı yetkisini tanımış ülkelerdeki ihlalleri izleyen bir kuruluştur
Kısaca Avrupa’ya da bakacak olursak temel nitelikteki İnsan Haklar ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme’nin (Avrupa Sözleşmesi) ilgili maddeleriyle de önemli yargılama güvenceleri sağlanmıştır Diğer sözleşmelerden farklı olarak Avrupa Sözleşmesine taraf olabilmenin ön koşulu Avrupa Konseyi üyesi olmaktır Bu nedenle Avrupa Konseyi üyesi tüm devletler sözleşmenin tarafı olabilmek için temel yeterliliğe sahip ülkelerdir
II) YARGILAMAYA İLİŞKİN HAKLAR
İnsan olmanın gerektirdiği tüm hakları gözeten ve geliştiren bu sözleşme ve protokollerle güvence altına alınan yargılamaya ilişkin hakları,
1)Duruşma öncesi haklar
2)Son soruşturma (yargılama) aşamasındaki haklar
olarak 2 bölüme ayırmak ve bu sistematik açısından konuyu incelemek daha sağlıklı olacaktır
Buna göre duruşma öncesi hakları; özgürlük hakkı, tutulan kişinin bilgilendirilme hakkı, duruşma öncesi hukuki yardım alma hakkı, tutulan kişilerin dış dünyaya ulaşma hakkı, derhal bir yargıç ya da başka bir yargısal görevli önüne çıkarılma hakkı, tutulmanın hukukiliğine itiraz hakkı, makul bir sürede yargılanma ya da salıverilme hakkı, savunma hazırlamak için yeterli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı, sorgulanma sırasındaki haklar ve insani koşullarda tutulma ve tutulma sırasında işkence görmeme hakkı olarak 10 bölüm altında incelemek gerekir
1) DURUŞMA ÖNCESİ HAKLAR
a)Özgürlük Hakkı
Herkes kişi özgürlüğüne hakkı vardır [url=http://www frmtr com/#_ftn4] Bu bir temel insan hakkıdır Sadece ulusal ve uluslararası hukuka uygun ve bir sebebe dayanılarak gözaltına alma veya tutma ya izin verilebilir Gözaltına alma veya tutma keyfi olamamalı ve sadece yetkili kişiler tarafından yapılabilmelidir Hakkında suç isnadı bulunan bir kimse, normal olarak yargılama sürerken tutulu bulunmamalıdır
b)Tutulan kişinin bilgilendirilme hakkı
Gözaltına alınan veya tutulan bir kimseye, gözaltına alınma veya tutulma sebepleri ve avukat hakkı da dahil olmak üzere bütün hakları hemen bildirilmek zorundadır Kendisine karşı yöneltilen suçlama hakkında derhal bilgi verilmelidir bu bilgi, kişinin gözaltına alınması ya da tutulmasının hukukiliğine itiraz etmesine, eğer bu kişi hakkında bir suçlama varsa savunmasını hazırlamaya başlamasına imkan verecek nitelikte olmalıdır [url=http://www frmtr com/#_ftn5]
c)Duruşma öncesi hukuki yardım alma hakkı
Gözaltına alınan, bir suç isnadı bulunup bulunmadığına bakılmaksızın tutulan veya tutulu olup olmadığına bakılmaksızın suç isnadı ile karşı karşıya kalan herkes haklarının korunması ve savunmasına yardım etmesi için bir avukattan yararlanma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn6]
Avukatların rolüne ilişkin temel ilkelerin 1 maddesi ceza yargılamasının bütün aşamalarında hukuki yardım hakkını düzenler Duruşma öncesi yardım hakkı; temel metinler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Amerikan Sözleşmesi ve Avrupa Sözleşmesinde açıkça yer almasa bile, metinleri izleyen komisyon ve komitelerin yorumlarında bu hakkın gerekliliği açıkça ifade edilmiştir
Kişinin avukat tutacak maddi olanağı yoksa kendisine etkin, nitelikli ve ücretsiz bir avukat atanmalıdır Kişinin avukatıyla iletişim kurması için yeterli zaman ve kolaylık tanınmalı, avukatına ulaşması hemen sağlanmalıdır
d)Tutulan kişilerin dış dünyaya ulaşma hakkı
Gözaltında tutulan herkes derhal ailesine, avukatına, doktora, yargısal bir görevliye; yabancı uyrukluysa konsolosluk görevlisine ya da yetkili bir uluslararası örgüte ulaşma hakkına sahiptir Gözaltına alınan, tutulan ya da hapsedilen herkes durumu hakkında ailesi ve arkadaşlarını bilgilendirmek, bir doktor tarafından muayene edilme ve gerektiğinde tedavi olma hakkına sahiptir Deneyimler gösteriyor ki dış dünyayla bağlantı kurma hakkı işkence ya da kötü muameleye maruz kalma, kayıp edilme gibi ihlallere karşı temel bir koruyucu nitelik olmakla birlikte adil yargılama yapılması için de yaşamsal önem taşıyan temel bir haktır [url=http://www frmtr com/#_ftn7]
e)Derhal bir yargıç ya da başka bir yargısal görevlinin karşısına çıkarılma hakkı
Kişilerin keyfi gözaltına alma ve ya tutmaya karşı korumak ve temel insan haklarının ihlalini önlemek için, bütün tutma ve hapsetme olaylarında ya yargısal veya diğer bir makam karar vermeli ya da bu olaylar yargısal veya diğer makamın etkili denetimine tabi tutulmalıdır [url=http://www frmtr com/#_ftn8]
Gözaltına alınarak veya tutularak özgürlüğünden yoksun bırakılan herkes, haklarının korunabilmesi için bir yargıç ya da hukuken yargılama yetkisine sahip başka bir yargısal görevlinin önüne derhal çıkarılma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn9]
KİSHUS m 9/3 sadece bir suç isnadıyla gözaltına alınmış ya da tutulmuş kişilere uygulanırken, diğer hükümler geniş biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkese uygulanır
f)Tutulmanın hukukiliğine itiraz hakkı
Özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkesin, tutulmanın hukukiliğine itiraz etmek ve tutulmanın usulüne uygun olarak incelenmesini isteme hakkı vardır Böyle bir başvurunun yapılması halinde yetkililer tutulu bulunan kimseyi makul bir gecikme olmadan ilgili mahkemenin önüne çıkarmak zorundadır [url=http://www frmtr com/#_ftn10] Bu hakkın kullanımı bir yargıç önüne çıkarılma hakkından farklıdır, zira bu hakkın kullanımı yetkililer tarafından değil, tutulan bir kimse ya da onun adına başlatılır
Ayrıca hukuka aykırı gözaltı ya da tutma dolayısıyla mağdur olan herkes, tazminat dahil uygulanabilir bir giderim edinme hakkına da sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn11]
g)Makul bir sürede yargılanma ya da salıverilme hakkı
Kendisine suç isnadı yöneltilmek suretiyle tutulan herkes, makul bir süre içinde yargılanma ya da yargılama sürerken salıverilme hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn12]
Makul süre; işlendiği iddia edilen suçun ağırlığı, verilebilecek olası cezanın niteliği ve ağırlığı, sanığın salıverildiği takdirde kaçma tehlikesi gibi etkenler göz önüne alınarak her somut olaya göre belirlenecektir
h)Savunma hazırlamak için yeterli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı
Savunma hakkının anlamlı olabilmesi için, hakkında bir suç isnadı bulunan herkesin veya varsa avukatının, savunma hazırlamak için yeterli zaman ve olanak sağlanması hakkı bulunmalıdır [url=http://www frmtr com/#_ftn13]
Yeterli zaman, yargılamanın niteliğine ve her davanın somut koşullarına göre değerlendirilecektir Ayrıca savunma hazırlamak için sanığın tüm bilgi ve belgelere ulaşma, isnat hakkında ayrıntılı bilgi edinme ve bilirkişilere ulaşma kolaylıkları da (adil bir yargılama hükmü için) sağlanmalıdır
i)Sorgulama sırasındaki haklar
Suç işlediğinden kuşkulanılan veya hakkında suç isnadı bulunan kişiler, ceza muhakemesinin hazırlık aşamasında işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı davranışlara maruz kalabileceğinden isnadda bulunan kişilere koruyucu nitelikte bazı haklar tanınmıştır İkrara zorlama yasağı, susma hakkı, çevirmen isteme hakkı, sorgu tutanaklarına ulaşma hakkı  gibi temel haklar kişiye sorgulanma sırasında tanınan koruyucu nitelikteki haklardan birkaçıdır
j) İnsani koşullarda tutulma ve tutulma sırasında işkence görmeme hakkı
Tutulma koşulları, sanığın yargılanmaya hazırlanmasına engel bir durumsa veya sanık işkence veya kötü muameleye maruz kalırsa adil bir yargılamadan bahsedilemez Bu durumda, tutulu bulunan sanık insani koşullarda tutulma ve bu sırada kötü muamele ve işkenceye maruz kalmamak gibi koruyucu bir takım haklara sahiptir Tüm bu koruyucu hükümler asgari standart kurallar bütününün ilgili maddelerinde belirtilmiştir
Son soruşturma yani yargılanma süresindeki hakları da 15 başlık altında incelemek mümkündür Bunlar; mahkeme ve hukuk önünde eşitlik hakkı, hukuken kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yerinde yargılanma hakkı, adil muhakeme hakkı, aleni muhakeme hakkı, suçsuzluk karinesi, suçu ikrara ve (kendi aleyhine) tanıklığa zorlanmama hakkı, işkence ya da diğer zor yöntemlerle elde edilen kanıtların dosyadan çıkarılmasını isteme hakkı, ceza yasalarının geriye yürümezliği ve çifte yargılama yasağı yersiz gecikme olmadan yargılanma hakkı, bizzat ya da avukat aracılığıyla kendini savunma hakkı, duruşmalarda hazır bulunma hakkı, tanık dinletme sorgulama hakkı, çevirmen ve çeviri hakkı, kararlar ve cezalar
2) SON SORUŞTURMA (YARGILAMA) SIRASINDAKİ HAKLAR
a) Mahkeme ve hukuk önünde eşitlik hakkı
Herkes hukuk önünde eşit haklara sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn14] Yargılama süreci bağlamındaki eşitliğin güvence altına alınması; ayrımcı hakların yasaklanması, mahkemelere eşit ulaşma ve mahkemeler tarafından eşit muamele edilme  gibi birçok anlam içeren, çok yönlü bir haktır
b)Hukuken kurulmuş, yetkili, bağımsız, tarafsız bir yargı yerinde yargılanma hakkı
Adil yargılanma hakkının temel kurumsal güvencesi, kararların siyasal kurumlarca değil, hukuka uygun kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız yargı yerlerince verilmesidir
Bir ceza veya hukuk davasıyla yüz yüze gelen herkes, hukuken kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yerinde yargılanma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn15] Bu hak, istisna kabul etmeyen bir hak olarak İnsan Hakları Komitesinin ve devletlerin kabul ettiği temel bir haktır Bu da doğal olarak yargının bağımsızlığı ilkesiyle doğrudan ilgilidir
c)Adil muhakeme hakkı
Adil yargılanmanın merkezinde yer alan bu hak dolayısıyla herkes, adil muhakeme hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn16]
Ceza davalarında adil muhakeme hakkı, suçsuzluk karinesi, yersiz gecikme olmadan yargılanma, savunma hazırlama, kişinin kendisini bizzat ya da avukatı aracılığıyla savunma, tanık dinletme ve sorgulama, geriye yürüyen ceza yasalarından korunma hakkı gibi bir dizi hakta somutlaşır Tüm bunlar asgari güvenceler olmakla beraber, tüm bu hakların yerine getirilmesi adil bir yargılanma anlamına gelmez Adil yargılanma bu tek tek güvencelerin toplamından daha geniştir ve yargılamanın bütününe dayanır [url=http://www frmtr com/#_ftn17]
Adil muhakemenin temel ölçütlerinden biri, davanın tarafları arasında silahların eşitliği ilkesidir Bütün yarılama süreci boyunca gözetilmesi gereken ilke, her iki tarafın yargılama sırasında usul açısından eşit konuma sahip olmalarını sağlayacak tarzda muamele görmeleri ve davaya hazırlanırken eşit konumda bulunmaları anlamına gelir Silahların eşitliği ilkesi, savunmanın iddia makamıyla eşit bir şekilde davasını hazırlama ve sunmada makul fırsatlara sahip olmasını güvence altına almaktadır [url=http://www frmtr com/#_ftn18]
d) Aleni muhakeme hakkı
Sınırlı sayıda belirtilen durumlar dışında[url=http://www frmtr com/#_ftn19] bütün duruşmalar ve kararlar aleni olmalıdır [url=http://www frmtr com/#_ftn20] Bu hak yargısal sürecin adilliği ve bağımsızlığı için temel bir koruyucudur ve halkın adalete güvenini pekiştiren bir araçtır
e) Suçsuzluk karinesi
Herkes adil yargılanmanın asgari gereklerini içeren bir yargılamayla hukuka göre mahkum olmadıkça ve oluncaya kadar, suçsuz sayılma ve buna göre muamele görme hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn21] Suçsuzluk karinesi sadece duruşmalarda ve kanıtların değerlendirilmesinde değil, ilk soruşturma aşamasında da uygulanmaktadır
Ayrıca suçsuzluk karinesi bir ceza davası üzerinde doğrudan iddia makamına, sanığın suçlu olduğunu kanıtlamak zorunluluğu yüklediği için sanık için önemli bir koruma silahıdır
f) Suçu ikrara ve (kendi aleyhine) tanıklığa zorlanmama hakkı
Suçsuzluk karinesinde bahsettiğimiz gibi, bu karineye göre hakkında suç isnadı bulunan hiç kimse, suçu ikrara ve kendisi aleyhine tanıklık yapmaya zorlanamaz Bu yasak, isbat yükünü iddia makamına yükleyen suçsuzluk karinesi ve işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı muamelelerin yasağına uygunluk gösterir [url=http://www frmtr com/#_ftn22]
Sanığın polis sorgulaması ve yargılama sırasındaki susma hakkı da, uluslararası alanda himaye edilen suçsuzluk karinesi ve suçu ikrar ve kendi aleyhine tanıklığa zorlanmama hakkının içerisinde yer alır
g) İşkence ya da diğer zor yöntemlerle elde edilen kanıtların dosyadan çıkarılması
Sanığın ikrarı dahil, işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleler sonucu elde edilen kanıtlar, işkence ya da kötü muamelenin şüpheli faillerine karşı açılan davalar dışında kullanılamaz
İşkence sonucu verilen herhangi bir ifade, söz konusu halin konu olduğu davalar dışında kanıt olarak kabul edilemez [url=http://www frmtr com/#_ftn23] Gerek İnsan Hakları Komitesi kararlarında, gerekse ilkeler bütününde iradeyi sakatlayan bu tip davranışlar ve sorgu yöntemlerini kullanmayı kesin bir dille yasaklamıştır [url=http://www frmtr com/#_ftn24]
h) Ceza yasalarının geriye yürümezliği ve çifte yargılama yasağı
İşlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka ya da uluslar topluluğu tarafından tanınmış hukukun genel ilkelerine göre suç oluşturmayan bir eylem ya da ihmalden dolayı kimse mahkum edilemez,[url=http://www frmtr com/#_ftn25] bu geriye yürümezlik yasağı olağanüstü hal dahil hiçbir koşulda askıya alınamaz [url=http://www frmtr com/#_ftn26]
Hiç kimse hakkında, aynı egemenlik alanı içinde aynı suç nedeniyle birden fazla kovuşturma yapılamaz [url=http://www frmtr com/#_ftn27]
i) Yersiz gecikme olmadan yargılanma hakkı
Bir suç isnadı ile suçlanan herkes, yersiz bir gecikme olmadan (makul sürede) yargılanma hakkına sahiptir Buna göre ceza muhakemesi makul bir süre içinde başlamalı ve bitmelidir [url=http://www frmtr com/#_ftn28] Makul sayılabilecek süre, davanın özel koşullarına dayanılarak takdir edilecektir
j) Bizzat ya da avukat aracılığıyla kendini savunma hakkı
Duruşma öncesi haklardan “avukat hakkı”nda da belirttiğimiz üzere, hakkında suç isnadında bulunulan bir kimse, kendisini suçlamalara karşı savunma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn29] Bu kimse kendi seçtiği bir avukatın yardımını alma, ödeme gücü yoksa da, kendisine ücretsiz olarak bir avukat atanma hakkına sahiptir
Söz konusu hak, avukatla sanık arasındaki gizli iletişim ve kendini temsil eden, avukatların, mesleki görevlerini yerine getirirken taciz veya tehdide varan müdahalelerle karşılaşmaları yasağını da içerir
k) Duruşmalarda hazır bulunma hakkı
Hakkında suç isnadı bulunan herkes, aleyhindeki iddiaları dinlemek ve savunma yapmak için ilk derece mahkemesi önünde veya duruşmanın niteliğine göre üst derece mahkemesi önündeki duruşmalarda hazır bulunma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn30] Zira hazır bulunma hakkı, sanığın kendisini savunma hakkını bütünleyici bir haktır
l) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı
Hakkında suç isnadı bulunan herkes, savunma hakkının temel bir unsuru olan kendi lehine tanık dinletme ve aleyhindeki tanıkları sorula(t)ma hakkına sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn31] Tabi ki mağdurların ve diğer tanıkların misillemelerinden ve gereksiz sıkıntılardan korunma hakları sanığın savunma hakkıyla dengelenmelidir
m) Çevirmen ve çeviri hakkı
Bir sanık mahkemede kullanılan dili konuşmakta, anlamakta ya da okumakta zorlanıyorsa, yeterli bir çevirmenin yardımından yararlanma , belgeleri çevirtme hakkına sahiptir
n) Kararlar
Cezai olan veya olmayan yargılamalardaki kararlar, dar biçimde tanımlanmış belirli durumlar dışında* aleni olarak verilmelidir [url=http://www frmtr com/#_ftn33]
Kararların aleni verilmesi, mahkemelerin kararlara gerekçe göstermesine sağlamak ve sanığın bu karar itiraz edebilmesi için gerekli bir koşuldur Herkes makul sürede yargılanma, aleni ve gerekçeli karar hakkına sahiptir
o) Cezalar
Hukukun öngördüğü cezalar, ancak uluslararası standartlara uygun , adil bir yargılanma sonucu mahkum edilen kişilere verilebilir
Bir suç işlemekten dolayı mahkum olan herkes, mahkumiyetin ve cezanın daha yüksek bir yargı yeri tarafından denetlenmesi hakkına da sahiptir [url=http://www frmtr com/#_ftn34]
Tüm bu adil yargılama ilkeleri; çocuklar, ölüm cezası davaları, özel ve askeri mahkemeler, olağanüstü hal ve silahlı çatışma halleri gibi özel durumlarda hassaslıkla uyulması gereken temel ilkelerdir Bu özel durumlarda adil yargılanma ilkesinin geçerli olabilmesi için; uluslararası standartlara uygun, katılımlı, çok taraflı uluslararası sözleşmeler akdedilmiş ve sağlanan asgari standartlar tüm bu davalarda uygulanması gereken temel sınırlar olarak belirlenmiştir
Yargının ortaya çıkışından bu yana var olan yukarıda değinilen ilkeler, uluslararası geçerliliği olan bir metinde ve taraflar için bağlayıcı kurallar olarak bir sözleşme hükmü kimliğinde ifadesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bulmuştur
III) TÜRKİYE’NİN AİHS’NE KATILIMI, AİHS’NİN 6 MADDESİNİN İNCELENMESİ VE TÜRK HUKUKUNA YANSIMALARI
Avrupa Konseyi’nin 1949’da kurulmasından sonra aralarında Türkiye’nin de bulunduğu “aynı inancı taşıyan ve siyasi gelenekler, idealler, özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü konularında ortak mirası paylaşan” Avrupa Devletlerinin üye hükümetleri, BM Genel Kurulu tarafından, 10 12 1948’de duyurusu yapılan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan bazı hakların topluca güvenceye bağlanmasını sağlamak yolunda ilk adımlarını atarak,[url=http://www frmtr com/#_ftn35] Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 4 11 1950’de Roma’da imzalamış, söz konusu sözleşme de 3 9 1953’de yürürlüğe girmiştir
10 3 1954 tarih ve 6366 sayılı yasa ile de Türkiye tarafından onaylanmıştır Bilindiği üzere 1982 Anayasası 90 maddesi hükmüne göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler yasa hükmündedir, bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamaz Böylece sözleşmede yer alan ilke ve kurallar, söz konusu tarihten itibaren bir iç hukuk kuralı haline gelmişlerdir
Sözleşme çeşitli zamanlarda çıkartılan ek protokollerle geliştirilmiş, bu surette AİHS, bir bakıma yer yönünden mevcut insan hakları sözleşmelerinin en gelişmiş ve etkin olanı niteliğini kazanmıştır [url=http://www frmtr com/#_ftn36] AİHS’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6 maddesi, 22 1 1984’te imzaya açılan ve 7 devletin onaylamasıyla 1 11 1988 tarihinde yürürlüğe giren(sadece onaylayan devletleri bağlayan) 7 nolu Protokol ile daha ayrıntılı bir düzenlemeye konu olmuştur Türkiye, 7 nolu Protokolü 14 3 1985’te imzalamış, fakat henüz onaylamamıştır AİHS 7 nolu protokole göre, özetle “Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her şahıs bir üst derece mahkemesine başvurmak hakkına sahiptir Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme şartları da dahil olmak üzere kanunla belirlenir;[url=http://www frmtr com/#_ftn37] yeni veya sonradan ortaya çıkan bir delilden adli bir hata sonucu mahkum edildiği anlaşılan ve bu mahkumiyet nedeniyle cezaya çarptırılmış olan kişiye, ilgili devletin kanunlarına göre tazminat ödenir [url=http://www frmtr com/#_ftn38] İşlediği suç nedeniyle yargılanıp kesin hükümle beraat eden veya mahkum olan kişi –yeni veya sonradan ortaya çıkan delillerin verilen hükmü etkiler nitelikte olması hali saklı kalmak kaydıyla – ayni devlet mahkemeleri tarafından tekrar kovuşturulamaz veya [url=http://www frmtr com/#_ftn39]cezalandırılamaz ”
Türkiye bireysel başvuru yolunu açan bildirimini ancak 28 Ocak 1987 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne vermiş olup, bunu 9 3 1990 tarihinde yaptığı ikinci bildirim ve 25 5 1992 tarihinde yaptığı ek bildirim ve nihayet 28 Ocak 1996 tarihli üçüncü bildirimi izlemiştir Bildirimler ile ek bildirimlerde Türkiye çekincelerini bildirmiştir Özellikle 1987 sonrasında, yani bireysel başvuru yolunun açılıp işlemeye başlamasından sonra, Türkiye ile ilgili çok sayıdaki başvurunun yapıldığı bilinmektedir *
'Adil Yargılama', AİHS'nin 6 maddesinde yer almaktadır
Madde 6- Adil yargılanma hakkı
1 Medeni hak ve yükümlülüklerinin ya da kendisine isnat edilen herhangi bir suçun belirlenmesinde, herkes, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından, makul süre içerisinde, adil yargılanma ve aleni duruşma hakkına sahiptir Hüküm aleni olarak açıklanır; ancak basın ve kamu duruşmanın tamamından ya da bir kısmından, bir demokratik toplumda, ahlak, kamu düzeni yahut milli güvenlik yararına, gençlerin çıkarlarının ya da tarafların özel yaşamının korunmasının bunu gerektirmesi hallerinde, ya da aleniyetin, adaletin gereklerine zarar verebileceği özel koşullar bulunması halinde, mahkemenin görüşüne göre kesin biçimde gerekli olduğu ölçüde, çıkartılabilir
2 Bir suç isnat edilen herkes, hukuka uygun olarak suçluluğu kanıtlanana dek masum sayılacaktır
3 Bir suç isnat edilen herkes, en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
(a) kendisine yöneltilen suçlamanın mahiyeti ve nedeni hakkında, derhal, anlayabileceği dilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirilmiş olmak;
(b) savunmasını hazırlamak için yeterli zamana ve olanaklara sahip olmak;
(c) bizzat ya da kendi seçtiği bir yasal yardımcı/(savunmanı) yoluyla savunmasını yapmak ya da, yasal yardım almak için yeterli ödeme gücüne sahip değil ise, bu yardımın, adaletin yararının gerektirmesi halinde, kendisine ücretsiz olarak sağlanması;
(d) aleyhine olan tanıkları sorguya çekmek ya da çektirmek ve kendi lehine olan tanıkların, aleyhine olan tanıklarla aynı koşullar çerçevesinde, hazır bulunmalarını ve sorgulanmalarını sağlamak;
(e) mahkemede kullanılan dili anlamıyor ya da konuşamıyor ise, bir çevirmenin yardımından ücretsiz olarak yararlanmak haklarına sahiptir
AİHS’ nin 6 maddesinin 1 fıkrasında öngörülen “adil yargılanma hakkı” madde metninde açıkça belirtildiği üzere, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin anlaşmazlıklar ve ceza hukuku alanındaki suçlamalarla sınırlıdır Böylece, gerçek ve tüzel kişiler arasındaki özel hukuk ilişkilerinden, Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukuku kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan anlaşmazlıklar ve cezai nitelikteki suçlamalar söz konusu madde kapsamındadır Ayrıca Divan, 6 maddenin, medeni hak ve borçlara ilişkin idari işlemlerden doğan anlaşmazlıklara da uygulanacağı görüşündedir Buna karşılık medeni hak ve borçlarla ilişkisi olmayan kamu hukuku işlemleri nedeniyle ortaya çıkacak anlaşmazlıklar 6 maddenin kapsamında değildir [url=http://www frmtr com/#_ftn41]
AİHS'nin 6 maddesi hükmünün uygulanmasında aranan ön koşulsa, ortada bir 'hak' ve hakka ilişkin bir 'niza'nın olmasıdır Buna göre:[url=http://www frmtr com/#_ftn42]
a) Ulusal hukukça 'hak' olarak tanımlanmayan diğer bir deyimle bir ulusal merciler önünde hak sıfatıyla ileri sürülüp 'makul zeminde savunulamayan bir iddia 6 madde düzeyinde ele alınamaz [url=http://www frmtr com/#_ftn43]
b) Niza ise, geniş ve nesnel anlamda yani 'sav' olarak anlaşılmaktadır Bunlar bir bakıma hak arama özgürlüğünün de koşullarıdır ve adil yargılanma hakkının şekli ön koşulları olarak kabul edilebilir
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 maddesinde yer alan adil yargılanmaya ilişkin bu hükümler, TC Anayasası 36, 37, 138, 139, 140, 141 maddeleri hükümlerinde esas olarak yer almaktadır Sözleşmenin anılan maddesinin kimi hükümleri ise, ceza hukukunun temel ilkeleri olarak ifade edilmiştir
Buna göre 1982 Anayasası’nın “hak arama özgürlüğü”nü düzenleyen 36 maddesine göre, “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir ”
Anayasanın 37 maddesi ise, “ Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz Hiç kimseyi kanunen bağlı olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz ” ibareleriyle “kanuni hakim güvencesini” anayasal bir hükümle güvence altına almıştır
Anayasanın 38 maddesi de, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz ” ifadesinde bulunmuştur
Yine Anayasanın 138/1 maddesinde mahkemelerin bağımsızlığından bahsedilmiştir Buna göre, hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler Hiçbir organ, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz (AY m 138/2) Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz (AY m 138/3) Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez (AY m 138/son)
Hakimlik ve savcılık teminatından bahseden 139 madde ise, “hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada öngörülen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz ” hükmünü düzenlemektedir
Anayasanın 140 maddesi de hakimlik ve savcılık mesleği başlığı altında “hakimler mahkemenin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler ” biçimindedir
Anayasanın 141 maddesi duruşmaların aleni ve kararların gerekçeli olması konusundaki düzenlemesiyle AİHS’nin 6 maddesiyle paralellik göstermektedir Buna göre “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir / Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır / davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir ”
Mahkemelerin kuruluşunu düzenleyen 142 madde ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başlıklı 159 madde de adil yargılanma hakkını güvence altına alan düzenlemelerdir
Ceza ve usul hukuku yasalarında da anayasaya paralel olarak aynı veya benzer nitelikteki koruyucu kurallar bulunmaktadır Ancak son zamanlarda yapılan özensiz değişikliklerle özellikle AİHS’nin 6 maddesi hükümlerinde bazı dengeler kaydırılmıştır Örneğin, HUMK 195 maddesinde bireyler için dava dilekçesine cevap süresi 10 gün, 432 maddede temyiz süresi 15 gün iken; kamu kuruluşları için bu süre 30 gün olarak düzenlenerek söz konusu hükümler silahların eşitliği ilkesine karşıt düzenlemeler haline gelmişlerdir Oysa davada tarafların eşit silahlara sahip olmaları; kanıt sunmak, sunulan kanıtları değerlendirmek, iddialarını savunmak bakımından eşit olanak ve garantilerden yararlanabilmelerini ifade eder
Tüm bu kurallarla, daha çok yargıya ve onunla ilgili olanlara görevler yüklendiği anlatılmak istenmiştir Kişilerin, yargı ve yargıçlar önünde adil yargılanma hakkı olduğu dolaylı olarak anlaşılmaktadır Oysa bu dolaylı anlatım yerine yurttaşlarda hak bilincini oluşturmak, yargılamanın adil yapılacağı güvenini vermek ve yargıçlarda karşılarında hak sahibi, bunu bilen güçlü kişilerin bulunduğu yolunda sorumluluk bilinci yaratmak için kişilerin adil yani doğru ve güvenli yargılama hakkı olduğu kuralı anayasada açıkça düzenlenmeliydi Böyle olunca kişiler ve yargılamanın yapıldığı bütün kurumlar karşılıklı olarak bu hakkı gözeterek davranabilme yolunda vizyonlarını daha da genişleteceklerdir
KAYNAKLAR:
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, Adil Yargılanma Hakkı; İstanbul 2000
JACQUES VERGES, Savunma Saldırıyor
ÇETİN AŞÇIOĞLU, Doğru ve güvenli yargılanma hakkımız var; Ankara 1995
BELEDİYE- İŞ SENDİKASI YAYINLARI, İnsan haklarının uluslararası dayanakları, örgütler, belgeler; İstanbul 1991
ANIL ÇEÇEN, İnsan hakları, Ankara 2000
FEYYAZ GÖLCÜKLÜ,ŞEREF GÖZÜBÜYÜK, Avrupa insan hakları sözleşmesi ve uygulaması, Ankara 2002
SAFA REİSOĞLU, Uluslararası boyutlarıyla insan hakları, İstanbul 2001
SCHRÖDER, YENİSEY, Dürüst yargılanma hakkı
LE MONDE DİPLOMATİQUE TÜRKİYE, Ocak2002
LE MONDE DİPLOMATİQUE TÜRKİYE, Mart 2002
TERAZİ PAŞA, AÜHF Yargılanan Hukuk Topluluğu Dergisi, Nisan 2002
JACQUES MOURGEON, İnsan Hakları
MİTHAT SANCAR, “İşkence hakkı” Radikal İki, 24 03 2002
CUMHURİYET GAZETESİ “İnsan hakları iyileşiyor” başlıklı haberi , 16 04 2002
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ veritabanı (http://www ihd org tr)
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER belge veritabanı (http://www un org tr/unic html)
Ankara Barosu Hukuk Kurultay kayıtları; 12-16 Ocak 2000
İzmir Barosu Yargı Reformu 2000 Sempozyumu 7 Oturum Kayıtları
[url=http://www frmtr com/#_ftnref1] AŞÇIOĞLU Çetin, Doğru ve güvenli yargılanma hakkımız var s 2
[url=http://www frmtr com/#_ftnref2] age
[url=http://www frmtr com/#_ftnref3] VERGES Jacques, Savunma saldırıyor
[url=http://www frmtr com/#_ftnref4] İHEB m 3, KİSHUS m 9, Amerikan Sözleşmesi m 7, Avrupa Sözleşmesi m 5
[url=http://www frmtr com/#_ftnref5] KİSHUS m 9/2, İlkeler Bütünü ilke 10- 11/2, Amerikan Sözleşmesi m 7/4, Avrupa Sözleşmesi m 5/2
[url=http://www frmtr com/#_ftnref6] Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler ilke 1, İlkeler Bütünü ilke 17/1, Avrupa cezaevi kuralları kural 93
[url=http://www frmtr com/#_ftnref7] İlkeler Bütünü ilke 15, 16, 19, 24
[url=http://www frmtr com/#_ftnref8] İlkeler Bütünü ilke 4
[url=http://www frmtr com/#_ftnref9] KİSHUS m 9/3, İlkeler Bütünü ilke 11/1, Amerikan sözleşmesi m 7/5, Avrupa Sözleşmesi 5/3, Kayıp edilemeye ilişkin bildiri m 10/1
[url=http://www frmtr com/#_ftnref10] KİSHUS m 9/4, İlkeler Bütünü ilke 32, Amerikan Sözleşmesi m 7/6, Avrupa Sözleşmesi m 5/4
[url=http://www frmtr com/#_ftnref11] İHEB m 8, KİSHUS m 9/5, İlkeler Bütünü ilke 35, Amerikan Sözleşmesi m 25, Avrupa Sözleşmesi m 5/5
[url=http://www frmtr com/#_ftnref12] KİSHUS m 9/3, İlkeler Bütünü ilke 38, Amerikan Sözleşmesi m 7/5, Avrupa Sözleşmesi m 5/3
[url=http://www frmtr com/#_ftnref13] KİSHUS m 14/3 (b), Amerikan Sözleşmesi m 8/2 (b), Avrupa Sözleşmesi m 6/3 (b)
[url=http://www frmtr com/#_ftnref14] İHEB m 7, m 10, KİSHUS m 2/1, m 26, Amerikan Sözleşmesi m 1, m 8/2, m 24, Avrupa Sözleşmesi m 14
[url=http://www frmtr com/#_ftnref15] İHEB m 10, KİSHUS m 14/1, Amerikan Sözleşmesi m 8/1, M 27/2, Avrupa sözleşmesi m 6/1, yargıçların bağımsızlığına ilişkin temel ilkeler ilgili maddesi
[url=http://www frmtr com/#_ftnref16] İHEB m 10, KİSHUS m 14/1, Amerikan Sözleşmesi m 8, Avrupa Sözleşmesi m 6/1
[url=http://www frmtr com/#_ftnref17] İnsan Hakları Komitesi genel yorum 13
[url=http://www frmtr com/#_ftnref18] Uluslararası Af Örgütü, “Adil Yargılanma Hakkı”, s 173
[url=http://www frmtr com/#_ftnref19] Kamu düzeni, ahlak, mahkeme salonunun düzeni, ulusal güvenlik, küçüklerin çıkarları ya da tarafların özel yaşamının gizliliği (KİSHUS m 14/1, Avrupa Sözleşmesi m 6/1)
[url=http://www frmtr com/#_ftnref20] İHEB m 11, İlkeler Bütünü ilke 36/1, Amerikan Sözleşmesi m 8/5, İnsan Hakları Komitesi genel yorum 13
[url=http://www frmtr com/#_ftnref21] İHEB m 11, KİSHUS m 14/2, Amerikan Sözleşmesi m 8/2, Avrupa sözleşmesi m 6/2
[url=http://www frmtr com/#_ftnref22] KİSUS m 14/3 (g), İlkeler Bütünü ilke 21, Amerikan Sözleşmesi m 8/2 (g)
[url=http://www frmtr com/#_ftnref23] İşkenceye karşı sözleşme m 15, Amerikan İşkence Sözleşmesi m 10
[url=http://www frmtr com/#_ftnref24] Amerikan Sözleşmesi m 8(3), “sanık tarafından yapılan suç ikrarı sadece herhangi bir biçimde baskı olmaksızın yapılmış ise geçerlidir ” ifadesiyle herhangi bir kanıttan ziyade , doğrudan sanığın ikrarıyla ilgilidir Yine bu madde, herhangi bir baskı söz konusu olduğunda itirafın kabul edilmeyeceği güvencesini taşımaktadır
[url=http://www frmtr com/#_ftnref25] İHEB m 11/2, KİSHUS m 15, Amerikan Sözleşmesi m 9, Avrupa Sözleşmesi m 7
[url=http://www frmtr com/#_ftnref26] KİSHUS m 4, Amerikan Sözleşmesi m 27/2, Avrupa Sözleşmesi m 15/2
[url=http://www frmtr com/#_ftnref27] KİSHUS m 14/7
[url=http://www frmtr com/#_ftnref28] KİSHUS m 14/3, Amerikan Sözleşmesi m 8/1, Avrupa Sözleşmesi m 6/1
[url=http://www frmtr com/#_ftnref29] İHEB m 11/1, KİSHUS m 14/3(d)
[url=http://www frmtr com/#_ftnref30] KİSHUS m 14/3(d)
[url=http://www frmtr com/#_ftnref31] KİSHUS m 14/3(e), Amerikan Sözleşmesi m 8/3(f), Avrupa Sözleşmesi m 6/3(d)
* gençlerle, özel yaşamların korunması, evlilik yaşamına ilişkin anlaşmazlıklarla ilgili davalarla, çocukların velayeti hakkında davalar
[url=http://www frmtr com/#_ftnref33] KİSHUS m 14/1, Amerikan Sözleşmesi m 6/1, Avrupa Sözleşmesi m 8/5
[url=http://www frmtr com/#_ftnref34] KİSHUS m 14/5, Amerikan Sözleşmesi m 8/2(h), Avrupa Sözleşmesi 7 Protokol m 2
[url=http://www frmtr com/#_ftnref35] AŞÇIOĞLU Çetin, Doğru ve güvenli yargılanma hakkımız var s 24
[url=http://www frmtr com/#_ftnref36] GÖLCÜKLÜ- GÖZÜBÜYÜKAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Ankara 1994, s 6
[url=http://www frmtr com/#_ftnref37] 7 nolu Protokol m 2/1
[url=http://www frmtr com/#_ftnref38] 7 nolu Protokol m 3
[url=http://www frmtr com/#_ftnref39] 7 nolu Protokol m4
* Cumhuriyet Gazetesi 15 04 2002, “Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk , AKP Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın soru önergesini yanıtlarken şimdiye kadar (resmi olmamakla birlikte) Türkiye aleyhine AİHM' ne yaklaşık 5 bin bireysel başvuruda bulunulduğunu bildirdi Türk'ün verdiği bilgiye göre AİHM, bugüne kadar Türkiye aleyhine 145, lehine ise 9 karar verdi Delegeler Komitesi, Türkiye aleyhine 12 karar verirken 400 dava dostane çözümle sonuçlandı AİHM, 57 davayı ''kabul edilemez'' bulurken 13 dava ise çeşitli nedenlerle kayıtlardan silindi ”
[url=http://www frmtr com/#_ftnref41] REİSOĞLU Safa, Uluslararası boyutlarıyla insan hakları, s 104, 105
[url=http://www frmtr com/#_ftnref42] ZABUNOĞLU, Yahya; İzmir Barosu Yargı Hukuk Sempozyumu 7 oturum “Adil yargılanma hakkı ve idari yargı” konulu konuşmasından
[url=http://www frmtr com/#_ftnref43] GÖLCÜKLÜ age, s 212
|