Yalnız Mesajı Göster

Anayasa Hukuku

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anayasa Hukuku



Anayasa Hukuku

Hukuk:Toplum hayatını düzenleyen kurallar bütünü (ihlal durumunda devlet otoritesi tarafından yaptırım uygulanır)

Anayasa:Devlet faaliyetlerini düzenleyen yasa metniDevletin oluşum biçimini düzenlerHem devleti hem bireyi kapsarDevletle birey ilişkilerini hukuk kurallarına bağlı olarak düzenler
Pozitif Hukuk: Yürürlükteki Hukuk kuralları

Anayasa Üstünlüğü Kuralı:Diğer hukuk kurallarının anayasa metnine uygun olması kuralıdır(1982 anayasası 11mad)Anayasa mahkemeleri bunu denetler

Anayasal Yönetim:Fransız ihtilalinde ortaya çıkmaya başladı

Mutlak Monarşi:Bir kişinin devlet otoritesi olmasıTüm kuvvetlerin tek elde olması(eski düşünceye göre kral tanrının temsilcisi bu yüzden yetkiler sınırsızTeba bu yetkilere uymak zorunda olan kralın yönetimi altındaki halk)

18yy Anayasacılık hareketleri:Amerika’da İngiliz kolonileri anayasal yönetimlerin temelini attıİlk Virginia sonra da diğer koloniler bağımsızlık bildirgelerini yayınladılarO zamanlar Hukuk ta fransızcanın daha etkili olması sebebiyle Fransız ihtilalinin etkileri daha geniş ve daha hızlı göstermiş oldu

Meşruti Monarşievlet yetkileri anayasaca düzenliParlamentoda da aristokratlar yer alıyordu

Osmanlı-Türk Anayasacılık hareketleri: 1839 Tanzimat Fermanı ile batıya benzer bir takım gelişmeler oldu
-Tanzimat Fermanı:Kişinin haklarını düzenleyen bir metindir ama anayasa değildir çünkü tek taraflı bağlayıcı bir metindirAmaç Osmanlının batının gelişmesini yakalayabilmek

-1854 Islahat Fermanı:Anayasa değil yaptırım uygulayabilecek bir mekanizma mevcut değilİçeriği her Osmanlı vatandaşının haklarını belirtmek (vergi,askerlik memurluk din ırk ayrımı olmadan)

-1876 Kanun-i Esasi:Anayasa metnidirAnayasa hareketlilikleri neticesinde olmuş olup aynı derecede değildir
-Denetleme Mekanizması:Meclisi Umumi:
Mebus:Seçimlerle olurdu bu hak erkeklere tanındı Ayan:Padişah tarafından seçilenler

Padişahın yasama yetkilerini sınırlayamıyorEn son yetki yine padişahtaKanun-i Esasi’ye göre kanun tasarısı için kanun tasarısı için padişaha danışılırİzin verirse bu iki meclis görüşür ve padişahın onayı için tekrar padişaha giderOnay yetkisini kullanmazsa yasama süreci tamamlanmadan sona ermiş olur

1909 da kanun tasarısı için padişaha sorulması kaldırıldıPadişah söz konusu yasayı onaylamazsa yasa tasarısı meclise tekrar geri dönecek ve eğer 2/3 çoğunluk sağlanırsa tasarı padişaha tekrar gider ve onayı zorunludurAyrıca bu yılda padişahın parlamentoyu fesih yetkisine sınır getirildiMeclis feshinden en geç 3 ay içinde seçimlerin yapılması mecburidir

1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: (Devletin temel düzeni hakkındaki kanun)
Yürürlüğe koyan 1920 de kurulan TBMM1921’de meclis bu metni yürürlüğe koymuşturTeknik anlamda anayasa değilSadece devletin temel idaresi hakkında maddeler içerir
** 1Madde:Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir(geleneksel yönetim biçiminden rasyonele geçiştir) Devrimci bir ilkePadişahı ve saltanatı yok sayar

Klasik Literatüre göre Hükümet Sistemlerinin Tasnifi:

-Devlet Yetkilerinin hangi makamlarda olduğu
-Farklı organların karşılıklı olarak birbiri üzerinde sahip olduğu yetkiye göre

Kuvvetler Birliği:Yasma ve yürütmenin aynı organın elinde olduğu sistem

-Yasama ve yürütme organları yürütme organında olan sistemler(monarşi,diktatörlük)
-Yasama ve yürütme yasama organında olabilir(meclis hükümeti sistemi)

1921 anayasası 8maddesine göre TBMM icra vekillerini(bakanlar kurulu) seçme ve görevine son verme yetkisine sahiptirFakat bakanlar kurulu meclisi feshedemezAynı anayasada bir devlet başkanlığı müessesi yokturBu sistem İsviçre de halen geçerlidir

Kuvvetler Ayrılığı: Yasama ve yürütme organları ayrıdırBu sistem 2’ye ayrılır
-Başkanlık :Yasama ve yürütme sert ve kesin olarak ayrı
-Parlamenter: Yasama ve yürütme yumuşak ve esnek olarak birbirinden ayrı

Başkanlık Sistemi:Yasama yetkisi “kongre” denilen organdadırYürütme yetkisi ise başkana aittirBaşkan, “yasama organı” kongreyi feshedemez aynı şekilde kongrede başkanı feshedemezSadece başkanın ağır bir suç işlemesiyle başkan feshedilebilir(impeechment)
Başkan halk tarafından seçilir(oylama ile yada dolaylı olarak halkın seçiciler kurulunu seçmesi ve bu kurulun da başkanı seçmesi gibi)Aynı zamanda halk kongre üyelerini de seçer ve bu kişiler de yasama yetkisini kullanırlar

*Organların kesin ve sert biçiminde ayrı olduklarının belirtileri:
-Başkan ve kongre ayrı ayrı seçiliyor
-Karşılıklı fesih yetkileri yok

Başkan bir takım yardımcılar kullanırFakat parlamentodakilerden farklıBaşkan mutlak yürütme yetkisine sahipAyrıca bu yardımcı kişiler yürütme yetkisinde başkanla eşit statüde değillerSadece danışman pozisyonundalarBu sistemde yürütme monist bir karakterdeBaşkan için güven oyu söz konusu değildirKongrenin belirlediği süre zarfında yürütme yetkisini kullanır

Parlamenter Sistem(Kuvvet Ayrılığı):Yasma yürütme farklı organdaYürütme yetkisi devlet başkanı ve bakanlar kurulundaYasama yetkisi ise meclis (parlamentoda)Yasma organı halk tarafından seçilirBu organda salt çoğunluğa sahip olan bakanlar kurulunu da oluşturmaya yetkili olurBu sistemde yürütme düalist bir karakterdedirYasma ve yürütme karşılıklı olarak hukuki haklara sahiptir

Çoğunluk alan parti başkanı bakanlar kurulu listesini devlet başkanına sunar onay alırsa parlamentodan güvenoyu alması gerekirAlamazsa hukuki varlığı sona erirEğer seçimlerde çoğunluk sağlanmazsa koalisyon hükümeti kurulabilir Hükümet faaliyetleri sırasınca bu güvenoyunu koruması gerekirEğer kaybederse “gensoru” mekanizması ile hükümetin hukuki varlığı sona erdirilebilirBuna ek olarak bu mekanizma tek bir bakan ya da milletvekiline de verilebilirBu yasama organının yürütme organını durdurabilecek bir mekanizmadırKlasik parlamenter sistemlerde başkanın meclisi fesih yetkisi vardır fakat sınırsız değildir belirli kuralları vardır1961 anayasası 108mad ile 1982 116mad ‘si cumhurbaşkanına meclis seçimlerini yenileme yetkisi vermiştirMeclis seçimlerinin yenilenmesinde hukuki varlık sona ermez yeni genel seçimin yapılması ve bunun yürürlüğe girmesine kadar eski yasama organı görevini sürdürürMeclis feshinde ise yasama yetkileri o anda biter1982 anayasası fesih yetkisi değil de seçimlerin yenilenmesi yetkisini tanımıştır sebebi ise ülkenin meclissiz kalmaması
Çoğunluğa sahip hükümet anayasada öngörülen tarih öncesi bir tarihte erken seçim kararına varabilirAnayasaya göre meclisin görev süresi 5 yıldırFakat bu süreden önce bu görev sona erebilirBu süre sabit bir süre değildirGensoru ile bu süre kısa olabilirErken seçimin ise çeşitli sebepleri olabilirMevcut hükümet ileriyi düşünerek kendine uygun bir zamanda erken seçim yaptırabilir82 den beri hep erken seçim yapıldıVe hiç meclis seçimlerinin yenilenme yetkisi kullanılmadıYürütme yetkisi devlet başkanı ve bakanlar kurulu arasında kullanılırParlamenter sistemlerde devlet başkanının yetkisi semboliktirBu sistemlerde bakanlar kurulu hukuki ve siyasi açıdan sorumludur

*Yetkiler ve sorumlulukların birbirine paralel olması gerekir*

Karşı İmza:Cumhurbaşkanları icrai alanlarda gerçek yetkilere sahip değillerdirBaşkanın eylemleri semboliklerdirBaşkanlar tek başlarına yürütme yetkileri yoktur bunun için bakanlar kurulu ve başbakanın imzası gerekir (counter signature)

Yetkileri Ör:Bakanlar kurulunu toplantıya çağırmak
Kanun imzalamak
Yasama yılı başında konuşma yapmak

Yarı Başkanlık Sistemleri:(kuvvetler ayrılığı)Karma melez niteliktedirYürütme cumhurbaşkanı ve bakanlar kuruluna ait,yasama ise parlamentoya aittirBaşkan halk tarafından seçilirBu başkanlar sembolik değil icrai yetkilerle donanmıştırBu yetkileri bakanlar kurulu ile paylaşırHalk iki ayrı seçimle başkanı ve parlamentoyu seçerİki ayrı seçim olurParlamento genel seçimleri sonucunda çoğunluktaki parti hükümeti kurar çoğunlukta değilse koalisyonla hükümeti kurabilirYasma ve yürütmenin yetkileri parlamenter sistemdeki gibidirAynı şekilde güvenoyu vardırHükümet görevi süresince yine bu güvenoyunu korumak zorundadırCumhur başkanının meclisi fesih yetkisi vardırBu sınırlı değil başkan dilediği zaman fesih yetkisini kullanabilir
1923 de yapılan değişikliklerle rejimin adı cumhuriyet olduCumhurbaşkanlığının adı konduHükümetin oluşum prosedürü de değiştiCB meclis üyeleri arasından başbakanı seçer başbakan da bakanlar kurulunu seçer onaylanmasından sonra yürürlüğe girmiş olur

1924 Anayasası:

4Madde: Egemenlik yetkisi Türk milleti adına TBMM’ye devirli
5Madde: Meclis Hükümeti sistemini uygular
7Madde: Yasama organı üstün yetkilere sahiptirYürütmeyi denetleyebilir
6Madde: Meclis yasa yetkilerini kendi kullanır
7Madde 1Fıkra Yürütme yetkisini Cb Bakanlar kurulu tarafından kullanır
24-60 arasında da meclis yürütme yetkisini kullanmaya teşebbüs etmedi
39Madde: Karşı imza ilkesi (CB’nin kararları,eylemleri i ve işlemleri başbakan ve bakanlar kurulunca imzalanır
44-46Maddeler: Bugünkü başbakan ve bakan seçimleri ve bakanların sorumlulukları (“kolektif” tüm bakanların parlamentoya olan sorumlulukları bireysel sorumluluk ise her bakanın kendi işine olan sorumluluğu)

Başka bir özellik ise sert olması ve anayasanın üstünlüğüne önem veriyor olmasıdır(Anayasa hükümlerinin değiştirilmesi veya kaldırılması eğer normal yasalardan ve adi kanunlardan daha zorsa bu anayasa serttir)
82 anayasasına göre bir milletvekili tek başına kanun değişikliği tasarısı verebilir fakat anaysa değişikliği için meclisin 1/3 !inin imza vermesi gerekir

102Madde: Anayasa değişiklik teklifi
-Tam üye sayısının üçte birinin imzası
-Tam sayının 2/3 kabul oyu
-1Maddenin değişmesi için tasarı bile verilemez

103Madde:Anayasa üstünlüğü ilkesine yer verirHiçbir kanun anayasaya aykırı olamazAykırı bir hüküm olursa anayasa mahkemesi tarafından iptal olur

Bu anayasa çağdaşlaşmanın olması için laikliğin gerekli olduğunu vurguluyorduLaiklik ve çağdaşlaşma yolunda önemli adımların bulunuyor olmasına rağmen bu anayasada 2maddede dinin İslam olduğu ifade edilmiştirAyrıca 26maddeye göre meclis ahkam-ı şer’iyye ‘nin temizi ile hükümlüdür1961 anayasasında bu hükümler kalkmıştır

1924 anayasası tüm insan haklarına değil de klasik haklar denilen hükümlere yer vermiştirSosyal haklar yoktuAyrıca bu varolan klasik hakların da nasıl kullanılacağı da ayrıntısıyla söz edilmemiş sadece adı belli

Negatif statü hakları(klasik): Yaşama,dilekçe
Pozitif statü hakları (sosyal): Eğitim,sağlık

1924 anayasası özü itibariyle çoğunlukçu (majoritarian) bir karakterde

Çoğunlukçu Demokrasi(majoritarian):Belli bir zaman dilimindeki hakim aritmetik anlamdaki çoğunluk mutlak ve sınırsızdırRousseau bunu varsayımlarla açıklamıştırBu görüş Fransız Rousseau’nundurOna göre genel irade (Bir toplumun tümünün iradesi) mutlak ve şaşmazdır ayrıca sınırsız yetkilere sahiptirGenel irade her zaman kamu iyiliğine önem verir

1924 anayasası bu sistemi benimsemiştirsayısal çoğunluğun iradesini sınırlayacak herhangi bir mekanizma yokturBu düzende azınlık haklarını savunacak hiçbir şey yokAyrıca bu sistemde iktidar ve muhalefet arasındaki ilişkileri düzenleyecek herhangi bir mekanizma da söz konusu değilBu anayasa sistemi çeşitli anti-demokratik hareketlere yol açtığı için 27 mayıs 1960 ta darbeyle sona erdirildi1924’te bu sistemin kabul edilmesinin sebebi o zamanlar siyasal hayatın Fransız kamu hukukundan etkilenmiş olmasıydıVe bu Fransız hukuku Rousseaucudur bu sebeple Türkiye’de bu sistemi benimserO zamanlar rejim için tek tehlikenin saltanat olduğu düşünülüyorduMilletin temsilcilerinin sorun olabileceği düşünülmüyorduAyrıca bu sistem devrimlere daha elverişliydiBu sebeplerden dolayı kabul edildi1924 anayasasının 102 maddesi bu anayasanın sert olduğunun belirtisidirAyrıca anayasa üstünlüğü ilkesi de benimsenmiştir

1960 darbesiyle yeni bir dönem başlamıştırYasama ve yürütmenin nasıl uygulanacağı Milli Birlik Konseyinin yayınladığı 1no’lu geçici anayasa ile belirlenmiştirBuna göre yasama yetkisi MBK’deYürütme yetkisi bakanlar kurulu eliyle kullanılacakBu bakanlar kurulunun tayin yetkisi MBK başkanı Cemal Gürsel’e aitayrıca Cemal Gürsel aynı zamanda MBK,başkomutan başbakan,devlet başkanı sıfatlarına sahip

Prof Dr Sıdık Sami Onar başkanlığındaki İstanbul Konseyine yeni bir anayasa oluşturma yetkisi verildiFakat hazırladıkları taslak yoğun tepkiler aldıÇünkü milletin temsilcilerinin yetkileri olabildiğine kısıtlanmıştı(tepki mantığı :her anayasa bir öncekine tepki niteliği taşır)
Kurucu Meclis yasama meclislerinden farklıdırKurucu meclis bir ülkede yeni bir anayasa düzeni yapmaya yetkili bir meclis ve hiçbir hukuk kuralı kurucu meclisi sınırlayamazBir ülkenin anayasal düzenini baştanbaşa değiştirme hakkına sahip olan meclistirYetkileri sınırsız fakat istediği anayasal düzeni getiremezHukuksal yaptırımı yoktur ama sosyolojik anlamda sınırlıdır
Yeni anayasayı oluşturmak için kurulan kurucu meclis iki meclisten oluşur1’si MBK’den oluşur diğeri ise temsilciler meclisi (seçmen iradesiyle oluşur)Mecliste o tarihte yer alan partilerin temsilcilerinden oluşur(CHP;CKMP)İki dereceli seçime benzer bir seçimle kuruldu
Kısa sürede 61 anayasasını hazırlamış ve 9 Temmuz 1961’de halk tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştirVe ardından seçimlerle yönetim sivillere terkedilmiştir

1961 Anayasası’nın Temel Nitelikleri
Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçilmiştirYasama yürütme ve yargı ayrı ayrı anayasaya bağlıYani anayasanın üstün olduğu bir siyasi düzen öngörülüyor1924’ten farklı olarak kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir18yy anayasa hareketlerinin kaynağı aydınlanma felsefesidirMontesquieu bu sıralar kuvveler ayrılığı teorisini yarattıTabi o zamanlar bu kuvvetler ayrılığı sistemi farklı idiBugünkü siyasal parti yapısı o zamanlar yoktuGünümüz şartlarında kuvveler ayrılığı ilkesinin önemi yargı organının bağımsız olmasındandır24 anayasasında yasama yürütme TBMM elindeYasama kendinde yürütme CB ve bakanlar kurulu eliyle yapılıyorYargı yetkisi bağımsız mahkemelerinBağımsız olarak geçiyor fakat bunu uygulayacak mekanizmalar bu anayasada yok 61 anayasasıyla tüm bunlar düzenlendi

1961 anayasası kuvvetler ayrılığı ilkesini yerleştirdi ayrıca yasamayı da iki meclise ayırdı
-Millet Meclisi
-Cumhuriyet Senatosu(Anayasaya aykırı kanunların yürürlüğe girmesini engelleyecek bir ön mekanizma )
Bu anayasa devlet iktidarının bölüşülmesinde sadece yatay değil dikey şekilde de bir idari parçalama yoluna gitmiştir

Temel Haklar ve Özgürlükler: 1961 anayasasında her şeyden önce temel hak ve özgürlüklere ilişkin madde sayısı daha fazla ayrıca ayrıntıları da içeriyor24 anayasası temelde özgürlüklere yer verdiği halde güvence yoktur 61’de bu söz konusu değil 3 kategori vardır

-Anayasanın herhangi bir hakkı düzenleyen herhangi bir hükmünde o hakları düzenleyen herhangi bir sınırlayıcı ifadeye yer yokMad20-21
-Herhangi bir maddede sınırlama yok,bunların kanunla düzenlenebileceği ve kanun ile sınırlanabileceği haklar(Basit yasa kaydıyla düzenlenen haklar) Mad17
-Nitelikli yasa kaydıyla düzenlenen haklarAnayasa maddesinde hakkı düzenleyen hükmünde o hakkın hangi gerekçeler ile sınırlanabileceği belirtiliyorsaMad18

Temel Hak ve özgürlüklerin sınırlanmasımad11)
1-)Temel hak ve özgürlüğü düzenleyen kanun kesinlikle anayasanın temeline ve özüne uygun olmalıdır ancak kanunla düzenlenir
2-)Öze dokunma yasağı: Hakkın özü kullanımı sınırlayan bütünüyle ortadan kaldıran bütün işlemler öze dokunma yasağına girer ve geçersiz olur

11mad 71’e kadar tüm temel hak ve özgürlükler için güvence olmuştur

1961 Anayasasının uygulanması: DP’nin anayasa yapımından dışlanması aynı zamanda seçmenlerin çoğunun dışlanması idiDP’nin mirasçısı sayılan AP sık sık yeni anayasaya eleştiri yapıyordu65’te tek başına iktidar oldu69'da da yine iktidarı tek başına elinde tuttuBu eleştirilerinin onları iktidar yapması halkın da bu yeni anayasayı benimsemediğini gösterir
AP’ye göre bu anayasa kamu düzenini bozuyor ve yürütme yetkisinin işlemesini engelliyorduBöylece devlet otoritesi günden güne zayıflıyorduŞiddetin günden güne artması sonucu askeri güçler yayınladıkları bir muhtıra ile hükümetin istifa etmesini sağladıBu yarı bir askeri yönetim sayılırMeclis feshedilmedi,yöneticiler yargılanmadı ve tüm mekanizmalar normal şekilde işliyorduTabi darbe tehdidi altında
Nihat Erim başbakanlığında partiler üstü bir geçici yönetim kurulmuştuAdına partiler üstü denmesinin sebebi tüm meclisten seçilen ve parti fakı gözetmeden seçilen ve bunun yanında meclis dışından da yöneticiler alınan bir hükümet olmasıydıBunun amacı TSilKuv’nin anayasada istediği değişiklikleri yaptırabilmesiydi61 anayasası 71-73 yılları arasında köklü değişikliklere uğramıştırBu değişikliklerin amacı:
-Yürütmenin otoritesini takviye etmek:61 ilk metninde bakkur’nun KHK çıkarma yetkisi yoktuBu yüzden 64mad’ye ek hükümler getirilerek bu yetki verilmiştirKHK’ler aslında yasama işlemleridir çünkü yürürlükteki kanunu değiştirirler ya da yürürlükten kaldırırlar(fonksiyonel açıdan yasama)
-Özerk kuruluşların değişikliği:Üniversitelerin özerkliği zayıflatıldı ve TRT’ninki kaldırıldı
-Devlet kanun değişikliğini ancak yasa ile düzenleyebilir

Tabii Hakim İlkesi: Bir suçun ancak işlendiği zaman mevcut olan mahkemeler tarafından yargılanma ilkesidirYani suçun niteliğine göre mahkeme kurulamaz

1402 sayılı kanun 11maddeye göre sıkıyönetim ilan edilen yerde Milli Savunma Bak Duyduğu ihtiyaç üzerine yeter sayıda sıkıyönetim mahkemesi kurabilir13maddede sıkıyönetim ilanında en çok 3 ay öncesine kadar sıkıyönetim yapılmasına neden olan suçlar ancak sıkıyönetim mahkemesince uygulanırBu hüküm tabii hakim ilkesiyle çelişir
Bu ilkeler sonra kanuni yargı ve kanuni hakim ilkesi olarak adları değiştirildi fakat bu lafzen anayasaya uygun oldu fakat özünde halen aykırı idi

1971’de yapılan değişikliklerden biri de yargıdaki değişikliklerdir
149madde anayasa mahkemesi yetkilerinin bir hükmüne yer verirBurada anayasa mahkemesine dava açma yetkilerine sahip olanlar belirtilmiştirSiyasi partinin grup teşkil etmesi için 10 vekile ihtiyacı vardırTemsilci dendiği zaman tek bir vekil bile yeterlidir!961 anayasasında temsilcisi olan partilere anayasa mahkemesine dava açma yetkisi verildi71-73 deki değişikliklerle bu ortadan kaldırıldı ve sadece grubu bulunanlara verildi

Bütün idari işlemlerin yargı denetim Danıştay ile yapılırdı71’den sonra askeri yüksek mahkemeleri kurulduAskerlikle ilgisi olanların eylem ve işlemlerini bu askeri yüksek mahkemeler yürütürdü
Devlet Güvenlik Mahkemeleri devletin aleyhine işlemlere bakan mahkemelerdirAskeri hakimlerde bulunur
Değişikliklerin asıl maksadı yargının sınırlarının artırılması,temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması bunların sonucu olarak da kamu huzur ve güvenliğinin korunması idi
Milli Güvenlik Konseyi ve 1982 Anayasası’nın Yapılması
27 Ekim 1980’de geçici anayasa düzeni hakkındaki kanun yürürlüğe konduBuna göre yeni anayasa hazırlanana kadar 61 anayasası yürürlükte kalacaktıMeclis ve CB’ ye tanınan haklar MGK’nindirAyrıca CB’ ye tanınan tüm yetkiler MGK ve devlet başkanı sıfatına sahip olan Kenan Evren’in olacaktırBülent Ulusu’nun kurduğu hükümette yürütme yetkisini kullanacaktı Bu konsey süresince de anayasa yargısı ve idari yargıya sınırlar konuldu
29 Haz 198’de yeni bir anayasa hazırlanması için kurucu meclis kanunu yürürlüğe girdi İki meclis var üyeler asker ve sivillerden oluşmakta idiKurucu meclisin yetkisi sadece anayasa yapmak değil halk oylamasını düzene koyacak seçmen kanununu da hazırlamak idiAsker olanlar MGK sivil olan meclis ise danışma meclisi denmekteydiBu danışma meclisi 160 kişiden meydana gelmekteydiBunun 120 ‘si dolaylı olarak MGK tarafından seçilenler geri kalan 40’ı ise direkt olarak MGK tarafından seçilenlerdi120 kişinin seçimi için 11Eyl1980 tarihinde hiçbir siyasi parti üyesi olmama ve yüksek okul bitirmiş olma şartları koşulmuştuAyrıca her ilin kaç temsilcisi olacağı da düzene konulmuştuValiler başvuruları kabul edip kişiler hakkında geçmiş araştırması yapacaklar ve ayrıca o il için tespit edilmiş üye sayısının 3 katı kadar adayı MGK’ ye bildireceklerdi bunları ise MGK seçecektiDiğer 40 kişi ise doğrudan doğruya MGK’ ye başvuracaktıAnayasanın kabulü ve ardından seçim kanununun hazırlanmasıyla 83’te seçimler yapıldı ve sivil yönetime geçildi

1961 ve 1982 Anayasalarının Benzerlikleri ve Farklılıkları :
Benzerlikleri:
-Askeri müdahale sonucunda oldu
-Bir kanadı askeri diğer kanadı sivil olan kurucu meclisler tarafından yapıldı (MGK,MBK) (temsilciler meclisi ,Danışma meclisi)
-Kurucu meclislerin sivil kanadı seçimlerle oluşmadı
-Hazırlanan anayasa halkoyuyla yürürlüğe girdi
-Sivil kanadın bakanlar kurulunun oluşturulmasında ve düşürülmesinde yetkileri yoktu

Farklar:
-61 temsilciler meclisi daha temsili nitelik taşımakta yaklaşık 1/3’ü dolaylı bir seçimle önemli bir bölümü ise kooptasyon yani çeşitli meslek kuruluşlarının kendi temsilcilerini seçmesiyle oluşmuştur82 Danışma meclisinde tüm üyeler MGK tarafından seçildi
-Temsilciler meclisinde anayasa yapım sürecinde partilerin de büyük etkisi olduDanışma meclisinde ise partisiz bir anayasa niteliği var 11 Eyl80 e kadar olan zamanda partilere mensup olanlar üye olarak kabul edilmedi
-Danışma meclisi daha fazla bürokrasi ağırlıklı bir meclis durumundaydı
-Temsilciler Meclisi MBK karşısında Danışma meclisinin MGK karşısında olan durumuna göre daha yetkili iditemsilciler tarafından kabul edilen metin eğer MBK tarafından kabul edilmezse ve temsilciler MBK’ nin yaptığı değişiklikleri onaylamazsa ortak bir kurul oluşturuluyorduve bu metin kurucu meclis birleşik toplantısında oylanırdı burada temsilcilerin sayısal bir çoğunluğu vardı bu da büyük bir avantajdıFakat Danışma meclisinin kabul ettiği herhangi bir metin üstünde MGK istediği değişikliği yapma yetkisine sahiptiadının da doğru olarak ifade ettiği gibi bu meclis danışma ve bir ön çalışma meclisi idi
-61’de anayasanın halk tarafından onaylanmaması durumunda ne yapılacağı açıktı fakat 81-83 sisteminde bu açıklık yoktu
-61 anayasasında siyasi partiler kamuoyu oluşturmada aktiftiler hatta anayasanın kabulüne karşı görüşlerini açıkça beyan edebiliyorlardı fakat 82 halk oylamasına ilişkin MGK’ nin 70-71 sayılı MGK kararında anayasa üzerinde tartışmalar sınırlandırılmıştıAyrıca feshedilmiş olduklarından siyasi partilerin kamuoyu oluşturma gibi bir olanağı da yoktu
-61’in aksine anayasanın kabulü CB seçimiyle birleştirilmiştirBuna göre halkoylaması tarihindeki MGK başkanı CB sıfatını alır ve anayasada belirtilen yetkilerini 7 yıl boyunca kullanır

1982 Anayasasının Başlıca Özellikleri

-82 anayasası 61’e göre daha kazuistik bir yöntemle hazırlanmıştır:

Genel nitelikte değil daha ayrıntılı hazırlanmıştırBu açıdan her iki anayasada kazuist sistemle hazırlanmıştırBunun sebebi ise her iki anayasanın da tepki niteliği taşımasıdır dolayısıyla daha ayrıntılı düzenlemeler mevcutturBunun diğer bir sebebi ise siyasi kültürle alakalıdırYaşanan siyasal sorunlara daha legalistik çözümler bulmak gerekçesi ile bu sistem kullanılmıştır82 anayasası 61 ‘e göre daha kazuist bir karaktere sahiptirHer iki anayasanın başlangıç kısımları mukayese edilirse 82’ninkinin daha uzun olduğu görülürAyrıca 1961 anayasasının 151 madde ve 11 geçici maddesi mevcuttu Fakat 1982 anayasasının 177 maddesi ve 16 geçici maddesi vardırAyrıca 1961 anayasasının herhangi bir maddesine tekabül eden 1982 anayasası maddesi diğerine oranla daha uzun ve ayrıntılı tutulmuştur

-Sadece genel ilkeleri ortaya koyup bunların uygulanmasını kanunlara bırakma amacını güden anayasa tipine “çerçeve anayasa “ denir

Her iki anayasa da çerçeve anayasa tipini benimsemeyip birçok muhtemel durumları düzenleme isteyen kazuistik yönteme yer vermiştirBir anayasa kazuistik ve katı ise o anayasa toplumun gelişmelerinin arkasında kalabilirÇerçeve anayasa ise devlet hayatına ilişkin içeriği olduğu için toplum gelişmesine uyan bir karakteri olurBu yüzden çerçeve anayasa kazuistik’e göre daha uzun ömürlü olur (Amerikan Anayasası)

-1982 Anayasası 1961 anayasasına göre daha “katı” bir niteliktedir

82 anayasasından değiştirilmesi talep bile edilemeyecek hükümlerinin kapsamı artmıştırAyrıca anayasa değişikliği süresine 61’de mevcut olmayan CB’nin onay safhasını eklemiştirCB’nin onaylamadığı anayasa değişikliğini halk oyuna sunabilecektiBunlara ek olarak geçici 9 maddenin CB’ye tanıdığı güçleştirici veto yetkisi de bu anayasanın 61’e göre daha katı olduğunun kanıtlarıdır

-1982 Anayasası bir geçiş süreci öngörmüştür

Bütün anayasalarda olduğu gibi 82 anayasasında da geçici hükümler vardırNormal yönetime geçiş için bir süreç öngörülmüştür83 halkoylamasıyla direk sivil hayata geçilmemiştirBunun için tedricen (yavaş yavaş) bir geçiş uygun görülmüştürVe böylece bir müddet daha sivil hayat denetlenmiştir 1980-1983 arasında doğrudan doğruya askeri yönetim 1983’ten sonra ise metinlerin öngördüğü süreyle bir geçiş süreci yaşanmıştırMGK başkanı Kenan Evren’in CB olmasıyla sivil hayat denetim altında tutulabilecektiSeçimlerde anayasanın belirlemiş olduğu yöntemden bir kerelik sapmayla CB’nin doğrudan doğruya halk tarafından seçilmiştirAyrıca geçici 2 maddeye göre MGK Cumhurbaşkanlığı konseyine dönüşecek ve 6 yıl hüküm süreceklerdi bu konsey üyeleri de vekillere tanınan dokunulmazlık hakkına sahip olacaklardırBöylece askeri otorite siyasi etkiye 6 yıl boyunca sahip olacaktıFakat yetkiler icrai değil istişari karakterde olacaktıBunlara ek olarak da geçici 4 maddeye göre 11 Eylül 1980 tarihinde herhangi bir siyasi parti lideri konumunda olan kişiler 5 veya 10 yıllık siyasi yasaklı konumuna gelmiştirBu yasaklar 1987 de yapılan halkoylamasıyla yürürlükten kalkmıştır
-1982 anayasası Otorite –hürriyet dengesinde otoritenin ağırlığını arttırmıştır

61’e tepki olarak otoriteyi arttırmak için kişi özgürlükleri alabildiğine artırılmıştır1961 anayasası 11maddesinde kişi hak ve hürriyetlerinin güvence altına alındığı görülür1971’de bu madde değişmiş olsa bile yine de sınırlayıcı bir formül içermesi zordurFakat 1982 anayasası 13maddesi son fıkrasında tüm hak ve hürriyetleri sınırlayıcı bir maddedir

-1982 anayasası devlet yapısı içinde yürütme organını güçlendirmiştir
Yürütmede CB’nin yetkileri oldukça güçlendirildiAyrıca başbakanın yetkileri de 61’e göre oldukça güçlendirildi

-1982 anayasası karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkları giderici hükümler getirmiştir

Karar alma sürecinde ortaya çıkabilecek tıkanma ve kilitlenmeyi önleyebilecek ve karar alma sürecine sürat kazandıracak hükümler içerir70’li yıllarda hükümet bunalımlarının sıkça olması ve parlamentonun bu hükümet bunalımlarıyla uğraşması yüzünden memleket sorunlarını çözemiyor1961 anayasasının 108 maddesinde meclis seçimlerinin yenilenmesi için CB’ye yetki verir fakat bunun için 18 aylık bir süre öngörürBu yetki 82’de caydırıcı rol oynadı116maddeye göre 45 günlük bir hükümet bunalımının ardından CB’ye meclis seçimlerinin yenilenmesi hakkı doğar
82-116maddede olduğu gibi 82-02maddesinde de CB seçimleri için bir yaptırım öngörülmüştür61-95maddeye göre CB seçimleri için ilk iki turda 3/2 çoğunluk gerekir eğer sağlanmazsa diğer turlarda salt çoğunluk yeterlidirFakat salt çoğunluk sağlanmayabilirBu yüzden bu hüküm 82 anayasasında değişiklik gösterdi ayrıca zaman sınırı da kondu(30 gün)82-102maddeye göre ilk iki oylamada 3/2 çoğunluk 3turda salt çoğunluk 4turda ise 3turda en çok oy alan iki aday arasında bu seçim olur
1961 anayasasına göre CB adaylığı parlamenter sıfatı taşımayı gerektirir Fakat dışarıdan aday alınabiliyordu bu da kontenjan senatoyla sağlanıyordu82 anayasasında bu dolaylı yönteme yer verilmedi
Meclis başkanlarının seçimlerini düzenleyen maddelerde CB seçimlerininki gibiydi 82-94 madde ve 61-84madde
Bunlara ek olarak partilerin grup kurma sayılarını düzenleyen maddeler de değişti(82-95mad 61-85mad)
Gene 61 anayasasına göre Anayasa mahkemesine millet meclisince 3 cumhuriyet senatosunca 2 üyenin seçilmesi gerektiği halde bu seçimlerde aranan üye tamsayısının salt çoğunluğu şartı her zaman bulunamaması nedeniyle seçimler mümkün olamamış ya da uzun sürmüştür82 anayasası bu usulün kaldırılmasını sağlamıştır
82 anayasası yasama sürecini uzatıcı ve kanunların yapılmasını güçleştirici nitelik taşıyan iki meclis sistemine son vererek cumhuriyet senatosunu kaldırmış böylece yasama süreci süratlenmiş ve basitleşmişti

Parlamenter sisteme işlerlik kazandırma gereksiz tıkanma ve bunalımları önleme amacını güden bu tür kurum ve kurallara literatürde “rasyonelleştirilmiş parlamentarizm” denirBu anlamda 82 anayasası rasyonel parlamentarizm yönünde bir eğilim gösterdiği öne sürülebilir

-1982 Anayasası 1961 Anayasasına Oranla Daha Az katılmacı bir demokrasi modelini benimsemiştir

Çok partili hayata geçişten sonra klasik liberal demokrasi bağlamı içinde başlıca iki demokrasi anlayışı etkili olmuşturBirinci anlayış daha az katılmacı ve çoğulculuk taraftarıdırBuna göre halkın esas rolü belirli zamanlarla kendisini yönetecek olanları seçmekten ibarettirMilli irade bu şekilde belirdikten sonra devlet seçilmiş organlar tarafından yönetilmeli ve halk ya da çeşitli grupların etkisinde kalmamalıdırDiğer görüş ise halkın siyasete aktif şekilde katılmasına taraftardır
1961 anayasası bu ikinci görüşe 1982 anayasası ise birinci görüşe uygun düşerYani 82 anayasası katılmacı demokrasi anlayışını benimsemiş ve belli ölçüde depolitizasyonu amaçlamıştırBu amaç anayasanın çeşitli hükümlerine yansımıştırBunlar:

a)Siyasi Partilerin teşkilatlanması üzerine yasaklar
b)Siyasi partilerin tüzel kişilerle olan ilişkileri üzerine yasaklar
c)Siyasi amaçlı direnişler üzerine yasaklar
d)Dernekler üzerine yasaklar
e)Dernek gösteri yürüyüş ve toplantıları üzerine yasaklar
f)Kamu kurumları üzerine yasaklar
e)Son olarak da TBMM seçim dönemi 5 yıla çıkmış ve en fazla bir ara seçim yapılabileceği esası konmuştur

Sivil toplum kuruluşlarının siyasi partilerle işbirliğinde bulunmalarını ve siyasi faaliyete girmelerini yasaklayan bu hükümlerin hemen tümü 1995’teki anayasa değişikliği ile kaldırılmıştır

Hukuka Uygunluk Denetimi:Kendinden önceki normlara uygun olup olmadığının denetimi
Yerindelik Denetimi:Normu yürürlüğe koyan organın takdir yetkisinin denetlenmesi

Devletin Temel Nitelikleri

I)Cumhuriyetçilik: (1921 anayasasındaki 1923 değişiklikleri ile anayasaya girdi)

Devlet şekli olarak Cumhuriyet egemenliğin kişi ya da zümreye değil toplumun tümüne ait olan bir devleti ifade ederEgemenliğe göre hareket edilirDevlet organları seçimle belirlenir
Hükümet şekli olarak başta devlet başkanı olmak üzere temel organların seçim ilkesi ile kurulmuş olduğu oluşumunda veraset ilkesinin olmadığı bir hükümet sistemidir
Cumhuriyet ile monarşinin arasındaki temel fark cumhuriyetin “vatandaşlık” monarşinin ise “uyrukluk(tabiyet)” kavramlarına dayanmasıdırMonarşide monarkın şahsı kutsal ve sorumsuzdurCumhuriyet ise toplumun ortak iradelerinin ürünüdürHerkes eşittirDevlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır

II)Başlangıç İlkeleri,toplumun huzuru,milli dayanışma ve adalet:

Her iki anayasada da “Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı”nı anayasa metnine dahil saymıştırUygulanabilir hukuk normları çıkarmak kolay değildir fakat normların uygulanması açısından katkısı söz konusu olabilir
Anayasa mahkemesi anayasaya uygunluk denetimi yaparken başlangıç ifadelerini destek ölçü norm olarak kullanırEsas ölçü norm olarak da bu ilkelerin maddelerdeki somut haklini kullanması gerekirAYmahk 1961 anayasası döneminde hiçbir başlangıç ilkesini destek ölçü norm olarak kullanmadığı halde 1982 anayasası döneminde birçok kararın gerekçesi başlangıca dayandırılırBunun yapılmasının bir yerindelik denetimi olarak algılayabiliriz

III)Atatürk Milliyetçiliğine Bağlılık:

1982 anayasasının seleflerinde başka kavramlar vardır1924 anayasasında 1937’de yapılan değişikliklerle yer verilen kavram milliyetçilik1961 anayasasında ise milli devlet kavramı görülür1982 anayasasında ise Atatürk milliyetçiliğine bağlılık kavramı vardırBunların sebebi bu hükmün yanlış yorumlanmasına mahal vermemektir

Atatürk milliyetçiliği akılcı çağdaş,medeni ileriye dönük demokratik toplayıcı insani barışçıdırBu milliyetçilik milliyetçiliği reddeden akımlara karşı olduğu gibi ırkçılığa ve şovenizme de karşıdır

1961 anayasasında milliyetçilik denmesinin sebebi demokrasi mekanizmaları kullanılarak totaliter rejim kurulmasını engellemek

IV)Laiklik:

İki unsurla açıklanır:
-Din hürriyetiin hürriyeti vicdan ve ibadet hürriyetinden oluşurHerkes dilediği dini seçmekte özgürdürYa da hiçbir dini seçmeyebilirBu hak mutlak bir hürriyettirBu hak kişiye negatif statü hakkı tanır(Nüfus cüzdanlarında din belirtilmesi 24maddeye açıkça aykırıdır)İbadet hürriyeti ise kişinin inandığı dinin gerektirdiği ibadetleri,ayin ve törenleri serbestçe yapabilmesidir

Laik bir devletin açıkça ya da zımnen bir dini olamazLaikliğin bir diğer unsuru ise çeşitli dinlerin mensupları arasında kanun önünde ayrılık yapmaması hepsine eşit işlem yapmasıdır
Laik bir devlette din kurumları devlet fonksiyonlarına giremeyeceği gibi devlet kurumları da din fonksiyonlarını ifa edemez

Diyanet İşlerinin Kurulma Sebepleri:
-Camilerin özerkliğe sahip olmaması
-İslam’ın ihtiyaçları yüzünden din adamlarının belli bir statüye sahip olmaları ve bu insanların devlete karşı ayaklanmamaları için
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image001gif[/IMG]Laiklik:

Din Hürriyeti: (1) Vicdan Hürriyeti: (mutlak) Herkesin dilediği dini
Veya hiçbir dini benimsememesi
(AYmad24 1/3)
(2) İbadet Hürriyeti: (sınırlı) Kişinin inandığı dinin
gerektirdiği ibadet ayin ve
törenleri serbestçe yapabilmesidir

Din Ve Devlet İşlerinin Ayrılığı:

(1)Resmi bir devletin dinin olmaması
(2)Devletin bütün din mensuplarına eşit davranması
(3)Din kurumları ile devlet kurumlarının ayrı olması
(4)Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi
a)Devlet yönetiminin din kurallarına uygun olma
şartının aranmaması
b)Devlet yönetiminde din kurallarından
esinlenilmemesi

-Devlet Yönetiminde Din kurallarından Etkilenilmemesi:

1876 Kanun-i Esasi’ye göre padişahın görevlerinden biri ahkam-ı şeri’i’nin uygulanmasıdırMeclis-i Ayanın görevlerinden biri meclis-i mebusan tarafından kabul edilen kanunların İslam’a uygun olarak denetlenmesidir Laiklikte hukuk kuralları ve devlet işlemleri herhangi bir dinin kurallarına uygunluğu denetlenmez ve hukuk kurallarında din esaslarından esinlenilmez buna göre hareket edilmez

V) Demokratik Devlet:

1961 anayasasında “İnsan haklarına saygılı devlet” ibaresi yerine 1982 anayasasında “insan haklarına saygılı” ibaresi gelmiştirKimi yazarlara göre dayanan ibaresi daha kuvvetli saygılı ise her zaman kısıtlanabilir anlamı içeriyorduLafzen bakıldığında 1’de vurgu var fakat öz itibariyle ve hukuki olarak ikisi de aynı ve insan haklarını temel alan özelliğe dayanır
İnsan haklarına saygılı demokratik devlet ;liberal hürriyetçi batıcı demokrasi denen kavramlardır

Unsurları:
-Başlıca karar organlarının genel oya dayanması
-Bu organları belirlemek üzere yapılan seçimlerde en az 2 alternatif olması
-Anayasada temel hak ve hürriyetlere geniş olarak yer verilmesi ve devlet otoritesinin temel haklar karşısında sınırlandırılmış olması

-Başlıca Karar Organlarının Genel Oya Dayanması:
Devlet otoritesinin kaynağının dünyevi esaslara dayanması yahut egemenlik yetkisinin millete ait olduğuna hükmeden anayasa hükmünün benimsenmesiBu kavram Fransız ihtilali ile doğarFakat uzun süre millet direkt olarak siyasete egemen olmadı ve seçim yapamadıBaşlıca organların seçimi bir zümre tarafından yapıldıBunun sebebi ise millet kavramı ile halk kavramının farklı olmasıMillet geçmişi ve geleceği kucaklayan bir tüzel kişiMilli menfaati en iyi şekilde değerlendirebilecek olan seçkin sınıftıDolayısıyla 18yy klasik anlayışına göre milletle halk örtüşmezdi

Türk pozitif hukukunda ise egemenlik yetkisinin halkın olması hükmü ilk defa 1921 anayasasında yer aldı böylece gelenekselden moderne geçiş yaşanmıştırSaltanat ise fiilen kalkmıştır
1924 anayasasında 21’de olduğu gibi egemenliğin millete ait olduğu ve bu yetkiyi TBMM’nin kullanacağı belirtilmişti61-4’e göre egemenlik yetkisi Türk Milleti adına (yasama yürütme yargı) bütün anayasal organlar eşit derecede yetkili kılınmıştırTüm bu organlar yetkilerini kullanırken anayasaya riayet etmelidir24’e göre asıl üstün olan TBMM’dir (yasama)

Genel Oy İlkesi:Herkesin seçimlere katılabilmesi ilkesidirSınırlı oy tedricen ortadan kalkmıştır1ve 2meşrutiyet zamanlarında oy hakkı sadece belli serveti olan Osmanlı erkeklerine tanındı1934’den itibaren de kadınlara da seçme ve seçilme hakkı tanındı1982 anayasasının ilk metninde oy verme hakkı 21 yaş idi1987’deki anayasa değişiklikleri ile bu sınır 20 yaşa 1995’te ise 18 yaşa indirildiBir kişinin oy verebilmesi için seçmen kütüğüne kayıtlı olması gerekir

Eşit Oy İlkesi:Herkesin tek oy hakkına sahip olmasıdırÖnceden aile reislerine servet düzeylerine göre birden fazla oy hakkı tanınmıştırFakat şu anda böyle bir uygulama kalmamıştır

Seçimlerin Serbestliği:Seçmenlerin baskı ya da dayatma altında olmadan kendi hür iradeleri ile seçim yapmalarıdırYapılan değişikliklerle bu seçim ödev haline gelmiş ve kullanılmaması halinde yaptırımları kanunda düzenlenmiştir

Oy Gizliliği:Bireylerin tek başlarına oy kullanabilecekleri bir ortam hazırlanması

Açık sayım-döküm:Oy kullanımı tamamlanınca sandıkların kamuoyu huzurunda açılıp sayılmasıdırBu ilke seçim sonuçlarına hile ve yolsuzluluğun karışmasını önlemek içindir

Seçimlerin tek dereceli olması:Seçmenlerin doğrudan doğruya kendi temsilcilerini seçmeleridir1946’dan beri tek dereceli seçim sistemi uygulanmaktadır

Seçimlerin yargı organlarının denetiminde yapılması: Anayasanın 79maddesine göre seçimlerin yargı organlarının genel yönetimi ve denetimine bırakılmıştırBöylece seçimlere hile ve yolsuzluk karışması engellenmiştir1961 anayasasından önce milletvekillerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi TBMM’ye aittiDolayısıyla bu tutanakların kabul veya reddinde siyasal düşünce önemli rol oynuyordu1961 ve 1982 anayasalarında ise seçimlerin yönetim ve denetimi tarafsız yargı organlarına bırakılmıştır böylece seçimlerin dürüstlüğü güvence altına alınmıştır

Çok Partili Siyasal Hayat:

Seçim serbestliğinin gerçek bir anlam taşıması seçmenlerin çeşitli alternatifler arasından serbest bir seçim yapabilmelerine bağlıdırÇağdaş demokratik devlette bu alternatifler ,siyasal partiler tarafından oluşturulurModern demokrasi partiler demokrasisidirSeçmen partiler tarafından kendisine sunulan alternatif siyasal programlar arasından bir seçme yapma imkanını bulur ve oy verdiği parti iktidara geldiği takdirde söz konusu programın uygulanacağına güvenebilirPartisiz bir toplumda ise buna imkan yokturBöyle bir toplumda seçme hürriyetinin varolabileceği bir an için farz edilse bile seçmen seçtiği temsilcilerin çeşitli kamusal politika sorunları karşısında nasıl bir tutum takınacağını önceden bilemez

Anayasa bu gerçeği madde 68/2’de belirtmiştir82 anayasası ilk başta parti üyesi olabilme yaşını 21 de tutarken 95’te yapılan değişikliklerle bunu 18’e indirgemiştir
Partilerin serbestçe faaliyette bulunmaları kural iken bu istisnasız olarak kabul edilmemiş ve çeşitli sınırlamalar getirilmiştir

a)Siyasal Partilerin Amaçlarına İlişkin Yasaklar:Bu yasaklar anayasanın değiştirilmiş 68maddesinde belirtilmiştirAynı şekilde 61 anayasasının 57maddesinde de yasaklar söz konusu idiGörülüyor ki 61 ve 82 anayasaları siyasal parti faaliyetleri konusunda Alman Anayasasından mülhem olarak siyasal alanı anayasa ile sınırlandırmış, başka bir deyimle “militan anayasa” ya da “mücadeleci anayasa” anlayışını benimsemiştirBu anlayışın özü amacı hürriyetçi demokrasiyi ortadan kaldırmak olan akımlara meşru siyasi faaliyet alanını kapatmaktır

1982 anayasasının değişik 68 maddesindeki yasaklar daha detaylı incelenirse siyasal parti faaliyetleri açısından şu sınırlamaları getirdiği anlaşılır:

aa)Devletin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüevletin ülkesi ile bölünmezliği devletin dış bağımsızlığının ve ülke bütünlüğünün korunması unsurlarını içerirMesela Türkiye Cumhuriyetinin dışa karşı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasını veya ülkemizin bir bölümünün TC’den ayrılmasını savunan bir parti temelli kapatılırDiğer bir deyimle bu hüküm her türlü ayrılıkçı akımın bir parti halinde örgütlenmesini yasaklamaktadır

Devletin milleti ile bölünmezliği ilkesi de azınlık yaratılmasının önlenmesi bölgecilik ve ırkçılık yasağı ve eşitlik ilkesinin korunması hususlarını kapsamaktadır

bb)Cumhuriyet İlkesi:Bu ilke monarşik partileri yasaklamaktadır
cc)Demokratik Devlet Düzeni:AYmadde 68’de yer alan insan hakları millet egemenliği ve demokratik devlet ilkeleri insan haklarına dayanan hürriyetçi çok partili demokrasiyi reddeden ve diktacı partileri yasaklamaktadır

dd)Laiklik:Siyasi partiler devletin sosyal ekonomik siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma amacını güdemezlerSiyasal çıkar ya da nüfus sağlamak amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamazlar

ee)Sınıf veya Zümre diktatörlüğünün yasaklanması:Siyasi partiler sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamazlarSınıf egemenliği ülke içindeki tek üstün gücün tek bir sınıfın elinde toplanmasını ve bütün diğer sınıfların egemenliğin kullanılmasından dışlanması demektir

b) Siyasal Partilerin örgütlenme ve çalışmalarına ilişkin yasaklar:

aa)Hakimler ve savcılar Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri Silahlı Kuvvetler mensupları ile yüksek öğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar
bb)Siyasi partilerin faaliyetleri parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olurBu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir

cc)Siyasi partiler ticari faaliyetlere girişemezler
dd)Siyasi partilerin gelir ve giderleri amaçlarına uygun olması gerekir bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenirDenetim Anayasa Mahkemesi’nce yapılırBu görev yerine getirilirken Sayıştay’dan yardım sağlarDenetim sonunda verilen karar kesindir

ee)Temelli kapatılan parti bir başka ad altında kurulamaz
ff)Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri AYMahk temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının RG’de gerekçeli olarak yayınlanmasından başlayarak 5 yıl süre ile başka bir partinin kurucusu,üyesi,yöneticisi veya denetleyicisi olamazlar
gg)Yabancı devletlerden uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli kapatılır

1995’te yapılan anayasa değişiklikleri ile siyasi partilerin örgütlenme ve çalışmalarına ilişkin yasaklar oldukça hafifletilmiştirKaldırılan yasaklar:
-Siyasi partilerin yurtdışında teşkilatlanıp faaliyette bulunmaları
-Kadın,gençlik kolu ve benzeri yan kuruluşlar meydana getirmeleri
-Vakıf kurmaları
-Kendi siyasetlerini yürütmek ve güçlendirmek için dernek,sendika vakıf kooperatif ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile siyasi işbirliği ve ilişki içinde bulunmaları ve bunlardan maddi yardım almaları dır

hh) Kapatılmış siyasi partilerin isimleri amblemleri rumuzları rozetleri ve benzeri işaretleri ile daha önce kurulmuş Türk Devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak amblem ve flamalar siyasi partilerce kullanılamazAyrıca siyasi partiler daha önce kapatılan siyasi partilerin devamı olduklarını da beyan edemez ve böyle bir iddiada bulunamazlarKomünist anarşist faşist teokratik nasyonal sosyalist din dil ırk mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla siyasi parti kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz

ii)Siyasi partiler Anayasanın başlangıç kısmında yazılı sebeplerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekatına ve Milli Güvenlik konseyinin karar ve icraatına karşı bir tutum beyan ve davranışta bulunamazlar

Bu yasak hükümlerinden bazıları siyasi partilerin serbestçe faaliyette bulunmalarına ciddi engeller çıkarabilecek niteliktedirYasaların çokluğu anayasa koyucuda siyasi partilere karşı açık bir güvensizliği yansıtmaktadırBu güvensizliği siyasi partileri demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru sayan Anayasa İlkesi ile bağdaşmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla