10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Allahu Ekber,Allahu Ekber!
Sessizlik,bazen çok şey anlatıyordu insanoğluna Lakin insanoğlu varamıyordu farkına 
Ah bir varsa!
Gecenin en kıymetli saatlerinde düşünüyordu genç adam Hani denir ya kendini hesaba çekmek İşte buydu onun yaptığı
Sessizlik birşeyler fısıldıyor olmalıydı kulağına Dinliyordu aslında, ama anlamıyordu
Ya da anlıyor muydu yoksa!
Anlamazlıktan geliyordu Kalbindeki fırtınaların farkındaydı Fakat sessizliğin anlattıklarını dinlemek ve daha fenası anlamak,onun yaşam tarzına uymayacaktı!
Hep huzuru aradı ömrü boyunca Neler yapmadı ki Terapiler,meditasyonlar,çeşitli ilaçlar
Maddiyat,maddiyat,yine maddiyat Olmadı Birşeyler vardı eksik kalan Ama birşey de vardı kalbine derman olan,lakin bulunmayan
Belki de bu sessizlik,kalplerin tedavi yöntemini söylüyordu ona,ah bir anlasa!
Zaman sonra sessizlik, yerini bir sese bırakıyordu 
-Allahu ekber,Allahu ekber!
Şaşırıyordu Belki de bu zamana kadar duymuş olduğu ve önemsemediği o ses,ilk defa kendine farklı geliyordu
Ne olmuştu da bu kadar ürpermişti,alt tarafı, ezan okunuyordu Ve ilginç olan,ezan okundukça bir ferahlama hissediyordu!
Birden dedesi aklına geldi Ne de güzeldi Ezan onun için çok şey demekti Bir sonraki namaz vaktinin gelmesini iple çekerdi Ak sakalları nur yüzünü süslerdi
Ve genç adam,dedesi namaz kılarken uzaktan beri onu izlerdi Kendisine itiraf edemese de dedesine imrenirdi
Ne güzel bir hayat! Allahtan başkasına eyvallah çekmemek,dünyalıkları elinin tersiyle itmek,fani güzelliklere kapılmayıp onlarla tefekkür etmek,tatlı dilli,güler yüzlü,muhabbetli yaşayıp gitmek ve en güzeli de kırmamak insanları,kötü söylememek,kibir göstermemek,tevazu ile hoşgörmek 
Sahi şimdiki dindarlar hiç de benzemiyordu dedesine değil mi?
İki rekat namaz kılan evliya sanıyordu kendisini Herkes başkalarının günahlarını dolamıştı diline İçkinin bir damlasını ağzına sürmemekle övünenler,gıybet ile sarhoş olmuşlardı haberleri olmadan
Oysa,insan başkalarının günahlarını konuşmamalı diyordu dedesi İlle konuşacaksa da kendi günahlarından bahsetsin varsa yüreği!
Kendi günahlarını da bir tek kendisiyle konuşmalıydı insan Kendisine itiraf etmeliydi kendisini
İnsan evladı,herkesten önce kendisine karşı dürüst olmasını bilmeliydi En önemlisi de yaptığı işin günah olduğunu kabul etmeliydi
Ezan bitmişti Genç adam gözlerinin dolduğunu farketti Yapacağı şey zor değildi Güzelce bir abdest alması gerekliydi Ama üşendi
Kalbi kendisinden şikayetçiydi Tevbe isterdi Ama genç adam hep erteledi
Allah(c c),denizlerin köpükleri kadar da günahınız olsa,tevbe edin,bağışlayayım! diye ayet indirdi Peygamber(s a v),;tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir diye bildirdi
Genç adam dinlemedi Kendi içinde tanrılaştırdığı yaşam tarzı izin vermedi O,kalbini değil nefsini seçti
Kalbi son kez tevbe istedi Fakat isteğine cevap gelmedi
Ertesi sabah genç adam yatağında ölü bulundu
Vefatına ise,kalp krizi teşhisi konuldu
|
|
|