10-09-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pazartesiyi Beklerken(Haydi Namaza)
İşte aile hayatı  
Bir Salı gecesiydi
Oturduğu koltuğun üzerinde kah uyuyor, kah uyanıyordu İşin gerçeği, uykuyla uyanıklık arasında bir bölgede, Araf'ta duruyordu
Araf'ın bu yanına geçip gözlerini, uykusuzluktan sızlayan gözlerini aralayıp çocuğunun ateşini kontrol etti Biraz düşmüş gibi olması Araf'ın öbür tarafına daha rahat geçebilmesi için bir biletti sanki İçi rahatlayarak başını koltuğa dayadı
Camiden yükselen sabah ezanı, hasta çocuğu soğuktan korumak için her zamankinden daha sıkı kapatılmış evde açık cam bulamamasına rağmen, onun Araf'ın öbür yanından bu yanına yaklaşmasına sebep olmuştu
'Çok bitkinim Sabaha kadar uyutmadı çocuk Aman ne çileymiş bu Zaten her şeyden hasta oluyorlar Şimdi namaza kalkmak Uzun iş Çocuk da ağlar Yok yok simdi olmaz
Hep erteliyorsun ama
Şu çocuk düzelsin başlayayım artık namaza Aman düzelse ne ki, bu defa öbürü hasta olur Yok yok bu çocuklarla namaz falan kılınmaz Pek bir zor olur, böyle bir vakit kil, üç vakit kılma Hoş değil zaten Hayırlısıyla şöyle biraz büyüsünler Kendi işlerini görür hale gelsinler
Onların yürüdüğü, okula başladığı pazartesi günü başlayacaktı namazlarına çok düzenli, bol dualı ihlaslı namazlar kılacaktı Hayırlısıyla bir gelseydi o pazartesi
|
|
|