Konu
:
Nükleer Rektörler
Yalnız Mesajı Göster
Nükleer Rektörler
10-09-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Nükleer Rektörler
NÜKLEER REKTÖRLER
Nükleer rektörler; içersinde nükleer reaksiyonlarin yürütüldügü ortamlardir
Çok büyük enerji açiga çikaran iki tür nükleer reaksiyon vardir
Bunlar ; büyük atom çekirdeklerinin parçalanmasi (fizyon) veya küçük atom çekirdeklerinin birlesmesi (füzyon) reaksiyonlaridir
Bu yüzden nükleer reaktörler ; içerisinde gerçeklesen reaksiyonlara göre ikiye ayrilabilirler :
1
Fizyon Reaktörleri
2
Füzyon Reaktörleri
Halihazirda füzyon reaksiyonuyla çalisan nükleer bir reaktör mevcut degildir
Fikir olarak 1942?de ortaya atilan füzyon olayi ancak 1952?de bomba olarak1942?de ortaya atilan füzyon olayi
ancak 1952?de bomba olarak denenebilmistir
Bu yüzden gücün kontrol altina alinmasi baska bir deyisle nükleer füzyona dayanan bir nükleer reaktör yapilmasi ise henüz gerçeklesememistir
Ancak bu konudaki çalismalar bütün hiziyla devam etmektedir
Günümüzde farkli sekillerde tasarlanmasina ragmen temel olarak fizyon reaksiyonuna dayanan yüzlerce nükleer reaktör mevcuttur
Atom bombasinda çok kisa sürede gerçeklesen fizyon reaksiyonu nükleer reaktörlerde çok daha kisa sürede gerçeklestirilerek olay kontrol altina alinir
Nükleer reaktörü olusturan entegre önemli elemanlardan birincisi uranyum ;yakittir
(239Pu ?da yakit olarak kullanilabilir
)
Uranyum radyoaktif özelligi düsük olan bir elementtir
Reaktörde reaksiyona girmeden önce lastik eldivenle bile tutulabilir
Ancak fizyon sonucunda olusan ürünlerin çogu oldukça radyoaktiftir
Nükleer reaktör çalismaya basladiktan sonra ne içine girmek nede reaktörden çikan yakit atiklarina yaklasmak imkansizdir
Yakit olarak kullanilacak uranyumun reaktöre girmeden önce her türlü safsizliktan arindirilmasi gerekir
Ayrica yapisindaki 235U orani % 3 dolayin yükselmis olan izotopik olarak zenginlestirilmis uranyum daha kullanislidir
Günümüzde yakit olarak UO2 tercih edilmektedir
Uranyumdioksit önce toz haline getirilip sonra 1 cm çap ve yüksekliginde silindirler seklinde sikistirilir
Daha sonra firinda pisirilerek seramik yakit lokmasi haline getirilen bu silindirler 4 m uzunlugunda ince bir metal zarf içine yerlestirilerek yakit çubuklari elde edilir
Büyük bir reaktörde bu yakit çubuklarindan yaklasik 50
000 tane vardir
Reaktörün ikinci temel elemani nötron yavaslaticisidir
Bunun için ise su kullanilir
Uranyum yakit reaktörde bir su banyosuna daldirilmis cubuklar seklindedir
Fizyon reaksiyonu sonucunda olusan nötronlar yakit çubuklarindan su banyosuna geçerler
Su tarafindan yavaslatilan nötronlarin fizyon yapma yetenegi artar
bu yavas nötronlarin yeniden uranyum yakiti ile çarpismalari ise fizyon olayini zincirleme reaksiyon seklinde sürmesini saglar
Fizyon reaksiyonu sonucunda olusan büyük isinim yakitin kizismasini önlemek için ortamdan transfer edilmesi gerekir
Bunun için ise nötronlari yavaslatmak için ortamda bulunan suyun bir pompa ile devredilmesi saglanir
Yaklasik 3000C ?de olan sicak su borular yardimiyla soguk su içeren bir hazneden geçirilir
Bu esnada isi transferi ile soguk su isinarak buhar olusur
Elde edilen buhar bir buhar türbininden geçirilerek isi enerjisi elektrik enerjisine dönüstürülür
Nükleer reaktörlerin entegre önemli elemanlarinda bir digeri ise kontrol çubuklaridir
Reaktörün kontrolü ortamdaki nötron sayisini kontrolü ile mümkündür
Eger fizyondan dolayi nötronlarin olusma hizi uranyun yakiti tarafindan yakalanma hizina esit ise reaktör ayni güçte çalismaya devam eder
Ortamdaki nötronlarin çalisma sayisi arttikça güç yükselir azaldikça düser
Ortamda nötron kalmaz ise reaksiyon durur
Bunun için reaktöre kadminyun veya bordan yapilan ve nötronlari soguran kontrol çubuklari yerlestirilir
Bu çubuklar reaktörde istenilen derinlige indirilerek reaksiyon kontrol altinda tutulur
Sonuç itibariyle bir nükleer güç reaktörü temelde fizyon reaksiyonundan olusan isiyi yayan bir su isiticisidir
Ayni termik santrallerde de olugu gibi elde edilen isi ile sudan buhar buharin türbinleri döndürmesinden ise elektrik enerjisi elde edilir
Prensip olarak birbirine çok benzeyen termik santrallerle nükleer santraller arasinda çok önemli farklar vardir
Öncelikle nükleer santraller termik santrallerde oldugu gibi disari CO2 ve SO2 vermez
Kül birakmazlar
Bundan dolayi çevreyi kirletmezler ancak nükleer reaktörden çikan yakit yüksek radyo aktiviteye sahip bir çok madde içeriri
Bu nükleer atiklarin çevre ve insana zarar vermeden tasfiye edilmesi çok önemli bir problemdir
Bu atiklarin dis ortamla irtibati mümkün olmayan sorulara yol açabilir
Bu konudaki en büyük gelisme nükleer atiklarin yeryüzünü 500 ile 1200 metre altinda insaa edilen özel depolara gömülmesidir
Yer altinda gömülü olan nükleer atiklarin yeryüzüne çikmasini saglayacak tek mekanizma yer alti suyu ile temasi olacaktir
Bunun için atiklari gömülecegi yer seçiminde jeolojik ve çevresel faktörler dikkate alinir
Ayrica bu atiklar yüksek sicaklikta cam eriyigi ile karistirilip metal silindirler içine bosaltilir
Ve sogudugunda camsi bir yapi olusturur
Cam suda çözünmeyen uygun mekanik özelliklere sahip bir malzeme oldugundan yer altindaki nükleer atiklarin yeryüzüne çikma olasiligini azaltir
Aslinda nükleer atiklarin tehlikesi kursun civa ve arsenik gibi zehirli atiklara kiyasla daha azdir
Çünkü nükleer atiklarin radyoaktivitesi zamanla azalirken zehirli atiklar çevreye atildiklari ilk günkü gibi kalirlar
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul