10-09-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Korkular Bizi Esir Almadan
Korkunun en önemli türü, sevgiyle beslenen, sevgiyle hemhal olan, sevginin kabında yaşayanıd ır
Tarih, bu tür sevgileri n, kabukları nı yararak nasıl bir pınara dönüştüğü ne defalarca şahit olmuştur Salihleri n, Peygamber lerin, Hakk aşıkların ın korkusu kaybetme korkusuyd u, yani Allah'ın rızasını, sevgisini kaybetme korkusu 
Müminin bu dünyadaki korkusu, Allah sevgisini pekiştiri rken, kafirin ve münafığın korkusunu sahip oldukları dünyevi hayattan ayrılma ve uzaklaşma ya dairdir
Şehitler biliriz, bütün servetler ini gönülleri nde taşıyan, sonra da özvarlığı nı adayan, korkuları n boynuna kılıç vurarak sevginin doruk noktasına ulaşanlar vardır hani Korkunun nasıl boğazland ığını onların örnek hayatları nda görürüz Para, iş, kariyer, statü  kendileri ni esaret tutsağınd a tutan ne varsa her şeyi terk edip, özgürlüğe ulaşanlar ı biliriz 
Hazreti Ali'nin Peygamber in yanındaki cansipare ne, gözüpek, itaatkar ve aynı zamanda hikmeti gözeten hayatı biz müminler için en mümtaz örnektir Müseyleme-tül Kezzab'a karşı Resul'ün gönderdiğ i elçinin, Peygamber'in ihtar ve davetini ilettikte n sonra işkencele rle uzuvları tek tek kesilirke n, O sadece Resululla h'a olan bağlılığı nı ve tevhidi haykırıyo rdu Bu bağlılık, onların gönülleri ndeki sevginin, sevgiyi kaybetme korkusunu n bir gösterges i değil mi?
Korkular bizi esir almadan, biz korkuları esir almalıyız Sonra, sevgiyle kuşatan, koruyan, şefkatle saran yüce bir yaratıcım ız varken, korku bizi ne esir alabilir ne de varlığımı za zarar getirebil ir
|
|
|
|