Konu
:
Yunustaki Mükemmel Tasarım
Yalnız Mesajı Göster
Yunustaki Mükemmel Tasarım
10-07-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Yunustaki Mükemmel Tasarım
Yunustaki Mükemmel Tasarım
Yunuslar her nefes alışlarında ciğerlerinin % 80-90'ını havayla doldururlar
Oysa çoğu insan için bu oran ancak % 15'i bulur
Yunuslar için nefes almak insanlarda veya diğer kara memelilerinde olduğu gibi bir refleks değildir
iradeli bir harekettir
Yani biz nasıl yürümeye karar veriyorsak
yunuslar da nefes almaya karar verir
Bu
hayvanın suda uyurken boğularak ölmemesi için alınmış bir tedbirdir
Yunus uykusu sırasında beyninin sağ ve sol yarım kürelerini yaklaşık on beş dakika arayla nöbetleşe kullanır
Bir yarım küre uyurken
diğer yarım küre yüzeye çıkarak hayvanın nefes almasını kontrol eder
Yunusların ağızlarındaki gagaya benzer çıkıntı ise sudaki hareketlerini kolaylaştıran bir başka tasarımdır
Hayvan bu yapı sayesinde suyu daha iyi yarmakta ve daha az enerji harca***** daha hızlı yüzebilmektedir
Modern gemilerin burunlarında da yunus ağzına benzer bir çıkıntı vardır
Bu hidrodinamik tasarım
gemilerin hızını da aynen yunuslarınki gibi artırmaktadır
Dayanışma Esasına Dayalı Sosyal Yaşamları
Yunuslar tüm canlılar gibi
Allah'ın sonsuz gücünün ve sanatının birer tecellileridir
Yunuslar çok büyük gruplar halinde yaşar
Güvenli bir koruma için dişiler ve yavrular böyle bir grubun ortasında yer alır
Grubun hasta üyesi yalnız bırakılmaz
ölene kadar grubun içinde tutulur
Bu güçlü dayanışma bağı
yeni bir yavru gruba katıldığı ilk günden itibaren başlar
Yunus yavruları önce kuyrukları dışarı çıkacak biçimde doğarlar
Bu sayede doğum tamamlanana kadar yavrunun havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur
En son yunusun başı doğum kanalından çıkar çıkmaz
ilk nefesini alması için hızla su yüzeyine çıkarılır
Genellikle
yardım amacıyla anne yunusa bir başka dişi yunusta eşlik eder
Diş yunus doğumdan sonra annesini emzirir
Süt emmek için dudağı olmayan yavru annesinin karnındaki bir yarıktan çıkan iki süt kaynağından beslenir
Bu bölgeye ufak ağız darbeleriyle dokunduğunda fışkıran sütle beslenir
Yavru her gün onlarca litre süt içer
Bu sütün %50si yağ meydana gelir (ineklerde ise süt ün %15'i yağdır)
Bu sayede
vücut ısısını dengelemesi için gerekli olan deri yağı hızla oluşur
Hızlı dalışlar esnasında diğer dişiler yavruyu aşağı doğru iterek yardımcı olurlar
Ayrıca
yavruya avlanmayı ve sonarını kullanmayı da öğretirler
Bu yıllarca süren bir eğitim safhasıdır
Bazıları yıllarca sevdikleri bir aile üyesinin peşinden ayrılmazlar
30 sene boyunca bu böyle devam edebilir
Vurgun Yemeyi Önleyen Sistem
Yunuslar insanlarla kıyaslanamayacak kadar derin sulara dalabilirler
Bu konudaki rekor Balinagillerden Amber balığına aittir
Amber balığı bir nefes alışla 3000 metre derine dalış yapabilir
Gerek yunuslar gerekse balinalar bu tip dalışlara uygun bir tasarımda yaratılmışlardır
Palet şeklindeki kuyruklar suya dalmayı ve yüzeye çıkmayı oldukça kolaylaştırır
Dalış için yaratılmış bir başka tasarım da hayvanın ciğerlerinde gizlidir: Hayvan derine daldıkça üzerindeki suyun ağırlığı
yani basıncı artar
Bu basıncı dengelemek için
ciğerlerinin içindeki hava basıncını da giderek artırır
Ancak bu hava basıncı giderek çok yüksek derecelere çıkar
Aynı basınç bir insan ciğerine uygulansa
ciğer yırtılıp parçalanacaktır
İşte bu tehlikeye karşı yunusların vücutlarında çok özel bir koruma yaratılmıştır: Yunusların akciğerlerindeki bronşlar ve hava kesecikleri
basınca karşı son derece dayanıklı kıkırdak halkalarla korunmuştur
Yunusların vücutlarındaki bir diğer yaratılış örneği ise
vurgun tehlikesine karşı alınan tedbirdir
Dalgıçlar su yüzeyine hızlı çıkışlarda basınç farkından kaynaklanan bu tehlikeyle karşılaşırlar
Vurgunun nedeni
akciğerlere çekilmiş olan havanın ani bir biçimde kana karışarak damarların içinde hava kabarcıkları oluşturmasıdır
Bu baloncuklar kan dolaşımındaki düzeni bozarak ölüm tehlikesi meydana getirir
Balinalar ve yunuslar ise bizler gibi akciğerleriyle solumalarına karşın böyle bir problemle asla karşılaşmazlar
Bunun nedeni
derinlere dalarken insanlar gibi dolu ciğerle değil
boş ciğerle hareket etmeleridir
Ciğerleri hava ile dolu olmadığı için
bu havanın basınç değişikliği nedeniyle kana karışması ve dolayısıyla "vurgun yeme" tehlikesi ile karşı karşıya kalmazlar
Ama asıl soru burada ortaya çıkar: Eğer ciğerlerini hava ile doldurmuyorlarsa
oksijensiz kalıp boğulmaktan nasıl kurtulurlar? Bu sorunun cevabı
bu canlıların kaslarındaki yüksek orandaki "miyoglobin" proteinidir
Bu miyoglobin proteinleri
çok yüksek miktarda oksijen molekülünü kendi üzerlerine bağlar ve muhafaza ederler
Yani canlı için gereken oksijen
ciğerdeki havada değil
doğrudan kasların içinde saklanır
Yunuslar ve balinalar bu sayede uzun süre nefes almadan yüzer ve diledikleri kadar da derine dalabilirler
İnsanlarda da miyoglobin proteini vardır
ama çok daha az oranda olduğu için
aynı yüzme serbestliğini sağlamamaktadır
Yunus ve balinalara özel olan bu biyokimyasal ayarlama
elbette bilinçli bir tasarımın açık delilidir
Allah
her canlı gibi deniz memelilerini de içinde bulundukları şartlara en uygun vücut yapılarıyla yaratmıştır
Yunuslar
insan kulağının algılayamayacağı büyüklükte (20
000 Hertz ve üstü) ses dalgaları yayarlar
Bu yayılımı kafanın ön kısmı hizasında "kavun" olarak adlandırılan bir bölgeden kaynaklanır
Hayvan kafasını hareket ettirerek dalgaları istediği yöne doğru kanalize edebilir
Sonar dalgası bir engelle karşılaştığı zaman
hemen bir yansı***** geri döner
Alt ağız alıcı görevi yaparak yankıyı iç kulağa yollar
İç kulak da verileri beyne gönderir
Bu veriler beyinde analiz edilir ve yorumlanır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul