Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Ülkelerinin Tanıtımı
Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti
Socijalistička Federativna Republika Jugoslavija (sh)
Социјалистичка Федеративна Република Југославија(mk)
Socialistična Federativna Republika Jugoslavija (sl)←
1943 – 1992↓
BAYRAK
ARMA
Slogan
Братство и јединство
Milli Marş
Hey Slavlar (Еј, Словени)
BaşkentBelgrad
Resmi diliSırp-Hırvatça, Slovence, MakedoncaDiniOrtodoksluk, Katolik, MüslümanlıkYönetim
Sosyalist DevletCumhurbaşkanı - 1945-1953Ivan Ribar - 1953-1980Josip Broz Tito - 1991Stjepan MesićBaşbakan - 1989-1991Ante MarkovićTarih - Kuruluş tarihi1943 - Yıkılış tarihi1992Yüzölçüm - 1989255 804 km² (98 766 sq mi)Nüfus - 1989 est 23 724 919 Nüfus yoğunluğu92,7 /km² (240,2 /sq mi)
Para BirimiYugoslav dinarı
Preceded bySucceeded byYugoslavya KrallığıSlovenyaHırvatistanMakedonyaBosna-HersekYugoslavya Federal CumhuriyetiSırbistan tarihi
Antik Çağlar
Roma İmparatorluğu
Ostrogotlar
Doğu Roma İmparatorluğu
Sırplar • Hırvatlar
Orta Çağ
Sırbistan Krallığı
Sırp İmparatorluğu
Sırbistan Prensliği
Sırp Despotluğu
Yeni Çağ
Semendire Sancağı • Sirem Sancağı
Kosova Vilayeti • Yenipazar Sancağı
Habsburg Sırbistanı
Sırp İsyanları
Sırbistan Prensliği
Sırbistan Krallığı
Yugoslavya Krallığı
Nazi Sırbistanı
Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti
Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti
Sırbistan Cumhuriyeti
Yugoslavya Krallığı
Yugoslavya Krallığı bayrağı
Yugoslavya Krallığı
Yugoslavya Krallığı, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (1918-1929), 1918'den II Dünya Savaşı'na kadar Balkanlar'ın batısında varolmuş devlet Bugünkü Makedonya, Sırbistan, Bosna-Hersek, Karadağ ve Kosova'nın tamamı ile Slovenya ve Hırvatistan'ın büyük bir kısmını kaplıyordu
Oluşumu
Sırbistan tarihi
Antik Çağlar
Roma İmparatorluğu
Ostrogotlar
Doğu Roma İmparatorluğu
Sırplar • Hırvatlar
Orta Çağ[ Göster ]
Sırbistan Krallığı
Sırp İmparatorluğu
Sırbistan Prensliği
Sırp Despotluğu
Yeni Çağ
Semendire Sancağı • Sirem Sancağı
Kosova Vilayeti • Yenipazar Sancağı
Habsburg Sırbistanı
Sırp İsyanları
Sırbistan Prensliği
Sırbistan Krallığı
Yugoslavya Krallığı
Nazi Sırbistanı
Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti
Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti
Sırbistan Cumhuriyeti
Özel konular
Bu kutu: gör • değiştir
I Dünya Savaşı'nın önemli bir cephesi de Güney Slavların siyasi birlik yönünde attığı adımlar oldu Daha savaşın başlarında Sırp, Hırvat ve Sloven kökenli politikacı ve aydınların bu amaçla Londra'da kurduğu Yugoslav Komitesi, yeni ve birleşik bir devleti savunan çevrelerin sözcüsü durumuna geldi Yugoslav Komitesi ile sürgündeki Sırp hükümeti temsilcilerinin Temmuz1917'de imzaladığı Korfu Bildirisi'yle bu program ilk kez somut bir biçim kazandı Bildiri temelde farklı ulusal ve dinsel toplulukların eşit haklarla yer alacağı, demokratik ilkelere dayalı bir anayasal monarşi kurulmasını öngörüyordu Bu gelişme Habsburg (Avusturya) yönetimi altında olan Hırvatlar ve Slovenler arasında bağımsızlık mücadelesini de güçlendirdi Aynı yıl örgütlenen Yugoslav Ulusal Konseyi açıkça Güney Slav birliğini savunmaya başladı Yugoslav Komitesi'nin önemli bir başarısı da savaşa girmek için İtilaf Devletleri'nden Slovenya ve Dalmaçya'nın bir bölümünü topraklarına katma sözü almış olan İtalya ile belirli bir uzlaşma sağlaması oldu
Habsburg monarşisinin çöküşe doğru gitmesi Güney Slav milliyetçiliğine yeni bir hız kazandırdı Bir dizi ayaklanmaya sahne olan Hırvatistan, Sabor'un Ekim1918'de aldığı kararla Macaristan'a bağımlılığa resmen son verdi Bu sırada Dalmaçya'daki İtalyan ilerlemesi sürdüğünden, Güney Slav halkları düzenli orduya dayanan Sırbistan'ın çevresinde kenetlendi Kasım1918'de Cenevre'de bir araya gelen Yugoslav Komitesi, Yugoslav Ulusal Konseyi ve sırp partilerinin temsilcileri Karayorgiyeviç hanedanı altında birleşmeyi öngören bir plan hazırladı Öte yandan Karadağ'da toplanan bir ulusal meclis de Sırbistan'a katılma kararı aldı Sırp naip prensi Aleksandar 1 Aralık1918'de babası Petar'ın yönetiminde Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı'nın kurulduğunu açıkladı İtalya'ya bazı toprakları bırakarak ve öteki komşularla bir dizi antlaşma imzalayarak sınırlarını çizen yeni krallığı, içeride savaşın yol açtığı büyük yıkımı giderme ve yönetim yapısını biçimlendirme gibi daha ağır sorunlar bekliyordu
Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı
Siyasi istikrarsızlık; Ortak ve köklü kurumlardan yoksun olan yeni devletin birbirinden kopuk çok sayıda etnik ve dinsel topluluğu barındırması nedeniyle, Kasım1920'de kurucu meclis için yapılan seçimlerde karmaşık ve çok renkli bir bileşim ortaya çıktı Mecliste çoğu etnik temellere dayanan 15 dolayında partinin temsilcileri yer aldı Yeni anauasanın hazırlanmasında temel görüş ayrılığını üniter ya da federal bir devlet yapısının benimsenmesi oluşturdu Federal devlet ilkesinin Federal devlet ilkesinin reddedilmesinden sonra Hırvatistan Köylü Partisi'ne bağlı temsilciler meclisten çekildi Bir bakana yönelik suikastın ardından da meclisteki komünistlerin üyeliğine son verildi Böylece Sırp Radikal ve Demokratik partilerinin Müslüman temsilcilerle oluşturduğu ittifak, son derece merkezi bir sistem getiren anayasayı meclisten kolaylıkla geçirdi Yeni anayasa Sırp ulusal gününe rastlayan 28 Haziran1921'de yürürlüğe girdi
İzleyen dönemde Radikal Parti'den Nikola Pašić'in başbakanlığı altında kurulan çeşitli hükümetler, Sırplar arasındaki siyasi çekişmelerin yanı sıra Hırvat ve Sloven ayrılıkçılığıyla da baş edemedi Pasic'in 1925'te Hırvat lideri Stjepan Radic'le sağladığı işbirliği sonucunda oluşturulan koalisyon hükümeti de başarısızlığa uğradı Baskı, ayrımcılık ve yolsuzluklar nedeniyle tırmanan siyasi gerginlik, Karadağlı bir milletvekilinin Haziran1928'de iki Hırvat milletvekilini öldürmesi ve Radic'i ağır biçimde yaralamasıyla doruğa ulaştı Hırvat milletvekilleri parlamentodan çekilerek Zagrep'te ayrı bir meclis topladı Sloven önderi Anton Korosec'in başbakanlığı üstlendikten sonra parlamentoya işlerlik kazandırmak için gösterdiği çabalar da sonuçsuz kaldı
6 Ocak Diktatörlüğü
Tahta 1921'de çıkmış olan I Aleksandar, bu gelişmeler üzerine Ocak1929'da parlamentoyu dağıtarak anayasayı yürürlükten kaldırdı ve kişisel bir diktatörlük kurdu Bir süre sonra da ülkenin adını Yugoslavya olarak değiştirdi ve yerel yönetim yapısını yeniden düzenledi Etnik, dinsel ve bölgesel partileri kapatarakgeniş çaplı baskılara girişti Eylül1931'de yürürlüğe giren yeni anayasayla görünüşte temsili hükümet sistemine dönüldüyse de Yugoslav Ulusal Partisi'nin (sonradan Yugoslav Ulusal Birliği) egemen olduğu güdümlü bir yönetim sürdürüldü Hırvat önderi Vladimir Macek'in öncülük ettiği Birleşik Muhalefet adlı blok , seçimlere katılmakla birlikte etkili olamadı Bu arada İtalya'ya ve Macaristan'a kaçan birçok Hırvat ayrılıkçı Ustasa adlı örgütü oluşturarak terör eylemlerine girişti
Yugoslavya Kralliğı, 1929-1941
Krallığın Çöküşü
I Aleksandar'ın Ekim1934'te Fransa'da bir Ustasa militanınca öldürülmesinden sonra tahta küçük yaştaki oğlu II Petar geçti Naip olarak yönetimi üstlenen Petar'ın amcası Prens Pavle, 1935 seçimlerinin ardından başbakanlığa, bir uzlaşma ortamı yaratması beklenen Milan Stojadinovic'i getirdi Yumuşama yönünde bazı adımlar atmakla beraber etkisiz hükümetiyle şiddet olaylarının önünü alamayan Stojadinovic, Aralık1938'deki seçim zaferinin ardından faşizan eğilimlere destek vermesine tepki gösteren bakanlarının istifası üzerine başbakanlıktan çekildi Yerine geçen Dragisa Cvetkovic, daha önce naip Pavle'nin isteği doğrultusunda Macek'le gizlice yürüttüğü görüşmeleri sonuçlandırarak Ağustos1939'da bir uzlaşmaya vardı Hırvatistan'a yarı özerk bir statü verilmesinin ardından yeni bir koalisyon hükümeti kuruldu ve anti demokratik seçim yasasını değiştirme hazırlıklarına başlandı Ama Avrupa'daki savaş havasına bağlı olarak belirlenen dış tehdidin yol açtığı siyasi bunalım, anayasal sorunları çözme ümidini boşa çıkardı
II Dünya Savaşı
Birkaç koldan birden başlayan Alman saldırısına karşı koyamayarak dağılan Yugoslavya ordusu iki hafta içinde teslim oldu Atina'ya kaçmak zorunda kalan kral II Petar ve bakanları daha sonra Londra'ya geçerek bir sürgün hükümeti oluşturdu Bu arada askeri yenilgiyi izleyen düzenlemelerle Yugoslavya birkaç parçaya bölündü Slovenya'nın büyük bölümü doğrudan Almanya'ya bağlandı İtalya daha önce hak iddia ettiği Slovenya'nın güneyi ile Dalmaçya'nın önemli bir bölümünü aldı Karadağ'ı işgal eden İtalyan birlikleri göstermelik bir meclisle bağımsızlık ilan etti Arnavutların çoğunlukta olduğu Kosova gibi Yugoslavya toprakları gene İtalyan nüfuzu altındaki Arnavutluk'a verildi Vojvodina'nın büyük bölümü Macarlarca ilhak edilirken, Banat doğrudan Alman yönetimine girdi Sınırları iyice daralan Sırbistan'da kukla bir rejim başa geçirildi Sırbistan ve Makedonya'nın geri kalan kesimi Bulgaristan'a bırakıldı Bosna-Hersek'in bağlandığı Hırvatistan'da ise Ustasa önderi Ante Pavelic'in yönetiminde faşist bir rejim kuruldu
Faşist Hırvat rejimi elindeki topraklarda Nazi uygulamalarını bile aşan acımasız bir soykırım harekatına girişti Yahudi ve Çingene azınlıklarla birlikte Sırpların büyük bir bölümü ortadan kaldırıldı Sırpların önemli bir bölümü de Katolikliği benimsemeye zorlandı Ustasa çeteleri Katolik din adamlarıylabirlikte kırsal kesimde terör estirmeye başladı
Yugoslavya ordusundan artakalan bazı birlikler, bozgundan hemen sonra Albay Draža Mihailović 'in önderliğinde Çetnikler olarak bilinen çeteleri kurdular Karadağ'da kukla hükümetin ilanıyla birlikte yerel ayaklanmalar başldı İşgale karşı bir başka direniş odağı da Josip Broz Tito yönetimindeki Yugoslavya Komünist Partisi 'nin Temmuz1941'de başlattığı silahlı ayaklanmayla ortaya çıktı Partizanlar olarak anılan komünist gerillalar Eylül1941'de Užice kentini ele geçirdikten sonra Sırbistan ve Bosna'nın bazı yörelerini içine alan bir sovyet cumhuriyeti oluşturdular Bütün ülkeyi Büyük Sırbistan çevresinde yeniden birleştirme hedefini güden Çetniklerin izlediği strateji Müttefiklerin bölgede başlatacağı bir harekatı temel alıyordu Federal bir cumhuriyet programıyla ortaya çıkan Partizanlar ise direnişi bütün ülkeye yayacak bir stratejiyi öngörüyordu Bu nedenle Mihver kuvvetlerinin direniş hareketini ezmek için Ekim1941'de başlattığı saldırı karşısında eşgüdüm sağlanamadığı gibi, Çetnikler ve Partizanlar arasında sert ve kanlı bir çatışma kaçınılmaz hale geldi
Bağımsızlık mücadelesi ve Partizanların zaferi
Mihver saldırısı üzerine Bosna'ya çekilerek İşçi tugayları 'na dayalı yeni bir savaş taktiğini seçen Partizanlar, İtalyan, Alman, Ustasa ve Çetnik birliklerinin Mart1942'de giriştiği harekattan sonra Bosna'nın kuzey-batı kesimini üs edindi Tito'nun Kasım1942'de topladığı Yugoslavya Antifaşist Ulusal Kurtuluş Konseyi (AVNOJ) direniş harekatının bütün Yugoslav halklarını birleştirecek bir siyasal programa kavuşmasını sağladı
Müttefiklerin Balkanlar'a çıkarma yapmasından önce Yugoslavya'daki Partizan hareketini boğmak isteyen Almanlar, 1942-1943 kışında toptan imhayı hedef alan yeni bir harekat düzenlediler Öncelikle Çetnikleri saf dışı ederek konumlarını sağlamlaştıran Partizan kuvvetleri, ardından Alman kuşatmasını yararak Karadağ'ın Durmitor bölgesine geçtiler Mayıs1943'te bu bçlgeye yönelik ikinci Alman kuşatma harekatı da boşa çıktı Üstün Alman birlikleriyle şiddetli çarpışmalardan sonra sarp bir geçidi aşan Partizan kuvvetleri sonunda Bosna'nın orta kesimine ulaşmayı başardı Yugoslavya'nın bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktası sayılan bu zafer, aynı zamanda Partizan hareketine Müttefiklerin siyasi ve askeri desteğini sağladı İtalya'nın Müttefiklere teslim olmasından sonra Partizanların denetimine giren geniş kıyı şeridi, silah ve askeri gereç almak için önemli bir kapı durumuna geldi Bu arada Kasım1943'te ikinci toplantısını yapan AVNOJ, bir geçici hükümet oluşturduğunu ilan etti
Mayıs1944'te Tito'nun karargahına yönelik son Alman saldırısını da atlatan Partizanlar, sonraki aylarda işgal kuvvetlerini Sırbistan'a doğru geriletmeye başladı Aynı sıralarda bozgun içindeki Alman ordularını izleyen Sovyet Kızıl OrdusuRomanya ve Bulgaristan sınırlarına dayanmış bulunuyordu Daha önce bağımsız bir çizgide direttiği için Stalin'in tepkisini çekmiş olmakla birlikte Moskova'ya giderek Sovyet ileri harekatıyla belirli bir eşgüdümü sağlayan Tito, bir yandan da Londra'daki sürgün hükümetiyle görüşmelere oturdu Tito'ya önemli bir siyasi ağırlık kazandıran görüşmeler sonunda kurtarılmış bölgelerde kurulan ulusal kurtuluş komiteleri geçici yönetim organları olarak kabul edildi Çetniklerle iç savaş biçimini alan Sırbistan'daki Partizan ilerleyişi, Alman ordularının geri çekildiği sonbahara doğru büyük ölçüde başarıya ulaştı Partizan kuvvetleri ile Sovyet birliklerinin ortak harekatıyla Ekim1944'te Belgrad ele geçirildi Sürgün hükümetinin başbakanı Ivan Subasic'in Belgrad'a dönmesinden sonra koalisyon niteliğinde bir geçici hükümet oluşturuldu Bütün Yugoslav toprakları Partizanların denetimine girerken , son Çetnik kalıntıları da temizlendi
Kasım1945'teki seçimlerde, komünistlerin önderliğindeki Halk Cephesi'nin kazandığı büyük zaferin ardından, 2 Aralık1945'te Yugoslavya Federal Demokratik Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilan edildi, böylece kağıt üstünde de olsa devam eden monarşi resmen sona erdi Ocak1946'da federal bir cumhuriyet yapısını öngören yeni ayanyasa yürürlüğe kondu
Ekonomi
Yeni devletin kuruluşuyla birlikte ele alınan ilk konulardan biri toprak reformu oldu Serfliğin kaldırılmasını ve büyük malikanelerin kamulaştırılmasını sağlayan reform, yeni yatırımlar ya da modern teknik ve araçlarla desteklenmekle birlikte toprak sahibi geniş bir köylü sınıfı yarattı I Dünya Savaşı sonrasında tarım ürünlerine talebin yükselmesi, kırsal kesime önemli bir refah getirdi Devletin tarımsal kalkınmaya pek önem vermemesi nedeniyle, köylüler özellikle Slovenya ve Hırvatistan'da kooperatifler aracılığıyla örgütlenme yoluna gitti Ama ekonomik bunalımın derinleştiği 1930'larda kredi, borç erteleme ve destekleme alımı gibi araçlarla köylülere belirli bir devlet desteği verildi
Yüklü savaş tazminatlarının yanı sıra Fransa ve ABD gibi ülkelerden sağlanan borçlar, yeni devletin koruyucu gümrük duvarları arkasında tutarlı bir sanayileşme programı yürütmesine olanak verdi Bu alanda özellikle madencilik, ormancılık, enerji üretimi, metalurji ve dokumacılık gibi dallar büyük bir gelişme gösterdi Yeni demiryolu hatlarıyla ulaşım ağı genişletildi Deniz ticareti ve turizm önemli bir gelir kaynağı durumuna geldi
Büyük Bunalım'ın Yugoslavya'daki etkileri ancak savaş tazminatı ödemelerinin durduğu ve dış kredilerin kesildiği 1931'den sonra duyulmaya başladı Milletler Cemiyeti'nin Etiyopya'nın ilhakı nedeniyle İtalya'ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlar da Yugoslavya'nın bu ülkeyle geniş çaplı ticaretine ağır bir darbe indirdi İzleyen dönemde bu açığı kapatmak için Nazi Almanyası'yla sıkı ekonomik ilişkiler kurdu
Dış ilişkiler
Komşu ülkelerle toprak anlaşmazlıklarından kaynaklanan dış tehditlere karşı önceleri Fransa'ya dayanmaya çalışan Yugoslavya, aynı zamanda Küçük Antant (1920-1921) ve Balkan Antantı (1934) gibi bölgesel ittifaklarla konumunu güçlendirme çabasına girişti Ama içerideki baskıcı rejimin etkisiyle Fransız desteğinin zayıflaması, ülkeyi giderek Alman yayılmasına açık bir duruma getirdi Almanya'yla kurulan sıkı ekonomik bağlar çok geçmeden Üçlü Pakt'a (Almanya, İtalya ve Japonya) katılma yönünde yoğun bir baskıyı getirdi
II Dünya Savaşı'nın hemen başlarında bölgede üstün konuma geçen Mihver Devletleri'ne karşı Yugoslavya'nın izlemeye çalıştığı tarafsızlık politikası ancak Mart1941'e değin sürebildi Hükümetin bu tarihte Alman baskısına boyun eğmesi üzerine, askeri bir darbeyle Pavle'nin naipliğine son verilerek genç kral II Petar'ın yönetimi eline alması sağlandı Ama SSCB'ye saldırmadan önce güney kanadını güvence altına almak isteyen Almanya, bir ay sonra büyük bir kuuveti Yugoslavya üzerine sürdü
ZAMBİA
DEVLETİN ADI: Zambia Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Lusaka
NÜFUSU: 8 300 000
YÜZÖLÇÜMÜ: 752 614 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Putperestlik, Hıristiyanlık, İslâmiyet
PARA BİRİMİ: Kwacha
Güney Afrika’da yer alan bir devlet 8° 12’ ve 18° 03’ güney enlemleri ile 22° ve 33° 42’ doğu boylamları arasında kalır Zambia’nın komşu olduğu ülkeler, kuzeyde Zaire; doğuda Tanzanya, Malami, Mozambik; güneyde Zimbabwe, Namibia, batıda Angola’dır
Târihi
Zambia’nın ilk târihi hakkında pek az şey bilinmektedir Buraya ilk gelen Avrupalılar, 1514’te Portekizliler oldu Fakat ülkede ilk defâ büyük çapta keşif yapan misyoner David Livingstone’dur 1850’de ülaaae gelen Livingstone ölünceye kadar (1873) İngiltere lehine sömürgeleştirme hazırlıkları yaptı
Zambia târihinde diğer önemli bir şahıs olan Cecil John Rohdes 1888’de ülkedeki mahallî şeflerle mâdenler üzerine anlaşmalar imzâladı Bölgeyi keşf ve geliştirme için İngiltere hükümetinin imtiyaz tanıdığı İngiliz Güney Afrika şirketini kurdu İngiliz hükümeti buna ülke üzerinde tam ekonomik ve siyâsî kontrol imkânı tanıdı 1924’e kadar ülaaai gerçekten yöneten bu şirketti 1924’te İngiliz hükûmeti kontrolü üzerine alarak, Kuzey Rodezya himâye devletini kurdu
1953’te Kuzey Rodezya (şimdiki Zambia), Güney Rodezya (şimdikiRodezya) ve Nyasaland (şimdiki Malami) Rodezya ve Nyasaland federasyonunu kurdular Afrikalıların çoğunluğu, yönetim beyazların elinde olduğundan, muhâlefet ettiler 1962’de Nyasaland federasyondan ayrıldı ve 31 Aralık 1963’te federasyon dağıldı
1964 Ocağında Kuzey Rodezya’da iç bağımsızlık tanıyan bir anayasa uyarınca seçimler yapıldı 24 Ekim 1964’te ülke Zambia ismini alarak bağımsızlığını kazandı Bağımsızlığını kazanmasından sonra devlet başkanı olan Kenneth Kaunda 1991’de yapılan başkanlık ve parlamento seçimlerini kaybedinceye kadar bu görevini devam ettirdi 1991’de seçimleri kazanan Frederick Chiluba devlet başkanı oldu
Fizikî Yapı
Zambia topraklarının çoğu hafif dalgalı yüksek bir yayla üzerindedir Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği 915 m ilâ 1525 m arasında değişmektedir Güneye doğru uzanan ve Afrika’nın nehirlerinden biri olan Zambezi’nin meydana getirdiği vâdi yaklaşık olarak 600 m yüksekliğindedir Kuzeydoğudaki yaylayı kuzey-güney istikâmetinde akan LuangwaNehri keser Zaire hudûdundan doğan Kafve Nehri, güney istikâmetinde akarak batı yaylasına uzanır Luangwa ve Kafve nehirleri Zambezi’nin kollarıdır Zambia’nın kuzeyinde üç göl bulunur: Tanganika, Nweru ve Bangweulu gölleri Bunlardan sâdeceBangweulu tamâmen Zambia hudutları içindedir Kuzeydoğuda Muchinga Dağları 2130 m yüksekliğe ulaşır Zaire sınırı boyunca yükseklik ortalaması 1280 m’dir
İklim
Zambia ekvatora yakın olmakla birlikte, iklimi daha çok rakımla (yükseklikle) ilgilidir Ülkede üç mevsim görülür Mayıstan ağustosa kadar ülke soğuk ve kuraktır Kasıma kadar sıcaklık yükselir ve yağış görülmez Aralık-nisan arası yağışlı geçer Güneyde yıllık yağış miktarı 584 mm, kuzeyde 1278 mm’dir Ülkedeki ortalama yıllık yağış miktarı ise 814 mm’dir Sıcaklıklar soğuk mevsimde 16°C ilâ 27°C, sıcak mevsimde 27°C ilâ 32°C arasındadır Sâdece kasım ayında, vâdilerde aşırı sıcaklık görülür
Tabiî Kaynaklar
Zambia’nın büyük bölümünü meydana getiren yüksek yaylalar kesif ormanlarla kaplıdır Kobalt, bakır, çinko, altın, kurşun, vanadyum, manganez ve mâden kömürü ülkenin başlıca yeraltı zenginlikleridir
Nüfus ve Sosyal Hayat
8 300 000 nüfuslu Zambia’da nüfus yoğunluğu 11’dir Halkın % 43’ü şehirlerde, kalanı köylerde yaşar En büyük nüfus merkezleri başşehir Lusaka ile Kitwe ve Ndola’dır
Zambialıların çoğu Bantu kabilelerine mensuptur Bantular M S 1200 yıllarında Kongo havzasından göç etmiş ve Zambia’daki bir kısım Pigmeleri (Cüce Orta Afrika Zencileri) sürmüşlerdir Bugün Zambia’da 8 büyük etnik gruba ayrılmış 73 kabile vardır Güneybatıda Barotseler, kuzeyde Bembalar ve doğuda Çeva önemli etnik gruplardır Zambia’da % 1,5 civârındaki Avrupalıların çoğu şehirlerde ikâmet eder
Zambialılar 30’a yakın lehçe kullanır En çok konuşulan diller arasında Bemba, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale ve Lunda sayılabilir
Halkın büyük çoğunluğu putperest, % 21’i Protestan ve Müslümandır
Zambia bağımsızlığını kazanmadan önce ilkokul paralı ve yıllığı 30 dolardı Ortaokul ise 50 dolardı Çok kimse bu yüzden çocuklarını okula gönderemiyordu Bağımsızlığını kazandıktan sonra okul parasız oldu Okuma-yazma oranı % 54’tür Lusaka’da modern bir üniversite mevcuttur
Siyâsî Hayat
Zambia Cumhûriyeti 136 üyeli bir parlamentoya sâhiptir 11 üyesi devlet başkanı tarafından atanır Parlamento üyeleri beş yılda bir seçilir Devlet başkanı anayasaya göre 5 yılda bir doğrudan halk tarafından seçilir Ülke 9 eyâlete ayrılmıştır Üye olduğu milletlerarası kuruluşlar: Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği Teşkilâtı ve İngiliz Milletler Topluluğudur
Ekonomi
Zambia’da çalışan nüfûsun % 65’i tarımla, % 35’i sanâyi ve ticâretle uğraşır Ülkenin belli başlı tarım ürünleri mısır, tütün, yerfıstığı, pamuk ve şekerdir Tekstil, lastik, boru, patlayıcı madde ve tütün sanâyileri gelişmiş durumdadır Önceleri yabancı sermâyenin elinde olan mâden işletmesi, 1969’dan îtibâren yavaş yavaş devletleştirilmiştir Kauçuk ve fildişi ülkenin önemli zenginlik kaynaklarındandır
Zambia’nın belli başlı ihraç malları bakır, kurşun, çinko ve tütündür Ülke en çok mâmul maddeler ve makinalar ithal eder Bakır ana ihraç malı olup, dünyâ piyasasında bakır fiyatlarının düşmesi Zambia’ya büyük ölçüde tesir etmektedir Meselâ 1980 başlarında bakır fiyatlarındaki düşüş, ekonomik sıkıntıya sebep olmuştur İthal mallarının çoğu Suudi Arabistan, Almanya ve ABD’den gelir İhraç mallarının çoğu Japonya, Fransa, İngiltere ve ABD’ye gider
Ulaşım: Denize kendi topraklarından çıkış yolu olmaması, Zambia için mesele teşkil etmektedir Hâlihazırdaki demiryolu Zimbabwe’ye irtibatlıdır Dares Salam’a giden bir petrol boru hattı döşenmiş ve Tanzanya’nın Dar es Salaam’a bağlanan demiryoluna irtibat için demiryolu yapılmıştır Denize doğru geniş bir karayoluna ihtiyaç duyulmaktadır Zaire’den denize çıkış sağlayan mevcut karayolunun kullanılması güç ve pahalıdır
Bu Resim Küçültülmüştür Gercek Boyutunu Görmek İçin Tıklayın 800x600


|