Konu
:
Türkiye'de Ki Antik Kenlter
Yalnız Mesajı Göster
Türkiye'de Ki Antik Kenlter
10-07-2012
#
4
Prof. Dr. Sinsi
Türkiye'de Ki Antik Kenlter
Türkiye'deki Antik Kentler - Metropolis
İzmir ili Torbalı ilçesine 12
km uzaklıktaki Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerine kurulmuştur
Metropolis İonia bölgesinin antik bir kentidir
Oldukça verimli Strabon
Ege Bölgesi'ndeki ünlü şarap merkezleri arasında Metropolis'i de saymış ve Smyrna-Ephesos yolu üzerinde
Ephesos'tan 120 stadio uzaklıkta olduğunu belirtmiştir
M
Ö
III
Yüzyılda kurulan kent
M
Ö
150 yıllarında büyük gelişim göstermiş
Roma ve Bizans dönemlerinde önemini korumuş
Türklerin Anadolu'ya yerleşmelerinden kısa bir süre sonra da terkedilmiştir
Smyrna ile Ephesos arasındaki antik yol üzerinde kurulan kentte ticaretin geliştiği
hatta Hegesias isimli bir bankerin varlığı yazıtlardan öğrenilmektedir
Metropolisli zengin yurttaşlar
kentlerinin güzelliği için cömert davranmışlar; stoa
tiyatro ve gymnasium gibi anıtsal yapıların yapımına parasal katkıda bulunmuşlardır
Metropolis
Ana Tanrıça Kenti anlamına gelir
Meter Gallesia isimli Ana Tanrıça'nın tapınağının bulunduğu kutsal mağara
kentin beş kilometre kadar kuzeyinde Uyuzdere mevkiinde yer almaktadır
Mağara içinde yapılan kazılarda
çok sayıda pişmiş toprak Ana Tanrıça heykelciği
aşık kemikleri
kandiller ve çanak çömlek parçaları bulunmuştur
Aşık kemikleri bu mağaranın aynı zamanda bilicilik ve falcılıkta da kullanıldığını işaret etmektedir
İlk Tunç Çağı ve MÖ 2
bine ait bazı çanak çömlek parçaları
taş baltalar ve Hitit devrine ait bir mühür ele geçti
Akropol kazılarında Arkaik döneme ait mimari ve çanak çömlek buluntularına rastlanmasına rağmen Klasik döneme ait hiçbir buluntu saptanamamıştır
Metropolis kazılarında
yüzey araştırmalarında ele geçen buluntular kentin Helenistik dönem sonrasında önemli bir konuma gelmiş olduğunu işaret etmektedir
Özellikle mimari yapıların yanı sıra pişmiş toprak heykelciklerin yapıldığı merkez oluşundan ötürü dikkat çekmiştir
Burada ele geçen buluntular
heykeller ve steller de metropolis'te son derece kaliteli bir ekolün oluştuğuna da işaret etmektedir
Aynı zamanda Orta Çağ boyunca da önemli yolların kavşak noktası olma özelliğini korumuştur
Topraklarının verimliliği
önemli yolların geçiş noktasında oluşundan kaynaklanarak da tarıma
üzüme
zeytine
meyvacılığa
hayvancılığa ve şarap üretimine dayalı bir ekonomik düzen kurmuştur
Metropolis
İskender'in ardından sırasıyla Lysimakhos ve Seleukoslar hâkimiyetine girdiği
belirli sürelerde Bergama Krallığı'nın da bir süre egemenliği paylaştığı ve son olarak Apameia Barışı (MÖ
188) ile Bergama Krallığı'nın egemenliği altına girmiştir
Kentin asıl gelişmesi de bu dönemde
MÖ
2
yüzyılda Helenistik devirde gerçekleşmiştir
Yoğun bir şehirleşme etkinliğinin gözlendiği bu dönemde stoa
tiyatro ve bouleuterion gibi anıtsal kamu binaları yapılmıştır
kent önemini korumaya devam eder
eski yapıların yeniden düzenlenmesinin yanı sıra hamam-gymnasium gibi kamu yapıları ve Roma İmparatorluk geleneğinde zengin evleri de yapılmaya başlanır
Bizans devrinde ise Metropolis bir piskoposluk merkezidir
Kentin doğusundaki Araplıtepe mevkiinde Erken Hıristiyanlık dönemine ait 40x20 metre boyutlarında
apsisli ve 3 nefli bir kilise bulunmuştur
Bu dönemde savaşlar ve ekonomik nedenlerden dolayı küçülmeye başlayan kente bir Bizans kalesi inşa edildi
Laskarisler (13
yüzyıl) dönemine ait kalenin sur duvarları Helenistik stoa ve bouleuterion yapılarına zarar verecek şekilde
devşirme malzeme ile yapılmıştır
14
yüzyılın başlarında Aydınoğulları Beyliği'nin egemenliğine giren kent
Osmanlı devrinde
Evliya Çelebi'nin yazdığına göre `Kızılhisar' adıyla bir kaza durumuna geldi
19
yüzyılda İzmir-Aydın demiryolunun inşası ile Torbalı adıyla bugünkü yerine taşındı
Tepe ve onun yamaçlarından ibaret olduğu anlaşılan Metropolis yerleşiminin
Pergamon
Aigai
Assos ve Termessos gibi topografyaya bağlı şehircilik gösteren
teraslar halinde yapılanmış kent planına sahip olduğu kabul ediliyor
Yapılan kazılarda kentin önemli yapı kompleksleri ve bunları birbirine bağlayan iki ana aks belirlenmiştir
Kent Merkezi ile şehrin diğer bölgelerini birleştiren
birisi Akropol'den kent merkezine inen merdivenli ve drenajlı cadde
diğeri ise tiyatroya bağlantıyı sağlayan cadde olmak üzere iki ana aks tespit edilmiştir
Kent merkezinde
şimdiye kadar tepeden aşağıya doğru birbirine paralel 7 sokak ve 6 yapı terası ortaya çıkarılmıştır
Üstten sırasıyla bouleuterion
stoa
hamam-gymnasium
latrina-sarnıç-dükkanlar ve atriumlu ev-ticarethane yapı kalıntılarına rastlanmıştır
Helenistik döneme ait stoa
bouleuterion ve agora 200x100 Hellen ayağı boyutlarında bir yapı adası (insula) meydana getirmektedir
Bu yapı adasının ortasından kuzey-güney doğrultusunda Athena caddesi geçer
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul